-
Ulaştırma Bakanlığı, meskun mahallere ve özellikle de okul, hastane gibi kurumlara baz istasyonu kurulmasına izin vererek vatandaşlarımızı, önümüzdeki 10 yıl için kobay olarak kullanmakta ve ortaya vatandaşlarımızın hayatlarının konulduğu bir kumar oynanmaktadır.
Yapılan ölçümler sonucunda, baz istasyonunun limit değerleri aşmadığı tespit edilmiş olsa bile, bu çok sağlam bir bilgi olmayacaktır. Şöyle ki; yanlış yer seçimi ve hatalı yerleşim ile verilen limit değerlerin aşılması sözkonusudur. Baz istasyonu anteninin ana hüzmesinin ne yöne baktığı ve yansımalar durumu oldukça değiştirebilmektedir. Tek yönlü yayınlarda mikrodalgalar dar bir hüzme şeklinde gönderilir, hüzme daraldıkça güç artar, dar hüzme çevredeki yakın binalardan ya da balkonlardan yansıdığında ve telefon görüşmeleri çoğaldıkça bu değer artacaktır.
Tüm bu açıklamalarımız sonucunda mevcut yönetmeliğin insan sağlığını koruyucu hükümler getirmediği rahatlıkla söylenebilir. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin ardından kamu sağılığına önem vererek çalışma yürüten İstanbul İl Mahalli Çevre Kurulu ilginç bir olaya imza atarak bu konu ile ilgili bir kararını Resmi Gazetede yayınlattı.
Bütün bu önerilerimizin yerine getirilmesi de esasen insan sağlığının korunması anlamında yeterli güvenceyi sağlayamayabilir. Bu nedenle sonuç olarak binlerce baz istasyonu içinde yaşayan bir ülke olmaktansa baz istasyonlarının insan yerleşiminin olmadığı mekanlara kurulması yönünde yasal düzenleme yapılmalı ve insan yaşamının söz konusu olduğu yerlere baz istasyonu kurulması yasaklanmalıdır.Haz; Müstakil Tüketiciler birliği
Tarih: 23 Aralık 2006 12:48 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Baz istasyonlarının sağlığa zararları
-Baz istasyonları tarafından da yayınlanabilen mikrodalgaların dokulara iki temel etkisi bulunmaktadır:
-Mikrodalga dokuları ısıtır. (termal etki)
-Mikrodalga hücrelerin kimyasını bozar (termal olmayan ya da kimyasal etki)
-Mikrodalgaların özellikle ikinci etkisi,yani hücrelerin kimyasını bozarak oluşturduğu etki insan sağlığı açısından önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalarda hücrelerin -kimyasal etkiye maruz kalması ile şu sonuçların meydana gelebileceği saptanmıştır:
-Hücrelerde büyük moleküllerin (proteinler vb.) deforme oluşu.
-Hücre zarlarının birbirine yapışması.
-Hücre zarlarında delikler açılması (elektro-porasyon)
-Ca-ATPaz ve Na-K-ATPaz enzimlerinin bozulması sonucu hücre dışına Ca”, Na’ ve K’ kaçışı.
-Sinir zarlarının bozuluşu: Sinir zarlarının bozulması ile REM uykusu adı verilen rüya görmenin azalışı, EEG değişimleri, uykusuzluk, sinirlilik, unutkanlık, depresyon, başağrısı, başdönmesi, Alzheimer, Parkinson, Multipl Skleroz gibi dejeneratif beyin hastalıkları meydana gelir.
-Hücre enzimlerinde bozulmalar.
-DNA tahribi
Mikrodalgaların kanser yapıcı etkisi:
Mikrodalgaların kanser ile ilişkisi üç şekilde mümkündür: Mikrodalganın kendisinin kanseri oluşturması, kanser yapıcı maddelerin hücreye girişini kolaylaştırması veya mevcut kanserli ortamın yaygınlaşmasını hızlandırması.
Mikrodalga, DNA’yı onararak kanseri engelleyen melatonini azaltmakta ve dolayısıyla
vücudun bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Sonuçta mikrodalgalar nedeniyle lösemi, beyin tümörü mey.gelmekte.
Tarih: 23 Aralık 2006 12:45 Ekleyen: Beğenme: 0
-
BAZ İSTASYONLARI
Hazırlayan; Müstakil Tüketiciler Birliği
Baz istasyonu nedir ?
Baz istasyonları, GSM. iletişimin kapsama alanını genişletmek için bina çatılarına kurulan, genellikle beyaz renkli ve kutu şeklinde, 4 metre boyunda, iki çubuk antenle bir çanak antenden oluşan ve mikrodalga yayan cihazlardır.
Mikrodalga, dalga boyu 0.1-100 cm., frekansı 0.3-300 gigahertz (Ghz) (10’ Hz=1 Ghz) olan elektromanyetik dalgalardır.
Çubuk antenler mikrodalgaları toplayıp çanak antenlere verir ve bu dalgalar çanak anten aracılığıyla 16 farklı frekanstan ve UHF (ultra-high frequency) üzerinden yayınlanır.
Baz istasyonlarının çevreye zararları
Vücudumuzdaki manyetik alanlar, doğal çevremizdeki yerkürenin manyetik alanı ile uyum içerisindedir. Baz istasyonlarının çevresinde elektromanyetik alan oluşmaktadır ve oluşan bu elektromanyetik alanın insan vücudundaki ve doğal çevredeki elektromanyetik alandan fazla olması sebebiyle mevcut uyum bozulur. Bu da, elektromanyetik kirlilik adı verilen bir tür çevre kirliliğine neden olur.
Tarih: 23 Aralık 2006 12:44 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ÇAYYOLULULAŞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ?
Bugun sabah saatlerinde sitenin etrafında beklediğim seslerle memnuniyetle uyandım. Sağolsun ÇAP. Siyaset cambazı merhum Zenger'in uyarısını önemli sayarak bir traktör ve kasa ayrica bir de hoparlör ve mikrofon kiralamış. Ancak işin tezat yönü;
1- Traktörü süren şahsın başka şeyler anons etmesi ve traktörün kasasinin patates soğan çuvallariyla dolu olması
2- Bugun zaten Çayyolu pazarı!
3- Hayatta en önemli şey denetimdir. herhalde karşı taraf traktöre rüşvet verdi.
4- Bir gün gelir
Bir gün geçer
Bir gün biter
Saygılarımla
Tarih: 23 Aralık 2006 12:40 Ekleyen: Beğenme: 0
-
http://www.tk.gov.tr/Tuketici/Sorulanlar/Sorulanlar.htm#Baz sitesini ziyaret ediniz.
Türk Telekominikasyon Kurumu www.tk.gov.tr;
Yakınımızdaki baz istasyonun kaldırılmasını istiyorum. Şikayetimi nereye yapmalıyım?
Baz istasyonu hakkında şikayetler Kurumumuz Tüketici Şikayetleri Merkezine, posta, e-posta, faks veya 130 numaralı hattan telefonla yapılmalıdır. Haberleşmenin sağlanabilmesi amacıyla söz konusu cihazların bulunduğu yerden kaldırılmasının talep edilmesi yerine, Yönetmeliğe uygun faaliyet edip etmediğine veya Güvenlik Sertifikası alıp almadığına veya ölçümü yapılıp yapılmadığına dair başvuru yapılması daha uygun olacaktır. Bunun için gerekli müracaatlar cihazın kullanıldığı yere göre ilgili Bölge Müdürlüklerimize yapılabilir. İllere göre Bölge Müdürlüklerimizin dağılımı ise yine Kurumumuz internet sayfasında bulunmaktadır.
Yakın çevremizdeki baz istasyonunun sağlığımıza zararlı olup olmadığını öğrenmek için ölçüm yaptırmak üzere nereye başvurmalıyız?
Kurumumuz ilgili Bölge Müdürlüklerine veya Yönetmelik gereği Kurumumuzdan Ölçüm Yetki Belgesi Alan Kuruluşlara başvurulabilir.
Tarih: 23 Aralık 2006 12:27 Ekleyen: Beğenme: 0
-
İsmail bey siz mesajlarınıza devam eden alan alır,kalanlar bize kalır,nasılsa arşivleniyor.Bu arada bilgi bombardımanına devam;
Baz İstasyonları İle İlgili Bilmeniz Gerekenler;
Baz istasyonların kuruluşu için izin veren yetkili mercii kimdir?
Baz istasyonları alıcı ve vericiye sahip telsiz sistemleridir. 2813 sayılı Telsiz Kanununa göre Kurumumuzdan izin ve/veya ruhsat alınmadan hiçbir telsiz sistemi kurulamaz ve işletilemez. Baz istasyonlarını kuran işletmeciler bu istasyonlar için il bazında Kurumdan toplu izin almaktadır. Baz istasyonları arı peteği benzeri hücresel yapıda hizmet gördüklerinden; işletmeciler Kurumdan aldıkları toplu izin dahilinde, baz istasyonunun kurulacağı yeri kapsama alanını da dikkate alarak kendileri belirlerler.
Kurumumuz tarafından “Telsiz Kanunu” ve “Telgraf ve Telefon Kanunu”’na dayanılarak çıkarılan ve 12.7.2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan “10 kHz- 60 GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik” gereği baz istasyonlarının da dahil olduğu 5 Watt çıkış gücünün üzerindeki tüm sabit telekomünikasyon cihazları kurulmadan önce Kurumumuzdan ön izin anlamına gelen “Güvenlik Sertifikası” nı almak zorundadır.
Yakınımızdaki baz istasyonun kaldırılmasını istiyorum. Şikayetimi nereye yapmalıyım?
Baz istasyonu hakkında şikayetler Kurumumuz Tüketici Şikayetleri Merkezine, posta, e-posta, faks veya 130 numaralı hattan telefonla yapılmalıdır.
Tarih: 23 Aralık 2006 12:16 Ekleyen: Beğenme: 0
-
E V E T
DİPLOMASİDE BİR NOTA VARDIR.
MESAJIN, MESAJ OLABİLMESİ İÇİN;
VERİCİSİ OLDUĞU KADAR ALICISI DA OLMALIDIR.
Tarih: 23 Aralık 2006 03:28 Ekleyen: Beğenme: 0
-
BİR MUM YAKMAK
Akan zamanı yaşıyoruz, Pazar geldi çattı. Duran zamanı yaşamak için, zamanı durdurmaya yetecek kadar güçlü bir ses çıkartabilmeliyiz hep birlikte. Eğer koromuzun volumü o kazığı (başka neye benziyor ki?) göz göre göre bizlere atmak isteyenlerin kulaklarını patlatırcasına yüksek perdeden çıkabilirse eminim ki zaman durur, hatta durmaz geri bile sarılır ve o kazık geldiği gibi defolur gider yerimizden, yöremizden. Aksi halde "tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya bak" demekten başka bir seçenek kalmaz bizlere.
Bu eylemde neden yer almamız gerektiğini tekrar söylemeye hiç gerek yok ama, bir şeyi bir kez daha söylemeye sanıyorum çok gerek var. o da Sayın MEHMET GÜRER' e ciddi bir teşekkür borcumuzun bulunduğu. Sayın GÜRER bir-iki gündür işin hukuk normu perspektifinden nasıl okunması gerektiği konusunda gerçekten bizleri güneş gibi aydınlattı. Aklımızı ruhumuzu berraklaştırdı, billurlaştırdı. Aynen Sayın ÇİNİCİ ve diğerleri gibi. Böylesi güzel insanların yaşadığı bir diyarda olmak gerçekten şeker tadında bir şey. Özellikle yurttaşlık haklarımız konusundaki uyarılarınız için bir kez daha teşekkürler Sayın GÜRER.
"Sözün bitim yerini yine söz belirler" -ö.asaf-
Hadi Çayyolu yurttaşları, Pazar günü son sözü hep birlikte biz söyleyelim!
Tarih: 23 Aralık 2006 02:57 Ekleyen: Beğenme: 0
-
BU GÜN SÖYLÜYORUM SAYIN ÇİNİCİ
Sayın İsmail Çinici. Yazılarınızla tanışmak(ki çok kısa süre önce) onurunu "iyi ki" elde etmiş bir insanım. Değerli şahsınızı yüz olarak tanıyan birisi olmadığım halde yazdıklarınıza karşı içten bir saygı duyduğumu söylemekten büyük keyif aldığımı bilmenizi isterim. Yazılarınız gerçekten de insanın bildiği kadar düşünmesi bağlamında çok bilgece örnekler. Elinize ve yüreğinize sağlık. Bir de şu "sakin sakin" bir şeyleri naçizhane sizlerle paylaşmaya çalışan bendeniz şu sakin kardeşiniz için yazdıklarınıza ise tek kelimeyle içten teşekkürler. Teveccüh göstermişsiniz, çok sağolun var olun. 859'da (artık hangi yazıydı diye düşünmemize gerek yok!) vurguladığınız değere layık olmaya çalışmak bana onur verir.
Bir de açık yüreklilikle tartışmaktan dolayı zarara uğramak konusunda söyledikleriniz bana Galileo'nun şu ders dolu söyleyişini anımsattı nedense;
Kulaklarının büyük olduğu zaten sır olmayan Galileo'ya O'nu pek de sevmeyen birisi sözde kibar(!) bir tonla,
"efendim, kulaklarınız bir insan için biraz fazla büyük değil mi?" diye sormuş. O da şu ünlü yanıtını vermiş: "evet benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"
Siz söylemeye devam edin lütfen. Hatta bırakın birileri bunu muhalif bir yerden okusun. Zararı yok. Uygarlık tarihi biraz da muhalif olmanın tarihi değil midir aslında?Ama tarih hep onları yazmıştır. Söyleyecek sözü olanlar ortaya konuşur, söyleyecek sözü olmayanlar karnından konuşur.
Dokuz köyden kovulana, yaşasın onuncu(çayyolu) köy.
Saygılarımla
Tarih: 23 Aralık 2006 02:14 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ÇOK DA İYİ OLMUŞ
Antet bilgilerinin rengi ile mesaj renginin aynı olmasına yaptığm itirarım sonucu mesaj renginin beyazlaştırılarak yazıların çok daya kolay okunmasını sağlayan site yöneticilerimizin şimdi de mesajlara numara verilmesi şeklindeki önerimi de dikkate alarak bunları nümerik sisteme çevirmelerine bendeniz de çok teşekkürler ediyorum efendim. Bu haliyle ne diyeyim "valla ben bile beğendim". Emeklerinize sağlık.
Yalnız insanoğlu biraz aç gözlüdür . Çoğu zaman "yüz verince astar ister" malum. Yeni haliyle bir süre daha izleyelim hep birlikte, bakarsınız bir gün gerçekten astar'ı da isteyiveririz yeni bir önerimizle kim bilir.
sakin sakin
Tarih: 23 Aralık 2006 00:51 Ekleyen: Beğenme: 0