Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • Ben bu gün farklı bir konuya değinmek istiyorum,13 yıldır çayyolunda oturuyorum.çocuklarım burada okudular.Oğlum 20 yaşına girecek,kızım 16, yıllardır okullarında veli toplantılarına katılırım.Öğretmenlerden öğrencilerle ilgili hep şikayet hep şikayet.İçimden hep derdim ki;bunlar hiç çocuk olmadı mı,acaba kendileri öğrenci iken nasıldılar,gençlik ve çocukluklarını yaşamadılar mı,çocukları yok mu?Fakat gördümki varmış.HUZURLARINIZDA LEYLA TURGUT LİSESİ ÖĞRETMENLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM.BÜTÜN ÖĞRETMENLERİNE VE ÖĞRENCİLERİNE BAŞARILAR DİLİYORUM.EMİNİM Kİ BU EMEK VE DÜŞÜNCELERİ BOŞA ÇIKMAYACAKTIR VE DAİMA BAŞARILI OLACAKLARDIR.AMAÇLARI ÇOCUK HARCAMAK,SOKAKLARA İTMEK DEĞİL,ÇOCUKLARIMIZI KAZANMAK.OKULU VE DERSLERİ SEVDİRMEK.(BANA EN GÜZEL ÖRNEK FİZİK DERSİNDEN NEFRET EDEN KIZIMIN FİZİK DERSİNİ NE HİKMETSE SEVMEYE BAŞLAMASI)Ben yıllardır böyle keyifli bir toplantı görmedim.Toplantı dediklerinde canım içinden çıkardı.Ayaklarım geri çekerdi.Ama baktımki öyle değil
        Sevgili öğretmenlerimin hedefleri not değil,topluma insan yetiştirmek.Bütün çabaları bu,not ikinci planda,şikayet yok.Bir öğrenci hakkında bile kötü konuşma yok.Öğrenci köreltmesi yok,veli üzmek yok.
        uzun zamandır hasret kaldığım ifadelerle onoreler.Sanki panel gibiydi.
      TEŞEKKÜRLER LEYLA TURGUT LİSESİ,İDARESİNE VE ÖĞRETMENLERİNE SAYGILARIMLA
    Tarih: 27 Aralık 2006 12:51 Ekleyen:
  • EV HIRSIZLARINA DİKKAT !

      Evden çıkmadan önce kapı ve pencerelerinizi kapatmadan ve kilitlemeden çıkmayınız. Dalgınlıkla kapı üzerinde anahtar unutmayınız.
      Evden uzun süreli ayrılacaksanız veya tatile çıkacaksanız, kapı komşunuza ne zaman döneceğinizi, gideceğiniz yerin adres ve telefonunu bırakınız.
      Evinizden uzun süreli ayrıldığınızda, değerli eşya ve mücevherlerinizi güvendiğiniz birisine emanet ediniz veya yanınıza alınız, yada banka kasasına koyunuz.
      Kısa süreli bile olsa komşunuza gittiğinizde mutlaka kapınızı kilitleyiniz.
      Akşam dışarıya çıktığınızda 3-5 saat sonra dönecekseniz, evinizin ışıklarından bazılarını, televizyon veya radyonuzu açık bırakınız.
      Seyyar satıcı, pazarlamacı, dilenci, falcı, bohçacı, temizlikçi, tamirci, TEK görevlisi, depremde zarar gören evleri tamir görevlisi veya çeşitli bahanelerle evinize girmek isteyenleri almayınız.
      Evinizin zili çalındığında, tanımadığınız birini soran şüpheli şahısları eşkali ile birlikte hemen polise bildiriniz.
      Apartman giriş kapısını sürekli kapalı tutunuz.
      Apartman giriş kapısı ziline basıldığında zil çalanı tanımıyorsanız kapı otomatiğine basmayınız.
      Kapı zili basıldığında mercek deliğinden bakınız. Tanımadığınız birisi ise şüpheli bir durumu varsa kapıyı açmadan eşkalini Polise bildiriniz.
      Hırsızlar gündüzleri genelde kapıları sert bir cisimle kırarak evlere girerler. Kapı kırılma gürültüsü duyduğunuzda komşunuzun kapısını kontrol ediniz.
      Rasgele takılan Çelik Kapıların, levye, kriko vb. aletlerle zorlanıp eve girilebileceğini unutmayınız.
    · Özellikle ya
    Tarih: 27 Aralık 2006 12:24 Ekleyen:



  •               BİR TANECİĞİ İÇİN BİLE .....

        Ünlü öyküyü bilen bilir. Büyük bir fırtınadan sonra hırçın dalgalar bir yığın deniz yıldızını sahile savurup atmıştır. Deniz yıldızlarının denize ulaşacak mecali yoktur. Bunu farkeden bir adamcağız hemen sahile koşar ve işe koyulur. Hiç vakit kaybetmeden eline geçirdiği deniz yıldızlarını tek tek denize geri fırlatmaya başlar. Adamcağız var gücüyle nefes almaksızın bu işi sürdürürken, oradan geçmekte olan bir diğer adam deniz yıldızlarını denize fırlatmakla meşgül olana hayretle sorar;
        - kuzum sen  burada ne yapıyorsun  böyle?, yanıt sadedir.
        - gördüğünüz gibi sahile vuran deniz yıldızlarını yeniden yaşama alanlarına, yani denize  geri göndermeye çalışıyorum, biraz daha yaşayabilsinler diye.
    Durumu pek kavrayamamış görünen adam bu defa daha da bir hayretle tekrar sorar;
        - iyi ama bunlar at at bitmez, hangi birini kurtaracaksın, böyle yaptığında ne farkedecek ki, diye karşılık verir.
    Deniz yıldızlarını fırlatmayı sürdüren adam çakılların arasından aldığı en son deniz yıldızınını gösterip var gücüyle denize fırlatırken şu ünlü yanıtı verir:
        - bak bunun için artık çok şey değişti bile.

        Sn. Yonca Hanım,  bırakın kötüler kötülüklerini sürdürsünler. Bunu hiç istemiyoruz ama, onlar nasıl olsa sesimizi duymayacaklar ve kötülük üretmeye devam edeceklerdir. Ya bizler, ben gibi, siz gibi olanlar, 75 yaşındaki eli öpülesi anneniz gibi olanlar. Bizler bir tanecik kibritçi kız için, bir tanecik deniz yıldızı için elimizi uzatmaya devam edelim. Ne dersiniz buna değmez mi?

    Saygılarımla.
    Tarih: 27 Aralık 2006 11:39 Ekleyen:
  • Sayın Yonca Hanımın
    Büyük bir ustalıkla yazmış olduğu SOKAK adlı yazısında ziyaretçi defterimizin formatına uygun olarak denk getirmek için önce yazıyı yazması sonra sözcük sayımından karakter boşluklu sözcük adetine bakması daha sonrada bunu santim santim hesaplayarak bölümlere ayırması ve ziyaretçi defterine son bölümden başlayarak yazması gerekiyor. Yonca hanımın burada bu kadar özen göstermesi ve uğraşması bizlere olan saygısının bir ifadesidir diye düşünüyorum. Sayın Yonca hanım bu kadar uğraşmanıza gerek yok sanırım. Bırakın da sizin uğraştığınızın ve bizlere olan saygınızın yarısını bizde size saygı göstererek yazınızın başlangıç yerini kendimiz bulalım. lütfen gözlerinize acıyın.

    Bu arada Sayın İSMAİL ÇİNİCİ'ninde büyük bir olgunlukla yazınızın bütünlüğünün bozulmaması için kendisinin 890 nolu mesajının silinmesini istemesinide takdire şayan bulduğumu ifade etmek isterim.
    Saygılarımla.
    Tarih: 26 Aralık 2006 20:15 Ekleyen:
  • ........çocuk pornosu ve kibritçi kız.......

    annem telefon etti az önce... konuştuk... haberleri izlemiş... sonra bir ara duraksadı... "sana birşey sorucam" dedi; "bu yaşımın sahibi oldum... anlayamadım... şu çocuk pornosu tam olarak ne demek? bana bi anlatsana..." duraksama sırası bendeydi... biraz yutkundum... sonra elimden geldiği/dilimin döndüğünce anlatmaya başladım... anlatırken karşı tarafın hıçkırıklarını duydum sonra... kestim artık daha ileriye gidemedim... o ağladı... ben ağladım... o ağladı... ben ağladım... 75 yaşındaki bir kadının insanlığından utandığı-yıkıldığı-dehşetten dilinin damağının kuruduğu bir ana şahit oldum...

    bazı beyinlerin hayal bile etmekte aciz kaldığı can yakıcı kurguları bazı bedenlerin bizzat eyleme geçirmesi nasıl şeydir? kötü'nün bir sınırı var mıdır? kötü artık daha ne kadar ileriye gidebilir?

    ah Sakin Sakin, biz çocukken, kibritçi kızın öyküsünden büyüklere masallar çıkartabilirdik belki ama bugün; şimdi; 2007'ye günler kala, büyük ve hastalıklı bedenlerin kirli elleriyle çocuklukları çalınan o masum gözlerin hesabını kim kime verecek? günü geldiğinde tarih insanoğlu'nu nasıl yazacak?

    kısacası düşündükçe içim yanıyor...
    Tarih: 26 Aralık 2006 17:17 Ekleyen:
  • KİBRİTÇİ KIZLARI UNUTMAYALIM !

    Dışarda hafiften kar atıştırmaya başladı. Tutarmı bilinmez. Birkaç gün sonra gelecek olan yeni yılı  muştuluyor gibi. Benim aklıma nedense Andersen Masalları geldi birden. Daha doğrusu bu birden sözü pek de anlatamaz pisikolojimi. Aslında neredeyse  her yıl otomotiğe bağlanmış gibi gelir Andersen, özellikle de şu ünlü "Kibritçi Kız" masalı ile ufkumun derinliklerine.

    Bilen bilir;bir yılbaşıdır,hava kurşun gibi soğuk,  insanlarda bir tatlı telaş. Herkes günün geceye evrilmesini beklemektedir dört gözle. Malum yeni yıl karşılanacaktır.  Sadece bir kibritçi kız hariç.  Annesini daha önce kaybeden zavallı kitbitçi kız  kibrit satarak bir iki kuruş kazanmaya çalışmaktadır. Üşüdükçe de bir kibrit çakmaktadır bir yandyan. Ama o soğuk havaya minicik yüreği yetmeyip cansız bedeni bulunacaktır ertesi gün buz tutmuş sokaklarda. Ama yüzündeki o inanılmaz insan tebessümü ile birlikte.

    Yaklaşan  her yeni yılla birlikte hep bu masalı anımsarım nedense.  Koca Andersen acaba bu masalı masal olsun diye mi, yoksa büyüklere masallar tertibinden  mi dünya edebiyatına armağan etmiştir bilinmez. Ama bilinen bir şey varsa o da, kibritçi kızların halen var olduğudur. Üstelik sayıları azalacağına, insanlığımıza inat çoğalarak vardır hem de.

    Ben bu yıl başı Kibritçi Kız' la yaşıt küçük barbime kimbilir kaçıncı kez yeniden okuyacağım Kibritçi Kız'ı. Okuyup birlite ağlayacağız bir kez daha. Ama üzülmek için değil, unutmamak , unutturmamak için.

    Herkesin yeni yılını kutlar, sağlık, barış ve esenlikler dilerim.

    Saygılarımla.
    Tarih: 26 Aralık 2006 11:43 Ekleyen:
  • İZMİR'DE YAŞANAN SAĞLIK SKANDALI.

    ŞİMDİ TELEVİZYONDA TÜYLERİM ÜRPEREREK İZLEDİĞİM BİR OLAYI SİZLERE AKTARIYORUM.

    İZMİR'DE HAFTA SONU DOĞAN MİNİK BİR YAVRUMUZ ANA KARNINDA KAKASINI YUTTUĞU VE BU KAKADA SOLUK BORUSUNDAN KACARAK CİĞERLERİNE YAPIŞTIĞI İÇİN NEFES ALMADA ZORLANAN YAVRUNUN ACİL OLARAK AMELİYAT OLMASI GEREKMİŞ FAKAT HAFTA SONU OLDUĞU İÇİN HİÇ BİR HASTANEDE UZMAN DOKTOR BULUNAMAMIŞ NÖBETCİ DOKTORLAR İSE RİSKİ GÖZE ALAMADIKLARI İÇİN MÜDALE EDEMEYECEKLERİNİ ANCAK AİLENİN BİR MİLLETVEKİLİ TANIDIĞI VAR İSE ONUN VERECEĞİ TALİMATLA UZMAN DOKTOR ÇAĞIRABİLECEKLERİNİ SÖYLEMİŞLER.

    İZMİR GİBİ BİR İLİMİZDE BUNLAR YAŞANIYORSA GERİSİNİ SİZ DÜŞÜNÜN.

    SAYIN HEKİMLERİMİZ ADI ÜZERİNDE MİLLETVEKİLLERİ BİZİM VEKİLİMİZ SİZLER ASLI DURURKEN KOPYASINA İTİBAR EDİYORSUNUZ. İNSAN SADECE MİLLETVEKİLİ TANIDIĞI OLUNCAMI İNSAN OLUYOR.
    AMA BU BAKIMDAN BEN BİRAZ ŞANSLIYIM GALİBA; ŞİMDİYE KADAR YAPMAMIŞ OLMAMA RAĞMEN BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILASIRSAM ESKİ KAPI KOMŞUM ELEKDAĞ'DAN YARDIM İSTEYEBİLİRİM. AMA OLMAYANLAR NE YAPSIN? ONLARA SİZİN BİR VEKİL BİLE TANIDIĞINIZ YOK GEBERİN ÖLÜN MÜ DİYELİM. YAPMAYIN AYIPTIR AYIP.

    (Not: Yukarıdaki yazıdan işini sevgi ile yapan gerçek hekimlerimizi muaf tutarım.)
    Tarih: 26 Aralık 2006 03:21 Ekleyen:
  • Son zamanlarda çocuk pornosu üzerine yazılı ve görsel basında yazılanları ve söyleneleri dehşetle izliyoruz..Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirmek isteği ile tüm bu durumdan muzdarip olan çayyolu halkına ücretsiz danışmanlık yapmayı ve onlara bu konuda ücretsiz hizmeti bir görev biliyoruz..Çocuklar ve gençler hepimizin geleceği ve ülkenin umududur.
    Tarih: 25 Aralık 2006 14:09 Ekleyen: Alper Bilgisayarİsmet KOÇ
  • ALİRIZA BEY ORMANINDAKİ TÜRKCELL BAZ İSTASYONUNA KARŞI GÖSTERİLEN TEPKİYİ TAKDİR EDİYOR, BU TEPKİYİ BAŞLATAN ÇAP (ÇAYYOLU PLATFORMU)'A VE EYLEME KATILAN KİŞİLERE TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM.ANCAK KONU BAZ İSTASYONU OLUNCA , ÜZÜLDÜĞÜM BİR HUSUSUDA BURADA  İFADE ETMEDEN GEÇEMİYORUM.
      AĞUSTOS 2003 TARİHİNDE DOĞA SİTESİ'NİN HEMEN YANIBAŞINA (YAKLAŞIK 100 M. MESAFEDE ) DEVASA BİR AYCELL / AVEA BAZ İSTASYONU DİKİLDİ.BU İSTASYON 3 YILI AŞKIN BİR SÜREDİR ÇEVREYE RADYASYON YAYMAYA , ETRAFTA BULUNAN TÜM SİTELERDE BU RADYASYONDAN NASİBİNİ ALMAYA DEVAM EDİYOR...SÖZKONUSU İSTASYONA KARŞI DOĞA SİTESİ YÖNETİMİ İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI, ARKASINDANDA KONUYU YARGIYA İNTİKAL ETTİRDİ... YARGILAMA SONUCUNDA MAHKEME;  İSTASYONUN İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI OLDUĞUNU KABUL EDEREK BULUNDUĞU YERDEN KALDIRILMASI YÖNÜNDE KARAR VERDİ.KONU ŞİMDİLİK YARGITAY AŞAMASINDA...ORADANDA MAHKEMENİN ALDIĞI KARAR DOĞRULTUSUNDA BİR SONUÇ ÇIKMASINI ÜMİTLE BEKLİYORUZ...
        BENİM ÜZÜLDÜĞÜM HUSUS İSE; NE BU  İSTASYON DİKİLİRKEN, NE FAALİYETE GEÇERKEN , NEDE SİTE YÖNETİMİ YUKARIDA BELİRTİLEN MÜCADELEYİ VERİRKEN ÇEVREDEN MAALESEF YETERLİ DESTEĞİN VERİLDİĞİNİ SÖYLEMEK ZOR.  GÖNÜL İSTERDİKİ AYCELL/AVEA İSTASYONUNA KARŞIDA , TÜRKCELL İSTASYONUNA GÖSTERİLEN TEPKİNİN BENZERİ  BİR TEPKİ GÖSTERİLSEYDİ. EĞER O TARİHLERDE ORTAYA BÖYLE BİR EYLEM  KONABİLSEYDİ , GSM FİRMALARIDA ÇAYYOLU/ ÜMİTKÖY BÖLGESİNDE İSTEDİKLERİ YERE  BU KADAR RAHAT BAZ İSTASYONU DİKEMEZLERDİ...
    Tarih: 25 Aralık 2006 11:38 Ekleyen:
  • Sevgili Dostlar,

    Örgütlenme konusundaki hissiyatınızı hararetle destekliyorum. Bu konuda naçizane bir önerim var: Sitenizde Çayyolu Platformunu oluşturan derneklerin varsa veb sitelerine link koyarsanız iyi olur. Web siteleri yoksa bile dernek isimleri ve üye kayıt formu olursa doğrudan internetten üye de kaydedilebilir.

    Kolay gelsin,

    Emin Dedeoğlu
    Tarih: 25 Aralık 2006 11:16 Ekleyen: EminDedeoğlu
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!