-
Yabancı Damadın Takıları!
Bilindiği üzere;
Türk Telekom'un üvey anne ve babası kızımıza "evde kalmış" muamelesi yaparak başlık parası bile almadan Lübnanlı zengin bir adama verdi. Damat o zenginliğine rağmen gelini bedavaya alınca mahcubiyetten olsa gerek geline Çayyolu'nda takılar (ankesörler değişti, çevre düzenlemesi yapılıyor) takmaya başladı. Nasıl mı?
Ziyaretçi Defterimizin 07 nisan 2006 tarihli, 270 no'lu mesajın değerlendirilmesinde olduğu gibi.
Sayın Ahmet Ulubey, mesajınız Türk Telekom tarafından okunmuş ve değerlendirilmiş. Teşekkür ederiz.
Tarih: 06 Ocak 2007 01:52 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Kır Kahvemizin Değerli Konuklarına Momerandum!
Şimdi 961 no'lu mesajla Ziyaretçi Defterimiz'de yeni milenyuma doğru ilerliyoruz. Çap'ın bahçesindeki kır kahvesini açıkça kiraladığı görülen biri olarak 1000 no'lu protokol kürsüsünü Koçumuz Sayın Engin Uç Bey'e tahsis ediyorum... :-) Yoksa Sayın Gürleyen Er Bey'in vurguladığı gibi bir şey karalamayacak mısınız?
Saygıyla bugünden duyurulur.
Tarih: 06 Ocak 2007 01:35 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Tırnaklama!
Benim öğretmenlerimden birisi de Sayın Cevizoğlu'dur. 1995 yılından (HBB'den) beri benim önemli başöğretmenlerimden biridir. Ama bu hafta ceviz kabuğunu bile doldurmayacak bir konukla beraber olduğu için ondan müsaade isteyip kır kahvemize geldim! Allah yardımcısı olsun! Bugün 950 no'lu mesajımla ilgili olarak yaşadıklarımı Koru Jandarma Karakol Komutanlığına anlattım. Kuşkularım üzerine kurduğum komplo teorisi gerçek çıktı. Çünkü; bölgemizde yaşayan bir albayımızın parasını aynı yöntemle çarpmışlar. Yanlarında bazen bir kadın da bulunduran bu çetenin yaptığı işe "tırnaklama" deniyormuş.
Sakinlerimizin bilgisine sunulur.
Tarih: 06 Ocak 2007 01:18 Ekleyen: Beğenme: 0
-
HATIRLATMA!
25.03.2006 tarihli 239 no'lu yazının devamı.
1- Uyu uyu yat uyu!
2- Uyumak için ne yapmış olmak lazım?
Cevap: Uyumamış olmak lazım.
3- Ama uyanmazsanız, rüyalarınız gerçekleşmez.
Engin Bey,
Çap'ın kır kahvesine hoş geldiniz.
"Kahveniz nasıl olsun?" diye sorduktan sonra buradaki arkadaşlarıma göstermiş olduğunuz nazik geçiş üstünlüğü için öncelikle size teşekkür ederim.
Yapılan davet tiyatromuzla ilgili olunca; mayıs ayında Devlet Tiyatroları Genel Müdiresi Sayın Mine Acar Hanımefendi'nin, Çayyolu tiyatrosunun bir salonuna kokteylle merhum Kışlalı'nın isminin verileceği sözü aklıma geldi.
Engin Bey, kendilerinin size verdiği bu sözü kendilerine başkaları duymadan tekrar hatırlatabilir misiniz?
Tiyatromuzun devam eden çevre düzenlemesi çalışmalarını ilgi ile takip ediyorum.
Bu gidişle hatırlata hatırlata adım Çap'ta "su uyur, düşman uyumaz"a çıkacak!
Saygılarımla.
Tarih: 06 Ocak 2007 01:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Sayın Çinici'nin 937 nolu mesajın belirttiği gibi bir çoğumuz İsmail beyin üzerine haksız yere fazla yüklendik; hatta Sayın Çinici benim de 510 nolu mesajımdan payınını almıştı. Ne yalan söyleyeyim o anda İsmail beyin uzun yazılarını görünce yazılarını beğenmeme rağmen onu Yenimahalle belediyesinin bu iş için görevli elemanı sanmış belediye hakkında olumsuz bir şey yazılınca uzun yazılarlarla yazılanları arka sayfalara yollayıp okunmasını engellemek için uğraştığını düşünmüştüm. Çok sonra ki yazılarından durumun hiç sandığım gibi olmadığını o yazılarında buradaki menüde bir çeşit çeşni olduğunu anladım. Ama özür için çok geçti.
Sayın İsmail Çinici gözlerinizin bozuk olduğunu öğrendim. Geçmiş olsun. Bende de 2 numara yakın gözlük kullanıyorum. Allah baska dert vermesin yeter diyelim.
Saygılar.
Tarih: 05 Ocak 2007 22:17 Ekleyen: Beğenme: 0
-
gülmek
teknoloji toteminin önünde secdeye yatıp kulluğunu ilan ettikten sonra, doğal yoldan soluk almayı bile beceremeyen modern çağ insanına;nefes alma teknikleri de dahil hayatı ta en baştan ezber etmeyi öğreten yaşam koçları bize her fırsatta gülmeyi dayatıyor.
kasvetli bir tapınağı andıran heybetli kitapevlerinin dehlizlerinde dolaşırken,insana mutluluk vaat eden o bilindik kitaplara sıkça uzanır elim.hayatımıza girdi gireli,bu tür kitaplar hep aynı türküyü söyler durur;“neşeli ol ki genç kalasın”
bu kitaplarca,hayat, pozitif ve negatif kutupları olan bir kondansatör devresine indirgenmiştir.ve yaşamak için sana biçilen rol ta en başından bellidir; her sözü empatiyle formatlayıp; duyguların belirsiz ikliminde nefessiz kalmak;sonra da sırtına abanan negatif elektrik yükünü şöyle tuttuğun gibi-artık nereye bilinmez-bir yerlere kakalayıp,sabah şekeri kıvamında zoraki gülümsemelerle hayattan rol çalmak.söylediğin türkü de,okan bayülgen’in sesiyle hafızalara kazınan domestos reklamındaki mikrop yaratığının şu repliği olsun bari;“mutluyum ben mutluyuum.mutluyum. mutluyuum.herkesi sinir ederiiiim.ederiim.ederiiim”
öyle çok gülemem ben.biz küçükken ne zaman gülmenin dozunu azıcık kaçırsak,babam,gazetesinin ardından kaşlarını havaya kaldırarak bize endişeli ve asabı bozuk bir ifadeyle bakar,“çok gülmeyin bakıyım.çok gülen çok ağlar!” diye ayar verirdi.insanın yeryüzündeki serüvenini trajik bir olgu olarak algılamamız,komşumuzun! aç olduğunu bilirken tokluğun keyfine varamamamız ve hiçbir zaman şöyle yürekten kapıp koyuveren kahkahalar atamamamız belki de hep bundan.
Tarih: 05 Ocak 2007 19:31 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Selam yine ben; nasıl ama beni beğenmiyormusun! diyor gaffur...
İşte biz salak yalak tiplere bakarak kendisini komik olarak lanse eden bu tipler gülüyoruz bizim ne güzel tiyatrolarımız, ne güzel tuluat ouncularımız vardı bizi artık öyle dejenere ettiler ki yıllarca kemal sunal filmleri ile avutarak kendisine inek, alak diyen birisine bile kızmıyor sadece komik geldiği için gülüyoruz.
Bu nedemek ! kendisini aşağılayan birisine bakıp bakıp gülüyoruz şu M.ALİ erbil denen adamla yıllarca suratına tükürülen,su atılan, donu indirilen kişilere ne kadar güldük seviyemizi düşüren bu adam değil mi ki bizlere yumuşak olan erkekleri "HALAM","FATOŞ" diye takılarak toplumumuzu bu yumuşaklara bile alıştırdı.(HALBUKİ BUNDAN 10 SENE EVVEL BİZİM SADECE BİR ZEKİ MÜRENİMİZ VARDI.ŞİMDİ YÜZLERCE BİNLERCESİ VAR.NE YAZIK Kİ NORMAL BİR ŞEY OLDU BU ŞAHISLAR BAKIN HERGÜN TV.ONLARI İZLİYORUZ VE ALKIŞLIYORUZ.)
ONUN İÇİN EĞİTİMİMİZİ EN YUKARILARA TAŞIMALIYIZ, BAKIN TELEVİZYONLARIMIZIN HALİ DE ORTADA BİZLER ÖRF VE ADETLERİMİZİ, KÜLTÜRÜMÜZÜ , GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZİ KORUMALIYIZ.
NE MUTLU Kİ ! KENDİSİNİ BU YOZ ORTAMDA KORUYABİLENLERE...
SAYGILARIMLA.
Tarih: 05 Ocak 2007 15:36 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ÇAYYOLU'nda neredeyse her sitenin yanıbaşında bir BAZ İSTASYONU varken, bu yetmezmiş gibi önce Ali Rıza Bey Ormanına, arkasındanda Atatürk Ormanının zirvesine bu istasyonlardan birer tane daha dikildi.Sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebilecek bu istasyonların dikimine dünde-bugünde Orman Bakanlığı müsaade ediyor...Bu durumu kınamak için 07 Ocak 2007 tarihinde düzenlenen protesto eylemini içtenlikle destekliyor, eylemi tertipleyen ÇAP Yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla.
Tarih: 05 Ocak 2007 15:34 Ekleyen: Beğenme: 0
-
11 Ocak 2007-20:00-Perşembe tarihli Çayyolu Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenecek olan RESİMLİ OSMANLI TARİHİ adlı oyuna, CAYYOLUM.COM olarak ilk talep gönderen 35 çifte (70 Kişi) bilet hediye ediyoruz.
Yukarıdaki Web Adresi bölümündeki linki tıklayıp formu doldurabilirsiniz
Henüz bu haber yayınlanmadı.
Ziyaretci defteri mudavimlerini öncelikle orada görmek istiyoruz.
cayyolum.com
Tarih: 04 Ocak 2007 18:32 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Beysukent, Angora Evleri nde ikamet etmekte olan bir aileyiz.
Otobüslerin listede belirtilen saatlere uymaması bizleri ve yardımcılarımızı olumsuz yönde etkilemektedir
Liste de gün içi yarım saatte bir , sabah ise 10 dk da bir olarak belirtilen bu otobusle henüz karşılasamadık.
Gün içinde 1 saate yakın otobüs bekledigimiz olmaktadır...
Ayrıca duraklarda üstü kapalı bir mekan olmadığından kötü havalarda, bu gelmeyen otobüsü beklemek eziyet
haline gelmektedir.
Belki bir çare bulunabilir ümidiyle, sizlere yazmayı uygun buldum
Saygılarımla
Tarih: 04 Ocak 2007 15:24 Ekleyen: Beğenme: 0