Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • Hazır söz çukurlardan açılmışken Orhan Veli’den söz etmeden olmaz sanırım bildiğiniz gibi rahmetlide böyle bir çukura düşüp ölmüş.


    ODAMDA
    Ben miyim bu şeylerin sahibi?
    Kafamda bir çocuk var meraksız.
    İç âlemim oyuncaktan farksız.
    Odam içime bir ayna gibi.

    Bir ışık oyunu var tavanda
    Gölgeler seslerle birleşiyor
    Ve bir karga beynimi deşiyor
    Azaplar kemirdiğim bu anda.

    Kardeşini öldürüyor Kabil,
    İçimde bir yalnızlık duygusu,
    Ölüm kadar uzun yaz uykusu
    Sıkıntı ile geçilen sahil.

    Bağlanıyor bir iple bir sürü
    Düşünce köyleri birbirine,
    Çöküyor her şeyin üzerine
    Hülyam boyunca kurduğum köprü.

    Ve doluyor sessiz ordularım
    Durmadan, dinlenmeden odama,
    Urbam içinde yatan adama
    Hayretle bakıyor dört duvarım.

    Kardeşini öldürüyor Kabil,
    İçimde bir yalnızlık duygusu,
    Ölüm kadar uzun yaz uykusu
    Sıkıntı ile geçilen sahil.

    Ve delirmenin tatlı vehmini
    Sessizlik odama dolduruyor,
    Kargam hâlâ başımda duruyor
    Bulmakçin beynin cehennemini.
    Tarih: 20 Ocak 2007 12:23 Ekleyen:
  • Düşüp yatağın dalgalarına
    Günlerce sürüyor bu yolculuk.
    Durmadan akıtıyor bir oluk
    Korkuyu sükûtun mezarına.

    Kardeşini öldürüyor Kabil,
    İçimde bir yalnızlık duygusu,
    Ölüm kadar uzun yaz uykusu
    Sıkıntı ile geçilen sahil.

    Dünyaya tek gelen insan gibi
    Atılıyorum bir Hint dağına.
    Giriyor kafamın darlığına.
    Kimsesiz dünyaların sahibi
    Gidip gidip gelmede aynı his,
    Ulaşmıyor iskeleye çıma.
    Ansızın dikiliyor karşıma
    Boynum kalınlığındaki ceviz.

    Kardeşini öldürüyor Kabil,
    İçimde bir yalnızlık duygusu,
    Ölüm kadar uzun yaz uykusu
    Sıkıntı ile geçilen sahil.

    ORHAN VELİ KANIK

    Kuran
    Maide: 27, 28, 29,30, 31
    Tevrat:
    Yaradılış: IV, 1-25
    Büyük Larousse (Kabil – Habil hikayesi için bkz.Habil)
    Tarih: 20 Ocak 2007 12:20 Ekleyen:
  • Sayın Demet hanım,
    Uludağ kebabın oradan sözünü ettiğiniz Mesa Plazada ki çukura gittim. Tam Migros çıkışında Eskişehir yolu üzerinde üzerin de iki parça ızgara kapak var. Kapaklardan bir bükülerek kayma yapmış. Her an üzerinden geçeçek olan ağır tonajlı bir vasıta ile o kapak tamamen iş göremez hale gelir. Orası şehirler arası bir yol olduğu için çok tehlikeli bir durum yaratıyor.
    Galiba şimdi çukurlarımızı üçe ayırmamız gerekecek; bunlardan birisi bizim konumuz dışında diğer ikisi ise kapaksız çukurlar ve kapağı varmış gibi görünen çukurlar.
    Yalnız bildiğiniz gibi burası Eskişehir yolu olduğu için topu belediye karayollarına, karayolları da belediyeye atar. Devler didişir arada insanlar ezilir.
    Saygılar.
    Tarih: 19 Ocak 2007 20:14 Ekleyen:
  • ERKEK Mİ, KADIN MI?

      Öğretmen öğrencilerine sormuş;
    -Bilgisayar erkek mi, dişi mi sizce?
      Kız öğrenciler diyor ki;
    -Bilgisayar erkektir. Çünkü bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmalarına rağmen, ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler. Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz.
    Erkekler diyor ki;
    -Bilgisayar dişidir. Çünkü onun mantığını yaratıcısından başka kimsenin anlaması mümkün değildir.Yaptığınız en ufak hatayı bile hafızasına kaydedip tekrar önünüze koyar ve bir bilgisayar aldıktan sonra fark edersiniz ki, asıl parayı ona gereken aksesuarlara harcamak zorundasınız.
    Tarih: 19 Ocak 2007 18:26 Ekleyen:
  • Sayın Demet Tekin,

    Uyarınız üzerine bu gün Mesa Plaza’ya gitmeye karar verdim. Bundan böyle o çukuru da birilerinin dikkatini çekebilmek için devamlı dile getirmek isterim.

    Bu arada Koru Sitesinin Sayın Sakinlerinin de konuya daha ilgili olmasını temenni ederim. Zira burada bulunan bir çukurdan en fazla zararı kendileri veya yakınları görür.

    Saygılar.
    Tarih: 19 Ocak 2007 15:24 Ekleyen:
  • Sayın Gül Kırçıl,
    Değil sizleri Türkiye’nin dört bir tarafını unutmuş değiliz. Aslında bizler Yaşamkent’i  de Çayyolu’nu bütünleyen bir yer olarak görüyoruz. Bildiğiniz gibi Çayyolu çok geniş bir bölge olduğu için sizin bulunduğunuz Yaşamkent’te ne gibi sorunların olduğunu bilmemiz elbette sizin kadar mümkün değil. Ama zannetmeyiniz ki bizlerde (böyle bir ayırımı siz yaptığınız için) burada bir eli balda bir eli yağda yaşıyoruz. Burada da çamurdan geçilmiyor. Öyle sanıyorum ki sizlerde Yenimahalle ilçesine bağlısınız.
    Belediyemiz ortak, gerek Büyük Şehir  gerekse Yenimahalle tarafından yapılamayan işlerimiz ortak. Aynı yerde olmasalar bile çamurlarımız, eğer var ise çukurlarımız hep ortak.
    Ben aslında birkaç kere sizlerin ulaşım sorununuza değinmiştim. Bundan böyle görmesem de çamurla ilgili sorunlarınızı da bu sayfalarda dilimin döndüğü elimin yazdığı kadar yazacağımdan emin olabilirsiniz. Ama tecrübelerimle sabittir ki pek sonuç alacağımızı sanmıyorum. Lütfen sizlerde daha fazla yazın. Yalnız buraya yazmakla kalmayın Belediyenin Resmi Web Sitesi Bilgi Edinme Formundan yollarınızın ne zaman yapılacağını devamlı sorup onları bunaltın. Bizlerinde sizlere ihtiyacı var.
    Saygılarımla.
    Tarih: 19 Ocak 2007 14:57 Ekleyen:
  • GÜNÜN SÖZLERİ (12)

    "Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes sana karşı çıkacaktır, önüne sonsuz engeller yığacaklardır, fakat sen bunlara dayanıklı olacaksın. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, kimsesiz ve araçsız kabul ederek, hiç kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak, bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana "büyüksün" derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin."

                                                    KEMAL ATATÜRK

    Tarih: 19 Ocak 2007 14:41 Ekleyen:
  • DİNAZORLAR BİZE LAZIM

    - yaşlılık da fırsatlar çağıdır, gençlik gibi. yalnızca kılığı altadır bizi.
                                                        H.W.Longfells
    - yaşlılığın nimetlerinden yararlanabilmek için, gençliğin kötü alışkanlıklarını sürdürmek gerekir.
                                                                M.Urgan
    - yaşlılar kendi dertlerine değil, başkalarının dertlerine çare bulmak için uğraşırlar.
                                                                M.Urgan
    - insan yaşlanmaya karar verdiği gün yaşlanır.
                                                                  Anowilh
    - insanın yaşı, ruhunun gençliğine veya ihtiyarlığına bağlıdır.
                                                          Thomas Mann
    - bize yaşamayı hayat geçtikten sonra öğretiyorlar.
                                                              Montaigne
    - ihtiyarlık, hele şerefli bir ömür sürenlerin ihtiyarlığı, insana bütün gençlik zevklerinden daha değerli sayılacak derecede büyük bir itibar kazandırır.
                                                                      Solon
    - en iyi yanan eski odunlar, en zevkle içilen eski şaraplar, en güvenilen kimseler eski dostlar, en rahat okunanlar yaşlı yazarlardır.
                                                                    Bacon
      Yaşlı "bilge" dinazorlara saygıyla atfolunur.
    Tarih: 19 Ocak 2007 12:24 Ekleyen:
  • Sizler flamingo yolu sakinleri,
    Bizler küba mahallesi.

    Sizler park bahçe içerisinde hayatı dolu dolu yaşayan,
    Bizler karamsarlık içerisinde.

    Sizler kendi bölgesinde bir sorun olunca ortalığı ayağa kaldıran,
    Bizler yanlız ve sahipsiz.

    Sizler hep bana, hep bana diyenler,
    Bizlerse kader diyenler...

    Sizler çayyolu bir bütündür diyenler,
    Bizlerse yaşadığımız o bütünden faydalanamayanlar,

    Sizler işini yapmayana haddini bildiririz diyenler
    Bizler de o bildirme işinde olacaklar.

    Sizler bir çayyolu efsanesi,
    Bizler se....figüran

    Sizler  ve bizler aslında bir bütünüz değil mi?
    Hepimiz burada yaşıyor ve buranın sorunlarını dile getirip, çözüm yolu arıyoruz değil mi?

    Bizlerin yaşadığı yer neresi mi?
    * Kuşların cıvıldayarak şarkı söyleyeceği, çocukların oyun oynayabileceği bir PARK'ı olmayan,
    * Ara yolları belirli siteler dışında asfaltlanmayan,
    * Yeni yapılan caddeleri, rastgele kazılan ve çamur içerisinde bulunan,
    * Çöpleri zamanında alınmayan,
    * Caddelerinde ters istikamette gitmeyi marifet sayan trafik canavarlarının kontrolu yapılmayan,
    * Sadece muhtarından başka ilgileneni olmayan,
    * sizlere 4-8 km uzakta olan
    YAŞAMKENT mahallesi.

    Bizleride unutmamanız dileğiyle.

    Saygılarımla
    Tarih: 19 Ocak 2007 12:10 Ekleyen:
  • Selam çayyolu sakinleri,hazır konu yollardaki çukurlardan açılmışken,pek ALA muhteşem bir çukurdan bahsetmesem olmaz.Mesa plazanın oradaki migros çıkışındaki çukur! Tam migros çıkışı ve eskişehir yolu üzeri.Ne zaman geçsek önünde uyarı olarak kırmızılı beyazlı bir huni.Yolcu otobüsleri oraya yanaşıyor (yolcu indirip bindiriyor),dolmuşlar oradan yolcu alıp indiriyor,çarşıdan çıkanlar mecburen o yolu kullanıyor.Faciaya davet demek ki böyle oluyor.Bir anlık dikkatsizlik,hem sen gittin,hemde milletin sebebi oldun.Aylardır merak ediyorum,bu durum kimsenin dikkatini çekmiyor mu diye.Gördümki çekmiyor!.Alan memnun veren memnun.Şu ana kadar orası için hiç bir teşebbüs görmedim.Ne anakent belediyesinden,ne mesadan,ne çarşı esnafından,nede o yolu kullanan halktan.Yarın birisinin başına birşey geldiği zaman,herkes ahkam kesmeye başlar.Olsun biz alıştık,testi kırıldıktan sonra tokat atmaya,sabırla testinin kırılmasını bekleriz.Sonra da tekme tokat döveriz.Birinin canı yanınca aklımız başımıza gelir.İLGİLİLERE DUYURULUR,SAYGILARIMLA.......
    Tarih: 19 Ocak 2007 12:08 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!