Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • UZUN BİR ISTIRABIN SONUNDA VE BİR SAADET ANINDA GELECEK ÖLÜMÜN TÜRKÜSÜ

    Bir sahile varacak günlerimiz..
    Günler ki namütenahi ıstırap
    Kalmayacak bugünkü hasta, harap
    Yüzlerde bahtın karanlığından iz

    Sekilenecek ruhu çeken kutup.
    Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar
    Kısa bir ânın ötesinde bahar.
    İşte o dem ki bir unutup

    Açacağız nurdan kapılarını
    Bugün vadedilen cennetimizin.
    En güzel en son memleketimizin
    Bulacağız ışıktan pınarını.

    Gün vuracak baktığımız her yüze
    Ve kızlar, kucaklarında çiçekler,
    Ebedi baharı getirecekler
    Bu yeniden başlayan ömrümüze.

    ORHAN VELİ KANIK.
    Tarih: 21 Ocak 2007 02:36 Ekleyen:
  • Sayın Sakin Sakin
    1151 nolu mesajınızın mizahi yaklaşımı o kadar hoşuma gitti ki belki alıntı yapar kullanırım diye kolay bulmak için kopyalayıp Microsoft Word dosyasına yapıştırdım. Alıntı yapabilmem için izninizi rica ediyorum.
    Tarih: 21 Ocak 2007 02:23 Ekleyen:
  • 2.  

    Olumlu ve olumsuz durumlar.

    • 37.caddedeki Muhtarlık binasına Uludağ Kebap yönündeki 60 – 62 adımlık mesafede olan neredeyse kaldırımım tamamını kapsayan çukura acilen kapak konulmalıdır.
    • Eskişehir yolundaki Migros çıkısının önündeki ızgara kapaklar buradan gecen tonajlı arabalarda göz önüne alınarak daha kalın ve sağlam bir kapakla değişmesi zaruret halindedir.
    • Semtimizde bulunan Türk Telekom a  ait çukurlarda acilen birileri tarafından kapanmalı veya kapattırılmalıdır.
    • Bütün bunlardan sonra bölgemizde olan yoğun çamurla mücadele edilmeli.
    Ve
    • Ulaşım sorununa bir çözüm bulunmalı.
    Bildiğiniz gibi metro yapımı ile ilgili olarak GÜR-İŞ İNŞAATA bir mail yollamış onlardan bana gelen cevap metro inşaatının belediyenin maddi durumuna bağlı olarak 2008 yılında biteceği  ancak elektronik akşamlar için ihale verilmediği bu yüzden işletime ne zaman. açılabileceğinin bilinmediği yazılı idi.
    Tarih: 20 Ocak 2007 23:53 Ekleyen:
  • 1.
    Olumlu ve olumsuz durumlar.
    Yollarımıza yön tabelaları konuluyor. Hatta bazı yerlere konulmuş bile bu gelişmeye çok sevindim. Zira kaç kişi ters yöne sapıp Eskişehir yolunu bana sormuştu.
    37.cadde ile Beysukent tarafına giden Saltoğlu Bulvarı bu sefer benim kafamdaki düşünceye uygun olarak düzeltiliyor.
    Tabii ki bunlar daha ilk başta yapılması gereken işlerdi.
    • İncek yolundaki refüj göbek yaklaşımlarında tehlikeli bir şekilde genişlediği için buralar son derece tehlikeli.
    • Bu refüjlerin bu kısımları ile göbekler ya daraltılmalı yada yedire yedire tatlı bir açı verilerek aynı büyüklükte bırakılmalıdır.
    • Yani her iki durumda da burada yeniden bir düzenleme yapılmalı.
    Bu yolu Allah’tan fazla kullanan  yok. Eğer bu yolda biraz trafik olsa burası kaza rekorlarına aday olur.
    Tarih: 20 Ocak 2007 23:51 Ekleyen:
  • ÇAYYOLU'NU BİZDEN ÇOK SEVENLER

        Efendim bu köşelerde yazanların kalemlerinden kan damlıyor mazallah. Yok efendim Çayyolu çöp köymüş, yok efendim ortalık çukur çakır falanmış, otobüsler eskiymiş, sık sık arızalanıyormuş, zamanında gelmiyormuş, bu kış günü duraklarda çok bekleniliyormuş, belediyelerimiz iyi hizmet etmiyormuş, hatta Çayyolu'nu pek sevmiyorlarmış bile,  falan falan.

        Yok canım! Daha neler. Kim demiş ilçe belediyemiz, ana kent belediyemiz Çayyolu'nu sevmiyor diye. Külliyen yalan vallahi. Hemde kuyruklu cinsinden. Böyle düşünenler hiç Çayyolu'nun yüksek rakımlı tepelerine bakmazlar mı? Hiç o tepelerdeki Şanzelize Bulvarı fiyatına satılmak üzere inşa edilen tirilyonluk "teras" konduları görmezler mi? Eğer onlar Çayyolu'nu sevmemiş olsalardı o tepeleri hiç imara açarlar mıydı? Bakmayın  siz bazı oyun bozan şehir plancılarına, meslek odalarına. Onların  habire "dere yataklarına ve tepelere ev kurulmaz" yalanlarına. İnanın hasetlerindendir efendim, hasetlerinden. Yoksa sevgili belediyelerimiz bizim Çayyolu'nu çok severler çok, hem de bizden çok.

        Bir de bu oyun bozan çevreler güya diyesiylermiş ki efendim; " bunlar var ya bunlar, gerçi pek kar yağmadı ama, yine de bunlar,  havuç burunlu, kara (kömür) gözlü kardan adamlar  gibi bu yılın  sonuna varmaz, iki ay falan kala eriyip yok olacaklar" mı ne derlermiş. Üstadım hani mevsim kış ya. Bu yıl sonunda "erime, buharlaşma" mavraları da bu oyun bozanların "mevsimlik" yalanları olsa gerek, değil mi efendim?

        Şu Çayyolu insanı da pek ahde vefa bilmez kimseler canım............!
    Tarih: 20 Ocak 2007 23:47 Ekleyen:
  • gül kırçıl hn.teşekkürler.bizde yaşamkentte yaşanamayankentli olmanın çamurlu yollardan sitesine gelemeyen arabaları çamurdan kayan okul servislerinin çamur diye çocuklarımızı siteye getirmekte söylendigi işine ve okuluna çamur içinde gitmeye çalışan yani yolu yapılmayan  otobüsten yada dolmuştan inince akşamsa karanlık ve çamur yolda evine gidebilmeye çalışan site sakinleriyiz.gerisini söylemeye gerek varmı...
    Tarih: 20 Ocak 2007 23:46 Ekleyen:
  • Sayın Çinici'nin "geçmiş olsun" dileklerine içtenlikte katılıyor ve trafik mağduru beyefendiye bir an önce acil şifalar diliyorum. Yazan eller hep yazsın.
    Tarih: 20 Ocak 2007 23:00 Ekleyen:
  • HIIIIŞŞŞT! SAKİN OLALIM

          Dün bu sayfaları çok aradım ama ne yazık ki bulamadım. Çünkü site görüntülenemiyordu. Nedendir bilemem, önce Hrant Dink'in katli nedeniyle olan yoğun tıklamaya yordumsa da, site görüntülenebildiğinde bu konuda hiç bir şey yazılmamış olduğunu görünce tahminlerimde yanıldığımı anladım.

        Düşüncelerine katılırız, katılmayız o tamamen ayrı bir durumdur. Ancak bir yazarın, bir düşünürün veya başka bir ifadeyle işi düşünmek ve yazmak olan bir insanın böyle en vahşi bir şekilde yok edilmesi insanın insana yapabileceklerinin her halde en kötüsüdür.

        Daha kötüsü ise bunun çok büyük olasılıkla bir planlı cinayet olmasıdır. Aynen daha öncekiler gibi, adı mahallemizin de adı olan  Prog.Dr. Ahmet Taner Kışlalı cinayeti gibi. Irak bataklığından çıkmak için daha kimleri yakacağını hesaplayan vahşi işgalciler ile eş zamanlı olarak dünya parlemantolarından bir bir geçirilmekte olan Ermeni iddilarının bileştiği zamanlama ise tek kelimeyle dudak uçuklatan  cinstendir. Belli ki gizli ellerin canı yine düğmelerle oynamak istemiştir.

        Biliyorum çok söylendi ama, ben bir kez daha "aman bu hain tuzaklara dikkat" diyorum. Bu oyunları hep birlikte bozmak için, umarım en az iki milyon kişi, aynen Madrit örneğindeki gibi "şiddete karşı" haykırır İstanbul meydanlarında. Bütün dileğim şiddetin lanetlenmesidir. Kimden ve hangi kesimden gelirse gelsin.

        Hep birlikte barış içinde, dost ve kardeşce yaşayabileceğimiz bir başka Türkiye yok. Türkiye Irak olmasın.

        Hıııışşşt! Aman sakin olalım, uyanık olalım.
    Tarih: 20 Ocak 2007 22:48 Ekleyen:

  • (1142'den devamla)

    Sayın Selahattin Tezel Beyefendi, yazılarının altına imza attığı gibi, "müzik ve insan" başlıklı yazılarını yazdığı zaman hem emekli bir diplomat, hem de Konutkent Musiki Derneği Başkanı idi.
    Tarih: 20 Ocak 2007 19:40 Ekleyen:

  • KURBAĞAYA "DÜNYAYI İDARE ET", DEMİŞLER.
    O DA DÜNYAYI BATAKLIĞA ÇEVİRMİŞ.
    Tarih: 20 Ocak 2007 19:26 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!