Sayın Emin Çölaşan bugünkü "tünel fiyaskosu" başlıklı yazısında, İtalyan Başbakanın "tamamlanmayan tünelin açılışına niçin katıldığı" sorusunu gönderme yapıyor.

Cevabı: Ülkemizde yaşayan bir İtalyan Profesörün anlamlı sözlerinde bulabiliriz.

"Her İtalyan aslında bir Türk'e benzer."

Yani; bültenimizde çıkan "askıda kahve" yazısında olduğu gibi...

"söylediklerinize dikkat edin düşüncelere dönüşür...
düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür...
duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür...
davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür...
alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür...
değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür...
karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür..."

gandhi

“12. Gezegen,
Zecharia Stichin, RM Yayıncılık, 1998, İstanbul”
Syf 359.

"Tüm Sümer metinleri, tanrıların, işlerini yaptırmak için insanı yaratıklarını iddia ederler. Açıklamayı Marduk tarafından söylenen sözler haline sokan Yaradılış destanı kararı şöyle bildirir:

            Aşağı bir İlkel yaratacağım;
            “İnsan” olacak adı.
            Bir İlkel İşçi yaratacağım;
            Tanrılara hizmet etmekle yükümlü olacak;
            Onlar rahat edebilsin diye.


Sümerlilerin ve Akkadların “İnsan”ı adlandırdıkları terimler, onun statüsü ve amacını bizzat anlatmaktaydı: O bir lulu (“ilkel”) idi,  bir lulu amelu (“ilkel işçi”),bir awilum (“rençper). İnsanın, tanrıların hizmetkarı olarak yaratılması, kadim halklara hiç de garip bir fikir gibi gelmemişti. Ahit çağlarında, ilah “Rab”, “Hükümdar”, “Kral”, “Yönetici”, “Efendi” idi. Genellikle “ibadet” diye çevrilen terim, aslında avod (“çalışma”) idi. Kadim insan, tanrısına “ ibadet” etmiyordu; onun için çalışıyordu."

  Yıllar önce  bir Ceviz Kabuğu programında Sayın Hulki Cevizoğlu ve konuğu Sayın Prof. Öztürk’e, programa telefonla katılan bir konuk “AVOD” kelimesinin anlamını sormuştu. Kitap yeni satışa sunulduğu için sorunun cevabı program içinde askıda kalmıştı.
    Yıllar sonra Çap’ın konuğu Sayın Prof. Öztürk Hocamın bilgilerine saygıyla arz ederim.

Bu gün sabaha karşı Hürriyet gazetesinin yazarlar bölümünden sevgili Bekir Coşkun’un yazısına girdim. Başlık: Kendimi Vurmalı mıyım?..

Bazı haddini bilmezler sevgili Bekir Coşkun’u küfür, hakaret ve tehditlerle anlaşılan epey bunaltmışlar.

Bunun üzerine Sayın Bekir Coşkun’a hemen bir mail yolladım.

TEŞEKKÜR...

Soğuk-sıcak, yağmur-kar, gece-gündüz demeden görevlerinizin gereklerini yerine getirmeniz bizlere huzur veriyor.

Hele hele gece devamlı olarak araçla devriye dolaşmanız, çayyolunun ve özellikle merkezden uzak bulunan Yaşamkent mahallesinin tüm cadde ve sokaklarına hakim olmanız gerçekten harika bir şey.

Var olun, Sağ olun.Bizler, sizlerin sayesinde evlerimizde rahat ve huzurlu oturuyoruz. ve biliyoruz ki bir sorun olduğunda sizler her an yanıbaşımızda olacaksınız.

Çayyolu Jandarma Karakol Komutanlığında görev yapan başta Karakol komutanı olmak üzere tüm personele yaşamkent Mahallesi sakinleri adına gönülden TEŞEKKÜR ederim.

Saygılarımla

BU YILINIZI İYİ GEÇİRDİNİZ Mİ

Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi bir çok küçük şeye bağlı olduğunu
hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yeni yılda düşünün!
Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine...
Acele edin, er veya geç; çimenler yayılacak üzerinize...

Can Dündar

Sayın İsmail Çinici ve Sayın Saffet Topçuoğlu,

Ağaçlı Tesislerinin ana deposu Alacaatlı köyünü geçtikten sonra dodurga tarafında bir yerde Eskişehir yolu üzerinde de gene Ağaçlı tesislerinin hasar görmüş arabalarla ilgili kaporta bölümü varmış.

Yol üzerinden devamlı geçen tırlar ağaçlının tırlarıdır.

* İsim:              Namık Kemal
* Soy Isim: Kanca
IP Numarası: 195.174.2.XXX
* Şehir:               İstanbul
  Email Adresi: XXXXo@kablonet.com.tr
  Web Adresi: www.aykargida.com
  Ekleme Tarihi 31.01.2007 14:40:25
Mesaj (1252): Değerli www.cayyolum.com
                          mensupları,
 
Yakında Sn.Pf.Öztürk'ün sizleri ziyaret edeceğini okudum.Naçizane tavsiyem, bu ziyareti çok net olarak belgelemeniz, ve Sn.Öztürk'ün düşüncelerinden azami faydalanmanızdır.

Saygılarımla.
 

Bilindiği üzere; bugün saat:15:00’de evimiz ÇAP’ın önemli bir ziyaretçisi olacak.

Bu nedenle konuğumuz Sayın Prof. Yaşar Nuri Öztürk için, kır kahvemize İstanbul’dan 1252 no’lu hatırlatma geldi. Benim mesajlarım sebebiyle eflatun asansörün alt katlarında kalan bu mesajı saygıyla en üst kata taşıyorum.
 

İSPANYOL MUTFAĞINDAN
MADRİT ATASÖZÜ!

“İspanyolların değil  bayraklarına, mutfaklarına  bile ters laf edemezsiniz.”

Mine Kırıkkanat

(1)

KENDİMİZ OLMAK
REMZİ ŞENER

İnsanlarda genelde bir kolaycılık vardır; başkasının fikirleri ile fiyaka satmak, kültürlü görünmek ve sözü dinlenir olmak gibi...

Bir insan kendisini geliştirmek için eğitim görürken veya okuyup incelerken, doğal olarak, birçok bilim adamının ve liderlerin yaptıklarını, yaparken söyledikleri sözleri okur- inceler, hatta benimsediklerini hafızasında tutar, yeri gelince de hatırlar, gerektiğinde de kullanabilir. Bu olumlu doğal uygulama bu yazının konusu dışındadır.

Bir de şöyle kişilikler vardır:

a. Başkalarının sözlerini ezberleyen, ancak o sözleri kendisi veya toplumun faydası yerine, siyasi çıkar elde etmek, maksatlı olarak bireyleri veya toplumu kandırmak, içinde bulunduğu elbisedeki şahsın dışında görünmek, veya, küçük kafasına uygun olarak, kendisinden daha cahil olduklarını düşündüğü insanlara fiyaka satmak isteyen insanlar,

b. Gerçekte samimi olup, idealleri için yeterli olmayan bilgi donanımına başkalarından yardım arayan insan tipleri.

Bu yazıda değinmek istenilen, yukarıda gösterilen ikinci insan tipidir.

Samimi ve gerçek ideallerini kendisine ve topluma faydalı bir şekilde ifade etmek isteyen insan tipleri:

Bu insan; ülkesi için çalışan gerçek bir siyaset adamı olabilir,

Bu insan; bir Komutan olabilir,

Bu insan; bir bilim adamı olabilir,

Bu insan gerçek bir din adamı olabilir,

Bu insan tek kendini değil, bir kuruluşu temsil edebilir