Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara


  •      
    Aslında, bu haftayı sitemizde altı ayda bir yazı yazıp, hem Çayyolu bültenindeki bir köşeye hem de 1000 no'lu mesajdaki isimler arasına girmesine rağmen, sonra mızıkçılık yaparak ve küserek, önünde takla atmamızı bekleyen bir şairimize tahsis etmiştik. Oysa, sırf gırgır olsun diye eleştirilerini kabul de edebilirdik...

    Sayın Mehmet Gürer Bey'in ortaya koyduğu teklifine 468 no'lu yazımla katılıyorum.

    Ancak; dikilecek fidanların Yaşamkent ve Türkkonut da dahil edilmek üzere, dikim zamanının öncelikle takvime bağlanmasını ve özellikle eşitlik ilkesine göre de dikilmesini dilerim.

    Çünkü, bilindiği üzere; zaten ÇABA'nın hem Ali Rıza Bey hem de Atatürk Ormanlarında yılardır artarak devam eden çalışmaları mevcuttur. Ama diğer bölgelerimizin teras orman alanları ağaçlandırılmadığı sürece birileri Çayyolu'nun ciğerlerine ha bire kanser inşa edecektir.


    Ali Rıza Bey Ormanı'nda
    Çapulcular Tepesindeki
    Turkcell'in Uzaylı Zekiye'si
    Nam-ı diğer;
    Demir eşeğin komşusu
    İsmail Çinici
    Tarih: 09 Şubat 2007 02:34 Ekleyen:
  • Ağaç dikimi ile ( 2 )
    Herkes aynı yere ağaç dikmek için gideceğine kendine daha yakın olan alanlarda bu eylemi yaparsa hem katılım daha yüksek olur. Hem de daha fazla yer ağaçlandırılmış olur. Bunun içinde muhtarlarımızın gerekli yerlerle irtibata geçerek bizlerin orman olmayan boş arazilerde nerelere ağaç dikeceğimizi belirlenmesi gerekiyor.
    Tarih: 09 Şubat 2007 02:32 Ekleyen:
  • Aslında bir yerlerlere ağaç dikilsinde neresi olursa olsun. Ama bende daha çorak yerlere dikilirse iyi olur düşüncesindeyim. Birde sık dikilen ağaçların bir birlerinin gelişimini engellediği söyleniyor. Bu ne kadar doğrudur. Doğru ise ağacın cinsine göre dikim sırasında mesafeler nasıl olmalıdır. Birde dikilecek ağacın cinsinin belirlenmesinde semtimizde bulunan orman mühendisleri bizlere yardımcı olurlarsa iyi olur.
    Saygılarımla
    Tarih: 09 Şubat 2007 01:44 Ekleyen:
  • BİR ÖNCEKİ YAZIM ALTTA KALDI AMA ALTA KALANIN CANI ÇIKMASIN BENİM TEKLİFİM HER HAFTA ÇOK GÜZEL BİR KONUYU ORTAYA ATALIM (AYNI DİZİ FİLM GİBİ )
    BU KONU ETRAFINDA DÜŞÜNCELERİMİZİ YAZALIM TARTIŞALIM , KONUŞALIM VE ETRAFIMI BİLİNÇLENDİRELİM IŞIK SAÇALIM DİYORUM NE DERSİNİZ?
    BEN ÖNCELİKLE BU HAFTANIN KONUSUNU BELİRTMEK İSTİYORUM UYGUN GÖRÜLMEZSE DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ YAPILABİLİR.
    BU HAFTAKİ KONU BAŞLIĞIMIZ; MESELA  ALİRIZA BEY ORMANININ AĞAÇLANDIRILMASI OLSUN MU?
    EVET OLSUN DİYORSANIZ.

    1. BU KONUDA ÇAP YÖNETİMİ NE YAPABİLİR?
    2. MUHTARLARIMIZ NE YAPABİLİR?(HER YENİ İKAMETGAH ALACAKLARA İSTEĞE BAĞLI OLARAK 1 AĞAÇ KAMPANYASI YAPABİLİR )
    3. ÇAYYOLUNDAKİ SİTE YÖNETİMLERİ BAZINDA NE YAPILABİLİR?(SİTELERE ÇOK KIYMETLİ GÖSTERİŞLİ AĞAÇLAR DİKİLMESİ SAĞLANABİLİR)
    4. YENİMAHALLE BELEDİYESİ, YENİMAHALLE KAYMAKAMLIĞI, BAZINDA NELER YAPILABİLİR?(KAMPANYALARA DESTEKLERİ İSTENEBİLİR ORGANİZASYONLARA DAVET EDİLEBİLİRLER)
    5. ÇAYYOLUNDA OTURAN TÜM AİLE BİREYLERİ FERT BAZINDA NE YAPABİLİR?
    (ÖRNEĞİN ; HER AİLE BİR ÇOCUĞU İÇİN  AĞAÇ DİKEBİLİR DİKTİĞİ AĞAÇ ÜZERİNE DE ÇOCUĞUNUN İSMİNİ PLAKETE YAZDIRARAK AĞACA ASILMASI SAĞLANABİLİR) TABİ BUNUN ORGANİZASYONU ÇAP TARAFINDAN SAĞLANABİLİR.
    BU SAYEDE ÇOCUKLARIMIZ KENDİ AĞAÇLARININ GELİŞİMİNİ ,BAKIMINI, SULANMASINI SAĞLAYARAK ZAHMETLİ BİR İŞİN NASIL ZEVKE DÖNÜŞTÜĞÜNÜ GÖREREK AĞAÇLARLA BİRLİKTE BÜYÜRLER .
    NE DERSİNİZ BU HAFTANIN KONUSUDA AMMA ZOR MUŞ DEĞİL Mİ? DEDİĞİNİZ DUYUYORUM AMA NEDEN OLMASIN BEN KUYUYA TAŞI ATAYIM DA SİZLER ÇIKARTIN DİYORUM .
    Tarih: 08 Şubat 2007 20:38 Ekleyen:
  • ARKADAŞLAR ARTIK ŞU SAYFALARIMIZDA ;
    İNSANLARA TOPLUM İÇİNDE NASIL YAŞANMASI GEREKTİĞİ KONULARINDA BİLGİ VEREN SEVMEYİ, NEZAKETİ, İYİ BİR VATANDAŞ OLMAK NELER YAPMAMIZ GEREKTİĞİ HUSUSUNDA YOL GÖSTERİCİ UFAK NÜKTELİ BOL ALKIŞLI YAZILARINIZI BEKLEDEĞİMİ BELİRTMEK İSTERİM SAYGILARIMI SUNARIM.
    ANLAYAMADIĞIMIZ ABUK SUBUK KONULAR YERİNE ANLAŞILIR SADE HER KESİMİN ANLAYABİLECEĞİ DİLLE ÇOK GÜZEL KONU BAŞLIKLARI ALTINDA YAZILAR YAZABİLİRİZ VE TOPLUMU ÇAYYOLUNDA YAŞAYANLARI AYDINLATABİLİRİZ SANIRIM.
    Tarih: 08 Şubat 2007 20:26 Ekleyen:
  • ismail bey merhaba..
    biz Faruk bey abimiz ile tam bi noktada anlaşmışken.. sizin ani çıkışınız hiç olmadı.. şu an tatlı bir konuşma biraz tadı kaçmış hâle geldi gibi..edebi kimliğimi sizler buldunuz biz yazmadık..(eflatun ve kır kahvesi olayına sonradan uyandım verdigim örnek söz tamamen bağımsızdır..) bir yerle ilişkilendirmeyin..ne yazık ki geçmiş yazıları takip edemedim..

    ayrıca benim yazdıklarımın dikkate alınmadığı bir dönemde ilgi yazımın bültende yer alması sonrası gelişen maksadını aşan bir polimik içinde buldum kendimi..ayrıca, merak etmeyiniz efendim, ailemdeki kişilerin Türkiye'de okutulan kitaplarda isimleri vardır.. allerji konusunda da biraz uzman sayılırım..çünkü ciddi allerjim var.. uzmanın kralı gelsin her konuda teati yapabiliriz...

    adı geçen prof. asker arkadaşım değil ama çok renkli beğendiğim bir kişilik..vaktiyle bende uğraştım o sporla.. konuların be denli uzaması da inanın  şık değil.. okuduğumu iyi anlarım 4 yaşında okumaya başladım.. burada artık yazmam olur biter.. demokrasi ve çok seslilige inanırım.. taşikardim artmadan hoşça kalın..
    Tarih: 08 Şubat 2007 17:00 Ekleyen:

  • SAYIN A. HAKAN DÜZ VE
    MÖSYÖ ARİSTO (DÜZ MANTIK)

    Bilindiği üzere; Çayyolu'nun iklimi 4 mevsim olarak ÇAP'a da aynen yansımıştır. Biri hariç... Onlara da 683 no'lu iadeli taahhütlü bir mektup gönderilmesine rağmen... Dolayısıyla biz kimsenin cümlesini bitirmediğimiz gibi, kimsenin sözünü de kesmeyiz. "Dinazorlar" olarak anılsak bile.

    Ancak, Eflatun'un (Platon'un) yürüyüş yollarında yürüyorsunuz diye diğer üstadımız Aristo'ya ve mantığına (düz) ters laf da söyletmeyiz hani!

    Çünkü; burası ÇAP'ın bahçesinde eflatun bir kır kahvesidir. Diğer bir tanımla ise naçizane kendi ÇAP'ında bir felsefe kulübüdür.

    SAYIN ALİ HAKAN DÜZ BEYEFENDİ,

    Bir yazar, "Her gün bir dakikanızı teşekkür edecek birini düşünmek için harcayın" diyor. Zat-ı aliniz sanki bu sözü kendinize dayanak yaparak, ortaya koyduğunuz polemiği en sonunda görülen mesajınızda ÇAP için kullanmışsınız. Hatta yetinmeyip soyadı rumuzunuzu yaşama ortamınızdan almışsınız. Ne güzel. Ve bu markanın size artık çok yakıştığını bir hemşehriniz olarak da açıkça ifade etmek isterim.

    Biz buradayız, her zaman bekleriz efendim.

    Unutmayınız ki şimşek çakmadan gök gürlemez.

    Saygı ve sevgilerimle.

    İyi sabahlar.
    Tarih: 08 Şubat 2007 05:35 Ekleyen:

  • ARİSTO'NUN DİYALEKTİK DURUMU

    "Biz kendimize Şener Üşümezsoy demedik, paşa paşa adımızı yazdık.(Kendisinin) vücut geliştirme dersi anlattığı rivayet edilir." 
    A.Hakan Düz

    Bir konuda kocaman bir profesörden hem asker arkadaşı gibi bahsetmek, hem onu yüceltmek, hem parantez içine almak, hem de en çok kullandığı kelimeleri "paşa paşa " kullanmak bir çelişki değil midir?

    Tarih: 08 Şubat 2007 04:51 Ekleyen:
  • (2)

    İlkbaharda erken çiçeklenen ağaçlar arasında kavaklar da yer alırlar. Ankara koşullarında mart sonu ile nisan başında çiçekleri dökülür. Erkek çiçeklerin dökülmesinden sonra belirgin olarak görülmeye başlayan dişi çiçekler; Aşağıya sarkan, ince, uzun sülük şeklindedir. Olgunlaştığında, çevresi pamukçukla örtülü, çok sayıda tohum açığa çıkar. Sokaklarda adeta pamuk yığını oluşturan bu beyaz kitle kavak tohumlarıdır. Ankara koşullarında çoğu zaman mayıs ayında gerçekleşmektedir. Çiçeklenme yapraklanmadan önce gerçekleşir. (erkek çiçekler) Kavak tohumlarının çevresini saran tüysü oluşum (pamukçuk) tohumların çok uzaklara taşınmasını sağlar. Çimlenme yeteneğini 3-5 gün sürdürebildiğinden; çok sayıda tohum oluşturulması ve uzaklara değin ulaştırılması; kavakların soylarının sürdürülmesini sağlamaya yöneliktir. Kavak ve polen ile ilgili doğrulara kısaca değinecek olursak.
    1) Kavak poleni olarak bilinen ve pamukçuk olarak da adlandırılan nesne, kavağın tohumlarından başka bir şey değildir. Yanlış olarak polen diye nitelendirilmektedir.
    2) Kavak ağaçlarında polenlerin üretildiği kısımlar; ağaçların erkek çiçekleridir. Başka bir anlatımla sülükleridir. Erkek çiçekler yalnızca erkek bireylerde bulunduğundan , bu bireyler dikilmediğinde polen sorunu (varsa) ortadan kalkar. Yakınmalar polen değil de pamukçuklardan kaynaklanıyorsa, o zaman dişi bireyleri dikmemek soruna çözüm olabilir.
    3)Kavaklar rüzgarla tozlaşma yaptıklarından (nemogam), erkek çiçekleri ile çok polen üretirler. Ancak baharın başlangıcında ve havalar fazla ısınmadan polenler havaya bırakılır.
    Tarih: 08 Şubat 2007 04:31 Ekleyen:
  • (1)

    "Pekâlâ sorarım size, baharda kavak ağaçları insan yaşamını etkilemekte desem... Siz bu sefer doktor musunuz , diyecek misiniz?"

    M.Ö. 1314/Şair A. Hakan Düz

    ÇABA'nın kızılderili reisinden 1314'de anılan kavak ağaçları hakkındaki "UZMAN DOKTOR" görüşü:

    UZMAN GÖZÜYLE...

    Kavak: Latince adı populus. Eski Roma'da 'arbor populi'; halk ağacı, anlamından türediği söylenir. Bizim yaşamımızda da önemli yer tutar. Folklorümüze girmiştir. İnsanların soyadı olarak bile benimsedikleri bir ağaçtır. Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde bebek doğduğunda, onun adına kavak dikilmesi geleneği sürdürülür. 'Kavak gibi' deyimi; ince uzun boylu, 'kavak gibi uzamak' deyimi; birden uzamak anlamında dilimize yerleşmiştir. Hem ağaç olarak, hem de sözcük olarak kavaklar; dün olduğu gibi bugün de, kentlerin ve kırların önemli öğeleridirler.
    1950'den sonraki yıllarda kavağın önemi ve değeri daha çok anlaşılmış olduğundan; çeşitli kararlar alınmış, bir çok proje uygulanmıştır. 1962 yılında İzmit'te 'Kavakçılık Araştırma Enstitüsü'nün kurulması, bu önemin başka bir kanıtı olarak değerlendirilir. Kavakları değerli kılan nitelikleri kısaca sıralamak gerekirse;
    a) Çok hızlı büyürler.
    b) Üretilmeleri kolaydır.
    c) Her iklim koşulunda yetişir.
    d) Sürgün verme yeteneği yüksektir.
    e)0dunu çok amaçlı değerlendirilir.
    Kavaklarda erkek ve dişi çiçekler ayrı bireylerde bulunurlar. Bu niteliklerinden ötürü erkek ve dişi bireyler olarak tanımlansa yanlış olmaz. Erkek çiçekler sülük biçiminde (kedicik) olup aşağıya doğru sarkık dururlar.
    Tarih: 08 Şubat 2007 04:31 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!