SON DAKİKA

Bilgisayarı verdi ödülü kaptı

Aralık ayında ilçesindeki 64 muhtara törenle dizüstü bilgisayar hediye eden Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet Duyar, Ankara Muhtarlar Derneğince ’Yılın Belediye Başkanı’ seçildi.

İller Bankası Sosyal Tesislerindeki törene, TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin, AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Türkiye Muhtarlar Derneği Başkanı Ramazan Özinal, Ankara Muhtarlar Derneği Başkanı Emir Ali İşler, muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı.

Muhtarlara 64 dizüstü bilgisayar hediye etmesinin üzerinden yaklaşık iki ay geçtikten sonra bu ödüle ’layık görülen’ Duyar ise, demokrasinin temelinde muhtarların bulunduğunu ifade ederek, ilçelerindeki muhtarlık bürolarını yenilediklerini, muhtarlara dizüstü bilgisayar dağıttıklarını kaydetti.

Bizim muhtarlarımız ne der acaba?

(1)

DEVRE ARASI (HALF TİME)

Bitti.
Hakem düdük çalarak 2. devreyi başlattı.

Sevgili Ali Hakan'ın 1333 no'lu "Müthiş Muhtarlık Projesi"ne kahvemizin bir bileni ve onur konuğumuz olan bir semt sakinimizin ve bendeniz külüstür ama çevreci bir kızılderili reisin, anılan konuyla ilgili milattan önce yayınlanmış 722 ve 1017 no'lu iletilerimizi aynı mesaja destek gayesi ile toplu iğneyle iliştiriyorum!

Mahallenin Muhtarları

    Sayın Tuncay Türk'ün vurguladığı üzere her zaman Çayyolu için  "doğaya saygılı, aydınlık tertemiz bir yolda yürümeye devam ediyoruz" hep birlikte...
    Çap'ın bahçesindeki yol arkadaşlarım Sayın Faruk Elmasoğlu ve Sayın Tuncay Türk Çayyolu coğrafyası ile ilgili bilgileri ev ödevi titizliği içinde bizlere detaylarıyla sunuyorlar. Bendeniz de yürüyüşler esnasında sadece Çayyolu toplukonut bölgesindeki gözlemlerimi yansıtmaya çalışıyorum.
    Ancak;
    Özellikle Yaşamkent, Türkkonut, Dodurga ve Alaçatı'dan yeterli bilgi akışı sağlanamıyor. Bu nedenle Çap'ın bahçesini bölgemizin muhtarlarının da ziyaret etmesi kanaati ve görüşündeyim. Sayın muhtarlarımızın verdikleri rutin işlerin dışında bu sayfada projelerini dinleyip raporlarını paylaşmak isteriz. Çünkü bu sayfalara yapılan bir şikayetten de anlaşıldığı üzere vatandaşı azarlayan muhtar da var, nöbetçi eczane gibi 24 saat çalıştığı dilden dile dolaşan Yaşamkent muhtarı gibi olanları da var.
    Köyümüzün muhtarlarıyla Çap'ın ziyaretçi bahçesinde bir kahve molasında tanışmak dilleklerimle...
İsmail Çinici

(2)
MUHTARLARIMIZ NE DERLER ACABA ?

    İnternet denen kavramın bir yandan iyiliklerini (nimetlerini demek de yanlış olmaz) diğer yandan kötülüklerini (kötü niyetli kullanıcıların saldırılarını) yan yana yaşamaktayız.

    Çok uzaklara gitmeye pek gerek yok. Bakın işte burada Çayyolu'nda yaşayan (hatta yaşamayan yani başka yerde yaşaşanlar bile) istedikleri anda,  istediklerini bu sayfalara yansıtabiliyorlar. Bu kadarı bile yerel anlamda bir düşünce ortamının gelişmesine katkı veriyor. Artık vatandaşın hizmetinde olan resmi daireler, belediyeler de birer web page (internet sayfası) sahibi durumundalar. Çünkü internetin iyilikleri anlamında artık bunlar işin "onsuz olmaz" elemanları oluverdiler bile.

    Ancak resmi yerel hizmetin en küçük ama önemi kendisinden büyük muhtarlıkların halen bir internet sayfalarının olmadığını görmekteyiz. Özellikle seçim gibi, yurttaşlık görev ve bilinci gerektiren hizmetlere ilişkin her türlü duyuru ve bilgilendirmenin zamana karşı yaşayan günümüz insanına bu yolla en hızlı bir şekilde ulaştırılması için muhtarlıklarımızın bir an önce bu hizmeti sunmaya başlamaları gerekmektedir. Hatta bu konuda gecikilmiş olduğunu söylemek sanıyorum bu yerel hizmet noktalarımıza karşı haksızlık sayılmamalıdır.

    Benim önerim, özellikle bölgemizdeki tüm muhtarlıkların/muhtarların  bir an önce bu hizmeti sunmaya başlamasıdır. Biz yurttaşlar ise halen görevdeki muhtarlara ilk yerel seçime kadar bir opsiyon tanıyalım. Ama yerel seçime kadar bunu gerçekleştiremeyen muhtarı da bir daha seçmeyelim.
    Muhtarlarımıza saygılarımızla.
Sakin Sakin

Marka olan bir şeyle rekabet zordur. Rakibimiz olan firmaların bizlerle rekabet edebilmesi için önce markalaşması gerekir diye düşünüyorum.
Ben kendilerini iki defa ziyaret ettim. Ürünlerini pek beğendiğimi söyleyemem.
Saygılar.

Sevgili Çayyolu Halkı
Bu son dönem içerisinde Ziyaretçi defterimizde ağaç dikimi ile yazılarınıza hiç rastlamadım. (birkaç kişi hariç)
Oysa ben bunun belki de en fazla fikir birliği yapılarak tartışılacak konular arasında olması gerekir diye düşünmekteyim. Bilmiyorum yanlışım var mı?
Çünkü bizler buraya açık arazisi, temiz havası için gelmedik mi? Çayyolu’nun yerli halkı hariç bizlerin ilk yerleşim birimimiz Koru Sitesidir. O zamanlar alış veriş yapılacak tek yer Çayyolu köyü idi, pazar yerimizde Ümitköy girişindeydi. Ne Mesa Palaza nede Galeria yoktu.
Arabası olmayanlar veya tamirde olanlar otobüs olmadığı için şehre belirli bir ücret karşılığı ve belirli saatlerde Koru yönetimi Kosas’ın arabaları ile gider gene aynı arabalarla veya Sıhhiye köprüsü üzerinden kalkan Polatlı otobüsleri ile dönerdi.
Bizlerin; hele hele Koru sitesinin ilk evleri olan (dubleks) Sıra Evlerde oturanların bunca sıkıntıya rağmen burayı tercih ederek şehirden kilometrelerce uzaktaki bu ıssız yere gelmiş olmalarının tek nedeni temiz havası ve açık arazisi değil midir?
Peki o halde neden birkaç kişi haricinde bu konu ile ilgili olarak buraya kimse bir şey yazmıyor? Anlamış değilim.

EFLATUN
TÜRK KAHVESİ'NDEN DUYURU!

Rakiplerimiz sayılan yabancı misafirlerimizden olan kahve firmaları hafta sonu indirimleri için Tansaş'ın Zeytinyağlar Sokağı'nın girişinde üs kurmuş, sırt sırta bugün tanıtım yapıyorlar!

1- Şekerli-şekersiz,
2- Üçü birarada,
3- Dondurmalı kahve,
4- Fındıklı ve karamelli.

Eflatunda;
Kahve bahane sohbet şahane!

T E Ş E K K Ü R L E R

Yazarlarımızdan Sayın Mehmet Gürer Bey, arka bahçemizden topladığı bir gül demetini eflatunun ön bahçesine taşımış, sağolsun.

Eeeeee...  ne de olsa bizim arka bahçemiz, diğerlerinden birinin arka bahçesine hiç benzemez. Ama bugünkü uzantılarına da bakarsak; O'nun sadece ulusalcılık tarafına da haksızlık etmiş oluruz.

Bendeniz Mehmet Gürer Bey'in zahmet edip taşıdığı bu gül demetini sizler müsaade ederseniz uzun süredir kahvemizi ziyarette bulunmayan yazarımız Sayın Demet Tekin Hanımefendi'ye ve ailesine göndermek istiyorum. Çankaya'daki vazifelerinden fırsat buldukça kahvemize uğraması dileklerimle.

Saygılarımla.

SAYIN İSMAİL ÇİNİCİ BEY'in 463 numaralı arka bahçesinden topladığım bir demet gül , küçük bir ağaç ancak uzun süreden beri su bekliyormuş ;

" Temiz insan,
  Temiz su,
  Temiz toprak "

Ağaç dikim mevsimine çok az kaldı hatırlatırım...
Hareket bereket getirirmiş hadi canlanın ve silkinin şu koskaca ilçede yüzlerce yazı olması gereken sayfalarımıza bir küçücük yazı yazamayanlar heyyyy size sesleniyorum amma duyarsızsınız yaaaaaa.

Sayın Gazi Seyrek, başlangıcı gayet iyi olan yazınızı okudum, İsmail kardeşimiz hakkındaki görüşlerinize katılıyorum. Sanırım birçok kişi de aynı şeyi düşünüyor. Ancak yazınızın tamamına katılmıyorum. Kimse sizin gibi olmak ve sizin gibi düşünmek zorunda değil. Çayyolu da sandığınız gibi de homojen değil. Bence fazla uçlarda gezinmeden, daha doğrusu ideolojik takılmadan Çayyolu sorunlarını dile getirsek daha doğru davranmış oluruz. Yüzde 47'nin içinde değilim. Ancak içinde olanlara saygı ve sevgi göstermek lazım. Bu güzel platformun onları da kucaklaması lazım diye düşünüyorum. Saygılar...

Her ilde valiler başkanlığında orman yetiştirilmesi için bir kurul vardır. Bu kurul yörede ormanların korunması ve yeni ormanlar yetiştirilmesi için kararlar alır ve uygular. Her yıl Mart ayı içinde bir haftayı Orman Haftası olarak duyurur. Haftanın bir günü Ağaç Bayramı olarak kutlanır. Uygun alanlar ağaçlandırılır. Yeni ormanların yetiştirilmesi için çalışmalar yapılır.
Ormanların korunması, çevremizin ağaçlandırılması hem yurdumuzun, hem de dünyamızın önemli bir sorunudur. Bu nedenle 21 Mart Dünya Orman Günü olarak her yıl kutlanmaktadır.
KAYNAK.
http://www.memocal.com/bgvh/OrmanHaftasi.asp

Organize olmamız için pek fazla zamanımız yok gibi. Bu orman konusu ile ilgili müracaatlarımızı bir an evvel yapmamız ve gerekli izinleri almamız gerekiyor. Ağaç dikim mevsimi geçmeden bu işi bitirmeliyiz.