Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • ülke üzerinden satmıyoruz efendim.Anlımızı gere gere Made in Türkiye diye basıp satıyoruz. Çünkü bizim insamızın gocunduğu bir şey yoktur.Kimseden de korkmaz efendim.
    Savunma sanisi, ağır sanayisi, bacasız sanayisi ve diğer sanayileriyle yurdumuzn insanı çok güzel şeyler üretiyor efendim.Bu konudada oldukça iddialıyız.Bir projeyi gerçekleştirmeden önce düşünmek önemlidir.Bizler kıt imkanlarla çok güzel şeyler geliştirmekteyiz.Daha önce örneğini verdiğim yürüyen merdivenler.Ortadoğu, balkanlar ve avrupa ülkelerine çok sayıda satışı yapılmıştır.Antep sanayisi Belkide Türkiyenin bel kemiğidir.Kimbilir belki bir gün anlayan birisi tarafından dahada çok teşvik edilir.
    İnsanların arasından çıkabilecek bozuk davranışlar nedeniyle tüm insanları karalamamak gerekir diye düşünüyorum efendim.
    Bizleri yönetecek kişileri de bizler seçiyoruz.Kavun değil ki koklayıp alasınız efendim.Umarım seçimlerde sağlıklı düşünülür ve oy verilir.
    Sizlerde bu göçün içerisindesiniz.İngiltere de bir iş kurup yada bir işte çalışıyorsunuz.Neden??? Çalışacak ingiliz yokmu oralarda.Var elbette.Ama sizlerin dürüstlüğüne güveniyorlar efendim.Onun için gerek işgören gerekse, işveren sıfatıyla iş yapmanıza müsaade ediyorlar.
    Her ne kadar göç sonucu Türkiye dışına yerleşen vatandaşlarımız içte içten memleket hasretiyle yanıyorlar. Sizde bu sezinleniyor efendim.Zamanı gelince kesin dönüş yaparak vatanınızda huzur içinde yaşayacaksınız.Tabiki bu yer hele hele Çayyolu olur ve burada da şu istek ve arzusunu beyan etmiş olduğunuz golf sahasını icraata geçirdiğinizde deymeyin keyfimize efendim.
    Saygılarımla
    Tarih: 22 Şubat 2007 11:52 Ekleyen:
  • Sayın Ceval Kökçe'nin yazılarını zevkle takip ediyorum. Yıllarca Londra'da yaşıyor anlaşılan. İnşallah bundan sonra da kendisinden feyz almaya devam ederiz. Çayyolu ile ilgili olarak yaptığı övgülere ben de bir örnekle katılmak istiyorum. Birkaç yıldan beri Avrupa'da yaşayan kızım, bana oturmakta olduğu Brüksel'in iyi bir semti sayılan -Evere- semtinden bahsederken "Baba inanır mısın bu semt Çayyolu kadar güzel" diye tarif etmişti. Yani Çayyolu'nun böyle bir imajı var. Değerini bilelim. Selamlar, saygılar.....
    Tarih: 22 Şubat 2007 11:32 Ekleyen:
  • son günlerde semtimizde hırsızlık olayları artmıştır. Dikkatlı olunması duyurulur.
    Tarih: 22 Şubat 2007 00:53 Ekleyen:
  • Sayın Mustafa Yılmaz,
    Duyarlığınız için teşekkür ederim. Şimdiye kadar yazılanları çok güzel özetlemişsiniz. İnsan ne de olsa yakın çevresi hariç diğer yerlerde olan olumsuzlukları zaman içinde unutuyor. Bunları unutmamak için arada sıra hatırlatmada yarar var. Gerek siz, gerekse sayın Çinici burada devamlı yazıyorsunuz. Çok da iyi yapıyorsunuz.
    Sayın Demet Tekin işlerinin bu aralar yoğun olduğu için yazamadığını söyledi. Peki diğer yazarlarımızdan 1000 nolu mesajda adı geçen güzel insanlarımıza ne oldu?
    Tarih: 21 Şubat 2007 11:21 Ekleyen:
  • (1)

    gökkuşağı!...

    Dunyanın bütün renkleri birgün biraraya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar;

    yeşil demiş ki:
    "Elbette en onemli renk benim..ben hayatın ve umudun rengiyim.. çimenler, agaçlar, yapraklar için seçilmişim.. şöyle bir yeryüzüne bakın, her taraf benim rengimle kaplı..."

    mavi hemen atılmış:"Sen sadece yeryüzünün rengisin..ya ben? Ben hem gökyüzünün, hem denizin rengiyim. Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir, ve huzur olmadan siz hiçbir işe yaramazsınız"

    sarı söz almış: "Siz dalga mı geçiyorsunuz?Ben bu dunyaya sıcaklık veren rengim..güneşin rengiyim.. ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz"

    turuncu onun sozunu kesmiş: "Ya ben?? Ben sağlık ve direncin rengiyim.. insan yaşamı için gerekli vitaminler hep benim rengimde bulunur.. portakalı, havucu düşünün.. ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayın"

    kırmızı daha fazla dayanamamış: " Ben hepinizden üstünüm!!! Ben kan rengiyim!! Kan olmadan hayat olur mu!! Ben tehlike ve cesaretin rengiyim!!! Savaşın ve ateşin rengiyim!! Aşkın ve tutkunun rengiyim!!!Bensiz bu dünya bomboş olurdu!!!"
    Tarih: 21 Şubat 2007 10:46 Ekleyen:
  • (2) devamı

    mor ayaga kalkmış: "Hepinizden üstün benim.. ben asalet ve gücün rengiyim. Bütün krallar, liderler beni seçmişlerdir..ben otorite ve bilgeliğin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz..dinler ve itaat ederler"

    ve bütün renkler hep bir ağızdan kavgaya tutuşmuşlar...her biri diğerini itip kakıyor "en büyük benim"diyormuş... derken.. bir anda şimşekler çakmış ve yağmur damlacıkları gökten düşmeye başlamış... bütün renkler neye uğradıklarını şaşırmış, korkuyla birbirlerine sarılmışlar..

    ve YAĞMUR'un sesi duyulmuş... "Sizi aptal renkler..bu kavganızın anlamı ne, bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz kendinize özelsiniz... şimdi elele tutuşun ve bana gelin" Renkler bunun uzerine kendilerinden cok utanmışlar.. elele tutuşup birlikte gökyüzüne havalanmışlar ve bir yay şeklini almışlar..

    Yağmur onlara "bundan böyle demiş.." her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü halinde gökyüzünden yeryüzüne uzanacaksınız, ve insanlar sizi gördükçe huzur duyacaklar, güç bulacaklar..insanlara yarınlar için umut olacaksınız..... gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size GOKKUŞAĞI diyecekler.. anlaştık mı?"

    Bu yüzden ne zaman dunyamız yağmurla yıkansa,ardından gökyüzünde
    GÖKKUŞAĞI belirir...
    Tarih: 21 Şubat 2007 10:45 Ekleyen:
  • .....DEMİŞTİ DEMEMEK İÇİN!......

    Daha önce servis araçlarının yapılan sözleşmelerin yetersiz kalması nedeniyle gün içerisinde 1 den çok sayıda taşıma yaptığı, bu nedenle de kişileri yetiştirmek uğruna sütar limitlerinin üzerinde seyrettikleri belirtilmişti.

    Unutmayın ki o servis araçlarında çocuklarımız ve bizler de gelip gidiyoruz. Her gün aynı sıkıntı.Kimsenin para kazanmasında gözümüz yok.Olmaz da.Ama işi kurtalına göre yapmaları hepimizin can ve mal güvenliği açısından çok önemlidir.

    Trafik yoğunluğu olan sabah ve akşam saatlerinde 3 hatta 4 kuruluş/okul taşımacılığı yapan servisler var.Bunlar taahhüt ettiği saatlerde kişileri ilgil,i yerlere/evlerine götürmek zorunda.Bu nedenle de trafik içerisinde ne kural, nede emniyet kalıyor.
    Yapılan denetimlerde sadece araç içerisindeki kişi miktarı kontrol ediliyor.Ama trafik düzeninde makaslama sollamalar, lambalara uymamalar karşısında diğer sürücüler zor anlar yaşamakta.
    Trafik görevlileri elinden geleni yapıyor sağolsunlar.Bunun en güzel denetimi Maliye ve servisle anlaşma yapan kurum/kuruluş/Dernek/vakıf. Anlaşmada aracı bağlarsa (ki buda artı maliyet getirir) bir sorun olmaz.Ama yapılmazsa o zaman maliyenin bir önlem paketi hazırlayarak, kiminle ne anlaşma yapılmış, ne kadar ücret alınıyor, güzergah ve saatleri ne? gibi bir yönetmelikle, bu iş çözümlenir diye düşünüyorum.S.Oda yönetimide bu iş içine alınabilir.

    Aksi halde geçen sene yaşanan üzücü olayların yaşanmayacağı kaçınılmaz olacaktır.

    Saygılarımla
    Tarih: 21 Şubat 2007 10:34 Ekleyen:
  • Sanıyorum İntibak sorunu.......

    Sayın Ceval Kökcenin yazmış olduğu yazılardan İngiltere ile Çayyolunun kıyaslaması yapılıyor.
    Bizler gücümüz yettiğince yaşamış olduğumuz çayyolunu güzelleştirmek için çaba sarfediyoruz. Kıyaslama için Sn.Ceval KÖKCE'ye teşekkür ederim. Demekki çayyolu insanıyla, doğasıyla gerçekten yaşanacak, nezih bir ortam ki bir ingiltere ile kıyaslanıyor.
    Aslında bizim yurdumuzun her tarafı eşsiz güzelliklere sahiptir.Bir ada içerisinde hapsolup, kısıtlı imkanlarla yaşamıyoruz. Bizim tek sıkıntımız ilgililerin birazcık duyarsız olmaları, olaylara fransız kalmaları.

    Sn İsmail ÇİNİCİ bey'in yazdıklarında kötü bir şey görmüyorum. Gördüğünü, yaşadığını aktarmış.Sağolsun.Yürüyen merdivenlerin baştaraflarında Avrupa Güvenlik kuruluş örgütününce bulundurulması zorunlu bir işaret olan çalışma yön ve bakım onarım esnasında yanması gereken faal/gayrifaal ışıklı lambalarının olması gerekiyor.
    Laf açılmışken ANKARA'daki yürüyen merdivenler yurt dışından ithal değil.Antep imalatı.Hatta yurt dışına bile satılıyor.Sn Cevla KÖKCE sanıyorum bunlara dikkat etmemiş.Eğer gerçekten oradakilerde yoksa demekki Medeni bir ülke gözüken İngiltere Güvenlik kurallarını hiçe sayıyor.Bu nedenlede sizlerin dikkatli olması gerekiyor.Mazallah başınıza üzücü bir olay gelebilir.

    Saygılarımla efendim...
    Tarih: 21 Şubat 2007 10:20 Ekleyen:
  • Faruk Bey,
    Bizler buradayız ve her zaman da burada olacağız.:)
    Dediğiniz gibi sorunlar hepimizin sorunları. Eğer ki huzur içinde yaşamak istiyorsak bu sorunları dile getirmek, çare aramak ve hakkından gelmek tüm çayyolunda oturanların hakkıdır.

    Sorunlar bitermi hiç? Bir kısmı hariç diğerleri devam ediyor.

    İsterseniz yazılanları özetleyerek hatırlatalım:)
    * Çayyolu içerisindeki yeraltı galerilerinin kilitlenerek muhafaza altına alınması
    * İç yollarda tabiat şartları yada imalat hatalarından kaynaklanan çukurların kazalara sebebiyet vermesi,
    * Baz istasyonlarının yaşamı hayati derecede tehdit etmesi
    * Dolmuş ve otobüs sefer sayılarının yetersiz olması
    * Hala asfaltlanmamış iç yolların bulunması
    * Caddelerde hala trafik canavarlarının yarış yapması
    * Mevcut ormanların betonlaşmaya dönüştürülmesi ve yeteri kadar ağaçlandırma yapılmaması
    * Nerdeyse tarihi eser olabilecek çağlayan köprüsünün tamamlanmaması
    * Metro inşaatı nedeniyle çayyolunun harabeye dönmesi
    * Türkkonut, dodurga, konut1 ve diğer sitelerde yaşanan olumsuzluklar
    * Elektirk kesintilerinin hala ve hala devam etmesi
    * Meksika caddesindeki trfaik düzeninin sağlanmaması ve sürücülerin kurallara uymaması
    * Yaşamkent mahallesine park yapılmaması ve yollarının temizletilmemesi
    * çöplerin toplanmasında karşılaşılan sıkıntılar
    * Halk otobüslerinin temizliği ve ilgililerin müşterilere karşı davranışları
    * Anadolu sitesinin yolunun asfalt kaplatılmaması
    * Türkkonut'un dodurga ve çevre yoluna bağlantısının yapılmaması
    * Yeni yapılan incel yolunda yerleşim yeri istikamet levhalarının olmaması
    Tarih: 21 Şubat 2007 10:04 Ekleyen:
  • Ziyaretçi defterimize ne oldu anlamış değilim. Uzun süredir pek yazan kalmadı. Tamam belki bizlerin kavgaları sizleri bıktırmış olabilir. Ama kavgalarımızda bile hiç sansür olmamasına rağmen Çayyolu’nun seviyesine helak getirecek bir durum yaşatmadık. Tamam zaman zaman birbirimize karşı sertleştiğimiz olmuştur ama bu kavgalarda bir tane küfür yoktu.
    Kaldı ki bizler burada kendi şahsi meselelerimiz veya evimizin bahçesi için kavga etmedik. Çayyolu bizlerin babasının mülkü değil ki. Çayyolu hepimizin. Diyelim ki ben bir ajan provokatörüm sizler bu oyuna gelip hemen bu sayfalara küsecek buraya bir daha dertlerinizi yazmayacak mısınız? Sizler bu kadar çabuk pes edemezsiniz. Ben aslında sizlerin ruhunda Mars karakteri görüyorum. Yoksa yanılıyor muyum?
    Lütfen hanımlar ve beyler. Hep aynı şeyleri yazdık yazacak bir şeyimiz kalmadı diyorsanız arada bir eskisi gibi hikaye veya fıkra yazın bu sayede bizlerde biraz stres dağıtırız. Arada sırada gülmek hepimize iyi gelir. Unutmayın ki sizlerin bu sayfalara küsmesi başkalarının işine yarar.

    Saygılarımla.
    Tarih: 21 Şubat 2007 01:37 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!