Yeyin beyler yeyin HAPSIRINCAYA TIKSIRINCAYA KADAR. ...

Milliyet com.tr
07:15 19 Aralık 2006 / Salı

Başbakan ve Bakan eşlerine de harcırah veriliyor

      Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yurtdışına giden Başbakan ve Bakan eşlerine de birinci derecede memur yevmiyesini geçmeyecek şekilde harcırah verildiğini açıkladı.
      Bakan Gül, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın konuyla ilgili soru önergesini yanıtladı.
      Gül, "Hükümeti temsilen, Bakanlar Kurulu kararıyla yurtdışına gönderilenlere refakat eden eşlere, azami birinci derece devlet memuru yevmiyesini geçmeyecek şekilde harcırah verilmektedir'' dedi.
      Abdullah Gül, yurtdışı ziyaretlerde uygulanacak harcırah rejiminin ilgili yasayla düzenlendiğini belirterek, Başbakan ve Bakanların resmi çağrıya uyarak yolculuğa katılan eşlerine de 'turist sınıfı' üzerinden yol gideri ödendiğini söyledi.

http://www.milliyet.com.tr/2006/12/19/son/sonsiy05.asp

MEMLEKETİMİ SEVİYORUM

Memleketimi seviyorum :
Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim :
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim.
Memleketim ne kadar geniş :
dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk işleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye
          utanıyorum.

Memleketim :
develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak
      söğüt
        ve kırmızı toprak.

Memleketim.
Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven
        alabalık
          ve onun yarım kiloluğu
                pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla
              Bolu'nun Abant gölünde yüzer.

Memleketim :
Ankara ovasında keçiler :
kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun'un.
Al yanaklı mis gibi kokan Amasya elması,
zeytin
  incir
      kavun
ve renk renk
            salkım salkım üzümler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sığır
ve sonra : ileri, güzel, iyi
      her şeyi
  hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
    yarı aç,
yarı tok
              yarı esir...

Sayın Gazi Seyrek, % 47 yalnızca belli bir zihniyete oy vermedi. Onların çoğu "sol"un olmazsa olmaz iki özelliği olan 1-Evrensel olmak, 2-Yoksuldan, ezilmişten yana olmak özelliklerini taşıyan parti bulamadıkları için % 47 içerisinde yer aldılar. Bu oran yok farzedilecek bir oran değil. Neredeyse nüfusumuzun yarısı. Bunları aşağılamak yerine onlara yaklaşmak lazım. Saygılarımla....

Tüm satılmış, kokuşmuş, vatan hainlerine ithaf olunur... Siz bu ülkenin her karış toprağını para karşılığı satmak için tatlı rüyalar görürken, biz uyumuyoruz ayaktayız emin olun.....


Vatan Haini / Nazım Hikmet

"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
          hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
                            ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

                                                    28.7.962

CUMHURİYET VE DEMOKRASİ ŞÖLENİ

Haydi Çayyolu...Bu sefer Cumhuriyet için, Laik Türkiye için, Aydınlık geleceğimiz için, Çağdaş ve Atatürk ilke ve Devrimlerine bağlı bir gelecek nesil için, daha yaşanabilir bir ülke için, hak-hukuk-adalet ve demokrasi için İZMİR'e...Yılmak yok, İZMİR halkı bizi bekliyor...onları utandırmayalım, sevindirelim ve güçlerimizi, sevgimizi, arzumuzu, ideallerimizi birleştirelim...

Çanakkale geçilemezdi, geçirtmedik, Çankaya şeriatın eline geçemezdi, geçirtmedik...şimdide ülkenin kalan kısmından tüm şeriatı ve şeriatçıları (ve ılımlı islamcıları) temizlemek için görev halka düştü...haydi hep beraber İZMİR'e.....

Yer: İzmir - Gündoğdu Meydanı
Tarih: 13 Mayıs 2007 Pazar
Ankara’dan Hareket: 12 Mayıs 2007 Cumartesi
Saat: 23:00 Arcadium önü
Dönüş: 13 Mayıs 2007 Pazar
Saat 17:00’de hareket
Adres: Çayyolu Köyü içi 156/2
Ücret: Gidiş - Geliş 45.00 YTL
İletişim: Çayyolu Platformu - ADD
Tel: 236 10 33 – 0532 545 70 44

2/2


Hayatın içinden...


ÇAĞLAYAN mitingini düzenleyenlerden Nazan Moroğlu'nun "Milliyet/Pazar" ekindeki bir anısı vardı, ona da bir arkadaşı anlatmış...
Miting öncesi bayrak satan bir adama Moroğlu'nun arkadaşı takılmış:
"İktidara dua et, onlar sayesinde bol bol bayrak satıp para kazanıyorsun!"
Bayrakçı öyle bir cevap vermiş ki:
"Ben vatanımı satmıyorum, vatanını sevenlere bayrak satıyorum."
* * *
BU da Gülseven Güler Yaşer'in anlatısı:
"Yaşlı bir karı koca, bayrakçının önünde konuşuyorlar, adam bayrak almak istiyor, karısı, bütçemiz sarsılır, sakın alma diyor... Bayrak 5 YTL, yanaştım, izin verirseniz size bizim vakıf adına bir bayrak hediye edeyim, dedim."
* * *
BUNLAR, gazetelerin sayfalarında, sütunlarında kaybolacak olaylar mı?
"Bu mitingler niye bu kadar büyük, görkemli?" diye soranların merakını acaba giderebilir mi?
* * *
BOĞAZ köprülerindeki eziyeti görüyor musunuz?
Köprünün geçiş ücretini mahkeme kararıyla indirmişler, 4 liradan 3.75'e düşürmüşler. Adam geliyor 5 lira veriyor ya da 4 lira, 25 kuruş yok... Saatlerce kuyrukta bekliyor, yakılan benzinin, harcanan zamanın kaç 25 kuruş olduğunu düşünen var mı?
Hani sık sık söylerler:
"Bu memlekete yazık oluyor!"
İşte bu kafalar yüzünden...

Hasan Pulur

1/2


Hayatın içinden...

BAZI haberler, bazı sözler gazete sütunlarında, sayfalarında, televizyon ekranlarında kalıyor, unutulup gidiyor ya da duyulmuyor bile...
Onlar toplumdaki yumağın ipuçları, sıkıntıların, çelişkilerin, çözülmez sanılan katı yargıların ipuçları, araştırmacılar için birer örnek...
* * *
MESELA "1 Mayıs"taki gösterilerde polis kalabalığı dağıtmak için "biber gazı" sıkarken, yolun üstündeki bir kafeteryada oturan Masis Kürkçügil ile eşi de nasiplerini aldılar, polisi uyardılar:
"Burada yemek yiyoruz!"
Bundan daha masum ve haklı uyarı olabilir miydi?
Vatandaşın, polisi uyarması "Yemeğimizi burnumuzdan getirme" deme hakkı yok mu?
Vardı ama, polisin buna cevabı bir tokat oldu...
Evet, 60 yaşındaki adamı eşinin önünde tokatladılar.
CNN Türk kameramanı Bülent Usta'nın yakaladığı bu görüntü, unutulur mu?
* * *
EĞER o tokadı savunanlar ya da üstü kapalı geçiştirmeye çalışanlar varsa, gün gelir, onlar da eşlerinin yanında tokat yerlerse, bunun ne kadar onur kırıcı olduğunu anlarlar.
Ayıptır, ayıp!
* * *
MİTİNGLERİN kahramanı kadınlar, düzenleyenler de katılanlar da...
Kadınlar "Atatürk'e ve cumhuriyete borçlarını ödüyorlar..."
Eğer Atatürk ve cumhuriyet olmasaydı, kara çarşaflar içinde karanlığa mahkûm kadınların çilesini düşünebilir misiniz?
Onun için, bu mitinglerin en önünde onların olmasını yadırgamayın; kadınları "Atatürk devrimlerine ve laik cumhuriyete sahip çıkarak borçlarını ödüyorlar" diye değerlendirin...
* * *

Hasan Pulur

Sayın Pazar Gülü’nün yazısını bir kez de ben tekrarlıyorum.

LÜTFEN AŞAĞIDAKİ WEB ADRESİNE GİRİN VE BU GÖRÜNTÜLERİ İZLEYİN......YORUMSUZ.....


http://www.youtube.com/watch?v=eg3hkWCnA8c

Ağaç, çiçek ve hayvan sevmiyenlerin, merhamet etmiyenlerin, insana sevgi ve merhamet göstereceğinden  şüphem   var, DAHASI inancım var.
   Bakın istenirse ne güzel çözümler bulunabiliyor. Bu konuda daha sonra yazmak istiyorum. Her canlının en az bizim kadar yaşamaya hakkı var. ŞİMDİLİK HOŞCA KALIN SEVGİ VE MERHAMETLE KALIN.

Nazım Hikmet Ran’ın ömrü hapishanelerde, sürgün köselerinde ve yurt dışında geçmiş olsa da. Kim ne derse desin Nazım Hikmet’in hem sağ kesimde hem de sol kesimde büyük şair olduğu tartışılmaz bir gerçektir.
Nazım Hikmet Ran’ın şiirlerini günümüzün başbakanı Recep Tayip Erdoğan bile okumuş ve bu görüntüler televizyonda yayınlanmıştı.

DAVET

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
                        bu memleket bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
                        bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
                        bu dâvet bizim...

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
                        bu hasret bizim...
Nazım Hikmet Ran