Şimdi ceval mutlu taner kökçe adlı ingiliz vatandaşı zat bu site yöneticisinin kendi yazılarını hiç yayınlamadığından, bloklandığından şikayet etmiş...yaw allah akıl fikir versin, sen haftalardır hatta aylardır yazıp duruyorsun, kendi akıl kapasiten içerisinde düşüncelerini anlatmaya çabalıyosun ve hatta kimi zamanda bu ülkenin değerlerine hakaret edip duruyosun yinede sana site yöneticileri tahammul ediyorlar... ama sen hala memnuniyetsizsin...e bu kadar rahatsızsan neden ısrarla yazıyosun...neyi tatmin ediyosun...neden düşüncelerini merve kavakçının sitesine yazmıyosun, şansını orada dene belki bu seçimde değilde sonraki seçimde biri senin görürde vekil adaylığı önerir...

neden mi merve kavakçıyı hatırlattım, onu da söyleyeyim, bu zatın açtığı siteye girip ziyaretçi defterine bende bir kaç yazı yazdım, fikrimi söyledim, hemde son derece ustruplu ve makul şekilde...ama bir tanesini bile yayınlamadılar, yayınlanan tüm yazıları okudum, hepsi merve hanıma methiyeler düzen, öven yazılar...ya bir kişi bile merve hnm.ın fikirlerine karşı olamaz mı? olamaz efendim, ne demek o çok kutsal bir kişilik...

şimdi anladınızmı farklı kişilerin, farklı renklerin, farklı görüşlerin onlar tarafından nasıl algılandığına...bu zatlara için kendi fikirlerini her ortamda aktarmak hak ama onlar gibi düşünmeyenlerin fikirlerini kendi ortamlarında aktarmaya çalışmak mümkün değil, yasak...faşitlerin gerçek yüzü din kisvesi altında türbanın içinde gizli ve elbette o türbanı bu zavallı kişilere taktırarak onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanan, araç yapan melunlarda gizli

Bu kadar mı? Değil elbette...Hani o demokrasi taşıyıcıları ıraka girdiklerinde ortadan kaybolan kara mayınları ve 352 kile C3 ve C4 patlayıcı vardı ya...siz bilmezsiniz tabi, nereden bileceksiniz...londuranın bol yeşillikli bir banliyösünde rahat yatağınızda yatarken işte o çalınan ve ortadan kaybolan İngiliz, Fransız, Belçika, Avusturya ve pek tabi abd yapımı patlayıcılar hangi terör örgütlerinin elinde şimdi...

Çok yormayın kendinizi o patlayıcılar ve mayınlar hergün sabah uyandığımızda haberleri açtığımızda karşılaştığımız AZİZ ŞEHİTLERİMİZİN haberlerinde ortaya çıkıyor...hain, bölücülerin patlattığı o mayın ve patlayıcılar...ve biz burada her gün bir kez daha kahroluyoruzi bir kez daha ölüyoruz..siz bilmezsiniz batılılar her gün ölmek nasıl bir duygudur...hergün aldığımız şehit haberleri ile can evinden vurulmak nasıldır siz bilmezsiniz!

Bittimi? Hayır, bugün (Salı) Ankara'da Ulus meydanında patlayan neydi bilir misiniz?...Nereden bileceksiniz...işte o patlayan bomba ırakda kaybolan C3-C4 lerden sadece bir kaç kg'ı idi...şimdilik 6 cana kıyan ve onlarca insanı yaralayan ama bu ülkede yaşayan milyonlarca insanı yasa boğan...bilirmisiniz siz o masumlar orta gelir grubunda ve alt gelir grubunda yaşayan fakir, ekmeğini taştan çıkartmaya çalışan, esnaf zanaatkar ve memurlardı...bilmezsiniz tabi...siz şimdi hangi sıfatla, hangi utanmaz yüzle, hangi cüretle bize demokrasi dersi veriyosunuz, kimn demokrasisini anlatıyosunuz. batının demokrasisi kendisi için sizin içinde yaşadığınız halidir belki ama bizler için, ezilen halklar için kan ve gözyaşıdır başka birşey değil

ABD kısa bir zaman önce yani bu yüzyılımızın hemen başlarında Irak isminde bize koşu ve bir diktatör tarafından yıllarca kanı emilmiş bir ülkeye tüm gücü ile, silahları, bombaları ile saldırdı...Neydi amaç, Irak'da ezilen halkı kurtarmak, dünyayı saddam adlı diktatörden kurtarmak ve belkide en önemlisi sevgili komşumuz ırak'a ve ırak halkına DEMOKRASİ getirmek. Geldimi demokrasi, geldi...Nasıl bir demokrasi bu, her gün 100lerce kişinin öldüğü, ülkenin her yerinde bombaların patladığı, din ve mezhep savaşlarının doruğa çıktığı, kısacası ülkenin her yerini kaplayan bir kan ve barut yumağı işte bu demokrasi.

Peki bu kadar basit mi? Değil elbette...Ha  bu arada zavallı ırak halkını kana boğan hatta o diktatör manyak saddamı bile aratır hale getiren bu demokrasi taşıyıcıları kimler; ABD ve İNGİLTERE...Yok hani diyorum bize ingiltereden yazıp duran ve oraların demokrasisini öven fakire bakıyorumda hiç bunlardan bahsetmiyor...Ve tabi o medeni demokratik batı ülkelerinden...bakın size bir istatistik; dünyada bir olayın (doğal veya insan yapımı) afet niteliği kazanabilmesi için istatistiki olarak 100 kişinin ölmesi veya 100 kiş ve üzerinde insanın yaralanması gerekir (bakınız BM afetlerle ilgili dokümanlar)...Irakda her gün yüz kişi ölüyor ve/veya yaralanıyor...sorarım size demokrasi bu mu? Sizin övdüğünüz hatta arkasını yaladığınız ülkelerin demokrasisi bu mu? Kendi ülkelerinde herşey güllük gülistanlık ama diğer dünya ülkelerine gelince alın size demokrasi...

Vikipedi ile ilgili.
Anlaşılan o ki Nazım hakkında iddia edilen sözde şiir için epey uğraşılmış ve kaynak olarak Vikipedi, özgür ansiklopedi seçilmiş.
Vikipedi, özgür ansiklopediye üye olan veya olmayan herkes kulaktan dolmada olsa bir şeyler yazabilmektedir veya birisinin yazdığı bir yazıyı bir başkası değiştirebilmektedir ve eğer üyelik girişi yapmadıysanız burada sadece IP numaranız yeterli olmaktadır.
Burası tabii ki bazı konular hakkında ufakda olsa fikir verebilir. Ama yukarıdaki saydığım sebeplerden burada yazılanların ne kadarı doğrudur araştırmak gerekir.

İleriye gitmek isteyenleri sevsinler. Hangi yolda ileriye? Size İran’da yaşananlar doğal gelebilir. Ama bizlere değil. Sağa sola saldırmak da neyin nesi galiba partinizin son demlerini yaşadığının farkına vardınız.
Size iyi kudurmalar.

sadece nefret, itiraz, karsi cikma, engel olmaya calisma bizi bulundugumuz yerden daha ileriye goturemez. sizi yerinizde saydirir, geride birakir ama asla bir adim ileri goturemez.

bunu toplum olarak yillardir anlayamadik, gorunus odur ki bir nesil daha anlayamayacagiz.

birisi sizinle ayni renkten olmayabilir. ayni degerleri paylasmayabilir. dunya gorusu tamamen farkli olabilir. bu bugun bu insanlardan nefret edilmez de ne yapilir deyip araya duvar koyarsiniz. ertesi gun su insanlar da farkli renktenmis deyip bir duvar oraya cekersiniz. sonra o insanlar da meger baskaymis deyip baska bir duvar koyarsiniz.

sonunda duvarla cevrilip arada kalan kendiniz olursunuz.

ben burdaki tartismanin demokrasiyle alakasi oldugunu dusunmuyorum. kendinden olmayana bunlar demokrat degil (iddia dogru veya degil orasini tartismiyorum),  murteci, isbirlikci, ABD/AB usagi, halk dusmani diyerek kendisine ve siyasi dusuncesine mesruluk kazandirma cabasi olarak goruyorum.

bundan sonra diyeceklerim fasa fiso...

Türkiye İran olmayacak. Cumhuriyetimizi yıkamayacaklar.  Çünkü bu Cumhuriyet kolay kurulmadı.
Kan ve bilgi ile kurulan Cumhuriyetimizin hepimiz ölmez bekçileriyiz.
Müslüman bir ülkede bile terörist diye yargılanan terör örgütlerine sırf Müslüman diye kefil olan bir zihniyeti başımızda görmek istemiyoruz.
Seçimlerde ister sağ ister sol kazansın ama mutlaka bu hükümet yıkılacaktır. Bunun için mutlaka ve mutlaka önceki mesajlarda da yazıldığı gibi oyunuzu kullanın ve esas oturduğunuz yerde oy verin.
Saygılarımla.

“İran’da son moda

Dünyadaki en ’sert’ tesettür uygulaması, İran Körfezi’nde bulunan Keşm Adası’nda yapılıyor.

Baştan aşağı tüm vücudu kapalı olan ve tenleri hiçbir şekilde görünmeyen kadınlar, tesettürlerini ’burka’ adı verilen özel yüz maskesiyle pekiştirmek zorunda. Dargahan pazarında alışveriş yapan bu kadınların rengarenk, zaman zaman deriden yapılan ve tesettür kurallarına riayet etmeyenleri ceza amacıyla da kullanılan geleneksel maskeden taktıkları görülüyor. Kadınlar, ellerine eldiven giyip, üstlerine ayaklarına kadar inen desenli çarşafları geçirip, yüzlerini de bu maskelerle örtüyorlar.”

Hürriyet Gazetesi
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/6555563.asp?gid=200

“Erdoğan’ın kefil olduğu terör destekçisinin 2 aydır Suudi Arabistan’da sorgulandığı ileri sürüldü
El Kadı Tutuklandı mı?
El Kadı’nın terör örgütü El Kaide’ye destek sağladığı gerekçesiyle”

Cumhuriyet Gazetesi

TMMOB Duyurusunda Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı son derece haklıdır.

Zaten akepe hükümetinin Anayasada yaptığı deşiklikler bir yıl sonra yürürlüğe girecek. 22 Temmuza kadar kanunlarda ne kadar değişiklik yaparlarsa bunlar Cumhurbaşkanımız tarafından veto edilmeli eğer akepenin bu kanunlarda ısrar etmesi durumunda bu kanunlar anayasa mahkemesine yollanmalıdır.
Seçimlerden sonra akpenin yerini alacak ilk hükümette önce daha uygulama fırsatı bırakmadan anayasayla ilgili yapılan değişiklikleri gözden geçirerek düzeltmeleri, sonrada kanunlarda yapılan değişiklikleri kaldırması eğer gerekiyorsa yerine yeni kanun koymaları gerekir.
Çünkü:
Ankara Tandoğan meydanında, İstanbul’da, İzmir’de ve Samsun’da toplanan milyonlarca vatandaşsımız boş yere toplanmış olmasın. Bu hükümette Türkiye’nin babalarının çiftliği olmadığını anlasın.
TMMOB Duyurusu çok haklıdır. Burada binlerce mühendis ve mimar iş bulamazken siz mesleki yeterliliğe sahip olmayan yabancılara burada mühendis veya mimar sıfatı ile çalıştırırsanız bırakın ekonomiyi bir inşaatın çökmesi durumunda onca insanın yaralanması, sakat kalması veya ölmesi dahi söz konusudur.

AKP iktidarı, hiçbir iktidar döneminde görülmemiş biçimde toplumun ilgili taraflarıyla tartışmadan yoğun biçimde yaşamımızı ilgilendiren alanlarda yasal düzenleme yapmıştır. TBMM'de kabul edilen yasaların içeriği ve kaybedilen haklar konusunda toplum bilgilendirilmemiştir. Bu yasalar ya çeviriler, ya da ısmarlama biçimde kişiye, kuruma özel yasalar olmuştur. Yasaların gerekçesi ile yazılımı dahi kaotik bir nitelik taşırken, seçim arifesinde, siyasal iktidarın sayısal çoğunluğunu kullanarak yasa kabul etmesi demokratik teamüllere ve siyasi ahlakla bağdaşmamaktadır.

TBMM'de üye bulunduran siyasal partilerin demokratik esaslara uygun olmayan, bu yasama faaliyetine dur demeleri gerekmektedir. Cumhurbaşkanını seçememiş bir parlamentonun yasama faaliyetine de devam etmemesi gerekir.

Güvenoyu için erken seçim kararı alan parlamentonun, nükleer santral, yeni 15 üniversitenin kurulması, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Yasa'da yapılacak değişiklikleri kabul eden düzenlemelerini kabul etmemiz olanaklı değildir.

Yabancı mühendis ve mimarlar hakkında akademik ve mesleki yeterlilik aramadan çalışma izinleri verilmesini öngören yasa değişikliği kabul edildiği durumda, Cumhurbaşkanı tarafından Meclis'e iade edilmediği durumda bu yasanın uygulanmaması için her türlü meşru yolları tüketeceğimizi kamuoyuna ilan etmek zorunlu olmuştur.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

AKP İKTİDARINI UYARIYORUZ! ERKEN SEÇİM KARARI ALMIŞ BİR PARLAMENTOYA TMMOB'NİN VE İNSANIMIZIN ALEYHİNE YASALARI GETİRMEYİN!
21 Mayıs 2007
Kaynak: www.tmmob.org.tr

Siyasal İktidar tarafından TBMM'ye sunulan ve şimdi Meclis gündeminde bulunan "Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı", yabancı mimar ve mühendislere akademik ve mesleki yeterlilik muafiyeti tanımaktadır. Teklif edilen yasa ile bu kişilere Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Yasa ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yasası'nın uygulanmayacağını düzenlenmektedir. Bu Yasa Tasarısı, yabancılara serbest dolaşım ve çalışma hakkı vermekte, hizmet kalitesi aramamakta, ülkemiz mimar ve mühendislerini haksız rekabete teslim etmekte ve eşitlik ilkesini zedelemektedir. Sermayenin istemi üzerine Başbakanlık Müsteşarı tarafından hazırlanan bu Yasa Tasarısının Birliğimizce kabul edilemez olduğunu başından bu yana ifade etmekteyiz.

Bu teklifte ısrar eden ve toplumsal muhalefete kulak tıkayan siyasal iktidar, toplumun değil sermayenin iktidarı olduğunu ve varlığını sermayeye borçlu olduğunu unutmamış gözükmektedir.

Cumhurbaşkanı'nı seçemeyen ve erken seçim kararı alan TBMM'nin yasama faaliyetine devam etmesi doğru değildir. Kamuoyu önünde meşruluğu tartışılan ve güvenoyu almak için erken seçim kararı alan TBMM üyelerinin, halkın seçme ve seçilme hakkından, iş yaşamına, eğitime, enerjiye dek alanlarda düzenleme yapması kabul edilebilir değildir.