Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • ATATÜRK ORMANINI KORUYAMIYORUZ!
    Ankara BB yonetimi hazine arazilerini imara acmak, yuksek kat izni vermek, orman alani olarak ayrilmis bolgelere imar izni vermek konusunda cok basarili.. Ustelik bu ayricaligi hep belli firmalar icin yapiyor. Son gunlerde ev ve arsa fiyatlari iyice artan cayyolu bolgesine kancayi takmis durumdalar..Yol kenarindaki minik tepecikleri bile oyarak arsa yaratiyorlar sonra 1 gecede imar izni cikarip gene yandas firmalara veriyorlar (Ornegin cayyolu Uludag in karsi tarafindaki bolge) Zaten trafigin sikisik oldugu bir yere yolun kenarini zorla acarak insaat izni vermek cok hatali, orada trafik iyice sikisacak insanlar trafik stresiyle bogusacak, buna kimin hakki var soruyorum..Ama BB yonetiminin tek derdi var oda rant, yani hic calismadan havadan arsa kaparak zengin olan yandaslar, yaziktir gunahtir! Az once gozlerimle gordum,cayyolu Park caddesinin sonlarindaki ATATÜRK ORMANINDA agaclarinin oldugu orman alani grayderlerle aciliyor. Icim acidi cok uzuldum..Gorseniz resmen yesilin, agaclarin arasina grayder girmis hala calisiyor su saatlerde..Secim oncesi gecekondu yapar gibi yesil alanlar imara aciliyor ve yandaslarina veriliyor bu o kadar aleni ki.. malesef cayyolu gibi nezih bir semt gun gectikce yozlasiyor bu uygulamalar sonucunda, yesil alanlar talan ediliyor, cok katli devasa bloklara ve is merkezlerine izin veriliyor..yakinda insanlarin nefes alamadigi ,trafigin cildirtici oldugu kizilay gibi bir yere donusecek.bunun da nedeni Buyuksehirin rant ugruna arsa yaratmasi ve imar izni vermesi,sehir planini hice saymasi..Platformdan ilgi bekliyoruz.
    Tarih: 09 Temmuz 2007 15:09 Ekleyen:


  •      Bu gün başka bir şey yazmak istiyordum enerji ile ilgili
    sitede adımı görünce konu değişti.Nerdeyse Carlosun hayatının önemli kısmını öğrenmek durumunda kaldınız.Pek tabiidir ki buraya da çay yolunun sokak köpekleri sorunu ile geldik ben sadece öneride bulunmak istemiştim.
           Benim ilgimi çeken bir şeyden bahsetmek istiyorum Elektrik enerjisi...Eşiyle bizi görmeye gelen kızımla sizlerin de tahmin edebileceği ile mukayeseli sohbetlere  daldık.Orda neler oluyor,burada alternatifi ne,onlar ne yapıyor biz ne yapıyoruz?Susuz günlere nasıl geldik bu tamamen golobal bir sorun mu,dönüşü mümkünmü,tamir edilebilir mi  ,milletçe neler yapılabilir.Oregon Portlanda iki elektrik faturası fiatlandırması varmış,biri pahallı diğeri ucuz idare seçimi size bırakıyor pahalı veya ucuzu seçebilirsiniz. Hangisinin daha çok kullanıldığını öğrenince
    heyecanlandım,işte vatandaş olmanın bilinci..halkın büyük bir çoğunluğu pahalı olan elektiriği seçiyor.Neden mi? Çünkü pahalı elektrik rüzgardan elde edileni,yaşlı dünyamızın ömrünü daha da uzatmak üzere yapılan pahalı ama doğru seçim.Biz ne yapıyoruza gelince,kültür seviyesine saygı duyduğum siz çayyolu dostlarına bunu söylemeye gerek yok sanıyorum.600 tanker ve çökmek üzere olan kuyular ,nükleer santral düşleri........
            VE DAHASI VAR ,Portland sanayinin nerdeyse yok ettiği bir yermiş çok önceleri.Fabrikalar,sanayii atıkları kirli sular.Kaybettiklerinin farkına varanlar acil durum ilan etmiş.Bütün fabrika ve sanayi kurumları şehir dışına atılmış ve şu an inanılmaz derecede yeşil ve sulak  adeta bir cennet.
             
    Tarih: 09 Temmuz 2007 09:24 Ekleyen:
  • Bazen yazarken kendimi ifade edemediğimi düşünürüm.Sesin yazıya daima bir anlam kattığına inanırım.ÇOK YUMUŞAK TONDA söylenen bir cümle,ifadedeki anlamı daha yumuşak sevecen bir hale getirir.YAZININ işte böyle dezavantajları olabiliyor.Yazarken de yumuşak bir tonda konuşuyormuş
    hissini verenler zaten hakkettikleri yerde oluyorlar,yazarlar şairler gibi.SES TONU bazen sert emirleri ricaya dönüştürebilir.Kimseyi kırmak incitmek gibi bir düşüncem asla olamaz,demekki yazıdaki sesimin tonunu ayarlayamamışım.
             Carlosa gelince,o burdan  gitmeden önce Oregon yasalarına göre kısırlaştırıldı ve derisinin altına bir çip yerleştirildi ki sonra bunun çok faydasını gördük. .Firar teşebbüslerinde yakayı çabuk ele verdi.Kızımın eşininde
    iki goldeni var,böylece carlos yanlızlıktan kurtuldu,evlerinin bahçesinde üçüde çok mutlu.Nişantaşı sokaklarında yaşadığı sefaleti çoktan unuttu.HATTA  sır.tındaki kurşunu bile.ORDA SAÐLIK TARAMASINDA sırtında bir kurşun olduğu saptandı.Nişantaşı günlerinde birileri ne kadar nişancı olduğunu bu zavallının üzerinde denedi veya onu uyutmak isteyenlerin elinden kurtuldu.Oşimdi sırtında kurşunu iki kardeşi ve onu çok seven ailesi ile çok mutlu. "  BİR DENİZ YILDIZI KURTULDU"
           İlginç bir hayat hikayesi var ,becerebilseydim bir çocuk hikayesi yazmak isterdim onunla ilgili ama ne yazıkki  kendimi bile ifade edememişim  anlaşılan,ben hiç kimseyi hedef almadım.Estetiğe çok önem verdiğimden bizim ADI LAZIM DEÐİL SİTESİNLE UÐRAŞIRIM  çoklukla
    o da bir simgedir,bilirsiniz ki küçük toplumlar büyüklerin aynasıdır.SAÐLIKLA KALIN
    Tarih: 09 Temmuz 2007 09:22 Ekleyen:

  • LÜTFEN DİKKAT !!!
    Cevval kaplumbağa (Tintinli aheste)

    Tatil beldesi Amasra gezisi için Eflatun Kır Gayvesinden nacizane bir uyarı iletmek istiyorum.
    Bilindiği üzere İsa’dan önce 2007 başlarında Çayyolum.com ziyaretgahında tümcenin doğuşu ile ortaya bırakılan Londra’lı asilzadei, Çayyolu’nu 70lerin Hasköy’ü varsayarak golf arazisi yapmaya çalışmışti.
    Hatırladınız mı? Hatırlamadıysanız hani, 8 Mart’ta Koru Mesa Plaza’da törenle kutlanan Dünya Kadinlar Gününe binaen; “Çayyolu Belediye Başkani Sakin Sakin Kadin olmasin” demişti. Oysa bugüne nail (başaran) olabilecek o kadar güçlü kadınlarımız var ki.
    Hatırladiniz mi? Hala hatırlamadiniz mi?
    Oralı asilzadenin Çayyolu’na ilgisi hala azalmadığından Çap’ın düzenlediği gezi için ta adadan kalkıp yarımadaya geleceği duyumları alınmaktadır. Fiskosçularının transfer ettiği haberlere göre de kendisi “binbir surat” www.liva.com.tr L 1288 şekline girerek golf arabalarını Safranbolu’dan İnkum’un uçurumlarına doğru yürütecekmiş. Sakin, onursal başkanımız sayın Engin Uç ve Atılgan gemisinin kaptani Alev abla ve diğerleri asilzadenin kılık değiştirerek kullandığı golf arabasına binmesinler. Hala eşgalini tanıyamayan Çayyolum.com izleyicileri için asilzade binbir suratın gerçek eşgali www.liva.com.tr L 1369da. (aslının kopyası, fotokopisidir.)

    İnform Technologies
    (uzaylı teknoloji)
    beyaz hayalet (Casper)



    Diğeri Sazangillerden
    Gölün bira mayası

    Tarih: 09 Temmuz 2007 09:19 Ekleyen:

  • MEDYA BİLGİSİ
    BUGÜN...
    GÜL YAÐCILIK


    Sayın cumhurbaşkanımızın resepsiyonu
    TDK: "kabul kapısı"


    Haber: AKP'li milletvekili Koral usulü gül sevmek
    dokunmaktır.
    Desmont Morris usulü değil.... !!!
    A m a ....
    Biri de (muhalifin) kalkar ya çimdik atarsa...
    Ya da biri de kulağını çekerse...
    Canım herkes Ricky Martin mi?
    Herkes de Hülya Avşar değil ki canım,
    B O R İ S  Y E L T S İ N.....!!!
    Lütfen
    baylar ve bayanlar
    orası Ali babanın çiftliği de değil ki, lütfen ....
    Hiç değilse kameraların önünde taşralaşmayın, lütfen.
    Bir şeyi düzeltmek istiyorsanız ilk önce lütfen kendinizden başlayın.


    Beypazarı ağzı
    Gökgöz (kıskanç)
    is.mail.com.tr 
    Tarih: 09 Temmuz 2007 09:15 Ekleyen:
  • Ankara'da yine yağmur yağmadı çok kıs bir süre sonra susuzluk kapımızı çalacaktır sanıyorum.Bizlerde elimizden ne gelirse yapmalıyız ne mi? mesela suyu tasarruflu kullanarak bir katıkı yapabiliriz.Tuvaletlerde kullandığımız sifonları tasarruflu sifonlarla değiştirebiliriz.Suyun boş yere akmasını engelleyebiliriz.Değil mi?
    Herkes kendine düşeni yapmalı, Su tasarrufunu çocuklarımıza öğretmeliyiz.
    Tarih: 09 Temmuz 2007 02:43 Ekleyen:
  • Semtimizde bir inşaat firması tarafından yaptırılmakta olan 45 adet villa inşaatının temelleri atıldıktan sonra projede değişiklik yapılarak 49 adet villa inşaatına çevrildiğini bilgi tabelasından öğrenmiş buluyorum. Projesi hazırlanmış ve temelleri atılmış yerlerde bina üzerinde değişiklik yapmak yasal mıdır?

    Sahibi: İ. Hilmi Barlas

    Yapan: Özçelik  İmaj
    Tarih: 09 Temmuz 2007 02:43 Ekleyen:
  • İHANETİN BEDELİ BİR GÜN MUTLAKA ÖDENİR! ÇEVREDEKİ ÖTEN, ÖTECEK VE
    ÖTTÜRÜLECEK OLAN KEKLİKLERE DİKKAT !

    Seçim iklimine girdiğimiz şu günlerde siyaset kekliklerini dinleyeceğiz. İyi öten birinin de peşinden gideceğiz ama, inşallah kendi soyuna ihanet edenlerin peşinden gitmeyiz.
    Bu öyküyü bir yerlerde okumuş olabilirsiniz ama, günün anlam ve önemine istinaden bir kere daha hatırlayalım.

    Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafet yapmış, Kuşlar Çarsısını geziyormuş. Avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları Maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar. Bir ara gözü kekliklere ilişir padişah’ın. Bir grup kekliğin üzerindeki varakta,

    "Tanesi satış fiyatı 1 altın" yazıyor. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes
    İçinde, öbürlerinden farklı görünmeyen bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın. Padişahîn gözü 300 altınlık kekliğe takılır. "Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın da, bu 300 altın?" Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" diyor."Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye ekliyor. "Satın alıyorum" diyor Padişah, "Al sana 300 altın..." Parayı veriyor; hemen oracıkta kekliğin kafasını kesiyor. Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken; Padişah gürlüyor:"Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Kendi soyuna ihanet edenlerin akıbeti er veya geç budur."
    Tarih: 09 Temmuz 2007 02:07 Ekleyen:
  • Dün(7.7.2007) MİTİNGDEN döndüğümüz saatte,arkadyumdan  Tansas tarafına geçmek üzere yeşil ışıkta yaya geçidini kullandığımızda bir hanım sürücü fırtına gibi önümüzden geçti.Biz iki kardeş yeşil ışığa güvenip sohbet ederek yürüyor olaydık veya bir an dikkatimiz başka tarafa yönelseydi şu anda hastahanede yatıyor veya arkamızdan sevdiklerimiz dua edıyor olacaklardı.Plakayı doğru aldığımdam emin olmadığım için gerekli yerlere bildiremedim bu yüzden sizlerle paylaştım. Elde telefon tam gaz yeşil ışıktan geçmenin ne kadar yanlış ve tehlikeli olabiceğini BU HANIMLAR NaSIL VE NE ZAMAN ÖĞRENCEKLER.Dikkatli olmak gene biz 65 ine dayanmışlara kalıyor,son günlerimizi sakat geçirmemmek için.
    Tarih: 08 Temmuz 2007 23:08 Ekleyen:
  • Ömürlerini test çözmekle geçiren öğrencilerin ,hayattan ne kadar uzak yetiştiklerini görmek için show tv deki güzel ve dahi programına biraz bakmanız yeterli.İki yüksek okul ve bir kolej mezunu genci seyrederken bu çocukların kitap.dergi ,gazete okumadıkları gibi haber bültenkerinide izlemediklerine şahit oldum.Mantık ve düşünce yeteneğinden ne kadar uzak ve güdük kaldıklarını görmek beni çok üzdü.Birer robot haline getirmeye çalıştığımız çocuklarımızı ne hale getirdiğimizi görmek için biraz bu programa bakmanız yeterli.Hem isyanımdan hem üzüntümden daha fazla izlemiyerek kanal değiştirdim.Oysa bir kaç saat önce  mitingden gelmiştim.Umutlarımı ,heyecanımı kaybetmekten korktum.Nasıl bir gençlik yetişiyor dünyadan,memleketinden yakın tarihinden bihaber.....BİZ mi sebebiz bunlara,kafası çalışan ,memleketine sahip çıkan,üreticiyle tüketicinin arasından aracıları kaldırmaya çalışan,emperyalizme karşı çıkan,siyasi görüşleri olan,okuyan,yartmaya çalışan bir gençliği biz sindirmedikmi? BAŞBAKANLARINI,CUMHUR BAŞKANLARINI tanımayan-çok yakın tarih-memleket sorunlarıyla yakından uzaktan alakası olmayan bir gençlik ve bunlar yüksek okul ve koplej mezunları.Şimdi lütfen bana söyleyin hala  geleceğimiz için umutdumu kaybetmeme şansım varmı?
    Tarih: 08 Temmuz 2007 14:10 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!