Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara


  • Pirinç ile incitmek!
    ------------

    Daily Mail gazetesi ise hindi benzetmesine başvurdu ve “Hindi avlandı” (Beşiktaş takımıyla ilgili olarak)

    Hindi ile incitmek!

    Evet biri Avrupalı diğeri ABD’li sanki ABD’de böyleleri yok mu? TC. kurulduğundan beri var.
    Fazla söze gerek var mı? Bilemiyorum.
    Ben G.S. liyim. Ne fark eder ki?
    Tarih: 11 Temmuz 2007 02:28 Ekleyen:
  • SORUMLU VE DUYARLI BİR VATANDAŞ OLMAYA ÇALIŞIYORUM.Şu an  gündemimi orman yangınları pek tabiiki seçimler ve de su sorunu oluşturuyor.Birincisi içimi yakıyor ikincisi ürkütüyor üçüncüsü ile savaşmaya çalışıyorum en kolayı galiba yapabildiğimin.Su faturamı yarıya indirdim.SEBZE YIKADIĞIM SULARI bir nevi arıtarak çiçek sulamada, balkon yıkamada v.b işlerde kullanıyorum.Suyun zerresini ziyan etmemek için adeta savaşıyorum temizlik ve hijyenden ödün vermemeye çlışarak.BEN böyle kendimle övünürken ,karşı bahçemin tankerle ,nerdeyse soba borusu genişliğinde bir aparatla bilincçsizce sulandığını görünce çileden çıkıyorum.Maksat ;suyu ekonomik kullanmak mı yoksa sudan sırtımızdan para kazanmak mı? Bıraksınlar böyle sulayacaklarsa biz bahçe hortumları ile suladığımızda  o aynı yere devamlı ve boşa harcanan sudan daha az su harcarız.Ne kadar bereketli bir iş ki kervan düzeni tanker var ...BU TANKERLER  SUYU NEREDEN ALIYOR,onların tükenmez kuyuları mı var...ticaretin böylesine pes doğrusu.......
    Tarih: 10 Temmuz 2007 15:34 Ekleyen:
  • Yenimahalle Belediyesi.

    Hiç şüphesiz Tarih yaşanmış olaylardan ibarettir. Yaşanmamış bir olayı veya olan bir olayı değiştirerek anlatmak o Tarihi Tarih yapmaktan çıkarır. Tarihi belki masal gibi anlatabilirsiniz ama onu asla masal yapamazsınız; onu değiştirerek masal haline sokmak Tarihe yapılacak en büyük ihanettir.

    Yenimahalle Belediyesinin (Yani biz Çayyolu halkının belediyesi) televizyonda Hikmet Sofrası diye bir programı var.

    Hikmet Sofrası

    Burada Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı Topraklarında azınlık olarak yaşayan bir Rum’un Fatih ellerini kestirmiş.
    Rum Fatih’den davacı olmuş.
    Mahkemede Padişah Fatih’in ellerinin kesilmesine karar vermiş.
    Rum İslamiyetin bu yüce adaleti karşında kelimeyi şahadet getirerek Müslüman olmuş ve Fatih’i bağışlamış bu sayede Fatih’in elleri kesilmemiş.

    Yazık Tarih anlatıyorum diye masal anlatanlara yazık. Eğer okullarda da böyle masallar öğretiyorlarsa, okuyup eğitim gören çocuklarımıza gençlerimize yazık.
    Tarih: 10 Temmuz 2007 12:21 Ekleyen:
  • Bir süredir modemimde arıza olduğu için internete giremiyordum. Sorunu yeni modem alarak çözdüm. Aradığım modem markası Tekno-Sa da 67 YTL. iken ben aynı markayı Vatan Bilgisayardan 55 YTL. ye 12 taksitle aldım. Aklınızda bulunsun. Bir şey alırken fiyatları araştırın.
    Tarih: 10 Temmuz 2007 12:19 Ekleyen:



  •                     3

        Şimdi,kaybedenler başlarını ellerinin arasına alıp bir düşünsün,nerde hata yaptıklarını.Hiç kimse rakibini devamlı  yererek bir yere gelemez.Politikada olsun özel hayatta olsun bu yolu izleyenler karşılarında mağdurları  veya mağdurları oynayanları bulurlar. BU politika hem kazanana hemde kaybedene zarar verir. Mağduru oynayan himayeye hazır olanların kıskacından kurtulamaz.K aybedenlerse,bize bu güzel vatana yazık ederler.
    Tarih: 10 Temmuz 2007 12:16 Ekleyen:
  • 2-      Sonra büyüdüm,büyüdüğüme pişman oldum.
    HERKESE BİRER YAFTA fikirlerinden dolayı.Babamı solcu diye sürdüler,bu karara varmaları için  bir gazete aboneliği yetti.Oysa babam cuma namazına da gider,ramazanda oruç da tutardı.Eskiler bilir,eski İstanbullular,deniz o zamanlar kirlenmediğinden mayolarıyla  denizden çıkmaz,ramazan da da iğne oyalı ipek başörtüleriyle ibadetlerinin gereğini yerine getirirler.Fakirin fukaranın  herkes kendi imkan nisbetin de  gönlünü alırdı. BAYRAM
    geldiğinde birbirinden şık modern görünümlü insanlar sokakları şenlendirirdi.Evlendiğimde ailem yuvadan uçarken bana, bir kuran bir bayrak bir de yüce Kurtarıcımız Atatürk ün resmini çeyizimle birlikte vermişti. Onlar benim yeni eviminde hep baş köşesinde oldular.Sorarım size,Cumhuriyet mitinglerinde elinde bayrağı ile gençlerden arkada kalmamaya çalışan,bir asker geçse gözyaşlarını tutamayan,milli marş çalarken yüreğini zaptedemeyen,gençliğince ve var oldukça Atasının izinde olan,çocuklarını ve torununu bu aşkla yetiştiren ben neyim? LAİK ? Hayır çünkü ramazanda oruç tutuyorsun.ANTİLAİK? Olmaz Atatürkçüsün.....
           İşte  böyle,yıllarca kominizm öcüsüyle sindirilmeye
    çalışıldık.Şimdi yeni öcüler icat edilmeye çalışılıyor,birbirimizden korkalım nefret edelim diye.Etiketlendirilip,sınıflandırılmaya çalışılıyoruz.Birliğimiz beraberliğimiz bozulsun diye.Beyler Atatürk olmasaydı siz bu gün o camilerde ne namaz kılabilir,ne de dinizi yaşayabilirdiniz. Hele hele yazlıklarını bırakıp oylarını ziyan edenler hiç ahkam kesmesin. .
    Tarih: 10 Temmuz 2007 12:16 Ekleyen:

  •  

       Çoçukluğum ve gençliğimin en güzel yılları İstanbulun küçük bir sayfiye kasabasında geçti.Komşularımızın bir çoğu rum kökenli vatandaşlarımızdı.Şimdiki gibi sokaklar numaralanmamıştı.Karanfil sokak,sarmaşık sokak,ortanca sokak,çamlık yolu gibi hoş çiçek adları ile anılırdı.Bazen de ünlü yazar ve şairlerin adı veya o semte yararları dokunan büyüklerin adları verilirdi.Biz çocuklar ramazan ve ve paskalya günlerini çok severdik.Müthiş bir hareketlilik başlardı evlerden evlere,tabaklar tepsiler gider gelirdi.Bayram günlerinde kimin hangi dinden olduğuna bakılmadan bayramlaşılır,hediyeleşilir çocuklar ve yaşlılar sevindirilirdi.Laik ,antilaik diye bir kavram yoktu veya vardı da biz bilmezdik.BİZE öğretilen herkesin dinine,inanışına saygı göstermek,kimseyı  inanışından dolayı  dışlamamaktı.
        Birkaç gündür yazıp yazmama arasında bocalıyorum.Yazdıklarımı birileri sahip veya karşı çıkar beni laik veya antilaik olarak katagorize edermi diye endişe etmedim değil...Sonunda karar verdim yazmaya.
    Bazı tanıdıklarım beni  İSTANBUL müslümanı diye tanımlarlar.Ne demek bu diyeceksiniz; hani derler ya "BİZ HELVA DEMESİNİ DE BİLİRZ H ALVA DEMESİNİ DE" öyle değil işte.Ben Atatürk ilke ve devrimlerine inan bir alilenin çocuğu nasıl yetişirse öyle yetiştim ve bu inançla büyüdüm.Milli bayramların o çoşkulu havasını en yakından , etkinliklerin içinde yaşayarak soludum.Ama dini bayramlarımızı da çok sevdim.Ramazanları ve bayramları bir masal güzelliğinde yaşadım.Saygıyı,sevgiyi ve paylaşmanın o anlatılmaz sevincini tattım  .
    Tarih: 10 Temmuz 2007 12:15 Ekleyen:
  • Seçimlerden sonra göreceğiz ne olacak bakalım hayırlısı
    Tarih: 10 Temmuz 2007 09:09 Ekleyen: avsaavşa
  • 4-
       VE hala farkında değiliz,bölündüğümüzün.ÖNCE KOMİNİZM,olmadı,sonra IRKÇILIK olmadı,Türbanlılar,türbansızlar....Ya yarın,yarın ne olacak
    mezhepler mi sıraya girecek? Millet zil çalıyor oynuyor dışarda,büyük devlet olmamızı hazmedemeyenler mutluluktan uçuyor.AB MEMNUN , ABD MEMNUN.İran,Irak gibi olmamızdan hiç endişe etmiyorlar.Hatta Malezyayı önerenler var.Biz ne yaptık peki senelerce,kapı kapı gezip,ulşılamayan yerlere,varoşlara el uzattıkmı ,anlattık mı Cumhuriyetin.demokrasınin ne olduğunu oturduğumuz yerden ahkam kesip nutuklar attık,bizim gibi olmayanları küçü msedik.Eğitimi ıskaladık,eğitim denince sadece kendi çocuklarımızı hatırladık.Çocuklarımız dışındakilere başkaları sahip çıktı.Tandoğanda  terörü lanetlemek üzere toplandığımızda görmüştüm kaç kişi kaldığımızı .Gözlerimden yaşlar çığlık olup akmıştı o zaman da.İşte o yüzden yazdım ben dün gece ....Hala anlamayan varsa......
    Tarih: 10 Temmuz 2007 08:06 Ekleyen:
  • Evet bir zaman değil, zaman zaman insanları okudukları gazetelere göre yargılıyorlar bir ihbar üzerine evler aranıyor o evde sol bir yayın bulunursa o evdekiler direk olarak gözaltına alınıyordu.
    Bu arada katiller, hırsızlar, uğurlular, uğursuzlar ellerini kollarını sallaya sallaya sokaklarda dolaşıyordu. Çünkü ne hükümet yetkililerinin nede polislerin bu kişilerle uğraşmaya vakitleri yoktu. Onlar ancak solcularla uğraşmakla meşgul oldukları için bu kadar önemsiz hadiselerle uğraşmıyordu.
    Üstelik kendilerini milliyetçi diye tanıtan bu kesim insanları zaman zaman ellerinde birer tabanca olduğu halde polisle işbirliği içinde solcu avında polisimize yardımcı bile oluyordu. Bu durumda polis neden bunlarda uğraşıp hükümetle başını belaya sokacaktı ki 
    Bütün bunlar yaşandı.
    Başta bir zaman değil zaman zaman dedim ya.
    Örneğin:
    1960 ihtilali öncesi Demokrat Parti zamanında Ulus Gazetesi okuduğu için Dayımı saatlerce sorguya çekmişlerdi; ve müdür yardımcısı olan dayımın müdürlüğü çıktığı ve genel müdürün imzasını beklediği halde o işle daha önce hiç alakası olmayan ve işi bilmeyen birisini tepeden inme müdür yapmışlardı.
    Ama ne oldu yanlarına kâr kalmadı. Ne demişler? Alma mazlumun ahını  çekersin aheste aheste.
    Tarih: 10 Temmuz 2007 08:05 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!