-
Beterin beteri var.
Tavuklarımız bu sayfaları okur mu? Bilemem ama gene de yazayım.
Kartalımız uçmayı öğrenemese de kendini tavukta sansa gene de bir kartal olarak ölmüştür.
Ya tavuk olup her gün kesilme korkusu ile yumurta yetiştireceğim diye folluktan başını kaldırmayıp etrafında olup biteni görmeden yumurtladığı sürece kendini kartal sansaydı.
Tarih: 21 Ağustos 2007 09:03 Ekleyen: Beğenme: 0
-
YAPTIM OLDU YA DA ENGIN’IN CORBASI
1 sogan, dorde bolunmus
6-7 dis sarmisak
3 carliston biber, kucuk dogranmis
1 kabak, ince halka halka dogranmis
1 havuc, kucuk zar gibi doranmis
1 cay fincani mercimek
7 tane mantar, ince dilinmis
taze zencefil, tozseker, pul kirmizibiber
1 kasik domates salcasi, soya sosu veya sirke
yeteri kadar et suyu, yoksa toz et suyu
yag yok(!)
hepsini az suyla haslayın, iyice pisirin. Sonra suyunu dengelersiniz.
Dogan kitap
Gulriz’in mutfagindan
Sayfa 69
Tiyatro severlere not: Engin Bey , Sayin Gulriz Sururi’nin esi.
Tarifin, CAP’in onursal baskani Sayin Engin Uc Bey ile ilgisi bulunmamaktadir.
Tarih: 21 Ağustos 2007 07:05 Ekleyen: Beğenme: 0
-
DEMİŞTİ DEMEMEK İÇİN!....
Yaşamkent mahallesine otobüs tahsisi için altyapı (yol ve trafik işaretleri) konusunda çok hassas davranan UKOME yetkilileri, eskişehir yoluna çıkışta trafik kazası olabilir düşüncesiyle söz konusu kavşağa trafik lambası konuluncaya kadar otobüs vermedi.
Sağolsunlar o kadar zahmet çektik ama can güvenliği de çok önemli.
Yanlız göz ardı edilen çok çok önemli bir husus var.123 sefer sayılı otobüs Çamlık Park sitesi içerisine giriyor(her nedense sitelere karşı zaafiyet var, her sitenin özel otobüsü gibi seferler yapılıyor)ve 90 derece dönüş yaparak eskişehir yoluna çıkıyor.
Değerli yetkililerimiz bu çok önemli olayı nasıl atladılar acaba???..
Ana yola çıkışta meydana gelebilecek bir kazada ve ölümlü olaylarda 123 sefer sayılı otobüse güzergah tayin edenler hesap verecekler mi??
Müessif bir olaya sebebiyet verilmemesi için çok acele olarak söz konusu otobüsün güzergahının tekrar kontrol edilerek, mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir.
saygılarımla
Tarih: 20 Ağustos 2007 03:26 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Bir zamanlar, buyuk bir dagda kartallar yuva yaparlarmis.
Bir kartal da 4 tane yumurtasi ile bu dagda yasiyormus.
Bir gun bir deprem olmus.
Ve yumurtalardan bir tanesi dagdan yuvarlana yuvarlana
vadide yer alan bir ciftlige kadar dusmus. Bu ciftlik bir tavuk ciftligiymis.
Ciftlikteki tavuklar,
bu degisIk ve normalden buyuk yumurtayi sahiplenmeye karar vermisler. Yasli bir tavuk bu yumurtayi ve icinden cikacak yavruyu,
korumasi altina almis.
Bir gun, kucuk kartal dogmus.
Cevresinde tavuklari gormus ve kendini bir tavuk zannetmis.
Butun tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmislar.
Ailesini de cok seviyormus.
Icinden, bazen, ben kimim? sorusu geciyormus.
Ama o bir tavukmus. Bunu boyle bilmeliymis.
Birgun ciftlikte oyun oynarlarken,
yukari baktiginda bir grup kartalin ozgurce uctuklarini gormus.
"Aman Allahim, ne kadar guzel ucuyorlar.
Ben de onlar gibi ucmayi cok isterdim" demis.
Tavuklar, bu dusunceye hep birlikte gulmusler.
"Sen bir tavuksun ve tavuklar ucamazlar" demisler.
Kucuk kartal, artik daha sIk gokyuzune bakiyor
ve ucan kartallar gibi ucmak, ozgur olmak istiyormus.
Ne zaman bu dusuncesinden arkadaslarina, ailesine bahsetse,
hep su cevabi aliyormus.
"Sen bir tavuksun. Birak bu hayalleri."
Zamanla, kucuk kartal da bu dusunceyi kabul etmis.
Hayal kurmaktan vazgecmis
ve hayatini bir tavuk olarak yasamaya karar vermis.
Ve hayatinin sonu geldiginde de bir tavuk! olarak olmus.
Tarih: 20 Ağustos 2007 03:25 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Diğer adayıma gelince;
AKP’lıyı bazı ziyaretçilerimiz sondaki “ı” harfini dikkat noksanlığından “i” olarak yani AKP’li olarak okumuşlar. Zahmet edip takıntı yapmışlar. Sağolsunlar.
Oysa ben AKP’lı yani AKPINARLI demek istemiştim. Zaten benim köşk için ekstra adayım başlangıçtan itibaren nacizane bizim ekolden (DELİLER’den) olan Sayın METİN AKPINAR’dı, Metin ağabeydi.
AŞK OLSUN sizlere!
Neden durup durup şaşırdınız canım? Burası ne Mars, ne BEYOÐLU BEYOÐLU .
Mütevazi Çayyolu GECELER’i
Değil mi efendim?
Diyalektik bir didaktik önerme;
Deve mi kuş mu kabaresi oyunlardan hatırladıklarım
Yasaklar, Beyoğlu Beyoğlu, Aşk Olsun, Geceler, Deliler
Tarih: 20 Ağustos 2007 03:21 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1)
Seçimler 1 ve 2
Her insanın gönül kapısında bir köşk adayı olduğu gibi benim de var.
Biri ONUR’lu, diğeri AKP’lı.
“DELİLER’den”
İkincisini yeni düşündüm, biraz evvel.
Niye şaşırıyorsunuz canım.
Birden bulunduğunuz yerin ÇAP (örnek mutfak) olduğunu hemen unutuveriyorsunuz.
Londra’lının meydanı olmadığını biz de biliyoruz tabi.
(Alev ablaya alom alom demeden yarını bekleyin)
Eğer Sayın Gül 1 ihtimal seçilemezse ikinci adayımı TBMM’ne bizzat önereceğim. Çünkü birincinin seçilmesi mümkün değil.
Birinci adayım; onu (ONUR’u) zaten tanıyorsunuz. Adı üstünde bir adam. Hem düzgün hem de sözüne güvenilir. Abdullah bey sakın gücenmesin ama partisinin vekilleri bile onu (ONUR’u) mecliste hayat bilgisi öğretmenleri gibi dinliyorlar. (Ben napayım. Meclis tv öyle gösteriyor) Ama ne yazık ki demokrasi gereği aday bile olamadığı da bir vaka.
Diğerine gelince……
İsmi yıpranmasın diye onu az sonra açıklayacağım.
Tarih: 20 Ağustos 2007 01:39 Ekleyen: Beğenme: 0
-
“NE YAPSAK YARANAMIYORUZ
Kesikköprü Barajı’nda yapılan çalışmaların patlaklar kadar basında yer almamasından yakınan Gökçek, ne yapsalar kimseye yaranamadıklarını söyledi. Kesikköprü Barajı’ndaki suyun içilmez olduğuna dair iddaların gerçeği yansıtmadığını anlatan Gökçek şunları kaydetti:
"Önce suyu niye getirmedin diyorlar. Sonra suyu getiriyoruz bu su içilmez diyorlar. Katıldığım bir programda arıtılmış suyu önce kendim içtim. Kesikköprü suyundan kimsenin şüphesi olmasın.”
Ayıp!
Daha ne yapacak adamcağız. İşte Kızılırmak suyunu afiyetle içmiş. Bakan olsaydı çay demler öyle içerdi ama adamcağız bakan değil ki çay içsin.
Bize de bir türlü yaranılmıyor zaten; bizi gidi kıymet bilmez nankörler bizi. Diyeceğim ama ya aşağıdaki habere ne diyeceksiniz?
“ANKARA'DAKİ SU SORUNU İÇİN AK PARTİLİ VEKİLDEN BELEDİYEYE SUÇLAMA!..
“İstense Ankara'ya da su getirirdik. Talep eden 20 şehre su götürdük' diyen Eroğlu, Bursa, İstanbul, İzmir, Afyonkarahisar, Çorum, Sivas, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Erzurum'un aralarında bulunduğu pek çok şehrin DSİ'ye talepte bulunduğunu ve DSİ'nin de bedelin 30 yılda ödenmesi koşuluyla”
Melih bey istifa etmeyi düşünmüyor musunuz?
Tarih: 20 Ağustos 2007 01:37 Ekleyen: Beğenme: 0
-
“Kansere Yol Açan Sebepler
Radyasyon
Kalıtsal faktörler
Kimyasal Maddeler
Radyasyon
Radyasyon önemli bir kanser nedeni.DNA zincirinde kırılmalara böylece kromozom yapısında bozulmalara yol açıyor.Radyasyona maruz kalan hücrelerde , anormal kromozom yapıları görülüyor.Kromozom parçaları yer değiştirip birbiri üzerine binebiliyor.Bunun sonucunda hücrelerde anormal proteinler oluşmaya başlıyor ve hücrelerin normal kontrol mekanizmaları devre dışı kalıyor.
Radyasyonun bu etkisi uzun zaman dilimi içerisinde oluşuyor.Radyasyona maruz kalan hücreler belirl bir süre sonra kanserleşiyor.Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atıldıktan yıllar sonra birçok kanser vakası görüldü.
En önemli radyasyon kaynaklarından biri de,morötesi ışınlar yayn Güneş.Tüm cilt kanserlerinin %90 ‘ından fazlasına,Güneş’in bu zararlı ışını yol açıyor.Güneş ışınlarına doğrudan maruz kalmaktan korunmak ya da koruyucu kremler kullanmak gerekiyor.Doğada bulunan ve insanların yaşadığı tüm ortamlara rahatlıkla sızan radon gazı da belirli bir miktarın üzerine çıkınca akciğer kanserine yol açıyor”
Tarih: 19 Ağustos 2007 13:51 Ekleyen: Beğenme: 0
-
BİLİYORUM DİYECEKSiNİZKİ;
Geçmişe mazi,yenmişe kuzu
Eskiye rağbet olsa bir pazarına nur yağardı.
Eskiyle avunma,mezardakiyle övünme.
Biz eskiden eskiden su içerdik tesdiden.
NEYLERSİNİZ Kİ TEVVELÜT 1943
VE MAZİNİN;
ZAMAN OLUR Kİ BİR ANI CİHANA DEĞER
Benden bu hafta bu kadar,sağlık sevgi ve duyarlılıkla kalın.
Tarih: 19 Ağustos 2007 13:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
VE BİZ ESKİDEN....
Dedim ya epeydir,inmemiştim Ankaraya,unutmuşum Kızılayın kalabalıklığını ,yaz olmasına rağmen.Alışverişi mi yapıp hemen dönmek istedim Ümitköye,nedenmi?...
Biz eskiden trafik ışıklarından geçerdik karşıdankarşıya(sene 1964-1965).
Biz eskiden yeşil ışık yanmadan atmazdık kendimizi arabaların önüne.
Biz eskiden sağdan yürürdük hep,soldan gelenlerle çarpışmamak için.
Bizim çocuklarımız yedikleri çikolatanın ambalajını bir çöp kutus u bulana kadar ellerinde saklarlardı.
Biz eskiden sokaklara tükürenlere çok nadir rastlardık.
Otobüs durakalarında sıraya riayet edilir şimdinin tabiriyle kaynak yapılmazdı.
Biz eskiden yer verirdik büyüklerimize,inerken çıkarken onların inme ve çıkmasını beklerdik otobüse.
BİZ ESKİDEN,yüksek sesle sohbet etmezdik otobüslerde,işten yorgun dönenleri rahatsız etmemek için.
ANLADIM Kİ BİZ ESKİMİŞİZ ARTIK.
Bir anımı anlatmadan geçemiyeceğim,başka bir şehirden gelen arkadaşımla alışverişe çıkmıştık Kızılaya o tarihte.Arkadaşım karşıdan karşıya bir disiplin içinde bir birlerine çarpmadan geçenleri görünce(SAĞDAN GİDENLER ,SOLDAN GELENLER). "Başkentte olduğumu hissetim,bu ne düzen ,ne medeniyet" diye şaşkınlığını ve beğenisini ifade etmişti.
Sene 1965 ve sene 2007 ANLADIM Kİ ÇOKTAN TARİH OLMUŞUZ BİZ...
Tarih: 19 Ağustos 2007 09:58 Ekleyen: Beğenme: 0