Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara


  •                           KAMUOYUNA  DUYURU !

                                          T.C.
                       YÜKSEK HAKEM KURULU BAŞKANLIÐI


    Yüksek hakem kurulunca taraf Köşk pastanesi işvereni ile Oleyis sendikası arasında olan ve 28.08.2007 tarihinde yürürlük süresi başlayacak toplu iş sözleşmesi incelenmiş
    ve de
    Köşk personelinin “bilmediğimizi yapmayız” diye dayattıkları ve direttikleri tarifler konusunda işverenle yapılan görüşmeler sonucunda uzlaşma sağlanarak, uyuşmazlık ortadan kaldırılmıştır. Tabi işveren lock out ilan edince…..


    KARAR

    1. Sözleşme 7(yedi) senedir.
    2. Sözleşmede;
    BİRA MAYASI ile yapılan MUSKA BÖREKLERİ risotto konusunda olduğu gibi günah olur mu acaba diye ULEMAYA danışılacağından ek 5. madde olarak ilave edilmiştir.
    3. Aşçıbaşı Ekrem Muhittin Yeğen’in sayfa 558, reçete 209’daki PAPİYON tarifi iptal edilmemiştir.
    4. Çilav (İRAN pilavı), HİCAZ pilavı pastanenin alakart bölümünde Farabi Sokak sakinlerine sunulmasına karar verilmiştir.
    5. Likörlü çikolataların içine ne konulacağı arz talebe göre oluşturulacaktır.
    6. Sözleşmenin diğer maddeleri aynen kalmıştır.


    Not: Toplu sözleşmenin şerefine verilecek kokteyl için hazırlanacak yaş pasta 7 senelik 7 katlı (yedi oklu değil) başka kılıçlarla değil illa ki DEMOKRASİNİN KILICIYLA kesilecektir. Lütfen bunun kıymetini hep beraber bilelim “Biz değil siz” .

     
    Tarih: 25 Ağustos 2007 12:59 Ekleyen:
  • Yazılanların genel bir kısmı da sokaklarda başıboş gezen köpekler.

    Belediye ile görüşüyorsunuz ilgili dernek yetkililerinden çekindikleri için fazla bir şey yapamadıklarını belirtiyorlar.

    Peki ne olacak bu hayvanlara ve onların saldırısına maruz kalan insanlara???

    Hayvan sevgisi başka bir şey.İnsana çok güzel şeyler kazandırıyor.Ben de çok severim. Ancak;açlıktan insanların elindeki poşetlere saldıran, insanlara zarar verenleri de hiç mi hiç tasvip etmiyorum.

    Hele hele bahçesine koyduğu 3 köpeğin güneşin altında 24 saat havlamasını zevkle dinleyen insanları da kınıyorum.

    Hayvan beslemek kişiseldir.Seven olur, sevmeyen olur. Bahçede güneşin altında kah aç, kah susuz bırakmak, havlamaları ile insanları rahatsız etmesine göz yummak, gece gündüz demeden insanların huzurunu kaçırmak, bence hayvan sevgisi değil,Sadistlik.....

    Sayın ilgili dernek yetkilileri bu işe sanıyorum yeterince bir el atmıyor. Kamuoyu yaratarak hayvan sevgisini aşılamanın yanında, sokaklarda aç biçare gezen hayvanlarıda koruma ve barınak altına almaları gerek diye düşünüyorum.

    Sanıyorum bu konuda daha hassas değerlendirme yaparak soruna bir çözüm bulacaklardır.
    Tarih: 25 Ağustos 2007 12:57 Ekleyen:
  • Ekrem Muhittın Yeğen in  yemek kitabını bana ,evlendiğimde kayınpederim hediye etmişti.Alınıp(ödünç) da iade edilemeyen kitaplar listeme girdi maalesef.Hala kitapçılarda bulmam mümkünmü,nered bulabilirim yardımcı olursanız çok sevinirim.
    Tarih: 25 Ağustos 2007 04:57 Ekleyen:
  • (3)

    4-Mafiş
    Hamur tahtasına 650 gram un eleyip ortasını açınız. İçine iki yumurta kırıp bir parça tuz koyunuz, azar azar durulmuş küllü su yedirerek yoğurup bir hamur yapınız. Bundan yufka açıp dört santim eninde şeritler kesiniz. Bunları tavada kızgın tereyağı ya da zeytinyağı ile kızartınız. Orta karada soğuk şuruba atınız. Süzüp tabağa koyunuz.
    Sayfa 198,251 nolu reçete

    5-Türbeeriği kompostosu
    500 gram erik,25 adet kesmeşeker,3 bardak su
    Bir kap içinde üç bardak su ile şeker kaynatılır. Erikler yıkandıktan sonra şekerli suya atılır. Bir iki taşım kaynadıktan sonra ateşten alınır. Üzerine çıkan köpük bir mendil kağıdının üzerine yapıştırılarak alınır.
    Sayfa 206,Reçete no 151/5

    6-Kağıtta pastırma
    200 gram pastırma,1 çorba kaşığı tereyağı,2 adet yağ kağıdı
    üstüne bir silme çorba kaşığı tereyağı sürülmüş bir yağlı kağıdın orta kısmına,yağlıca taraflarından 200 gram pastırma döşedikten sonra, kağıdın yanlarını pastırmanın üstüne kapatarak paket yapmalı ve paketi sıkıca bağlamalıdır.Sonra bu pastırma paketini, bir tabak,içinde kızgınca fırına sürerek 15-20 dakika kadar bırakmalı, pişirmeli, sonra da paketi tabağı ile birlikte bir tabak içinde servis yapmalıdır.
    Sayfa 717,Reçete no 153



    Bilgilerinizi rica ederim.
    A.NACİ VARLIK

    Ps: sözleşmenin ana ilkelerinde verilen tarifler Ekrem Muhittin’in kitabından alıntı yapılmıştır. Bilenler bilir bugünkü bütün yemek kitapları Ekrem Muhittin Yeğen’in kitabından türemiştir. Bugüne kadar yansıttığım tarifleriyse sayın kayseri eşrafına saygıyla sunarım.

    Tarih: 25 Ağustos 2007 01:00 Ekleyen:
  • (2)

    2-Gülşeker ezmesi
    650 gram hokka gülü yapraklarının beyazlarını makasla çıkardıktan sonra elenmiş 1.280 kilogram şekerle yoğurunuz. Kapaklı kaseye koyup kapağını iyice kapayıp bütün gün güneşe bırakınız. Sonra kullanınız. 
    Sayfa 59,74 nolu reçete

    3-Gül şurubu
    ½ kilo gül,2 kilo şeker,2 ½ adet limon,20 adet gelincik yaprağı
    Gül yaprağı (beyazı alınmış, pembesi kalmış olacak) 20 gelincik yaprağı, 2,5 limonun suyu ve yarım kilo pudraşekeri ile karıştırıp bir kavanoza konur. Her gün yapraklar altüst edilir. Altı gün sonra kaynamış koyu şekere hazırladığımız gül katılır ve hemen ateşten alınır. Soğuduktan sonra süzülüp şişelere bölünür. Mantarlanır, mumlanır, şişeler ters konup saklanır.
    Sayfa no 96,141/1! Nolu reçete

    Tarih: 25 Ağustos 2007 01:00 Ekleyen:
  • (1)

    TARAFLARIN TARİFİ

    1-Gül çevirmesi
    650 gram hokka gülü yapraklarından beyazlarını makasla kesiniz. 1.950 gram elenmiş şekerle bir sıra şeker, bir sıra gül yapraklarını kat kat istif edip bir bez örterek kapağını kapayınız. Kesilen beyazlarını başka kapalı kaseye koyup üzer,ine 650 gram kaynar su dökerek hemen kasenin ağzına ıslak bir bezle örtüp kapağını kapayınız. İki gün sonra gülün kapağını açıp hamur gibi yoğurarak tekrar kapayıp bırakınız. Bir gün sonra beyaz yaprağın suyunu süzüp bu su ile 1.280 kilogram şeker kestiriniz. Yoğrulan yaprakları üzerine koyarak kaynatınız. Bir düziye karıştırıp köpüğünü alınız. Kaynaya kaynaya kıvama gelince limon suyu karıştırıp indirerek ılınmaya bırakınız. Ilık hale gelince yine ara vermeden tam çevirme kıvamın bulununcaya, kaşık şekerden ayrılıncaya dek karıştırınız. Çevirmeniz hazır olacaktır.
    Çevirmeler, adı da üzerinde olduğu gibi, tahta bir kaşıkla, ara vermeden çevrilirse başarılı olur.
    Bölüm 4,61. reçete,sayfa 55-56
    Tarih: 25 Ağustos 2007 01:00 Ekleyen:
  • Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun’la uğraşanlar bunların yerine birazda şehir eşkıyaları ile uğraşsınlar. Uğraşsınlar ki bizlerde kendimizi güvende görüp devletin varlığını kabul edelim. Sokaklarda ne zaman kurşunlanacağımızı nerde kimlerin saldırısına uğrayacağımızı düşünmeden dolaşalım.

    Devletin en önemli görevi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Bir güvenlik görevlisinin göreviyse insanları kıyasıya dövmek değil sorumlu olduğu görev yeri içinde kavgayı ayırmak ve onları polis veya jandarmaya teslim etmektir.

    Bir TV. kanalında Caner Toygar’ı kıyasıya dövenler hakkında ne gibi bir işlem başlatılmıştır? Buradaki güvenlik görevlilerinin sertifikası iptal edilmiş midir?

    Yarın, öbür gün bizlerde benzer bir saldırıya uğrayacak mıyız? Bizlerin can güvenliğiyle ilgili hükümet nasıl bir önlem düşünüyor?

    Bizler hükümet yetkililerinden bunun cevabını bekliyoruz.
    Tarih: 24 Ağustos 2007 12:36 Ekleyen:
  • Sayın Mustafa Yılmaz’ında belirttiği gibi semtimizde maalesef mangandalar da yok değil. Daha önceki yazılarımda da yazmıştım. Türkkonut yönünden akşam geç saatlerde veya gece gelen arabalar yalnız hız yapmakla kalmıyor bazıları aynı zamanda evimizin karşısındaki boş arsanın yanından geçerken pencereden kolunu çıkarıp (boş arsa tarafına tabancayla ateş ediyordu.)
    Hız sorunu kısmen de olsa refüj yapıldıktan sonra, silah sorunuysa arsayı inşaat için kazmaya başladıklarında durdu sayılır.
    Tabii bu potansiyel güç tekrar ne zaman harekete geçer veya burada değilse bile başka yerlerde devam ediyor mu  (ettiği aşikarda aynı kişiler tarafından mı?) bilemeyiz.

    Şimdi diyeceksiniz ki hep kötüleri yazıyorsun hiç mi iyi yok? Olmaz olur mu elbette var. Mesela dün gece yarısı gene sitemizin önünden Türkkonut tarafına giden bir araba köpeklerin saldırısına uğradı ve onlara çarpıp yaralamamak için arabayı kah yavaşlattı kah durdurdu ve böylece yarım saatten fazla oyalandı dersem yalan olmaz.

    Burada yazılanları hatırlarsanız hani fazla değil birkaç ay evvel bir kızımıza araba çarpmıştı da çarpan kişi durmaya bile tenezzül etmemiş.

    Diğer yanda bir köpeğe çarpmamak için saatlerce uğrasan biri. (tebrik ve teşekkürlerimle)

    İşte birbirine 180 derece zıt karekterler.
    Tarih: 24 Ağustos 2007 07:34 Ekleyen:
  • TAHAMMÜL   2
       Bu alaycı suçlayıcı uslubu hiç sevmedim hayatımca. Galiba bu  bir ekol Adı Lazım  Değil partisinde, depremlerin, sussuzluğun sebebini başkalarının uğursuzluğuna yüklemek, alay etmek, tepeden bakmak, herşeye muktedir miş gibi davranmak, bu fabrikasyon tavır hiç hoşuma gitmiyor. Oyüzden diyorum işte;  ALLAHIM  BİZ KULLARINA TAHAMMÜL GÜCÜ VER, LÜTFEN ...
       Meydan sizin beyler, karmı yağdırcaksınız yağmur mu, yağdırın birilerinin gitmesini bekleyip halkı susuzluktan kırdırmayın, gösterin o yüce gücünüzü. Kim kimin nesi bilemem ama, Allah hepimizin en azından benim de ALLAHIM.
    Tarih: 23 Ağustos 2007 12:30 Ekleyen:
  • İŞTE BURAYA KADARMIŞ.

    DURDURUN DEMOKRASİ TRENİNİ İNECEK VAR.

    Demokrasiyi amaç değil araç olarak görenler istedikleri durağa gelmişler. Durdurun demokrasi trenini hazret inecek.
    Tarih: 23 Ağustos 2007 11:20 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!