BİR EK

Anitta park sitesinin Ankara'daki Hitit uygarlığına saygı duyan tek site olduğunu düşünüyordum. Yoksa Tavananna'nın torunları sitelerinin duvarlarına yazdırdıkları felsefeden vaz mı geçiyorlar?

sanırım faydası olur. Eğer burada kalmamışsa gitti gidiyor com da aramanızı öneririm.

Alaturka - Alafranga Yemek Öğretmeni Cilt 1
İNKILAP KİTABEVİ Ekrem Muhittin Yeğen
386sayfa
1. Hm. Kağıt
16x24 cm; Karton Kapak; ISBN:9751006813; Dili: Türkçe
liste fiyatı: 29,00YTL. Kitapyurdu Fiyatı: 23,19YTL. Tedarik süresi: 1 gün, Puan: 46

http://www.kitapyurdu.com/yayinevi/default.asp?id=75&list=1&yid=Yemek%20-%20İçki%20Kitapları&session=10220328538825476625&LogID=

Sayın Alev Atılgan

Bir şey değil, taş atıp da kolumu yormadım ki teşekkür ediyorsunuz. Önemli olan sizin aradığınız kitabı bulmanızdır; emin olun kitabı bulduğunuzun haberini alırsam en az sizin kadar sevinmiş olacağım.

Sayın Çinici

Yazdığınız yazılarla benimde anılarımı tazelediğiniz için asıl ben size teşekkür ederim.

Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.

Çocukluğum ve gençlik yıllarımda Ankara’da troleybüsler vardı. (genç nesil için açıklama) bunlara boynuzlu otobüs de diyebilirsiniz.) boynuzları ile havadan geçen tellerden elektrik alarak giderlerdi. (tabii ki yüksek gerilim değil.)
Troleybüslerin en büyük problemi sollama yaptıklarında boynuzların tellerden ayrılması idi. Bu durumda biletçi ile şoför iner boynuzları tellere takmak için dakikalarca uğraşırdı bu o zamanlar bizler için tam bir eğlenceydi.
Tabii yağmurlu havalarda eğer ayakkabılarınız fazla ıslanmamışsa hafif bir akıma kapıldığınız için troleybüslere adım atar atmaz ayağınızı çeker ve binemezdiniz.
Gene o yıllarda İstanbul’da tramvaylar vardı. Bunlarda ray üzerinde hareket eden gene elektrikle işleyen oldukça yavaş giden nesnelerdi. (Şimdiki hızlı tramvaylar eskisine pek benzemiyor.) Tramvay kullanan kişilere vatman diyorlardı.
İstanbul’a gittiğim zaman en büyük zevkim tramvaya binmek ve vapura binip denizde oluşan köpükleri seyretmekti.

Bizim oturduğumuz sitede Feza pastanesi vardı. Farabi sokaktaki Köşk pastanesi ve Çankaya sinemasının yanındaki Kilim pastanesi de bize oldukça yakın olduğundan arada bir bu pastanelere martini içmek için giderdim.

Daha sonra Çankaya sineması kapandı disko haline getirildi.

O yıllarda şimdiki Karum Çarşısı ve Shereton Otelinin bulunduğu yerde Kavaklıdere Şarap Fabrikası ve bu fabrikanın yemyeşil bağı vardı. Kuğulu parkın konumu ise daha değişikti.

ORMANLAR KRALIMIZ
BEKİR COŞKUN'a İTHAF


   "AK if de ki"


Sayın başkbakanın ledi(sarı değil beyaz)
Yalancının yeki
AK partisinin BEKİ(defans oyuncusu)
Birilerinin cevizli keki(kırdıkları 1000i aştı)
İlk iki harf ne ki?
Belki de seki (ne o deniz ne de diğeri)
Sen ona gene de ki
Sayın Akif BEKİ



Telgraf Çiçeği yaz dostum ....
..........
.........
Anlıyorsun değil mi?



10. köyün
site komşuları
(Adadaki değil, Çayyolundaki)

Saygılarımla

BİRA FRANCALASI ! (risotto değil)

500 gr has un
20 gr kuru bira mayası
80 gr su (maya için)
250 gr su (hamur için)
12 gr tuz

1.Elenmiş 500 gr unu, hamur tahtası üstünde orantılı olarak ikiye ayırdıktan sonra, ikiye ayrılan undan birinin ortasını havuz gibi açmalı sonra açık olan bu yere; içine sıcak 2 çorba kaşığı su katarak ve mıncıklayarak macun haline getirilmiş 20 gr tövbe tövbe markalı bira mayası ile aşağı yukarı 80 gr un katarak yoğurmalı , bunları sıkı hamur yapmalı, sonra bu hamurun üstüne ikiye bölmüş olduğumuz unu da katarak mayalı hamur kabarık da üstünde hafif çatlaklıklar meydana gelinceye dek aşağı yukarı yarım saat dinlendirilmelidir.
2.Yarım saat sonra mayalı hamur ve una, 12 gr tuz ile 250 gr soğuk suyu azar azar katarak ve iyice yoğurarak bunları sıkıca hamur yapmalı ve sonra da hamurun üstünü nemli bir bez örttükten sonra ılıkça bir yerde bir saat kadar daha dinlendirilmelidir.
Sayfa 560
Reçete 262


BAŞKENT’E  “EKMEK MÜZESİ”  KURULUYOR
Ankara Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürlüğü, ekmeğin Anadolu uygarlıkları döneminden günümüzde kadar geçirdiği üretim aşamalarını yeni nesillere aktarmak amacıyla "Ekmek Müzesi" kuruyor. Genel Müdür İlkbahan, "Ankara ile bazı illerdeki köylerden asırlık kağnı, orak, buğday öğütecek aletler, MAYA ÇEŞİTLERİNİ (bira dahil), elek ve benzeri malzemelerin getirilmesi sağlandı" dedi.

Teşekkürler Faruk Abi
Köşk Pastanesini anlatan ikinci cildi de var. Rotterdam üniversitesi ve Yeditepe üniversitesi gastronomi (yemek merakı) bölümünde de ders kitabı olarak okutuluyor!

Yardımınız için çok teşekkür ederim.Kitabımın aslını bulmuş kadar olacağım . Bu arada kayınpederimin   güzel vasıflarını anmama sebeb oldu bu kitap.Kendinden küçükleri asla tenkit etmez,hataları hoşgörür,bizlerlerle(şimdinin tabiri) polemiğe girip yüz göz olmazdı.Gizli bir otoritesi vardı,sa ygı duyardık.öNEMLİ GÜNLERİMİZİ hiç unutmaz armağanlarla bizi mutlu ederdi.Bizleri çok iyi tanır,incitmezdi.Çok okurdu,iyi bir gazete  arşivi vardı,çok güzel resim yapar,keman çalar,Türkçe dışında iki dil bilir,fotoğraf çekmekten hoşlanırdı. 
Sözü yerinde ve altınken kullanırdı.Ne yaparsak yapalım kızmaz,bizi mahçup etmezdi.İnsanların zayıflıkları,hataları ile eğlenmez,eğlenenlere de izin vermezdi. Son derece şık ve vakur bir görünüşe sahipti .Mizacı   ile dış görünüşü tıpatıp örtüşürdü.Özetle,o hali tavrı  ile tam bir İstanbul Beyefendisi idi. BİR BÜYÜKTE OLMASI GEREKEN HER ŞEYE  sahipti.İşte bu yüzdendir ki onu çok özlüyoruz. Bu kitabın benim için ne kadar önemli olduğunu anlatabilmişimdir umarım.(Nurlar içinde yatın bizlerin sizin  gibilerine nasıl ihtiyacımız var şu günlerde bilseniz babacığım)
   HAMİŞ1:Belki ilerde ona ait
küçük hikayeler anltabilirim,
biz büyüklere örnek olması için
  11-Tekrar çok teşekkür ediyo
rum nezaket gösterip cevap
verdiğiniz için.

Bu ne görgüsüzlüktür. Şu anda saat 00.35 aritta park sitesinden havai fişek atılıyor.

                           BİRA MAYASI

1 Mayalanma durumundaki biranin yüzünde toplanan bir cins mantar.
2 Hamur kabartmaya yarayan kuru veya yaş bir tür maya.