Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • (3)
    Zürih'teki afişin ilettiği mesaj da bu zaten.Büyük gerilimler altındaki yetişkin için de bir emzik pekâlâ yatıştırıcı olabilr,ama bu o denli «çocuksu»,utanılacak bir tutkudur ki,insanları ilk bakışta emzik olduğu anlaşılmayan emcikler yapmaya zorlamıştır.Sigara,en azından bu açıdan idealdir,çünkü kesinlikle yetişkinlere özgüdür.Çocuklara yasaklanmış olması sigaranın yalnız bebekçe değil,çocukça dahi olmadığını vurgular,dolayısıyla gerçek kökeni olan emzikten tümüyle uzaklaştırılmıştır.Dudaklar arasına alman nesne yumuşaktır,içinden geçen duman sayesinde ısısı da yükseldiğinden kauçuk kuru emziklerden bile daha fazla yaklaşır ana memesine.Dahası,bu nesneden çekilen bir şeyin boğazdan inmesi meme çağrışımını daha da güçlendirir. Yeni bir sembolik denklem kurulmuştur:İçe çekilen duman eşittir ılık ana sütü.Sigara içenlerin çoğu,sigarayı ağızlarına götürür ya da dudakları arasından alırken,parmaklarıyla dudaklarına dokunurlar:çok eski bir tarihte,meme emerken,analarının göğüslerine dokundukları gibi.Bazılarıysa sigarayı dudakları arasına yerleştirip orada bırakırlar ve dumanı ara sıra içlerine çekerler.Bunu yapanlar içinse durum,yarı uykulu bir bebeğin ağzındaki emziği emmeden,öylece tutuşunu çağrıştırır.Yine bazıları sigarayı dudakları arasından aldıktan sonra ve tablaya ya da bir başka yere bırakmadan önce uzun süre parmakları arasında tutar, onunla oynarlar.Parmaklardaki «nikotin sarılığı»,bu rahatlatıcı «tütün-meme » ağızda olmadığı zamanlarda bile elle temas yoluyla rahatlatıcı etkisini
    sürdürmek için duyulan dürtünün sessiz tanıklarıdır.
    Tarih: 09 Aralık 2007 13:25 Ekleyen:
  • (3,15)
    Bu tema üzerine yapacağımız çeşitlemelere iş adamının
    süper memesini, yani puroyu da katabiliriz. Puronun ağza
    gelecek ucu özel olarak yuvarlatılın ıştır. Bu yumuşak, «kör» meme, sessiz bir ayinle ve çeşitli özel aygıtlar aracılığıyla delinir, kesilir, böylece ılık süt/dumanın rahatlatıcı akışı daha da kolaylaştırılır. Bazıları için sigara ya da puronun yumuşak teması, bir ağızlık ya da piponun kaygan ve cilâlı teması uğruna feda edilmiştir. Bu durumda dil, ağızlık ya da piponun parlak, kaygan yüzeyinde dolanarak bir meme başı
    ya da kauçuk emzik taklidiyle oynar. Şimdiyedek hem yumuşak hem de kaygan bir ağızlık ya da piponun yapılıp piyasalanmamış olması biraz garip. Ama belki de bu denli belirgin,sözgelimi kauçuk, bir ağızlık aradaki benzerliği fazlasıyla açığa vuracağından ve bunun da yetişkinlere özgü bir saygınlığa uygun düşmeyeceğinden yapılmamaktadır. Pipo tiryakilerinin başlıca zevklerinden olan, boş pipoyu emmek, bu durumda pek kolay olmazdı. Boş pipoyu emmek  yeterince ele verici bir davranışken, bir de kauçuktan, yumuşacık bir pipoyu emmeye kalkmak biraz fazla bebekçe olurdu.Bugünün dünyasındaki yaygın tütün tiryakiliği, sembolik yakınlaşmaların rahatlatıcılığma duyulan isteğin gücünü,açıkça ortaya koymaktadır. Eğer bu davranış türünün kötü yan etkileri kökünden yok edilmek isteniyorsa, her şeyden önce çoğunluğun duyduğu aşırı gerilimleri ortadan kaldırmak ya da bu rahatlama gereksinimi karşılayacak başka seçenekler bulmak gerekir. Görünüşe bakılırsa, birinci şık yakın bir gelecekte çözümlenebilecek bir sorun değilyakın bir gelecekte çözümlenebilecek.
    Tarih: 09 Aralık 2007 13:25 Ekleyen:
  • (3)
    Plastik sigaralar düşünülmüş,giderek denemesi de yapılmış, ama pek umut verici bir sonuç alınamamıştır. Nedenine gelince, iyi niyetli bir teklif olmakla birlikte, plastik bir sigaranın hiç bir zaman gerçek sigaranın ılıklığının ve gerçek «emilebilirliği»nin yerini tutamayacağı ortadadır. Ayrıca, ağızda plastik sigara taşımak için resmi bir bahane bulmak da güçtür. Davranışın kabul edilebilir olması için faaliyetin geçerli bir biçimde gizlenmesi, kılık değiştirmesi gerekmektedir. Evet, bir çoğumuz kalem, kibrit,gözlük sapı gibi şeyleri sık sık ağzımıza götürür ve emeriz,ama bütün bunların «resmi» bir işlevleri vardır yaşamımızda. Oysa plastik bir sigaranın böyle bir işlevi olmadığından,tıpkı Zürih'teki afişte olduğu gibi bir bebek emziği taklidinden başka işe yaramadığı açıkça belirecektir. Demek ki, başka çözümler aramak gerekiyor ve bunu bulmak da yine sigara imalâtçılarına düşecek. Belki sentetik ya da zararsız otlardan yapılmış bir çeşit tütün olabilir bu. Bu alandaki araştırmalar halen sürmektedir ve belki de son zamanlardaki akciğer kanseri konusunda ve sigara aleyhinde girişilen yaygın propagandanın en olumlu etkisi bu çalışmaları hızlandırmak olacaktır. Sigaraya duyulan gereksinim derinlerde yatan önemli nedenini yukarda kısaca özetlemeye çalıştım. Girişilen kampanyalar da sorunu ancak bu açıdan değerlendirdikleri takdirde, uzun vadeli yararlar sağlayabilirler.

    Sigarayı bırakanların ya da sigarayı bırakmak teşebbüsünde bulunanların başlıca şikâyetleri, hiç bir besleyici değeri olmayan tütün-memelerinden vazgeçer geçmez, şişmanlamaya başladıklarıdır.
    Tarih: 09 Aralık 2007 13:25 Ekleyen:
  • (3,5)
    Bu da bize bazı beslenme biçimleri konusunda ilginç bir ipucu vermekte. Gündelik yaşamımızda yer alan atıştırma türünden yemek yemek alışkanlığı aslında yetişkinlere özgü bir beslenme biçimi değil, sembolik ağızla yakınlaşmalardır. Sigarayı bırakmış eski tiryaki, alışageldiği rahatlamanın yerini tutacak bir şeyler ararken önüne çıkan ilk tatlı yiyecek lokmasını, sözgelimi şekeri ya da fındık fıstığı, emzikten yoksun bırakılmış ağzına atıverecektir. Şeker ve benzeri tatlı şeyler emmek de kılık değiştirmiş memeyle beslenme taklitleridir. Çoğumuz için bu tür beslenme meme emmekle, yetişkin çağın sigarası arasındaki boşluğu,yani çocukluğumuzu dolduran bir davranış biçimidir. Şekerci dükkânı çocukların dünyasında büyük yer tutar. Artık kauçuk yatıştırıcılara bel bağlayamayacak kadar büyümüştür;keçi boynuzları, elma şekerleri, horoz şekerleri ile yetinecektir. Dişlerinin çürümesine yol açabilir bunlar, ama yitirilmiş bir rahatlamayı da geri geririrler aynı zamanda. Biz yetişkinler ise bu tür şekerlemelere sırt çeviririz, ama genç aşık «şekerim» dediği o sevgilisine, rahatlatıcı bir kutu çikolata emzik getirmek isteğine zor gem vurur. Canı sıkkın ev kadınlarının ise bir kutu şekerlemenin karşısına geçip, bu yatıştırıcıları inanılmaz bir hızla yutuverdiği hepimizin bildiği gerçeklerdendir. Bu nesnelere, yetişkince bir saygınlık vermek için uygulanan aldatmacalardan biri de çikolataların içine, çocuklukla bağıntılı olmadığını ispat etmek istercesine likör doldurmaktır.
    Tarih: 09 Aralık 2007 13:25 Ekleyen:

  • (4)

    Bu tür yiyeceklerin emzikler kadar uzun süreli olmama-
    larına karşılık, yumuşak ve tatlı olmaları, sembolik rollerini
    yerlerine getirmelerine yardımcı olur. Kısa vadeli, geçici birer rahatlatıcı olan bu nesneler içinde bu engeli yenebilen tek nesne, çiklettir. Çiklet, içine şeker ve koku katılmış kızlı, elastikî bir maddedir. Saatlerce çiğnenebilir ve çiklet reklamları onların, «sinirleri yatıştırıcı ve kafayı topaflatıcı» gibi niteliklerinden söz ederler. Sembolik açıdansa, kauçuk benzeri, meme ya da biberondan koparılarak tümüyle ağza alınmış bir emzikten başka bir şey değildir çiklet., Özelliklerinden ötürü olağanüstü satış imkânı olması gerektiren, çiklet çiğnemek eyleminde yer alan yorucu ve aşırı belirgin çene hareketlerinden ötürü, başarısı sınırlıdır. Çiğneyenin kendisi için önemli bir sorun yoktur ortada, ama çevresindekiler üzerinde durmaksızın yemek yiyor (ya da geviş getiriyor)izlenimi uyandırır. Ağzındaki «yiyecek» maddesini hiç yutmadığından, çevredekiler onun ağzında yutulamayacak denli kötü ya da sert bir nesne olduğu duygusuna kapılırlar ve çikleti çiğneyen rahatladıkça, çevredekiler tedirginleşir. Bunun sonucu olarak, bir çok sosyal çevrede, çiklet çiğnemek «kötü bir alışkanlık» olarak nitelenegelmiş ve hayli kısıtlanmıştır.
    Tarih: 09 Aralık 2007 13:24 Ekleyen:
  • (5)

    Ana sütü ılık ve tatlı bir sıvı olduğuna göre, yetişkinle-
    rin gerilim altındayken ya da canları sıkıldığında çeşitli ılık
    ve tatlı içeceklere sarılmalarına pek şaşmamak gerek. Her yıl tüketilen milyonlarca litre çay, kahve ve kakaonun gerçek susuzlukla ilişkisi çok uzaktır, ama burada susamak olayı geçerli, «resmi» bir bahanedir. Bu süt benzerlerini içmek için kullandığımız çeşitli bardak ve fincanların rahatlama peşindeki dudaklarımıza değen kaygan ve parlak yüzeylerine karşıt, pütürlü ve kaygan olmayan kâğıt, plastik bardak, çanak piyasaya sürüldüğünde neden o denli yüksek itiraz sesleri yükseldiği de kolayca anlaşılır.

    Bir kez daha, çok belirgin olandan nasıl kaçındığımızı
    örnekleyelim: Çayı sıcak, ama sütü soğuk içeriz. Sıcak süt içmek bebekçe bir davranıştır. Ancak hastalar sıcak süt içer ve bu davranış hoşgörüyle karşılanır; çünkü, daha önce de gördüğümüz gibi, yetişkinlik çabasından vazgeçmiş ve «şipşak bebek» olmayı kabullenmiş hasta, diğer davranışlarıyla da bebekçe görünmeyi dileyerek, isteyerek kabullenmektedir.

    Sevmek dokunmaktır
    Desmond Morris
    Sander yayınları
    7. bölüm
    nesne yakınlaşması
    Sayfa 231-238
    Tarih: 09 Aralık 2007 13:24 Ekleyen:
  • “12.09.2007 18:58
    İstanbul Veteriner Hekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Aslan'dan çarpıcı iddia: Taksim'in merkezinde büyük bahisli Pitbull dövüşleri yapılıyor. Yasalar uygulanmıyor, denetim yok.”

    http://www.haberturk.com/haber.asp?id=35924&cat=200&dt=2007/09/12
    Tarih: 09 Aralık 2007 10:34 Ekleyen:
  • 1
       Görüyorum ki alınganlıklar baş gösteriyor.Sevgili çayyolu dostları,bu site bazen ağlama duvarı ,bazen genel sıkıntılarımıza çare bulmaya çalıştığımız,arasıra eğlenceli hale getirdiğimiz ,en azından deşarj olmamıza katkısı olan bir site.Her kelimemizi tartarak konuşmak(yazmak) pek tabiidir ki tercih ettiğimiz bir yöntemdir.Lakin ,sevgili dostlar kendimizi bu kadar cendereye sokmanın  faydadan ziyade zarar getireceğini düşünüyorum.Elbette saygılı ve sevgili olacağız,ama lütfen her kelimenin altından ,amacının dışında bir anlam çıkarmak biz çayyolu dostlarını sıkıntıya sokar.Mesela ben şimdi sayın Yonca hanımefendiye,sayın yerine ,sevgili YOnca dediğimde korkarım bana kızarmı diye.Daha önceleri de bahis konusu ettiğim gibi ,1943 doğumlu bir babanneyim.Yaşımdan güç alarak,bana kızmayacağınızı umarak sevgili Yonca DEMEYİ TERCİH ETTİM.Ayrıca o kadar güzel yazmışlar ki çoşkumu ifade  etmekte mahsur görmedim.Mesela, sayın Çinici ablalığımı şimdiden kabul etmiş,ara sıra şık göndermeler yapmakta.Beni ablalığa kabul etmesi,ancak onur ve mutluluk verir ..  .Yarın Dernek faaliyetleri arttığında,iştirak ettiğimiz kurslar da ,belkide birbirimizi tanımak fırsatı bulacağız.Yeni dostlar ve yeni fikirlerle karşılaşacağız,dost yelpazemiz genişleyecek.Ara sıra bana sitem etse de Faruk Elmasoğlu nun kitap yardımını yadsıyamam.ELELE VERİP  semtimiz sorunlarına fikren de olsa yardımcı olmak burdaki amaç.Ara sıra da sevimli yaramazlıklar olabilir.ÇOÐUMUZUN içinde hala yaşayan bir çocuk vardır.Maharet bu çocuğu yaşatmakta,bunu başardığımızda hayatı yaşanır hale getirmezmiyiz.
    Tarih: 09 Aralık 2007 09:02 Ekleyen:
  • Bakıyorumda forumda kimse kalmamış.
    Kalmaz tabiki.Saçma sapan şeyleri yazmaktan haz duyan beyefendi sayesinde forum amacı dışına çıkarıldı.

    O yazıları yazan beyefendiye ithafen;
    Beyefendi yazdıklarınızı okuyormusunuz acaba. Kurduğunuz cümlelereden, anlatmak istediğiniz konulardan, Tahsil derecenizi tahmin etmekte zorlanmıyorum.Kişilerle dalga geçmeyi huy edinmiş ve aklına geleni yazmayı adet edinmiş birisi olarak bu çok özel platformu baltaladığınızın farkına varın artık.

    Site yöneticileri okumuyormu bu sayfaları acaba.???Yoksa onlardamı hoşlanıyor yazılanlardan.




    Tarih: 07 Aralık 2007 17:22 Ekleyen:

  • O BELLA !

    o bella ciao, bella ciao,
    bella ciao, ciao, ciao,


    Gufi
    Tarih: 07 Aralık 2007 13:26 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!