(3)
* * *
Ne yazık ki, modern çağın egemenle­ri bu ilkel alışkanlığı sürdürüyor; anlayamadıkları, başedemedikleri krizler karşı­sında kendilerine hükmeden güçlerin öfkesini yatıştırmak ve lütfu­nu güvence altına almak için tebalarını kurban ediyorlar.

Parasına el konularak, ka­pının önüne bırakılarak, soyulup yoksullaştırılarak boğazlanan çağımız insanı, kanlı kurban ge­leneğinin son kurbanı olarak ta­rih sahnesinde beliriyor.

Halkının kanından beslenen asrın hükümranları, yurttaşlarını, çalışanlarını, öz çocuklarını feda ederek giriştikleri bu pazarlıkta kendi enerjilerini de yeniden depolamış oluyorlar.

Bizler, alnımıza kan süren bu parmağın sahibini tanıyoruz.

Ama öz kardeşlerimizin, evlat­larımızın, kapı komşularımızın, yoldaşlarımızın boğazlanışını sessizce izlemek dışında bir şey gelmiyor elimizden...

Onları kurtaracak bir mesih bekliyoruz çaresizce...

Gözlerimiz öyle sımsıkı bağlı ki, kurbanları kurtaracak mesihin, kurbanlardan oluşan sürü­nün bizatihi kendisi olduğunu gö­remiyoruz.

Bıçağın sıcak nefesinden boynu­muz terliyor.


Et kavurma, kuyruk, yürek, deri we kokar-
İçli kurban bayramınız kutlu olsun.
Eflatun kır kahvesi adına nice bayramlar dileği ile

Ankara Eskişehir devlet yolunun 2. 505 no’lu
16. km’de zırhlı birlikler kavşağında neler oluyor.
Trafik gene neden tıkanıyor.
Sayın Nilgün Bükülmez’in haberine göre gordion’un vinci Eskişehir yolunun tepesinde duruyormuş

TÜM ÇAYYOLU SAKİNLERİNİZ BAYRAMINI VE YENİ YILINI KUTLAR SAĞLIKL VE ESENLİKLER DİLERİM.

Kaybettiğim Sevincim

   mutluluğu bayramlarda yaşardık
   o ufacık sevinçlerimiz
   o minicik yüreğimizi sarsardı
   gün doğsun diye
   sabaha kadar uyumazdık
   gözümüz pencerede kalırdı
   güneş doğup, sabah olunca
   yeni elbiseler giyerdik
   alabildiğine hür
   alabildiğine özgür
   sokaklarda koşar, ıslık çalardık
   misket oynardık, ütülme pahasına
   az mı yaşadık, bayram sevincini
   aradan çok uzun zaman geçti
   şimdi ben, yorgun düşen gözlerimle
   kaybettiğim sevincimi arıyorum
   bu bayram a r i f e s i n d e…


                 TDK.Türk Dili Edebiyat Dergisi,
                 Haziran-1997/ Sayı:546-Sayfa:592
                    Copyright © Ali Hakan DÜZ

"insanın en iyi dostu sırdır" öğretileriyle büyüyen bizlere, insanlar paylaştıklarıyla büyürler öğretisini sunan Oyak 10'dan komşum Mehmet Gürer'e sitesiyle ilgili bir çaba haberi veriyorum. Ali Riza'da yürüyüşte tanıştığım Oyak 10'da oturan Nezih isimli üniversiteli gencin Ali Riza'da 100'ü aşkın ağacı bulunduğunu ve bunları kendi ç a b a l a r ı y l a  kovalarla su getirip suladığını öğrenmiş bulunuyorum ve zzati alinize iletiyorum.

saygılarımla.....

    Bu sahifede yazan ve okuyanların birilerini susturma gibi ne eylemi nede  düşüncesi şüncesi olabilir.Uzun bir zamandır takip etmekle yetindiğim bu sitede demokratik bir havanın sürdüğünün farkındayım.Sadece sevgili yazarlarımızın nezaket gösterip,kişilerle dalga geçmemesini ve daha anlaşır olmasını,başkalarınada yazma sansı tanın masını,buranın bir oyun alanı olmadığını hatırlatmak dı amaç.
    Ben zevkle okuduğum sayın YONCA hanımın yazılarını görmek isterim.Onun gibi diğer değerli arkadaşlarımada satışılmaz ve yer ayrılırsa sanırım tekrar bu sahifelere döneceklerdir.
     Tekrar ediyorum ,insanlar korktuklarını susturmak isterler oda demokrasi düşüncesinden uzak olanlar.Burada   böyle korkulan bir konu zaten yok,olamazda biz sadece burayı eğlence haline getirip
dalgasını geçenleri uyarmak,hatta ricada bulunmak üzere tepki gösterdik.BU değerli platformun üyesi olan kardeşlerimle de gurur duyarım.BU nezih topluluğa bir şekilde iştirak etmeyi de ayrıca düşündüğümün bilinmesini isterim. Yazmanın anlamı,anlatmak aynı zamanda anlaşılmaktır,kusura bakmayın ama bazı yazıları anlamakta güçlük çekiyor veya hiç okumuyoruz.Yazmak konuşmaktır,dinlediğinizi bilirseniz konuşursunuz yoksa   havanda su döversiniz.Siyasete gelince o çok ciddi bir iş şu an  tartıştığımız konuyla yakından uzaktan ilgisi olamaz.

HATIRLATMA - UYARI !

Eğer tüm insanlığın, farklı düşünen tek bir kişiyi susturmasını haklı buluyorsanız; gün gelip de, o tek kişi iktidarı ele geçirdiğinde, onun tüm insanlığı susturmasına tepki göstermeye hakkınız olmaz.

BURADA UZUN UZUN YAZILAR YERİNE ÇAYYOLU İLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ,  KISA DA OLSA İNSANLARI DÜŞÜNDÜRECEK VE GÜLÜMSETECEK SICAK SAMİMİ TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZE KATKI YAPACAK YAZILARI GÖRMEK İSTERİZ.
BU ARADA ÇAYYOLUNUN ASAYİŞİNİN JANDARMA SORUMLULUĞUNDA KALMASININ DAHA DOĞRU OLACAĞI KANAATİNDEYİM Kİ YILLAR ÖNCEDE ÇAYYOLUNUN ASAYİŞİNİN POLİS (emniyet müdürlüğüne) 'E VERİLMESİ DÜŞÜNÜLMÜŞSE O ZAMANKİ J.GENEL KOMUTANININ KARŞI ÇIKMASI SONUCU ASAYİŞ HİZMETLERİ JANDARMADA KALMIŞTIR.
BİZLER JANDARMA'DAN MEMNUNUZ DEĞİŞMESİNİ DE İSTEMİYORUZ. SAYGILARIMIZLA...

İsmail Bey;
Bu mor sayfa sizin yazılarınıza gelen taşlamalarla dolmaya başladı ne anlatmak istiyorsanız kısa ve öz yazın yazdıklarınızı okumak zaman alıyor ve okudum ama ne anlatmak istediğiniz inanın anlayamadım.
Ayrıca ilk sayfada 5 -6 yazınız olunca diğer yazılanları okuyamıyoruz zaten kısa zamanda baktığımız ilk sayfa onu da anlamsız yazılarla doldurunca sıkılıyoruz.
KISA ÖZ VE TOPLUMSAL YAZILAR YAZMANIZI TAVSİYE EDİYORUM.SAYGILARIMI SUNUYORUM, SAĞLICAKLA KALINIZ.

Azminize hayranım,moralim bozulurdu en azından benim,  çelik gibi sinirleriniz olmalı bu kadar tepkiye karşı koymak için.Sorun ne yazdığınızda değil,yazılanlarla dalga geçmenizde,kişileri hafife alıp eğlenmenizde eee ne diyelim bu kadar direnci kutlmak gerekir meydan sizin döktürün bakalım.
   Ayrıca bu yazılanları edebi bulanların son derece nazik insanlar olduğunu anlamamak mümkün değil.Benim tavsiyem  madem bu kadar meraklısınız yazmaya ,kendinizi engelliyemiyorsunuz,bir blog açın kendinize hem siz kırılmaz rahatsız olmazssınız hemde buranın  tekrar amacına uygun bir site olmasına katkıda bulursunuz.Sizin yazılarından hoşlananlar inanın açacağınız blokta sizi bulacaklardır.