-
BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE(çağrışım)
1
Sabaholdu!Hadi iş başına!Öğrenmek gerek,öğretmek gerek!Daha fazla insanı çalıştırmak gerek!İş çok ama çalışan eller az.Yeni güçler,çağırın iş başına.
HALKIN EĞİTİLMESİ,AYDINLANMASI,"işbaşına yeni güçlerin çağırılması"eğitimli insanların halkın uyanışı için seferber olması......Grıgory PETROV un kitabından bir kaç satır,daha da örnekler vermek isterdim ama okumak gerek.
Sabah programlarından brinde 21 yaşında çocuk yüzlü bir kadın,dünyadan habersiz bakan gözler,konuşulanları anladığından bile emin değilim.Yanında oturan 40 küsür yaşlarındaki adamın 3. karısı. Kavruk esmer adamın üç eşinden de çocukları var ne tam olarak yaşlarını biliyor nede isimlerini.Bilinçsizce dünyaya gelen bir sürü çocuktan 6-8 tanesi sevgisiz bakımsız.bU ÇOCUKLARI NİYE DÜNYAYa GETİRDİKLERİNDE BİHABER vede nikahsız eşler.Sorulduğunda verecekleri tek cevap ,ALLAH VERDİ.
Tek sorunları bir eve sahip olmak ve en kestirme yol sabah programları,insanca yaşamanın tek şartı bir ev sahibi olmak sadece bu işi gücü olmayan adamın. NE hayatını zindana çevirdiği kadınlar nede o zavallı çocuklar umurunda.Fakirliğin,eğitimsizliğin yanısıra merhametten de yoksun olduğunu düşünüyorum...
Öğrenmek gerek,öğretmek gerek insan olamayı,insan olmanın getireceği sorumlulukları,dünyaya bir insan getirmenin değerini.Bir ot gibi hüda-i nabit çocuklar dünyaya getirilemiyeceğini ve kendi değerini öğretmek gerek.Dünyaya gelmenin yemek içmekten,yatıp kalkmaktan ibaret olmadığını öğretmek gerek.İnsanın diğer canlılardan farklı olduğunu anlatmak gerek.....
Tarih: 05 Ocak 2008 13:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Çayyolu’nda
Ç a n a k çömlek patladı !
Bölgemizde de artık konuşulmaya başlanan çevre ve gürültü kirliliğine ek olarak çanak antenlerin görüntü kirliliğini de ilave etsek hiç abartmamış oluruz.
Oysa Türk telekom’dan verilen en son bilgilere göre kablo tv yeni yılda kanal sayısını artırıp paket programlarla alternatif seçenekler sunacak.
Ayrıca multimedya görüntülü telefon sistemiyle kablo tv abonelerini görüntülü telefon sistemleriyle konuşturacağını ifade etmektedir.
Hal böyle olmasına rağmen,
1.Çatılarda kiremitlerin üzerine,
2.ısı yalıtımı için mantolama yapılmış binaların;
Balkonlarının parapetlerine
pencerelerin söve ve denizlilerine 2şer 2şer çanak anten yerleştirmek görüntü kirliliği açısından abesle iştigaldir.
Sayın Belediyeler ve site yönetimleri gece görüşü
Po-ve-Fu maçları (!)
için alındığı bilinen çanak antenler sorununa kat sahipleri toplantılarında gerçekçi çözümler aramalıdırlar.
Tarih: 04 Ocak 2008 21:00 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Çayyolum.com ailesine..!
Bugüne kadar eflatun kır kahvemizde çok şey paylaştık. Eğrisiyle, doğrusuyla hayatı, sözleri, nişanları !, mekanları, duyguları, şiirleri, sesleri...
Bugün ise bütünüyle bana özel bir konunun referansını vermek üzere buradayım. Kız kardeşim Vildan uzun yıllardır yüreğinde biriktirdiği sayısı 250ye yaklaşan bestelerinden bazılarını http://www.herkesdinlesin.com/leppisska adresinde seslendiriyor.
piyasa arzına göre şekillenmeyen, ederi-tutarı-kdv’si-faturası olmayan, pazarlanmayan-satılmayan, nabza göre şerbet vermeyen, sadece hissedildiği için yazılan ve söylenen şarkılara hasret kaldıysanız eğer sizler de, lütfen bu sesi ve şarkılarını dinleyiniz. Pişman olmayacaksınız.
İyi seneler....
Sizleri bütün kalbimle seviyorum.
Sadece sizin mor ineğiniz “ akıllısı ”
Admine not: Sayın Admin bu tanıtım bir ticari reklam değil, güzel olan melodilerin herkesle paylaşımına ilişkindir. Kardeşim müzik olayını tamamen amatörce götürmekte olup, müziğe ruh ve gönül işi olarak bakmaktadır.. Saygılarımla..
Tarih: 01 Ocak 2008 14:20 Ekleyen: Beğenme: 0
-
2008 yılının ilk yazısı;
BU YILINIZI İYİ GEÇİRDİNİZ Mİ?
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi bir çok küçük şeye bağlı olduğunu
hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yeni yılda düşünün!
Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine...
Acele edin, er veya geç; çimenler yayılacak üzerinize...
Can Dündar
Tarih: 01 Ocak 2008 14:18 Ekleyen: Beğenme: 0
-
yorumluyla yorumsuz
da ha da ha
ne olsun?
o nankörler dursun!
2007de çayyolunu heryerde biz temsil ettik.
2008de Türkiye'yi Eurovision'da Eflatun(mor) ve ötesi temsil edecek.
Tarih: 29 Aralık 2007 00:44 Ekleyen: Beğenme: 0
-
2008 YILININ İLK YAZARI KİM OLACAK ACABA MERAK EDİYORUM BURADA SAYFALAR DOLUSU YAZILAR OLURDU BİR ZAMANLAR ŞİMDİLERDE YAZARLARIMIZIN SAYISI AZALDI,
NEDEN ACABA ?
Tarih: 28 Aralık 2007 18:53 Ekleyen: Beğenme: 0
-
İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER,İYİ SENELER İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER, İYİ SENELER
Tarih: 26 Aralık 2007 12:58 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1)
Duy sesle 2007 yüzleşmesi ( R i y a )
Hz. Mevlana ile döne döne düşünmek
Çayyolum.com’da “ kır kahvesinde”
Güzel demlenmiş ince belli bir bardak çayla
Beraber B E Y B A Z A A R ı kurusu
…. 1839dan bugüne …. Beypazarı’ndan sofranıza
elbet Ali Rıza’da sulanmayan siyasa dikenlere karşı verecek bir çokkkk cevabım olsa da ben susmak büyük bir güçtür diyorum sayın Pepe’ye karşı. Gene de heyhat, ne yazık hem de ne yazık demekten kendimi alamıyorum.
Ali Rıza’daki durumu bildiği halde t e k d i l i bile konuşmayan da-
Haha da sonra “ben parmak kaldırmışmıştım” deyen muhalefet anlayışına karşı hayıflanan eşsiz yorumcu, lisan bilir memurlar “ özel tatlar” asistanlar korumamız altındadır. Tat konserve koç topluluğu tarafından .
Haklarımızı biliyoruz.
Fakat konuşmama hakkımız var.
Köydeki merkez efendinin delileri tedavi ettiği ney, su ve bitki tedavisinin formülünü sevgi yolundaki taş fırın persone line k41 çeşit baharatla beraber gönderiyorum.
Fakat eskimeyen dost eski yıl 2007’nin de yeni yılını, yeni yılınızla birlikte eniçten dileklerimle ayrıca Çayyolu toplu konut bölgesinde Ankara mesken sanayi tarafından üretilmiş ödülü mimari projeler olan altı katlı B-1 ve B-2 blok sakinlerinin de yeni yılını kutladım.
Baş-öğretmeniniz diyor ki her şeyin başı sağlık. Onun için hepiniz öncelikle sağlıcakla kalın.
Boğaziçinden;
Koca bir bebek
Rumuz: büyümicem işte
Tarih: 26 Aralık 2007 11:22 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1,5)
İs-koç bisküvisine rakip Beypazarı Kuru'su
"Kuru" diye adlandırılan bu özel gevrek, Ankara'nın Beypazarı ilçesinde kuşaklar boyu yapılıyor. Damatta mis gibi tereyağı kokusu bırakan ve çok da doyurucu olan bu yiyeceği, 7'den 70'e herkes acıktıkça yiyor
Bundan birkaç yıl önce gurme gezgin Mehmet Yaşin, çıktığı Anadolu gezilerinden birinde getirmiş, ısrarla tattırmıştı "Beypazarı Kurusu"nu. Aslında gevrek, peksimet türü yiyecekleri sevmeyen biri olarak tadarken biraz önyargılı olduğumu itiraf edeyim. Ama bu altın sarısı gevrek, bugüne dek yediklerimden tümüyle farklıydı. Isırıldığında ağızda dağıldıktan sonra damakta mis gibi bir tereyağı kokusu hissediliyordu.
Açıkçası iki parçası kısa sürede insanı doyursa da, damakta o güzel tadı uzun süre hissediliyor, insan yemeyi sürdürmek istiyordu. Yiyeceklere bu denli meraklı biri olduğum halde, Beypazarı Kurusu'nu ilk kez Yaşin'in elinden tattım; o günden beri bu çöreğin bağımlısı sayılırım. Yöresinde kısaca "Kuru" olarak adlandırılan bu özel gevrek, Ankara'nın Beypazarı ilçesinde kuşaklar boyu yapılıyor. 7'den 70'e herkes tarafından da günün her saatinde yeniyor. Çocuklar okula, erkekler tarlaya giderken, ceplerine iki-üç "Kuru" koyup, acıktıkça bunlardan birini mideye indiriyorlar. Sert olmakla birlikte, sertliği dişleri kıracak kadar değil. Gevrek bir dokusu var ama asıl özelliği lezzetinde. Hamuru tereyağı ve süt ile hazırlandığı, iyisi pişirilirken asma yaprağı üzerine yerleştirildiği için, nefis bir aroma ve tat kazanıyor.
Tarih: 26 Aralık 2007 11:22 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(2)
Kuru'yu kuru kuruya yemeyip, çaya daldırarak yumuşatmayı isteyenler için, çay bardağına girecek biçimde parmak boyunda ve uzun baklava görüntüsünde yapılan Kuru, tereyağı ve süt ile yoğrulmuş bir hamur ürünü olmasına rağmen, bozulmadan, hatta bayatlamadan bir yıl saklanabiliyor. Kuru ile Beypazarı'nı görmeden önce tanışmıştım. Bu çöreği o kadar beğendim ki, Beypazarı'na gidip, Kuru'nun yapılışını görmek için fırsat kolladım.
İki yıl önce Mutfak Dostları Derneği'nin bir etkinliğinden yararlanarak kimliğini tüm canlılığıyla koruyan bu şirin ilçe
Tarih: 26 Aralık 2007 11:21 Ekleyen: Beğenme: 0