kamuda turbanın serbest olmasından sonra okuma fisleri: börtegül başını ört, ört börtegül ört. bak berkecan ne güzel sarik , sende sar berkecan. hedenur yakanı kapa, kapa yakanı kapa. cemile mevlüte pilav yap. ışık ılık zemzem iç. koş kamuran koş,kuran kursuna koş. oruç aç ali. sadık hoca iftar topunu patlat. oya çarşaf tak. mülayim minareye çık. tayyip yasa çıkar. onayla apdullah onayla. tayyip tabana oyna kömür dağıt oy topla dağıt ihale dağıt sat sat sat petek ip atlama! kicin gorunur sonra! atlama petek atlama! ali bana bak. ipek başını ört emel eve gel. hemen eve gel. murat kadrolaş. aman boş durma. tayyip amca seni çok severiz. emrah camiye koş, koş emrah koş ışıg ılıg süd iç ,elhamdülillah de gül abdullah gül. uyu halkım uyu. uyu uyu yat uyu...

Türban hak-özgürlük değil, emperyalizmin gericilik örtüsüdür.
Çocuklarımızı koruyoruz. Ülkemizi savunuyoruz.

HALK MECLİSİ İZLİYOR! Haydi Başkente!
http://www.14nisan.gen.tr/genel/bizden_detay.php?kod=654&tipi=38&sube=2

Sevgi ve selamlarımızla,
14 Nisan Çalışma Grubu
iletisim@14nisan.gen.tr

        BİR ELİN NESİ VAR İKİ ELİN SESİ VAR


      Said PERVEZ kAMBAS  duyarlılığınız veya duyarlılığımız sayesinde idam edilmiyor.Katılan herkesi gururla kutluyoruz.

Bugün saat:16.00'da CEPA alışveriş merkezinde Öykü isimli Flemenko tarzı müzik yapan İnternet youtube 'den meşhur olan Şarkıcı Öykü (Evlerinin önü boyalı direk)'nün konseri var ardından da araba çekilişi varmış bilginize sunulur.

Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Emin Çölaşan
Sayfa 125 – 126

Günlerden 27 Mayıs 2007. bugünkü yazımın konusunu gene bir okuyucu göndermişti. Hem de fotoğrafıyla birlikte. Kelkit Gümüşhane’nin bir ilçesi. Kelkit caddelerine afişler asmışlar. Afiş fotoğrafını da kullandığım “Sizce Suç Kimde?” başlıklı yazım söyle:
“Türkiye’de belli kesimlerden fışkıran Atatürk düşmanlığının hangi boyutlara ulaştığını ve nasıl sincice sergilendiğini bu fotoğrafta bire bir görüyorsunuz. Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde cadde ve sokaklara bu doğultuda afişler asılıyor. Aynen söyle:
‘Alkollü sürücüler her gün trafik kazalarında hayat kaybediyor, kaybettiriyor’
Bu bölüme itirazımız yok. Sürücünün alkollü olması elbette çok tehlikeli bir şey. Afişte ayrıca büyük harflerle soruluyor:
‘SİZCE SUÇ KİMDE?’
Yanıtı verilmiyor ama bu ifadenin hemen altında ne ilgisi varsa(!) Atatürk’ün resmi 1881-1938.
Cingözce tamamen bilinçli hazırlanmış bir afiş… ve suç Atatürk’te
Gümüshane Valisi ve Kelkit Kaymakamı herhalde bu afişi görmemişler. Görseler bile anlamını, verdiği mesajı kavramamışlar.”

Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Emin Çölaşan
Sayfa 125 – 126

Bir gün bir doktora , '' Gerginlik ve Tedirginlikten '' şikayetçi olan bir hasta gelmiş . Yapması gereken çok işinin bulunduğunu, fakat kendisinin rahatsız , işlerinin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş .
DokTor ;
- Bu işleri bakşa biri yapamaz mı ? Yada bir başkası size yardımcı olamaz mı ? Demiş .
Adam;
- Onları yalnız ben yapabilirim , bütün işler bana bakıyor , demiş .
Doktor ;
- Sana bir reçete vereceğim . Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor , diyerek yazıp reçeteyi vermiş .
Adam reçeteli alıp baktığında , hayretler içinde kalmış . Reçetede , '' Her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin '' yazıyormuş .
Hasta Adam ;
- Yürüyüşü anladık ama , neden mezarlık ? Diye sormuş ,
Doktor ;
- Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum . Mezarlıklar , kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur . Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce , kendinden başkasının yapmasına imkan olmadığını zannettiğin işlerin , başkaları tarafından da yapılmaya devam ettiğini göreceksin , Demiş .

KıSSaDan HiSSe : Bulundukları noktada kendilerini ''vazgeçilmez'' gören , halbuki orada , problem çözmek yerine problemin bir parçası olduğunun farkına varmayan insanlar için de , doktorun reçetesi geçerli değil mi ? Aslında , kendini bu hasta adam gibi gördüğü sürece , herkes için geçerli bir reçete .

Uğraştığımız şeye bakın “Yakalanan teröristler sünnetsiz” miş. Peki, sünnetli olsaydı madalyamı takacaklardı?

Aysun’ları rahatsız etmek mi?

Yoksa

Aysun’lardan rahatsız olmak mı?

İşte, bütün mesele burada.

Einstein'ın şu sözü çok önemli... "İki şey sonsuzdur, insanoğlunun aptallığı ve evren.
Fakat ikincisinden o kadar emin değilim."

                                                          

Bazen o kadar büyük aptallıklar yapıyoruz ki... ülkeyi bir kaç kendini bilmez dediğim dedik tüccara emanet edebiliyoruz...Bu emanetçilerde emanete hıyanet etmekten hiç çekinmiyorlar ama biz yinede din uğruna onları şakşaklıyoruz...türban kızlarımızın kadınlarımızın başını örtünce tüm detrlerden kurtulacağız sanıyoruz...üniversitelrde en büyük problem türban sanıyoruz...türbanla üniversiteye girilince ülke kalkınacak aydınlanacak daha çok özgürleşecek zannediyoruz...kafasını bir örtü altında saklayan kişinin bilimsel ve özgürce düşünebileceğini zannediyoruz...türban adlı siyasi ve ideolojik simgeyi üniversitelerle sınırlayacaklarını zannediyoruz... şimdi yök başkanının gündeminde imam hatiplerin katsayılarını diğer okullarla eşitleyerek imam adaylarına tüm üniversitelerin önünü açmasını özgürlükçülğük sanıyoruz...yıllardır imam hatiplerde kız öğrenci yetiştirilmesini islam inancına göre kızlardan imam olmayacağını bile bile çok doğru bir kararmış gibi karşılıyoruz...yüzlerce imam hatip okulundan binlerce imam hatipli her yıl mezun olmasına rağmen neden halen daha devletin imam kadrolarında binlerce imam açığı olduğunu düşünmüyor sorgulamıyoruz....Bütün bu yukarıdakileri biz bir kaç yıldır değil onlarca yıldır yapmıyoruz, anlamıyoruz, sorgulamıyoruz, tepki koymuyoruz...şimdide çıkmışız laiklik elden gidecek diye feryat ediyoruz...daha dün bu ülkenin başbakanı olan zat "elbette halk isterse laiklşik de gider" dediğinde sesimizi çıkarmıyoruz...daha dün bu ülkenin cumhurbaşkanı olan zat "laiklik ve cumhuriyet artık ömrünü tamamlamıştır, değiştirilecektir" dediği zaman susuyor