Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara


  •  




    En büyük asker bizim asker.
    En büyük asker bizim asker.
    En büyük asker bizim asker.
    En büyük asker bizim asker.
    Tarih: 27 Şubat 2008 16:20 Ekleyen:

  • N. Sivrisinek haberine göre
    büyükşehir eskişehir yoluna
    Çin Seddini
    örmeye devame diyor.


    Her telden ne ararsan
    bulunur derde devadan gayr-ı
    Tarih: 27 Şubat 2008 16:20 Ekleyen:

  • Bırakınız yapsınlar
    Bırakınız geçsinler
    Üstü kapalı, kırmızı topuklu liberty

    Kıdem tazminatı da
    kaldırılıyor!
    Star Haber
    Tarih: 27 Şubat 2008 01:15 Ekleyen:

  • TIP TARİHİ

    M. Ö. 2000 ..... Al bu otu ye.

    M. s. 1000 ......O ot kötü, gel bu duayi oku.

    M. S. 1250 ......O dua batil inanç, al bu iksiri İÇ.

    M. S. 1500.......O iksirin NE faydasi var, al bu hapi yut.

    M. S. 1750 ……..O hap etkisiz, al bu antibiyotigi İÇ.

    M. S. 2000 ………O antibiYotik kim-yasal, al bu oTu ye.
    Tarih: 27 Şubat 2008 01:15 Ekleyen:

  • Kullanım talimatları !

    Firmaların sattıkları ürünlere ait bilgileri kullanım talimatlarında açıkça belirtme zorunluluğu olduğunu biliyoruz. Ancak aşağıdakiler gibi şaka olsun diye değil ciddi ciddi yazılmış açıklamalar insanı gülsen mi, ağlasam mı ikilemine sokuyor.

    İşte bazı örnekler:

    * Saç kurutma makinesinin üzerindeki talimat:
    "Uyurken kullanmayın. Piknikte mangal yaparken ateşi yakarken kullanın!”

    * Kızarmış patates torbasının üzerinde: "Kazanan siz olabilirsiniz. Üstelik, satın almanız da şart değil. Ayrıntılı bilgi torbanın içinde."

    * Dial sabunlarının kutusunda: "Kullanım şekli: Normal sabun gibi."

    * Donmuş yemek kutusunda: "Öneri: Buzunu çözün"

    * Otellerde verilen duş başlığının kutusunda: "İçine bir tek baş sığar."

    * Marks&Spencer'a ait bir puding kutusunda: "Ateşin üzerine koyarsanız ısınır."

    * Bir uyku ilacının üzerinde: "Uyuklamaya sebep olabilir. "

    * Rowenta ütü kutusunda: "Giysilerinizi üzerinizde ütülemeyin. "

    * İngiltere'nin ünlü eczane zinciri Boots'un çocuklar için hazırladığı öksürük şurubu kutusunda: "İçince araba kullanmayın."

    * Japon malı mutfak robotunun üzerinde: "Başka amaçla kullanılmaz."

    * Fındık paketinin üzerinde: "Dikkat! İçinde fındık var." K.Ö.H.: Kabul et, Özür dile, dilini Harekete geçirmeden önce ona kadar say.

    * American Airlines Şirketi/ne ait fıstık paketinin üzerinde: "Talimat: Paketi açın, çam ve şam fıstıklarını yiyin."
    l
    *Bir elektrikli testerenin üzerinde: "Çalışırken elinizle durdurmaya teşebbüs etmeyin."
    Tarih: 27 Şubat 2008 01:15 Ekleyen:
  • DİPLOMA-Sİ

    kelimenin kökeni yunancadan, "diplomata" yani "kapatılmış dosyalar"dan gelmektedir.


    Diplomasi, meşhur bir fıkra ile iyi tanımlanabilir:

    adamın biri Afrika’da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor."şimdi basım dertte" diye düşünmüş minik köpek.

    etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. hemen arkasını Leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş; "ne kadar lezzetli bir Leoparmış. acaba etrafta bundan bir tane daha var mi?" bunu duyan Leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. "tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye düşünmüş Leopar.
    Tarih: 24 Şubat 2008 22:42 Ekleyen:
  • (1,5)

    bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir Maymun olanları izliyormuş. bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna "atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım" demiş. ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş. "simdi ne yapacağım" diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri kemirmeye devam etmiş. tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş; "bu aptal maymun da nerede kaldı? yarim saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!"

    diplomasi böyle bir şey iste... (yapabiliyorsan; hızlı düşün, hişt hişt sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen)

    ortadaki pastayi herkese bir dilim yetecek sekilde paylastirabilmek, bunu yaparken de herkesin en buyuk parcayi kendisinin aldigini dusunmesini saglamak uzerine odaklanan bir ali cengiz oyunu…
    Tarih: 24 Şubat 2008 22:42 Ekleyen:
  • (2)
    Diplomasi dili
    -görüşmeler çok açık ve içten geçti...
    meali; hiçbir konuda anlaşamadık.
    -gerekli adımların atılmasına karar verildi...
    meali; çok beklersiniz...
    -çok önemli noktalara parmak bastınız...
    meali; hayatımda bu kadar salakça şeyler duymadım...
    -sizi çok dikkatli dinledim...
    meali; dinledim anlamadım, anladığıma da katılmıyorum...
    -ülkemiz üzerine düşeni yapacaktır.
    meali; ne yapacağımızı bilmiyoruz dönüp başbakanla konuşmam lazım....
    -daha üst bir makama iletilmesine karar verdik...
    meali; unut gitsin
    -ilişkilerimizin daha üst düzeye çıkarılmasına karar verdik...
    meali; birbirimizle savaşmayacağız
    -ilişkilerin askeri düzeyde de aynı seviyeye getirilmesine karar verdik...
    meali; sen üçüncü eleman! her an sana dalabiliriz.

    Diplomat kimdir? ilişkilerde becerikli, iş bitirme kurnazlığına sahip olması icap eden kişi.

    örnek vermek gerekirse ( bir diploması trafiği öyküsü)->okuyun

    diplomatın biri fakir bir adama gider ve:
    - oğlununun evlenmesini sağlayabilirim, der. fakir adam yanıtlar:
    -asla oğlumun hayatına karışmam.
    -ama kız lord rothschild'in kızı.
    -o zaman başka...
    diplomatın sıradaki durağı lord rothschild'dir:
    -kızınız için bir kısmet buldum lordum.
    -ama benim kızım evlenmek için çok küçük.
    -ama bu delikanlı halihazırda dünya bankası başkan yardımcısı.
    -o zaman başka...
    diplomat bu sefer soluğu dünya bankası başkanının yanında alır:
    -size başkan yardımcısı olarak tavsiye edeceğim bir delikanlı var.
    -ama benim şimdi ihtiyacımdan fazla başkan yardımcım var zaten.
    -ama bu çocuk lord rothschild'in damadı.
    -o zaman başka...
    Tarih: 24 Şubat 2008 22:41 Ekleyen:
  • Hani derler ya;

    Amerikalı zengin makine ressamı olan bir turist, plajda yakaladığı Picasso’yu elindeki kağıda bir resim çizmesi için zorlamış. Üstelik bir de, “Ne nazlanıyorsunuz ki, bedeli neyse öderim!” demiş.
    Bunun üzerine Picasso, turistin elindeki kağıdı alıp,
    bir şeyler karalamış ve ücretini istemiş:
    “2 bin dolar.”
    Turist afallamış:
    “Nasıl olur? İki  dakikada yaptığınız resim için 2 bin dolar fazla değil mi?”
    Picasso sakin ve kendinden emin bir şekilde şöyle yanıt vermiş:
    “Hayır efendim! İki dakikada yapılan bir resim değildir  bu…30 yıl artı 2 dakika…
    Tarih: 24 Şubat 2008 22:36 Ekleyen:


  •            RABBENA ,HEPBANA


          AB uyum yasası muhabbetinde,TÜRKİYEDEKİ emeklilerin maaşları  yüksek bulunmuş, efendilerimiz mal bulmuş magrip gibi hemen bu fikir üzerine beyanatlar vermeye başlamışlardı. Haddinden fazla ALINGAN olan bendeniz buna ziyadesi ile üzülmüş,bari bütün yaşlıları ortadan kaldırsınlar da fuzuli masraftan kurtulsunlar diye kendi kendime söylenmiştim.Öyle ya yaşlanınca her    tarafınızdan ses gelmeye başlar eski skodalar gibi.Yüksek tannsiyon,kollestrol,kireçlenme,kemik erimesi bunlar en basitleri;doktor ister,ilaç ister,kiminiz kimseniz yoksa taksi parası ister,iyi beslenme ister.İster de bu kadar emek bu kadar masraf sarfedilen bu ihtiyarlar ne işe yarar! Ne demişler kaz gelen yerden tavuk esirgenmez,bunlardan kaz değil kaz tüyü bile gelmez dimi ama, o halde bunca maaş nelerine?İndirin maaşları az yesinler kilo zarar,taksi nelerine yürürsünler; sağlığa faydalı,tiyatroymuş  sinemaymış, otursunlar oturdukları yerde tv. nelerine yetmiyor.Konforlu yaşlılıkmış
    ba baa baaaa...yaşamışsın yaşayacağın kadar .
          Hep batıdan öğreniyorsunuz zaten bu kötü huyları emeklilikte seyahat etmek,roman yazmak, kurslara gitmek, dernek kurmak,mitinglere katılmak , yabancı dil öğrenmek spor yapmak,vallahi söyleyenler haksız mı ?30 sene de emekli olmuşssun geriye zaten bir şey kalmamış.Otur tesbihini çek,tövbeni et dimi ya.O konforlu yaşlanmak 4 sene çalışıp ömür boyu emeklilik kazananların hakkı.Otururup parmak kaldırıp,başi sallamaktan  yorgunlar ! Yalanmı?.....
    Tarih: 24 Şubat 2008 22:35 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!