Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara



  •                 ALLAME-İ KÜL

        Danıştay Tuzla Ayazmasındaki düğün salonu inşa atını durdurmuş  yapı mühürlenmiş.İşte mahkeme kararlarını beklemeden ,hukuka saygı duymayan çokbilmişlerin  sebebiyet verdiği çıkmaz.
        Elde DANIŞTAY  kararından başka bir şey kalmadı,asırlık çınarlar gitti.O inşaat yıkılsa,yerine yeni çınarlar dikilse -ki toprak topraklığını kaybetti- Anneannemi,annemi beni,çocuklarımı torunumu gören o ağaçlar kaç senede yetişir.Onlar birer tarihi anıttı capcanlı.Ayazma suyu buz gibi tertemiz-betonla kapatıldı.-İnsan unutan bir varlık zamanla ilgimiz yeni yolsuzluklara çekilir biz onlarla uğraşırken;mühürler sökülür inşaat devam eder.Ne düğünler,ne horonlar tepilir bir tarih üzerinde.Yerli halkın isyanını alaylı sözlerle
    -sen ölmiyecekmisin,ağaçlarda ölür- hafife alan .medeniyeti beton ve asfalt dökme den ibaret sanan bu zihniyet bakalım hükmünü daha ne kadar sürdürecek.Danışma yok,araştırma yok,eskiye,tarihe doğaya saygı yok ,ben bilirimlik almış başını gidiyor.Bir insanın her şeyi bilmesi mümkün olsaydı bunca üniversite,bunca fakülte,bunca mesleğe ne gerek vardı.Ama görüyoruz ki herkes her konuda alleme-i kül.
    Tarih: 01 Mart 2008 16:59 Ekleyen:

  • (3)

    16. sıradan Çayyolu'ndan Yenimahalle'ye doğru ÇABA kahramanı farklı fakat farkedilebilir bir fenomen, bölge halkının başöğretmeni. Denetçi, teftişçi en önemlisi düzgün ve dürüst bir adam. Hani derler ya adam gibi bir adam. Çayyolu'nun gerçek hakiki koçu. Ağabeyim, onursal başkanımızla dertleşme.....

    devamı var.
    Tarih: 01 Mart 2008 16:57 Ekleyen:
  • ‘Tereyağından kıl çeker gibi çekildik’
    Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’ta yürüttüğü harekâtın dün sona ermesiyle birlikte ortaya çıkan tartışmalarla ilgili olarak Milliyet’in sorularını yanıtladı.
    Orgeneral Büyükanıt’a yönelttiğimiz sorular ve kendisinin yanıtları özetle şöyle:
    Org. Büyükanıt: Şimdi ben spekülasyona girmek istemiyorum. Hiç kimsenin çekil mekil dediği yok.

    ------

    Komik olma Pasa, Push emretti Gates geldi, hükümet kararını bildirdi siz uyguladınız. Buraya kadar sizin açınızdan her şey normal ama yalan söyleyerek kararı TSK verdi derseniz bu günaha ortak olmuş olursunuz.
    TSK’ni o kurumun başı dahi olsanız sizin bile karalamaya hakkı yok.
    Tarih: 01 Mart 2008 16:56 Ekleyen:

  • 1)Yeni çağ
    Gülen dönemi

    2)Ortaçağ
    Gülbakalımgül dönemi

    3)İlk çağ
    Son gülen iyigüler dönemi
    Nam-ı diğer kendi düşen ağlamaz dönemi

    4)Cilalı taş dönemi
    Dede korkut dön-emi  dönemi!
    -------------------------------------
    dodugalı gübeyaz
    gülen ayın havali halasi
    bestekar,post modern bir antika
    fakat memur çocuğu
    Tarih: 01 Mart 2008 16:50 Ekleyen:
  • Merhabalar,

    Hani şu zaman gazetesinin ingilizce versiyonu olan “today’s zaman” gazetesi var, orada bir haber başlığı dikkatimi çekti... 21 Şubat Houston şehrinde (ABD'de) “Gülen Enstitüsü Günü” ilan edilmiş!!!... Haberin web adresi aşağıda...Gülen Enstitüsü günü, ne demekse, yazıda bahsettiği üzere sevgili Houston-Teksas Valisi gülen’e o kadar h(ayran) ki bundan böyle her yıl 21 şubatı gülen günü ilan etmiş...ne güzel bir sürü gülen insan toplanıp kokteyl yapar ve güle güle Atatürk Türkiye’sini nasıl ılımlı islam projesi içinde eriterek emperyalizmin emrinde yönetebilirizi konuşurlar... nasıl daha fazla sömürürüzde iliklerini, kanlarını daha fazla nasıl içerizi konuşurlar..aslı nda beyfendiler Houston’da açtıkları gülen enstitüsünde zaten her gün bu yönde projeler ve fikirler üretiyorlar, herhalde yılda bir günde dinlenip keyifle arkalarına yaslanıp yarattıkları projeyi izlemek istiyorlar.. .

    Ne yapacaklarmış bu “gülen gün(ün)de”; yazarlar, akademisyenler, din adamları toplanıp nasıl ayrımcılık ortadan kaldırılır (herhalde Türkiye’de türban olayını da değerlendirecekler) , herkes hür ve eşit yaşar bunu tartışacaklar. ..ne kadar komik değilmi, üzerinde yaşadıkları, bir elleri yağda bir elleri balda yaşadıkları ülkeleri olan abd’de diğer ülkelerde yaşanan eşitsizliklere üzülüp bu yönde fikirler geliştirecekler. .. ha bu arada dünya üzerindeki adaletsizliğin temel nedeni kendilerinin üzerinde yaşadığı ülkenin ve yandaşlarının politikaları değil mi?...


    http://www.todaysza man.com/tz- web/detaylar. do?load=detay&link=135316
    Tarih: 01 Mart 2008 16:44 Ekleyen:
  • 2


    aman canım bunun ne önemi var, abd emperyalizmi dünyayı yakıp yıkarken bu çok değerli gülen kişiler dünya nasıl daha adil, hür ve yaşanabilir olur diye her yıl Houston’da gülen gününde toplanıp fikir üretecekler.. .

    Onlar orada toplanıp gülen günlerini kutlaya dursunlar, benim bir önerim var... abd’de başkanlık seçimlerinde bir partide gülen’i abd başkan adayı gösterseydi, çünkü bu kadar önemli bir kişilik sadece gülen günlerle filan onurlandırılmamalı , yaptığı iş çok büyük, ATATÜRK Türkiyesini parçalama görevini sürdürüyor, eğer abd başkanı olursa bu zor görevi karşılığında en iyi şekilde ödüllendirilmiş olacaktır...

    Ne demiş houston valisi gülen gününü ilan eden mektubunda, umuyormuş ki bu gülen enstitüsünde üretilen fikirler ile artık dünyanın daha yaşanabilir ve barış dolu bir yer olmasına çok katkısı olacakmış...vah vah sayın vali, demek dünya barışını kurmak ve dünyayı yaşanabilir bir yer haline getirmek gülen enstitüsünde üretilen fikirlerle olacak...tıpkı ırakı kan gölüne çevirme fikirlerininde sizlerden çıktığı gibi, tıpkı ruandada yaşanan katliamları sizin verdiğiniz silahları kullanan canilerin yaptığı gibi, tıpkı afganistanda terörle mücadele adı altında binlerce sivili yanlışlıkla öldürdüğünüz gibi....ve tıpkı Türkiye’de insanları birbirine düşman eden, laik antilaik kavgasını onlarca yıldır planladığınız ve bunun içinde gülenleri kullandığınız gibi...ne güzel fikirler üretiyorsunuz topraklarınızda ve bu fikirleri üretirkende ne güzel buluyorsunuz maşalarınızı, ne güzel seçiyorsunuz iğrenç niyetlerinizi uygulayacak maşalarınızı...
    Tarih: 01 Mart 2008 16:44 Ekleyen:
  • 3

    Güle güle kutlayın gülen gününüzü, güle güle yiğin için gülen gününüzde, o vıcık vıcık yağ ve kan içindeki ellerinizle, dolar bürümüş gözlerinizle sizin için hiç bir değeri olmayan dünyanın kalan kısmı için gülen projeler üretin...sizin için gübre kadar önemi olmayan dünya insanları için, afrikalılar için, asyalılar için, ortadoğulular için, güney amerikalılar için ve diğer tüm ezilmiş toplumlar için gülen enstitünüzde fikirler üretin, kullanın dini, kullanın mezhep ayrılıklarını, kullanın ırkları ırkçılığı, düşürün insanları birbirlerine, sonrada silah satın ki onlara sizin silah endüstriniz para kazansın, siz refah içinde yaşayın...her şehre açın birer gülen enstitüsü ki bu fikirlerinizi üretecek daha fazla kaynak olsun...

    Güle güle kutlayın gününüzü, mübarek olsun size....

    Kemal Kurtuluş

    Tarih: 01 Mart 2008 16:43 Ekleyen:

  • Arda Mahallesi

    Dostları olmalı insanın,
    Aynen gemilerin limanlari gibi
    Zaman zaman uğradığın
    Yükünü boşalttığın
    Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda

    Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
    Geri döneceğin günü bekleme umuduyla
    Bazen rüzgara o açmalı yelkenini
    Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
    Halatlarını çözmeli
    Seni çok ama çok özlemeli

    Dostları olmalı insanın,
    Ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen
    Düşünmediklerini düşündüren
    Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
    Gerektiginde senin için ateşi yutabilen
    Yolunu ısıtan ustan olmalı,
    Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini
    Sana verebilmeli soğuk bir kış gününde
    Üzerindeki tek gömleğini.

    Kaynak:Alıntıdır.
    Tarih: 01 Mart 2008 16:32 Ekleyen:
  • (1)

    Lütfen dikkat
    42 ilçe meselesi…
    Temelli temelli Sincanlaşıyor !
    Biliyo muydunuz? 28 Şubat neden en kıssa ay? 

    Etcük bücük olduğu için

    Julius Sezar, takvimdeki karışıklıkları çözmesi için  Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes'e emir verir. Sosigenes de takvimin  ilkelerini şöyle saptar: 

    Her yıl 365 gündür. Her yıldan 6 saat artar. Artan saatler   yılda bir, bir tam gün eder. Dördüncü yıla bir gün olarak eklenir. O yıl 366 gün olur. 366 gün 12 eşit parçaya bölünmediği için 6 ay 30 gün, diğer 6 ay 31 günden oluşur. Peki, 365 gün çeken yıllarda aylara göre dağılım nasıl olmalı?
    Tarih: 27 Şubat 2008 23:59 Ekleyen:
  • (2)

    Yüce Sezar emir verir: 365 gün çeken yıllarda en son aydan bir gün düşülsün. O zamanlar yılbaşı, Mart ayında. Yani Şubatcık, yılın son ayi.

    7. ay September
    Ay takviminin Recep’i
    3 ayların sultanı
    b i r i n c i s i .
    nam-ı değer 23 temmuz harekatı !
    8. ay October
    9. ay November
    10. ay December da buradan geliyor.


    Böylece Şubatcık ayı, 4 yılda bir 30 gün, diğer yıllarda 29 gün olmuş.

    Yüce Sezar, bununla da yetinmeyip aylardan birine kendi
    ismini vermiş: JULIUS, yani JULY (Temmuz). Hayyada geri kalır mı, o da hazirana…

    Sonradan imparator olan Augustus, Kayzer'dan (Kayseri) aşağı kalmamış
    ve sonraki aya kendi ismini vermiş : AUGUSTUS, yani AUGUST.

    Ancak Julius Sezar’ın ayı 31 günken Augustus'un ayı 30 gün
    olur mu ? O da emir vermiş: Yılın son ayından 1 gün daha alin, benim ayımı da 31 gün yapın! Hayya kös kös bakan Şubatçıktan zavallı Şubat’tan 1 gün daha alinmiş ve Ağustos’a eklenmiş. O gün bu gündür Şubatcık ayı, 4 yılda bir 29 gün, diğer yıllarda
    28 gün, Ceyar’ın ayı Temmuz ve Augustus'un ayı Ağustos da peş peşe 31 gün oluvermişler. Hani derler ya iki sekiz bir ondokuz üç yirmi bir otuz.
    DAHA NE OLSUN !
    Bırakın bu ayakları

    Bastırılmış kadın duyguları
    Üstü kapalı beyaz Türklerin kırmızı topuklu
    ayakları !

    Durum budur / d e ğ i l d i r

    Kara çorap dize dek
    Kalk gidelim bize dek
    Sana çorap öreceğim
    Topuktan topuktan dize dek

    Rumuz: L1295
    Tarih: 27 Şubat 2008 23:59 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!