-
Ç a n a k k a l e
(Çanakkale içinde)
“habersiz türküler” için
h a v a d u r u m u
bu türküler habersiz türkülerdir.. iyi ki de öyledir… çünkü yarım asırdır bizden habersiz yaşamışlardır geçen zamanı…
bizden ve bütün olup bitenlerden…
yani savaşlardan, ihtilallerden, felaketlerden, açlıklardan, kıtlıklardan, siyasi ve iktisadi krizlerden habersiz…
hırsızlıktan, arsızlıktan, rüşvetlerden, ihanetlerden, cinayetlerden ve bulanık suda siyasetlerden habersiz…
gönlümüzün zulasında özenle sakladığımız yürek çarpıntılarının sesidir onlar…
kirlenmeden, örselenmeden….
Zor zamanlarımızda, yağmurlarında ıslanmak için vardır türkülerimiz….
Ya da yağmurlarda sığınmak için çardağına…
Ya da güneşte gölgesine….
Ya da dağdaki ayazına...
Veya karalıkta güneşine…
Yani hem sabrın hem isyanın, hem tevekkülün hem yürekte patlayan kırmızı gülün hikavesidir türküler…
Aşkın ve ayrılığın hikayesidir aynı mekanda…
Lakin ille de habersizdirler yaşadıklarımızdan.. öyle olsaydı kalabilirler miydi onca zamandır…
Direnebilirler miydi son yarım asrın yıkıcı kasırgalarına…
Ali Kırca
Tarih: 19 Mart 2008 10:11 Ekleyen: Beğenme: 0
-
-3-
Dostluk
Kaybolduğun bir ormansa sana yol gösteren
“IŞIK”tır…
Hayata değer bir yaşam, sevmeye değer bir aşk, dostluğa değer bir arkadaşlıktan asla vazgeçme…
Tarih: 19 Mart 2008 10:11 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Sürgüne gidenlerin filizi
Çayyolu ilçesi
Felsefe ve antik yunana dönüş
r ö n (e) s a n s
Felsefe ve felsefecifeci,gerek yaşama ortamında,gerekse doğal ortamda verileni bilmeye
çalışmak a n l a m a k eylemidir.
Bunun tek ereği eskilerin söyledikleri gibi gerçeği bulmak
değil anlamaktır.Bu nedenledir ki onlar aslında göründükleri gibi değillerdir.Sanatçı devlete mualif olduğundan filozofların ideal devletlerinde sistemi düzeni
bozabilirler endişesiyle onlara yer vermek istemezler.
Mesala: P l a t o n
Oysa E f l a t u n da en iyi kö-şeler sanatçılarımıza
tahsis edilebilmiştir.
Mesala bir çayyolu sakinine
Aday adayına
Sürgündekilerden bir filize
Sayın Fazıl SAY'a
Tarih: 19 Mart 2008 10:10 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Efendime Söyleyeyim...
Sayın Başbakan bir bakıma
Doğruları söylüyor.
''vukaatlı demokrasi örneği AKP'nin ekmeğine yağ sürüyor.Geriye dönüş 12 martla başladı.
y ar g ı;
Dosta düşmana karşı!
Dostlar alışverişte görsün diye!
Dostlar başına!
Dost(iyi dost) inişe geçtiğimiz kara günde belli olur!''
Emre kongar refaranslı iyi sosyolok Rauf Tamer de köşesinde soruyor.
'' Ben sorduğum şeye cevap beklerim.Şimdi ne olacak''
Tarih: 19 Mart 2008 10:10 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ŞİMDİLİK YORUMSUZ
SERVİ veya selvi mezarlıklarda tercih edilen bir ağaç türüdür.Van Gogh resimlerinde de hüznü ifade eder,sanatçı resimlerinde sıkça kullanılır.Bundan haftalarca önce bir yakınım,"GÖRDÜNÜZMÜ Ümitköy girişi mezarlığa dönmüş" Neden diye sorduğumda "dikilen ağaçları görünce bana hak vereceksiniz" demişti. Demek ki doğruymuş,erbabı isyan ettiğine göre.(Kendi isyanımdan uygun bir zamanda bahsetmek isterim)
Tarih: 19 Mart 2008 10:10 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Medya Bilgisi
Peyzaj Mimarları sert çıktı.
Eskişehir yoluna dikilen ağaçlar boşa dikildi...
Tarih: 18 Mart 2008 13:21 Ekleyen: Beğenme: 0
-
“Hayat bir imtihandır.
Ölüm mezuniyettir.”
Ya sonra !..
D o s t
Adam ve hayattaki tek arkadasi olan köpegi bir kazada birlikte
ölmüslerdi.
Gökyüzüne çiktiktan sonra bembeyaz bulutlarin arasinda
dolasmaya basladilar.
Adam çok susamisti.
Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhtesem bir manzaranin karsisinda buldular.
Rengarenk çiçekeklerle süslü bir bahçe, altindan yapilmis bir bahçe kapisi ve onlari karsilayan beyazlar içinde bir kadın Lepiska.
Adam köpegiyle birlikte vilda’na yaklasti ve sordu:"Affedersiniz...
Burasi neresi?
Kadin ona gülümsedi: "Burasi Cennet, efendim" Adam bunun üzerine s e v i n ç l e;
"Harika...!!!" dedi "Peki bana biraz su verebilir misiniz?
Gerçekten çok susadim.
Kadin cevap verdi: "Tabi efendim, içeri girin. Içeride dilediginiz kadar su bulabilirsiniz.
Adam köpegine döndü, "Hadi oglum içeri giriyoruz" diyerek kapiya yürüdü.
Ama kadin onu birden durdurdu: "Üzgünüm efendim, köpeginiz sizinle gelemez, hayvanlari içeri almiyoruz..."
Bunun üzerine adam bir an durdu, düsündü ve geri dönüp köpegiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular.
Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular, ve yolun sonunda karsilarina çiftlik girisini andiran bir kapiyla yirtik pirtik elbiseli bir dede çikti.
Adam sordu:"Affedersiniz.... bana biraz su verebilir misiniz??"
./.2
Tarih: 18 Mart 2008 02:28 Ekleyen: Beğenme: 0
-
-2-
Dede; "Içeri gel" dedi.
Kapidan girdikten sonra sag tarafta bir çeþme var..."Adam sordu:
"Peki arkadasim da benimle gelip oradan içebilir mi?"
Dede "Tabii..."dedi.. "çesmenin yaninda köpeginin de su içebilecegi bir kase bulacaksin..." Bunun üzerine adam kapidan girdi... biraz yürüdükten sonra sag tarafta yiğidin çesmeyi buldu.. Adam çesmeden köpek de oraciktaki kaseden doya doya içerek susuzluklarini giderdiler.
Derken adam geri giderek giriste bekleyen dedeye sordu:"Su için çok tesekkür ederim... Peki burasi neresi..?"
Dede "Burasý cennet"dedi. Bunu duyan adam sasirdi: "Ama nasil olur..? az önce burasi gibi kirik dökük olmayan muhtesem bir yere gittik ve orasinin da Cennet oldugunu söylediler.
Dede "su rengarenk çiçekeklerle süslü altin kapili yer mi?" dedi...
" ama orasi Cehennem
Adam iyice sasirmisti: "Peki ama orasi sizin adinizi kullanarak
insanlari kandiriyor diye hiç kizmiyor musunuz..??
Dede gülümsedi: "Kizmiyoruz.....çünkü onlar kendi çikari için en iyi arkadasini yari yolda birakanlari Cennet'ten uzak tutuyorlar.
Dostlarinizi Yari Yolda Birakmayin.
Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydir.
Bir dostun basarisina sevinebilmek ise s a g l a m bir karakter
gerektirir.
Kaynakçalar:
Kur’an’ın
Temel
Kavramları
Sayfa 164-165 Hanif
Prof. Yaşar Nuri Öztürk
Yeni boyut
do do RE mi mi
RE do REMİ do
Neşeli ol ki genç kalasın…
Tarih: 18 Mart 2008 02:28 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Açtım aşk defterini
Hatırladın sevdiklerimi
Her birisi bir başka alemde
Sonerini…
S E V G İ
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi, kah inadına yeŞil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir p u T a satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
Ben senin en çok bana aynadakilerden yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni....
kaynakça
12. gezegen sayfa 317
sayfa 359 Live 8
Tarih: 17 Mart 2008 11:52 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(5)
A.O.Ç’den devamla
Dostlar, kimse kırılmasın gücenmesin
Lakin sade pirinç zerde olmaz,
Bal gerekir kazana.
Çiftlikteki baba malı tez tükenir
Evlat gerek kazana.
Fakat gene de olgun olup
Anan turp, baban şalgam,
Sen nereden çıktın gülbeşeker?
Gülümsün dememek gerek.
Kara çalmadan yaza çıkardık danayı,
Beğenmez oldu anayı da dememek gerek de
Memlekete eğer düzene çeki düzen verenler ese gelenlerse
Bakın süt babası nasılsa sütün başı da öyle olur dostlar… ne yazık ki
Dertleşme devam ediyor
Tarih: 17 Mart 2008 11:52 Ekleyen: Beğenme: 0