(2)

Yaşanılan olayların elbet teki her zihinde bir iSi kalmakta. Zor günümüzde gördüğümüz küçük bir destek o gün bize dağları bağışlamışsın gibi olur. Varlık içinde bile olsanız tırnak ucu kadar farklı tavır olsa onu da unutmaz hep anımsarsınız. Bana şunu yapmıştı diye. Duruş tavır alış kişiliğinizin bir ibresi göstergesidir. Bu akıı bu olay da bu kararı alır ken, bir başka akıı aynı olay da daha da farklı karar alabilir. Onun için akıı akııdan üstündür denilmekte. Hatta moda bir kavram deyiş oluştu. ""Beyin Fırtınası" Ne oluyor beyinde rüzgar mı var çok esip de fırtına oluyor. Elbette ki hayır. Temel aynı düşünce, konuda çok sayıda insanın çok sayıda fikir üretmesidir. Bir başka bakışla; hepimizin olabildiğince fikir çeşitliliğini farklı çözüm üretmemize bir olayın birden çok doğrusu olabilirtiği üzerine fikir uçuşmaları yapması. Bu bize ne kazandıracak; Bir iş bir eylem bir karar verirken aynı olayın çok farklı boyutlarını görmemizi sağlayacaktır. Farklı boyutun görünmesi ne sağlayacaktır. Farklı doğacak sonuçlarında; bilmeyi önlem ve tedbirlerimizi ya da stratejilerimizi ya da politikalarımızı ona göre geliştirmenizi beraberinde getirecektir.
Çağımız akıl- bilgi- teknoloji çağı.
"Akıllılar düşünürken, budalalar kaleyi içten alırlar." der Sırp atasözü.
"Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarTır aklırı da kullanır," diye ifade eder.

Nevsun Duman
Uzman Psikolog
çayyolu bülteni
mayıs / 2005

Lütfen yolladığım bu yazıyı kopyalayıp mail yoluyla tanıdığınız herkese iletin ki organ mafyasına bir darbede biz vuralım.
Saygı ve sevgilerimle.

-1-
(Bana gelen bir iletiyi sizlere yolluyorum)
MERHAMETTEN MARAZ DOĞAR
> 10–15 gün önce bazı TV kanallarının anahaber
> bültenlerine çıkan feci bir olayı size aktarmak
> istedim. Olay bana yakın ve annemin oturduğu semt olan
> -Çengelköy'de oldu.
> Karşıdan karşıya geçmek isteyen yaşlı bir teyze
> yoldan geçenlerden yardım ister, kimsenin oralı
> olmadığı teyzeye 23 yaşında bir kızımız yardım
> eder, karşıdan karşıya geçirirken kız aniden
> bayılır, masum görünüşlü yaşlı teyze bir taksi
> çevirir kızı taksiye atar ve taksiciye:  -kızım yolda
> yürürken fenalaştı, hemen eve götürmem lazım
> der. Taksiyi ATA2 si telerine yakın bir yerde
> durdurur, taksiciden yardım alarak kızı arabadan indirir
> komşularından yardım alacağını söyleyerek taksiciye
> gitmesini söyler. Taksici oradan uzaklaştıktan kısa bir
> süre sonra arabanın içinde telefon çalmaya başlar
> kendi telefonunun çalmadığını anlayan taksici kısa
> bir aramadan sonra arka koltuğun altına düşmüş olan
> telefonu bulur, ısrarla çalan telefonu açar telefonda bir
> erkek vardır:
> -Bu telefon kızıma ait, eve gelmesi gerekiyordu ama hala
> gelmedi siz kimsiniz diye sorar, telefonu açan taksici
> kendini tanıtır ve kızınızı annesiyle falanca adrese
> bıraktım der baba hayır annesi yanımda bulunduğun yeri
> söyle beni kızımı bıraktığın adrese götüreceksin
> der ve polise haber verir, polisler baba ve taksici kızı
> arar ama ne o adreste öyle bir teyze vardır nede kız
> ortadadır.
> Ertesi günü kız Çengelköy'de MAXİ alışveriş
> merkezinin önündeki bir çöp konteynırının içinde

-2-
(Bana gelen bir iletiyi sizlere yolluyorum)

MERHAMETTEN MARAZ DOĞAR
> ölü bulunur, tüm organları alınmıştır, otopsi
> raporuna göre kıza iğne yapılmış ve bayılması
> sağlanmış, aile feryat figan tüm çengelköy ayağa
> kalkmış durumda.
Allah böyle bir yaşlının belasını versin kime
> güveneceğiz. Yardım etme güdülerimizi de
> köreltiyorlar, gerçekten yardıma ihtiyacı olana da
> yardım edemeyeceğiz bunlar gibi soysuzlar
> yüzünden. Allah ailesine sabır versin. Lütfen daha
> dikkatli olalım, gün geçtikçe böyle olaylar
> çoğalmakta ve biz neyin nerden geleceğini bilmez halde
> şans eseri yaşıyoruz.

H a y a l e t  g e m i n i n 14 d e l i s i


-asıl buradayken daha anlamlı
unutmamana yardımcı olur
-r e d : unutmak mı?
-e v e t !
dünyada her şeyin taştan olmadığını, içinde onların dokunamadığı, ulaşamadığı bir şeylerin kaldığını unutmaman için. Bu sana aittir. Bu senindir.
-sen neden bahsediyorsun.
-U  M  U  T  T  A  N !


ruhunu arayan ilçe
Çayyolu …
Çayyolu’ndan Yenimahalle’ye


Ayrılmalıyız artık
Gitmeliyim bu yerden
Saadet diliyorum b e y a z GÜLLER’den

Taptım sana çok sevdim !
Hep böyle kalacağım !
Senin hayatına Çayyolu’ndan bakacağım

Ayrılmalıyız Yenimahalle’den
Gitmeliyiz bu yerden
Saadet diliyorum sana beyaz güllerden

Bir yerde ü m i t biter …



Smokinli takımın ilçe olma tepkisi
Üç nokta yan-yana (bir hapishanenin yemekhanesinden)

Acil Kan aranıyor!

Kan kaybetmeye devam ediyoruz. Acil olarak 0 RH – kana ihtiyacımız olduğunu görüyorum.
Kan vermek isteyenlerin ziyaretçi defterine yazmaları.
Akıntıya karşı kürk çekemediğinizi, yol alamadığınızı nereden anladınız? Bu umutsuzluğunuz sebebi nereden kaynaklandı?
Sizler gibi kalemi kuvvetli doğasever, hassas insanları hep böyle yitirecek miyiz?

Saygılarımla.
----------------------

“Sürtük Yaylar” Rezzan Kiraz

“Bunu kötü bir anlamda değil çok gezen, keşif yapan kâşif anlamında söyledim”
Rezzan Kiraz

Teşekkürler Rezzan.
---------------

Aysun Kayacı’nın bu konuda yanındayım ve onu destekliyorum. Kayacı’nın sözleri çarpıtılarak onun üzerinden politika yaparak halka şirin görünmek isteyenler utansın.

(2)

evet sayın Kazmacı !
Sizin de yazınızda altını çizdiğiniz gibi "önemli olan kafaların gelişmesini sağlayan içeğitimdir." Sizin "cahil cesareti" olarak gördükleriniz belki de şeytanlarını yönetemeyenlerin hiç düşünmeye fırsat bulamadıkları için akıllarından dahi geçiremedikleri m a n e v i  h i j y e n cümleleri olmasın sakın.

sonuç olarak yanımdaki modern muhafazakarlar onlar bana yan gözle ters yüz baksalar bile kırılmadan bükülmeden gene, gene, gene bence doğrularımı söylemem lazım.

AYSUN SERT BİR KAYADIR.
Onu bulvarlarda köşe kapan uzun kazmalar bile kıramaz...
Çünkü Aysun bence dost doğru konuştu.
AKP'yi kimliksiz yığınlar "ayaktakımı" iktidar yaptı.
Fakat hediye edilen bu kimlikler, gölgeler daha önce de diğerlerine nasıl zarar verdiyse zamanla en çok AKP'ye zarar vermesi muhtemeldir.

3619'dan devamla
(1)

K o n u: Ben Aysun'u neden savundum?
G E R E K Ç E:

Kimliksiz yığınlar ve A Y S U N...

Çeyrek yüzyıllık bir medyacı da Aydınlıkevler'in bulvarlarında Aysun'a posta koydu!
Oysa;
NTV'de polemik konusu yapılan yayının formatına biraz dikkatle bakıldığı zaman bence; Aysun'un konu mankeni olmadığı hatta programcı tarafından başlangıçta özellikle bir paratoner olarak tam isabetle seçildiği açıkça görülmektedir bence...
Sevgili ANASININ GÖZÜ VE SEVGİLİ HADİ ORDAN REJİ gibi iki cici şeytan dinazorun yayın esnasında çaktırmadan attıkları yan pasların içinde oltaya takılan Piraye'yi doğru şekilde algılamaması, OLGUN BİR KİŞİ OLARAK ÖNCELİKLE SAYIN KAZMACI'NIN KENDİSİNİN DİKKATE ALMASI GEREKEN BİR SORUNU GİBİ ANLAŞILIYOR Kİ ANILAN KONUDA YANSITTIKLARINI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRMESİ BENCE GEREKMEKTEDİR DİYE DÜŞÜNMEKTEYİM.
Hal böyle olmamasına rağmen Aysun Kayacı bilinenlerin aksine sadece askıda kalmadığı ve kendisini yetiştirdiği açıkça görülmektedir ki bu tesbite; "Bir tek şunu eklemeden yapamayacağım" denip aynı üslup "ayaktakımı" için de Aysun ve meslektaştaşlarının ailelerini aşağılaması Sayın Kazmacı'ya doğrusu hiç yakışmamış. Sayın Kazmacı aslında köşesinde biraz sağduyulu olabilseydi Aysun'un nesli tükenmekte olan kelaynaklardan biri olduğunu görebilecek ve Türkiye'de metrekareye kaç tane Aysun düştüğünü belki kendi kendine ve de okuruna sorabilecekti.       

               BOŞUNA KÜREK ÇEKMEK

      Yol  alamadığınızı hisettiğiniz an kürek çekmekten vazçeçmenin doğruluğuna inanlardanım.Burda hoşça vakit geçirmek gibi bir niyetim de olmadığından bu son satırlarla kalanlara iyi eğlenceler diliyorum.

Önyargı...

Uzaklarda bir köyde, kocasi, çocugu dogmadan ölmüs, tek basina yasayan hamile bir kadin kendisine arkadas olmasi açisindan dagda yarali olarak buldugu bir gelincigi evinde beslemeye baslar.
Gelincik kadinin yanindan bir an bile ayrilmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallasir. Bir kaç ay sonra kadinin çocugu dogar. Tek basina tüm zorluklara gögüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadir. Günler geçer ve kadin bir gün bir kaç
dakikaligina da olsa evden ayrilmak ve yavrusunu evde birakmak zorunda kalir...Gelincikle bebek evde yalniz kalmislardir. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. Gelincigi ve kanli agzini görür. Anne çildirmisçasina gelincige saldirir ve oracikta öldürür hayvani.Tam o sirada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur.
Anne odaya yönelir...Ve odada besigi, besigin içindeki bebegi ve bebegin yaninda duran parçalanmis bir yilani görür.
Einstein'in söyledigi rivayet edilen bir söz var: "insanlardaki önyargiyi parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zordur.”

Çevremize asla önyargılı olmamak dileğiyle…