-
Sarıyer fırınından duyuru
k o n u:Kurultay esnasında delegelere ikram edilmesi
planlanan sarıyer böreklerinin içi kapalı zarf usulü ile
satın alınacaktır.
Tarafların tarifi (tayfı)
1- Tulum olmaz,deri olduğu için kuyuda dinlenmesi gere-
kir.Onun için dikkati çeker.
2- Uygun olanı odun ateşi ile sağlıklı bir pişirim gerçekleştiren taş fırın sarı-yer fırınında olumlu neticeler
alınan yarım yağlı AK-hisar AK-pınar beyaz peyniri tercih
edilecektir.
Tarih: 26 Nisan 2008 00:56 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Nazik cevabınız için çok teşekkür ederim. Düşüncelerinize her zaman saygılıyım. Eğer siz o şekilde karar vermişseniz tabii ki o sizin takdiriniz.
Yalnız bende bazen rumuzla ve nokta işareti (yalnız bu nokta işareti başkaları tarafından da kullanılıyor) ile burada yazı yazmama rağmen bunun kimliğimi saklamak amacıyla olmadığını ve yazmış olduğum tüm yazılarımın gerekirse günahı ve sevabıyla benim tarafımdan yazıldığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Sağlık ve sevgiyle kalın. Her zaman mutlu olun.
Tarih: 24 Nisan 2008 17:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Bütün Kadınlar Şeytandır -1-
Esra Ceyhan’ın programında bülent yılmaz adında hasta bir kişilik vardı. Bu hasta kişilik bir kitap yazmış kitabın adı “Bütün Kadınlar Şeytandır” mutlaka seyredenleriniz, hatta belki de bu kitabı merak edip alanlarınız bile vardır. Ama ben bilmeyenler için yazıyorum.
Bu hasta kişilik her ne kadar kitabında kadınlara bir hakaretin olmadığını kitabın içine bakmadan adına bakarak karar vermenin yanıltıcı sonuç vereceğini söylüyor.
Ama ben kim bu adam diye araştırdım Bülent Yılmaz sorgusu için yaklaşık 594000 sonuç buldum. Tabii ki bu sonuçların birçoğu benim aradığım bülent yılmaz değildi. Bütün sonuçları inceleyemediğim için bu kişi hakkında bilgi edinemedim ama kitabının hangi yayınevi tarafından basıldığını, fiyatını ve tanıtım yazısını buldum.
Tanıtım sayfasını sizlere aktarıyorum hakaret var mı, yok mu siz karar verin. Bu bütün kadınlarla ilgili böyle bir genelleme yapmasını ben iğrenç buldum ve midem bulandı.
Kitabın tanıtım yazısı.
1. Dünya da bütün borsalar batarken, para değerleri düşerken, bir et parçasının her gün kurunu yüksek bir seviyede kapatması... (Et parçasına yapılan yatırım her zaman elinde kalır, elinde patlar... bunu bir kenara yaz...)
Tarih: 24 Nisan 2008 17:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Bütün Kadınlar Şeytandır -2-
2. Erkekler dişiyle tırnağıyla bir yerlere gelmek için çabalarken, bazı kadınların dişleriyle erkeklerin boynunda iz bırakarak, tırnaklarıyla sırtında derin yaralar açarak bir yerlere gelmesi...
3. Erkeklerin kıçlarını yırtarak, kadınların ise kıçlarını başlarını açarak yükselmeleri ve kadının et terinin erkeğin alın terinden daha önemli olması... (Hem de iki zevki birden yaşayarak; hem zevk alıyor, hem yükseliyor; hem inliyor, hem çı¬kıyor... İkisi bir arada bu olsa gerek.)
4. Bir tarafta yıllarca aynı iş yerinde çalıştığı bir erkeğe aşık olup bazı nedenlerden ona bir türlü açılamayacak kadar utangaç bir kadın... bir tarafta istediği erkeği bir göz işaretiyle ayarlayıp, istediği zaman bir el hareketiyle bırakan kadın... böyle bir güce sahip olması...
5. Dünya zeki ve yaratıcı erkeklerin dünyası olduğu halde, hayatında insanlık adına hiç bir buluş yapmamış kadınlara kölelik yapan erkeklerin olması..,
6. Yatakta istediği zaman sana her şeyi yapıp istediğini aldıran, her istediğini yaptıran adeta seni maymuna çeviren kadının seni kullanması...
7. Boşandıktan sonra sanki babasının malıymış gibi bütün mallarının yarısını alması...
8. Eğer çocuğun varsa çocuğunu sana karşı koz kullanıp sana Çin işkencesi yapması...
9. Sen çalışıp didinirken onun kuaförüne, makyaj malzemesine, ayakkabılarına ve elbiselerine harcadığı paralar...
10. Kadınlarla bir yere gittiğinde hesabı hep erKEKlerin ödüyor olması...
(tantım yazısından)
(TV’deki kendi ifadesine göre erKEKler kelimesinin yazılışında özelikle kek hecesi büyük yazılmış.)
Tarih: 24 Nisan 2008 17:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Acill Kan Kaybı Anonsuna Nazaketen
CEVABIMDIR
Saygıdeğer ÇAYYOLUM dostu arkadaşım,zarif destek ve övgülerinize öncelikle teşekkür ederim.Ayrılış sebebimYAZILARINI ZEVKLE OKUDUĞUM SAYIN YONCA,
Alev ATILGAN VE Hülya Sağıroğlu ve diğerlerinden farklı değildir.Bu KÖŞEYİ TAKİBEDENLERDEN aldığım duyumlarda yazılarımızın adeta arada kaynadığı ve gözden kaçtığı,köşenin Çayyolu sorunlarına cevap veremediği adeta bir eğlence aracı haline geldiği bu arada bir iki ciddi yazının -aynen yazıyorum-güme gittiğinden ve eskisi kadar okunmadığından şikayet edilmektedir.İmzasız yazılar çoğalmış gibi görünsede uslup itibarı ile aynı kalemden çıktığı şüphe götürmemektedir.Bu vechile ile yazdıklrımın bir yararı olmadığı kanaatine vardığımdan ayrılma luzumunu hissettim.Tekrar alakanıza teşekkür ederim.Sağlıkve sevgi ile kalın.
Tarih: 23 Nisan 2008 01:10 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(3)
"Aferin, çok iyi çıkış yaptın, duman ettin," falan, filan ... Keçeciler siyaset adamı, etrafa bakıyor duman ettiği mettiği yok. Genel Merkez delegelerin hepsine hakim: Durum, T. Ö.'nün topladığı 16'lar diye adlandırılanların aleyhine. Fakat Özal moral vermeyi sürdürüyor. En sonunda kongreyi kaybediyorlar, o gece köşkte toplanıyorlar. Yine T. Ö. , "Aferin Mehmet, iyi bir ders verdin" deyince, Keçciler, "Durun size bir fıkra anlatayım" diyor.
Ağırsıklet boksörün biri dövüşüyormuş. Her raundda karşısındaki bunu yere düşürüyor, kaşın gözünü patlatıyormuş. Ama antrenörü, "Aferin Corc, iyi dövüştün, duman ettin, böyle devam et" diyormuş. Son raund yaklaşınca boksör yine kö-şesine perişan dönmüş. Antrenörü, "aferin" diye söze girince, boksör ringden sarkmış, aşağı, sağa sola bakmaya başlamış. Antrenörü, "Ney arıyorsun Corc?" demiş. "Ben o adamı perişan ettim mi?" "Evet, ettin." "Mahvettim, değil mi?" "Evet, ettin." Corc, bu kez; iyice sinirlenmiş, "Peki, beni döven, düşüren, kaşımı gözümü patlatan herif nerde? Onu arıyorum işte" demiş. Ancak Keçeciler'in boksunda biraz değişiklik var. Keçeciler'i rakibi değil; antrenörün görünmeyen elleri dövüyor. İki tane vuruyor, sırtüstü yere deviriyor.
Erkal Zenger’in dev(r)eleri (Zenger Electronic)
Kaynak:
Siyaset
Cambazhanesinin
Cazgırı
E r k a l Z e n g e r
Ümit yayıncılık
Gene nereden nereye geldik. O y s a :
-Çocuklar yeni dökülmüş beton gibidirler.
Ne geçerse iz yapar
-Çocuğa kim demiş küçük bir şeydir?
Bir çocuk dünyada en büyük şeydir.
-Bana da da çocuk diyorlar.
Ne biliyorlar ?!
Tarih: 23 Nisan 2008 01:10 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(2)
23 Nisan’ı bile unutup kazayla pazara geldik
Bir Keçiciler Fıkrası
Yukarıda söylediğim gibi, sağlıklı yaşam yürüyüşlerinde Keçiciler'le petek 1 ve 2 üstüne konuşuyoruz. Mesute hanımla T. Beyin diyaloğu nasıldı filan gibi. Öyle anlaşılıyor ki, Mesude hanım kendi poker örgütüne ak-buluta benzer bağımsız bir imaj vermeye çalışmış. Ama bunun faydası da olmuş, zararı da ...Kovan bölünmüş gibi bir imaj doğmuş. Bu imaj sürerse, kovan bir daha tek başına iktidara gelemez. Vaktiyle Ulus At Meydanında AP'de olduğu gibi.
Hep Ak-bulut fıkrası anlatılacak değil ya, bir de Keçiciler fıkrası!... Keçiciler, Özal tarafından başkan adayı olarak lanse edildi. Kongre öncesinde Özal, Keçedler'e moral veriyormuş:
Tarih: 23 Nisan 2008 01:09 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1)
Sevgili Erkal Abinin anısına…
Bugün 23 Nisan
ne N e ($) e d o l u y o r i n s a n !
Biz bize benzeriz …
Şaşılık ve göz tembelliği
Ve de şaşılık sebepleri
Eski gazeteleri karıştırırken Erbakan Hocamın, henüz manşetlerde olmadığını gördüm. Başında olduğu Milli Selamet Partisi (MSP) de, hoca da içsayfalarda tek sütunluk yer tutuyordu. Fakat gene de Balgat’taki doğan köşkün mutfaklarına intema Hoşdere’den Fatih’e çeyiz için aldığı 17 metre 35 cm, 14 metre 25 cm ve 21 metre 46 cm 3 mutfak modeli konulu başlıklarına baktıkça geçmiş günleri araştırırken gazete başlıklarına baktıkça aklıma ne muziplikler geldi. Örneğin 16
Aralık 1972'nin Hürriyet'inde 1. sayfada 1 haber: "İ s m a i l D ü m b ü l l ü 1 Bankada Müşavir Oldu .. " rahmetIinin 1 de hüzünlü 1 fotoğrafını basmışlar. Yıllar sonra, bir kendi "danışman"lığırnı düşündüm, 1 de Dümbüllünün "müşavirliği"nİ... Ben de sahnelerden geldiğim için, bu başlık beni pek etkiledi. Ayrıca siyaisi Dümbüllülerin bu kadar bol olduğu bir ülkede "müşavirliği" Türkçesiyle "danışmaığı” ne kadar ciddiye aldığımın bilinmesi gerekir.
Nerden nereye geldik?
Tarih: 23 Nisan 2008 01:09 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1)
Söz meclisten dışarı …
Şaşılıkta kayma paternleri
Akıllar pazarlarda
1960'lı yıllarda Beyşehir gölü, Apa Barajında su seviyesi gereğinden fazla yükselmiş zorunlu kapaklar açılacaktır. Tahliye edilen sularda Hotamış gölü göl yatağındaki ekili arazileri sular altında bırakacaktır. Tarla sahibi Kara Halil ağanında ekili arazileri de sudan zarar görecektir. Kara Halil ağa yirmi kadar ameleyi başka yerden getirtir. Kürekle suya karşı bir metre yüksekliğinde bent yapılmasını ister. Hedefi bir an önce bendin bitirilerek ekili alanların sular altında kalmadan kurtarılmasıdır. Öğle olup yemek saati geldiğinde de amelelerin çalışmasını istemektedir. Kara Halil ağa der ki:
Uşaklar sabahtan beri çok yoruldunuz, şimdi dinlenme zamanı, dürümlerinizi alın hem kürek, kürek toprak atıp bent yaptığınızın üstüne çıkın, hem dinenin yemağınızı yeyin, hemide çığnayın.
Nakleden: Himmet Türkoğlu
Tarih: 23 Nisan 2008 01:03 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1,5) nohutlu üstü pilav
Akıllar pazara çıkmış, yeni bir akıl almak gerekirse hangi aklı alırdınız diye sorgulamışlar. Pazardan herkes kendi aklını tekrar beğenip almış. Demek ki kendimize o kadar çok inanıyoruz ki seçenekler olsa bile tercihlerimizi yine kendimizden yana kullanıyoruz.
Elbette insanlar verdikleri kararları onaylayacak, kararlarının arkasında duracak. Bazen verilen kararlar hüsran da getirebilecektir. Hikaye de adı geçen Hotamışlı Kara Halil ağa bütün çabasına karşın tarlalarını sular altında kalmaktan kurtaramaz. Sular çekildiğinde ise aradan yılar geçmiş tarlalar sazlığa dönüşmüştür. Hem yeyin, hem dinenin, hemide çığnayın diyen akıı tarlanın dış kenarındaki sazlıkları sırasıyla tutuşturmağa başlar, tutuşan kuru sazlar bir an da alevden çembere dönüşür Kara Halil ağada tutuşan sazların alevlerin ortasında kalır ve yanarak can verir. Alınan kararlar isabetli olmayabilir yerine göre yanlıştan dönmekte bir erdemdir. Bu erdemi göstermekte zordur. Her durum değişikliğinde sürekli karar değiştiren esen yele göre karar veren insanlarda bir anlamda iç tutarlılık yaşamamaktadır. Mevlana "Ya olduğun gibi görün, Ya göründüğün gibi ol sözleri ile ifade ettiği gibi, eylemlerimizle, davranışlarımızia sözlerimiz bir olmayabilir. Çevremiz bizi olaylar karşısında takındığımız davranışlarla, kararlarla anartarda öyle tanıyıp hatırlarlar.
Tarih: 23 Nisan 2008 01:03 Ekleyen: Beğenme: 0