Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • Bir anı. -2-

    —Evet, aynı binada ofisi var.
    Dedi.

    —İyi o zaman söyle paranı alabilirsen al, alamasan bile yaptığı hileyi senin anladığını fark etsin utansın.
    Dediğimde

    —Nasıl söyleyeyim yüz yüze bakıyoruz merhabamız var
    Demişti.


    Ama öbür kişi yüz yüze bakıyoruz, merhabamız var demeden kırtasiyeciyi kazıklamış ve bir kalem parasını kendi hanesine kar olarak geçmeye utanmamıştı.

    İşte biz millet olarak böyleyiz kimse kırılmasın diye kimseye laf söyleyemiyor ama karşımızdakiler bizlerin kırılacağını düşünmeden istedikleri gibi at koşturup bizleri ezmeye devam ediyor.

    Sonra, sonra ne mi oluyor? Kimseye laf söyleyemediğimiz için kendi kendimizi yiyoruz.
    Tarih: 29 Nisan 2008 01:12 Ekleyen:

  • Ziynet  - Mor yıllar 

    eksik zamanlarin sensiz zamanlarim dizilir önümde
    sucluymusum gibi sensizligi sanki sevmisim gibi
    beni yerden yere beni yildan yila vuran yalnizlik
    gelip götür benden

    m o r  y i l l a r
    dolu dizgin gecer üezrimden
    yüzümde cizik cizik sevda yazili
    seninki en derini süzülür gider
    solyanimdan

    ah yillanmis asklar gecer gider gözmden
    sonuna gitmek gitmek yada kalmak yazili
    yanimda kalsan bozulur döner kader
    son duraginda77
    Tarih: 28 Nisan 2008 21:36 Ekleyen:
  • (2)

    Tüm dünyada milyonları etkisi altına alan, düşünceleriyle insanlığa yön veren Mevlana'nın sevgi ve barış öğretilerinin, sinemanın etkisi ve gücüyle yorumlanması ve geniş bir izleyici kitlesine sunulmasını amaçlayan filmde, 13'üncü yüzyıldan günümüze kadar uzanan, aşk ve hümanizm temalarıyla insanlığı kucaklayan Mevlana'nın, evrensel düşünceleri şiirsel ve dramatik bir dille anlatılıyor.
    Tarih: 28 Nisan 2008 14:46 Ekleyen:
  • (1)

    AŞKIN DANSI

    Mevlana belgeseli 25 Nisanda vizyonda

    Kürşat Kızbaz'ın senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği ''Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı'' adlı belgesel film 25 Nisanda gösterime girecek.

    Evrensel barış, sevgi ve aşk düşüncelerinin vurgulandığı, Mevlana'nın hayatının en özel ve en acılı dönemlerinin anlatıldığı filmin dramatik sahneleri, Sinan Tuzcu, Burak Sergen, Özcan Deniz, Müşfik Kenter, Turan Özdemir ve Selçuk Yöntem tarafından canlandırıldı. Film, Yılmaz Erdoğan, Yıldız Kenter, Cüneyt Türel ve Meltem Cumbul'un şiirleriyle ve Mehmet Atay'ın anlatımıyla tamamlandı.
    Müzikleri Kalan Müzik, Ömer Faruk Tekbilek ve Sezen Aksu tarafından hazırlanan "Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı"nda 3D! teknolojisi kullanıldı, 14. yüzyıl minyatürleri dijital ortamda yeniden yaratıldı.

    Yapım aşamasında dünyanın farklı coğrafyalarından 50'yi aşkın çok önemli tarihçi ve araştırmacıyla görüşüldü, canlandırma ve animasyon sahneleriyle 13'üncü yüzyılın dokusu ve havası yansıtılmaya çalışıldı.

    UNESCO ve Birleşmiş Milletler'den özel izinler ve destek alınan filmin çekimleri 6 farklı ülkede tamamlandı.

    Yüzyılları aşan evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen ve saygı duyulan, büyük felsefi düşünür Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin yaşamı ve felsefesi üzerine kurgulanan filmde "aşk", "ney" ve "sema" üçlemesi yer alıyor.
    Tarih: 28 Nisan 2008 14:46 Ekleyen:

  • B i r g ü l ün  kokusundan seni duydum
    Dün gece. 26.04.08

    Medya bilgisi
    Baykal'ı ilk olarak Abdullah Gül kutladı.
    Fikrimin ince gülü sarmaşık
    Çankaya'nın dikeni...
    Tarih: 28 Nisan 2008 14:46 Ekleyen:
  • Aman Dikkatli olun!
    Bu günlerde evleri telefonla arayıp arayan kişiler biz emniyet müdürlüğünden arıyoruz (bu arada inandırıcı olmak adına polis telsizi sesi) sizin telefonunuzla falanca kişi taciz edilmiş. Çocuklarınız aramış olamaz mı gibi bir şeyler duyarsanız önemsemeyip telefonu kapatın.
    Sakın evde kaç kişi bulunduğunuz hakkında bilgi vermeyin ve boş bulunup kimlik bilgilerinizi açıklamayın. Böyle kişilerin numarasını da savcılığa bildirin.
    Bu günlerde bu gibi olaylar bir hayli artmış öyle tahmin ediyorum ki bunlar hısızların yeni bir oyununu. Oyuna gelmeyelim.
    Tarih: 28 Nisan 2008 02:41 Ekleyen:
  • (1)

    A Y D I N L I K ...

    Hicbir vakit tam karanlik degil gece
    Kendimde denemisim ben
    Kulak ver dinle
    Her acinin sonunda acik bir pencere vardir
    Aydinlik bir pencere
    Hayal edilecek bir sey vardir
    Yerine getirilecek istek
    Doyurulacak aclik
    Cömert bir yürek
    Uzanmis acik bir el
    Canli canli bakan gozler vardir
    Bir yasam vardir yasam
    Bolusulmeye hazir.
    Paul ELUARD

    F I S I L T I …
    Genç ve herşeyi başaran bir yönetici, yeni Jaguarıyla bir mahalleden hızlı bir şekilde geçiyordu. Park etmiş arabaların ya da dar ara sokakların arasından yola aniden çıkabilecek çocuklara dikkât ediyordu ve bir şey gördüğünü sanarak yavaşladı. Arabayla caddeden yavaşça geçerken hiçbir çocuk göremedi fakat, arabasının kapısına bir tuğla atıldığını fark etti. Aniden arabasını durdurarak tuğlanın fırlatıldığı yere geri döndü.Arabadan indi, orada bulunan küçük bir çocuğu tuttu ve onu park etmiş bir arabaya doğru iterek bağırmaya başladi:
    Tarih: 27 Nisan 2008 20:46 Ekleyen:
  • (2)

    Bunu neden yaptın? Sen de kimsin, ne yaptığının farkında mısın? İyice sinirlenerek devam etti: Bu yeni bir araba ve atmış olduğun bu tuğla bana çok pahalıya malolacak. Bunu neden yaptın?Çocuk yalvararak cevap verdi: Lütfen efendim. Çok üzgünüm; ama başka ne yapabilirdim bilmiyordum. Eğer tuğlayı fırlatmasaydım kimse durmazdı. Park etmiş bir arabanın arkasını işaret ederken çocuğun gözyaşları çenesine süzülüyordu.Kardeşim, kaldırımın kenarından yuvarlandı ve tekerlekli sandalyesinden düştü, ben onu kaldıramıyorum. Lütfen onu tekerlekli sandalyesine oturtmam için bana yardım eder misiniz?Benim için çok ağır. Bu durumdan son derece duygulanan genç yönetici, boğazında büyüyen yumruyla zar zor da olsa yutkundu. Yerdeki genç adamı kaldırarak, tekerlekli sandalyeye geri oturttu. Mendiliyle, çizik ve yaraları sildi ve adamın ciddi bir yarası olup olmadığını kontrol etti.Küçük çocuk genç yöneticiye donerek teşekkür ederim efendim, dedi. Genç yönetici, küçük çocuğun, ağabeyini kaldırımdan evine doğru götürmesini izledi. Bulunduğu yerden arabasına geri dönmesi oldukça uzun sürmüştü. Uzun ve yavaş bir yürüyüştü. Genç yönetici, kapıyı hiç tamir ettirmedi. Kapıda oluşan çoküğü, hayatını birisinin kendisine tuğla atmasını gerektirecek kadar hızlı yaşamaması gerektiğini hatırlatması için öylece bıraktı. T a n r ı, ruhunuza fısıldar ve kalbinize konuşur. Bazan, dinleyecek kadar zamanınız olmadığında ise, size bir tuğla fırlatır.İster fısıltıyı dinleyin, ister tuğlayı dinleyin.Tercih sizin… Ne dersiniz?
    Evrense verdiğiniz bu karara göre şaşırtacak şekilde sizi destekleyecektir.
    Tarih: 27 Nisan 2008 20:46 Ekleyen:
  • 2.
    geçmesini sağlayan önemli milli varlığımız olan Ankara keçilerine günümüzde Osmanlı saraylarında verilen gerektiği kadar önemi sağlamamız artık bu devirde tuz yalayıcılar hariç mümkün görünmemektedir.Biz milet olarak elimizdeki varlığın değerini bilmiyor,yabancı ülkelere
    kaptırıyor,ve kendi ürünlerimizin değerini yabacı ülkeler-den ithal olarak aldığımızda anlayabiliyoruz.Bizler bir kaç sene sonra ingiltereden,yenizelendadan ithal Ankara keçisi almamak için bu konudaki projelerinin arttırılmasını
    ve kısa zamanda uygulanmasını diliyorum.

    Gaziden Serap ARALAN'ın haberi
    Tarih: 26 Nisan 2008 00:57 Ekleyen:





  •                  KENTLER ve İMGELER
                        ANKARA KEÇİSİ


    Ankaranın güdül ilçesi boyalı köyünde nisanın 2. haftası- nın sonunda 15 nisan civarı Ankara keçisini geliştirme ya-
    şatma festivali adıyla bir festival düzenlenmektedir son iki yıldır.Bu festival boyalı köyü muhtarından edindiğim bilgiye göre eylül ayına ertelenmiştir.Yapılan bu festival çaba tarafındanda Ankara il tarım md.lüğü desteklenmek-tedir.Festivale en üst düzeyde katılım olması gayesiyle
    subay evleri bando sokaka,angora evlerine,güniz sokağa
    ve balgat şato biriyana kuryelerle davetiyeler gönderilmiş
    olup,o köydeki Ankara keçileri arasında pop star ve güzellik yarışmaları düzenlenip ilk üçe koltuk ödülleri
    verilmektedir.Ayrıca festivalde Ankara seğmen ekibinin
    gösterileri Ankaranın bir başka imgesinin daha kültürümüzdeki açıkca ortaya koymaktadır.

    F.düzenleyen Güdül boyalı köyü muhtarı Yusuf Şahin
    F.yapmaktaki amaçlarının Ankaradaki o keçilerin Ankaranın en önemli inad imgesi olduğunu,geçtikleri yollardan artık keçilerin bile geçmediğini,yeni neslin Ankara keçi başlarını artık ancak fotoğraf ve heykellerinden tanıdığını,gün geçtikçe nesli tükenmeye
    başlayan dinazorların eski önemini yitirdiklerinden angora
    keçisini yaşatmak tanıtmak ve geliştirmek amacında
    olduklarını söylemiştir.

    Temeli 13. yüzyılında da gerisine dayandırılan ve son yedi
    yüzyıldır varlığını sürdüren,yabancı ülkelerin bazılarının
    ülkesinde yetiştirmek için anadoldan kaçırıp iklim şartları uygun olmadığı için yaşatamadığı,bazılarınında ülkelerin-
    de Ankara keçisi sanayii kurup Türkiyeyi
    Tarih: 26 Nisan 2008 00:57 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!