-
K İ Ş İ S E L EGO İ H A L E S İ !
Ş İ N İ T S E L
Y ağ sa t a r i m
b a l s at a r ı m
u s t a m ö l m ü ş b e n s a t a r i m.
Tarih: 28 Haziran 2008 12:14 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Bir çayyolu platformu başkanı olarak insanlara olan düzeysiz hitap şeklinizi gördükten sonra engin beyin oradan ayrılmasına şaşmamak gerek. Bravo ilhan hanım bravo!
Tarih: 28 Haziran 2008 12:13 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Değeri büyüklerim,
Çayyolu PLatformu gençlik komisyonu aktif çalışanı olarak ve ADD Çayyolu-Ümitköy Şubesi gençlik komisyonu başkanı olarak sizi sorgulamaya davet ediyorum..İkinci dergiye nedne ihtiyaç duyuldu?Çayyolu gençlik Şöleninde neden sabah 10:00 gece 00:00 arası Atapark'ta görev aldık? Bizler mazoşist miyiz? Emin olun bizler de o saatlerde Çayyolu'nun bize sunduğu eğlence imkanlarından faydalanmak isterdik.
Çayyolu Platformunun, sizlerin deyimiyle dışına çıkamadığımız- ki bu haksız bir ithamdır- tek bir kuru geliri yok. Yapılan etkinlikler keşke para istemeseydi de bizler kiramızı ödemek-sizlere sunulan etkinliklerimizi karşılayabilmek için şenliklerde güneş altında o kadar çalışmasaydık.Keşke platform adına yayınlandığı iddia edilen dergiden bize destek olunsaydı da bizler de "yan gelip yatabilseydik". Yanlış anlaşılmak istemem, bunları Çayyolu için yapıyoruz, üstelik cebimizden harcayarak ve ortaya emeğimizi koyarak yapıyoruz.
Bence Çayyolu'nda bölünen hiçbir şey yok, o kadar kolay değil.Yalnızca bazı kişilerin ortaya suni bir karışıklık yaratarak rant sağlamak girişimidir bu.
Lütfen bu oyuna gelmeyin..
Gelin birlik olalım, daha çok ses getirelim....
Gelecek projelerimize gelin ortak olun. Gelişelim, Çayyolu'nun dönüşümüne katkı sağlayalım.Önce ÇAYYOLU, sonra TÜRKİYE hedefimiz olsun. Büyük insanlar gibi fikirleri tartışalım...
saygılarımla....
Tarih: 28 Haziran 2008 12:13 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Birilerine laf giydirmek prim yapar mı?
hem de nasıl yapar.
Fakat ben aşağıda okuyacaklarınızı prim yapmak için yazmadım.
Çayyolu haber bülteni güç bela çıkartılan ilk sayılarından itibaren gelişerek bu hale geldi. Platformun kuruluşunda olduğu kadar, popülaritesinin artmasında da büyük katkıları oldu.
Doğal olarak kendi dostlarını bulduğu kadar, kendi düşmanlarını da yarattı.
Platformun üni.lerde örnek bir yeni toplumsal hareket olarak anlatılması, onun bireylerden çıkıp bir kitle ruhuna bürünmesi bizi gururlandırdı. Burada yapılmaya çalışılan bir gönül işiydi ve bilinen odur ki; hiçbir gönül işi maddi kaygılarla yapılmaz. Gerek çayyolu haber bülteninin, gerek çayyolu platformunun ortaya çıkışı bu değişmez ilke üzerine kuruludur. Eğer mevcut kaygılar özneyi amacından çıkartmayı başarabiliyorsa, öznenin amacını gerçekleştirmesini engelleme pahasına şahsi çatışmalara girebiliyorsa; kıyametin koptuğu yere bakmak gerekir.
Çayyolunun davası ilçe olmak ve hak ettiği hizmeti alabilmektir. Bu dava ise (saldırı ve gerginliği hayat standardına sokmuş, sadece yanlış görülenlerle uğraşmaktan çözüm üretme gücünü yitirmiş) şahıslara indirgenemeyecek kadar ciddidir, ‘ben yaptım’ larla açıklanamayacak kadar geniş kapsamlıdır, değerlidir.
Bu toplumsal hareket birliktelikle ortaya çıktı, buralara bu sayede geldi. Şimdi ise ayrılığın ve tekilliğin olduğu, maddi kaygıların ve laf dalaşının bu davayı götürdüğü yere dikkatlice bakınız. Tahmininiz benimkinden farklı olmayacak.
Bu şarkı imtiyazını sokakta bulanlara gitsin,
Şimdi kazandığınız primlerle bakkaldan dilediğiniz gibi alı
Tarih: 28 Haziran 2008 10:41 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ÇAYYOLUNA YAKIŞMADI
Sorunlarınızı aranızda çözümlemeye çalışıp,bizim de kafamızı karıştırıp güvenimizi sarsmasaydınız olmazmıydı?Bir hadisenin şuyuu vukuundan beterdir.Kafalarda soru işaretlerinin arda arda dizilmesini kim önleyecek şimdi.
Ümitköye taşındığımda-istanbuldan-böyle bir kuruluşun olması beni çok heyecanlandırmıştı.İşte medeniyet denen şey bu demiştim.Hanımlar ,yakışmadı,kırıldım,yıkıldım.Daha dün neler oluyoru sormaya hazırlanıyordum ki...
Şimdi ben hangi taraftayım sorusu akla geliyor,hangi
Çayyolu dergisi,hangi ziyaretçi defteri benim.Bu harita işi de hiç hoşuma gitmedi.Basılmadan önce bir prova örneği gönderilmezmi,kontrol edilmez mi?
Aslında bu sabah bilgisayarımı ÇAĞRIŞIM adlı yazımın neden sansür edildiğini sorup anlamak için açmıştım.Ben yazılarımı daima hukukçu olan eşime kontrol ettirerek yollarım.Heyecanlarımı frenliyememe
endişemden,karşılıklı çatışmalara girmeyi de sevmediğim
yüzünden.Yazımın geneli ünlü bir tarihçimizin kitabından alınmadır.Sonuçta bende ki duygu ve çağırışım bana aittir.Saygılarımla.
Tarih: 28 Haziran 2008 10:41 Ekleyen: Beğenme: 0
-
ÖNERİ
Lütfen bize iki dergi ve iki yazışma sitesi hakkında bilgi ve isim verin ki yerimizi tayin edebilelim.Hangi isim ve adresteler? BUNLARI İÇİM SIZLAYARAK yazıyorum yakışmadı ÇAYYOLU , Ankaranın medar -ı iftaharı hiç yakışmadı.
Tarih: 28 Haziran 2008 10:41 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(3)
Anadolulu Ana Tanrıça kültü anaerkil bir toplum düzenine dayanır, üretilen varlıgın babası aranmaz, üretm önemlidir ve anaç varlık taşır çocugun yaşamı boyunca sorumlulugunu ve gururunu. Nitekim Leto - ki Kybele'nin Lykia yöresindeki bir tıpkısıdır Zeus'tan gebe kalmış der efsane - bu efsanenin de babaerkil düzen yerleştikten sonra uyduruldugu açık - ama Apollon'la Artemis'in dogumlarında da, sonraki eylemlerinde de baba tanrının hiçbir rolü yoktur (Leto, Kybele).
Niobe dramı tragedya yazarlarını oldugu kadar plastik sanatları da esinlemiştir: Dünya müzelerinin birçoklarında tanrılarca öldürülen Niobe çocuklarının heykelleri sergilenmiştir. Ne tuhaf ki hiçbiri Manisa'daki gözlerinden Ş ıp Ş lp yaşlar damlayan k a r-a kaya kadar dokunaklı degildir.
(2) Genç çaglarda Yunanistan kaynaklı bir Niobe daha uydurulmuştur: Peloponez'de yaşamış ilk adamın kızı olarak gösterilir, yani ilk kadın, bir çeşit Hawa, bütün canlıların anasıdır. Zeus tanrı onunla birleşerek Argos ve Peısgos'u üretmiş (Tab. 9). Bu Niobe, Zeus'un yak1aştığı ilk ölümlü kadınmış. Bu efsaneden bir ana Tanrıça imgesinin yaygınlığı ortaya çıkar: Yunanistan da kurucu kahramanlarına, Agos ve Pelasgos gibi yerli atalarına bir ana bulmak hevesine düşmüş ve ilk kadınla ana tanrıça motiflerini birleştirerek Niobe adlı bir efsane kişisi uydurmuştur.
E s a s t a n U y d u r u l m u şşşş t u r !
Tarih: 28 Haziran 2008 00:57 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(2)
Göklü tanrılar gömdü ölüleri onuncu günü, işte o gün yemek geldi Niobe'nin aklına, gözyaşı dökmekten yorgun düşmüştü. Bugün Sipylos kayalarında, ıssız
doruklarında, Akheloos ırmağı kıyısında oynaşan su
perilerinin Yatakları var derler ya, işte oralarda,
tanrı buyruğuyla taş olmuştur Niobe, yüreğine sindirir durur acılarını.
Niobe gerçekten de taş kesilmiştir. Efsanesi bugün de yaşar: Manisa' da kadın yüzü biçiminde bir kaya vardır, bir derenin üstüne sarkan kapkara, pürtük pürtük bir kaya, göz yerindeki oyuklarından su sızar; Niobe'nin gözyaşları derlerdi ve derler. Aglar durur yaşlı ana yitirdigi bunca çocuklarına. Ama birkaç kilometre ötede, Sipylos dagının yamaçlarında, çalılıklar arasında başka bir kaya, Ana Tanrıça Kybele'nin anıtı vardır Manisa'da. Kybele ana, Niobe ana, bir de öç alan, analıkta her ölümlüden üstün oldugunu açıga VI.lran Leto ana. Bunlar hep aynı inanç ve efsane zincirinin halkalarıdır. Niobe kayasının biraz ötesinde Mesir bayramı kutlanır bugün de Manisa' da, bir bahar ve bereket bayramıdır bu, camiden aşagı halka atılan kutsal macunlar kısırlıgı önler, dogurganlıgı kamçılarmış. Kybele, Leto, Niobe aynı simgenin başka başka kişilerde canlandırılmasıdır. Niobe efsanesi özbeöz Anadolu efsanesidir, Thebai ile Amphion'la hiçbir ilişkisi yoktur gerçekte. Nitekim Ni-obe'nin asıl dramı yurdu olan Si-pylos dagının eteklerinde geçer ve çocuklarının babası olan Amphion'dan hiçbir söz edilmez, giderek Amphion'un tanrılarca öldürülen çocukların babası oldugu bile belirtilmez.
Tarih: 28 Haziran 2008 00:57 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1,5))
Niobe babası Tantalos'un kraloldugu Sipylos-atlantis (Manisa) dagının yöresinde kiriaz yaylasın da dogmuş ve yaşamaktadır. Tanrıça Leto ile birlikte büyümüş, onunla arkadaşlık etmiş olması hayatının bu dönemine rastlar herhalde. Ama efsane y göre Niobe Thebai kraIı Amphion'la evlenmiş ve ondan birçok çocukları olmuştur (Amphion). Dramı çok çocuklu olmasından ileri gelir ve şu para pul ilişkisi de olmasa, aranızda başkaca bir bağ var mıydı acaba? Genetik denilen zımbırtıyı da da saymazsak? Her çeşit sanatçıya tükenmez bir esin kaynagı olan Niobe'nin öyküsünü en açık seçik biçimde Homeros anlatır: Priamos oglu Hektor'un ölüsünü almak için Akhilleus'a geldiginde, Ak-ha yigidi ölüyü geri vermeye razı olur ve ihtiyar kralı barakasında konuklar, ama şafak söküp de ölüyle birlikte Troya'ya dönmeden önce de biraz yemek yemesini ister, onu kandırmak için de Niobe'yi örnek olarak gösterir (İl. xxıV, 603 vd.):
Güzel saçlı Niobe'nin de yemek geldi
aklına, oysa on- iki çocuğu ölmüştü sarayında,
altı kızı, ergen altı oğlu.
Apollon öfkelenmişti Niobe'ye,
öldürmüştü oğullarını gümüş yayıyla, kızlarını da okçu Artemis öldürmüştü, Niobe güzel yanakıı Leto ile bir tutuyordu
kendini, diyordu Leto iki çocuk doğurdu, bense bir düzine.
Iki kişi, Apollon'laArtemis, öldürdü
hepsini.
Ölüler yatıp kaldılar kanlar içinde, kimsecikler yoktu onları gömecek, herkesi taşa çevirmişti Kronos oğlu.
Tarih: 28 Haziran 2008 00:56 Ekleyen: Beğenme: 0
-
(1)
GİRİŞİMCİLERİN 7 NİTELİĞİ
Şirket kurup başarılı olan işadamlarının ’ideal bir profili’ var mıdır? Herhalde yoktur. Şirket kurucusu dediğiniz zaten, kalabalığın arasından sıyrılmayı, herkesten farklı olmayı, fark yaratmayı bilen, başaran bir bireyselcidir. Ama bu maceraya atılanların bazı ortak noktaları da vardır elbette.
Fransa’nın en büyük emlak medyasının kurucusu Patrick Jolly "İlk şirketini kurmak" adlı kitabında, ilk macerasını yaşayan işadamlarının, başarı için olmazsa olmaz 7 niteliğini sıralıyor:
(1) Uyum kabiliyeti - "Karşısına çıkan problem ne olursa olsun, hızla durum analizi yapıp, harekete geçmeyi bilmek."
(2) Riske girmeyi sevmek - "Kendi işini kurmak, kendi hayatını, kendi kaderini üstlenmek demektir. İş kurarken batırma ihtimalini asla gözardı etmemek gerek."
Tarih: 28 Haziran 2008 00:53 Ekleyen: Beğenme: 0