-
Geçen burada okuduklarım karşısında hayrete düştüm. Çayyolu dergisinde kürdistan ahritası olduğundan bahsediliyordu.
Sonraki yazılarda da hata sonucu olduğu vurgulanıyor ve özür dileniyor.
Bu nasıl bir iş arkadaşlar. Hangi art niyetli kişi böyle bir şeyi, hatta suç'u işlemektedir. Yakışırmı çayyoluna, yakışırmı bizlere.
Kimse sorumlusu açıkça çıksın ben yaptım desin. Böyle hassas bir konuyu yanlış yapmak imkanı ve hakkı yoktur.
Ancak bu işe çanak tutanlar bu işi yapabilir.
Emekli subaylar derneği ile atatürkçü düşünce derneği sanırım platforma üyeliğini tekrar gözden geçirmek zorundadır.
Tarih: 30 Haziran 2008 14:13 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Dilek maybek’e
Eminim başkalarının sizin hakkınızda yazdıklarına üzülmek dışında düşünmeniz gereken birçok şey vardır… Bir hata varsa suçu google veya sizi suçlayanlara atmak yerine dikkatsizliğinizin özrünü ifade etmeniz çok daha doğru olurdu. Ortada belliki sizden kaynaklanan bir sorun var. fakat bunun bile sorumluluğunu alamıyorsunuz. Hata yapıp da hedef gösterilmemeyi beklemekse nasıl bir hayalgücü gerektiriyor bilemiyorum.
Belki ilk sayınızın tecrübesizliğini tadıyorsunuz… Gülendam sivaslıgil’e katılıyorum hataları devam ettirmemek ve biraz sağduyulu olmak lazım. Ne de olsa bulunduğunuz yerde kendiniz dışında da birilerini temsil ediyorsunuz. Ancak derdiniz birlik olmaksa yanlış yolda gittiğinizi söylemeliyim... Sözlerim kırıcı olabilir fakat bu kadar hassas bir konuda günü kurtarmaya çalışan ifadeler ağırıma gidiyor.
Saygılarımı belirtsem mi bilemedim…
Tarih: 29 Haziran 2008 21:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Wednesday, March 14, 2007
Künye: Süpermen Dönüyor 1979
( TURKISH SUPERMAN )
Yönetmen: Kunt Tulgar
Oynayanlar:
Tayfun Demir
Gungor Bayrak
Esref Kolcak
Reha Yurdakul
Kadir Kök
Kudret Karadag
Yadigar Ejder
1979 Cekilen Supermen dönüyor filmi kuşkusuz sinema tarihimizdeki önemli yerini aldı. Filmde Türk örf adetleri ve Süperman'in süper yetenekleri çok güzel harmanlanmış. Yanlızlık kalesine giderken annesini elini öpmesi, annesinin ona yolluk hazırlaması gibi detaylar ailemizin superman'inini bizlere daha sevimli kılıyor. Tabi biz filmde orijinalinde olduğu gibi buzdan bir kale beklemiyorduk ancak mağara seçimi ve sahnelerin karanlık olması filmin bu bölümünden ritmin düşmesine sebebiyet vermiş. Filmde gerçek babası e ile mağaradaki karşılaşma sahnesinin biraz sönük kaldığını söyleyebiliriz.Gerçi bu açığı uçarak kapıyor seygili Tayfun Demir.Bu arada Tayfun Demir adıyla oynayan arkadaşımızın Türk olduğundan şüpheliyim ancak performansı ile o artık bizden birisi. Güngör Bayrak ile birlikte ortaya koydukları bu eşsiz yapım bugün 2006 yılında çekilen Superman dönüyoru bile gölgede bırakabilecek bir anlatıma ve akıcılığa sahip. Teknik yetersizlikler ve supermen'i oynayan arkadaşın başının vücudu ile birlikte hareket etmesi haricinde film, bir süperman filminde ne bekliyorsak bize onu veriyor. Türk Süpermenin Türk örf ve adetlerine uyumu ve insanlığı çok güzel bir şekilde işlenmiş. Bu arada ilginizi çekerim filmin adı Superman dönüyor değil, supermen dönüyor.
Fragmanı:
Gönderen Sinematik zaman: 1:46 AM 0 yorum Bu yazıya verilen bağlantıla
Tarih: 29 Haziran 2008 21:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Başında çiç-ekek-ler açan kız
kayıp düş
çevrenizde Boğaz i çi’liler varsa bulup okuyabilirsiniz.
**** Bir dönem “Kadınvizyon” adlı bir web sitesinde köşe yazıları yazdım. Köşe yazıları yazmaya, yayınlanmasalar da da eğlenmek- dinlenmek veya günün birinde bir yere yazacak olursam, cepte biraz stok olsun diye ara sıra devam ediyorum.
**** Öz yaşam öykümden kaynaklanan bir kurgu bilim romanın aşağı yukarı ortalarındayım... Ama bu hızla yazmaya devam edersem, kurgu bilim olmaktan çıkıp “g üncel” olacak ! J))) Tabi bir de anılarım var ki, yazılı olanların çoğu orada burada karmakarışık... Yenilerini de vaktim oldukça ilave ediyorum.... Ama henüz bir kitap olabilme aşamasında değiller... K ? -- ayıp DÜŞ ŞŞŞŞ
**** Günün birinde bir gaz alırsam, 2-3 ayda bitirmek işten bile değil. Her yemeğe (!) maydanoz olmayı pek sevdiğim için, “d e ne-me” diye nitelendirilebilecek, hayat üzerine duygu ve düşüncelerimi yansıtan bazı yazılarım da var elbette. Ama onlar şimdilik, gerçekten D-N-M...
**** Şimdi de benden size bir tavsiye: Güzel yazabiliyor olsanız da olmasanız da, onların yayınlanma şansları olsa da olmasa da, en güzel ve en verimli rahatlama, dinlenme yöntemi olan yazmaya başvurmaktan çekinmeyin....
**** Yazın ! Hiç kimse okumasa bile siz okursunuz onları, insan kendi çocuklarını seyretmekten bıkar mı?! La.kin kene de siz yazın çünki; eski d e f t e r l eri A
llah ta görürr belki k u l da görebilebilir.
Tarih: 29 Haziran 2008 21:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Selahattin tezel’e
Tamam bir baskı hatası olmuş dedik derginize Kürdistan haritasını koymanıza da…
Ilımlı İslam arayışları Türkiye için nasıl bir avantaj olabilir açıklar mısınız?
Bunların hepsi birer hata mı yoksa siz farklı işlere mi soyundunuz?
Biz mi sizi yanlış anladık da bizden zannettik çayyolu platformu
Tarih: 29 Haziran 2008 21:50 Ekleyen: Beğenme: 0
-
İlhan Tezel’in aşağıdaki satırlarda yazdığı “mikroskopla dahi görülemeyeceği” ifadesine güvenerek bu harita konusunu çok irdelememiştim. Ancak, şu anda harita karşımda ve Türkiye’nin neredeyse dörtte birini Kürdistan olarak gösteren bu harita, mikroskopla görememeyi bir kenara bırakın, 85 yaşındaki anneannemin bile ilk bakışta görebileceği büyüklükte!!! Gözlerime inanamıyorum. Çayyolu Platformu gibi saygın bir kurum bu hallere getirilmemeliydi. Harita o kadar büyük ve net ki. Bu, hata ile falan açıklanacak bir durum değil.
Ayrıca, harita ile birlikte aynı başlık altında, İlhan Tezel’in diplomat eşim diye bahsettiği Selahattin Tezel’in bir yazısı bulunuyor. Bakın neler diyor sayın diplomatımız!
“11 Eylül sonrası ılımlı İslam arayışları Türkiye’nin hanesine yazılabilecek ciddi bir avantaj sayılabilir”. Yanlış okumadınız, aynen böyle yazıyor!! Çayyolu Platformu dergisine ılımlı islam pohpohlanıyor. Durun bitmedi daha! “Arap İsrail, ABD ile İran, Irak ve Suriye sürtüşmeleri de Türkiye için ciddi birer avantajdır”!!! Düştüğümüz hale bakın. Çayyolu Platformu dergisinde eski bir diplomat savaş çığırtkanlığı yapıyor. Ölecek çocukları, çekilecek acıları, dökülecek kanı düşünmeden bunun Türkiye için ciddi bir avantaj olduğunu yazıyor. Kanım dondu!!! Çok yazık…
Tarih: 29 Haziran 2008 21:49 Ekleyen: Beğenme: 0
-
Beni daha da üzen bir başka nokta ise, bu beyefendinin, oldukça eski bir çalışmayı kaynak bile vermeden kullanarak, yanlış bilgiler vermesidir. Yazıda, Türkiye’nin yıllık doğrudan yabancı yatırım potansiyelinin 35 milyar ABD doları olduğu, ancak Türkiye’nin siyasi istikrarsızlık gibi nedenlerle yılda sadece 1 milyar ABD doları civarında bir yatırım çekebildiği ifade ediliyor. Selahattin Bey, Türkiye 2006 ve 2007’de toplam 42 milyar ABD doları doğrudan yabancı sermaye çekmiştir, sizin yazınızdaki gibi 1 milyar ABD doları değil! Alıntı!! yapıp kaynak göstermediğiniz rapor ise 2004 tarihli bir TÜSİAD çalışmasıdır. İlhan Hanım’ın söylediği gibi, bu rakamları google’a giren herkes, bahsettiğim raporu rahatlıkla bulabilir. Bir diplomat olarak Türkiye’yi yabancı ahbaplarınıza böyle mi anlatıyorsunuz?? “Yılda 1 milyar ABD doları doğrudan yabancı yatırım geliyor”. Lütfen bilgi dağarcığınızı güncelleyiniz.
Yazık.. Çok yazık.. Çayyolu Platformu ılımlı islamı benimseyen bir anlayışa mı büründü? Çayyolu Platformu savaştan, çocukların gözyaşından Türkiye’nin menfaat elde edebileceğini mi düşünüyor? Ülkeler savaşsın, sermaye bize gelsin öyle mi?? Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” hedefi ne oldu? Çayyolu Platformu ülke gündemini 2004 yılı itibarıyla mı takip ediyor? Çayyolu Platformu’nda neler oluyor?
Tarih: 29 Haziran 2008 21:49 Ekleyen: Beğenme: 0
-
üzel bir diyaledtik "herşşşey zıttının mevcududur "
P A R L A [ma] SSen OL !
**** Şimdilerde, hiçbir sanat dalındaki çalışma önerisine kapımı kapamaksızın, seslendirme yapıyorum. İşimi seviyor, ve her geçen gün bir arpa boyu bile olsa da ha da ileri gittiğimi dü2-ş-ünü-yorum, çünkü bunun sonu yok ben ce. Bir- d, yaş bir miktar (!) ilerleyince, insan bugüne dek? edindiklerini, başkaları >ile paylaşmak, başkalarına da< öğretmek istediği için; enç kızlığımda “hatırlatma defteri” bazında başlayan kalem oynatmalarımı eğitimimin desteği ile giderek arttırarak; öykü, şiir, anı, köşe yazısı vs. gibi yazılar yazmaya başladım 3-4 yıldır... Onların bir kısmına “yazan Parla” başlığından ulaşabilirsiniz.
**** Özel hayatıma gelince... 1979 yılında tanıştığım, bir kez ayrılıp, 20 ay sonra barıştığım, hayatımdaki ilk ve tek aşkım olan kocam Nazar’la, 1984 yılında evlendik.
**** İki güçlü, özgür, inatçı, ödün vermeyi sevmeyen karakterin birlikteliğine sahne olan evliliğimiz;
kâh “a-re-na”da, kâh “hamam k u rn a”sında geçiyor
.
**** Çok şey yaşadık hayatımızda, ama 22 sene sonra bugün, göğsümüzü gere gere birbirimizi hâlâ, sevdiğimizi içten söyleyebiliyoruz.
**** N diyeyim “D-arısı Başınıza....” Seven
lere, sevgimle...
*HAYATI *EĞİTİMİ *ANILARI
İ S M A İ L -- M A İ L İ S
Tarih: 29 Haziran 2008 12:23 Ekleyen: Beğenme: 0
-
anlaşiliyor ki Ç A P İ N mutfak kapışına yeni bir yazı,
eskisi;
sigara içenler giremez
den sonra ;
DOST SANOIKLARINIZI SİZLERE DÜŞ__
MAMLIK YAPACAK KADAR GÜÇLENDİRMETİN !
yazmak gerekiyor.
ilinci darginin ismi ne
nerede dostta bulabilebilirmiyim.internet sitesipekine
Tarih: 29 Haziran 2008 12:20 Ekleyen: Beğenme: 0
-
AKIL YAŞTA DEĞİL BAŞTADIR
Sevgili genç arkadaşımızdan ders almak düşecek sanırım biz büyüklere.Dost olmak özveri ister,ufak kırgınlıklarda (veya büyük )eski defterlerin açılmadığı dostluklar gerçek dostluklardır.Olayı daha çok kişiselleştirmeden bu tartışmanın ,biz yeni katılımcıların
yüreklerinde daha derin yaralar açmadan son verilmesini istirham ediyorum ,yaşı geçkin bir yazanınız olarak.Hem kendinize hem bizlere zarar veriyorsunuz.Dostlarınızı üzüp düşmanlarınızı sevindermenin yararlı tarafını göremiyorum.Kimin aklanması çok mu önemli,önemli olan bölünüp dağılmamak.Evet yanlışlık diyelim ,baskı hatası diyelim ,yenir yutulur bir ihmal değil.Daha öncede söylediğim gibi baskı provası diye bir şey var.Hele şu ortamda gözümüzü dört açmak daha dikkatli olmak bu işe soyunanların görevi olmalı.Sinek ufak ama miğde bulandırır.Tekrar edyorum hadisenin şuyuu vukuundan beterdir.Kazancı ne oldu bu tartışmanın,biz yenilerin kafasındaki soru işaretinin giderek büyümesinden başka bir işe yaradığını sanmıyorum. HADDİM OLMAYARAK TARAFLARI SAĞ DUYUYA DAVET EDİYOR.Tenkid ettiğimiz hataları bizlere yaşatmamanızı diliyorum.
BÖLÜNMENİN NE BİR KURULUŞA,NE BİR PARTİYE ne de bir devlete hayır getirmediğini hepiniz benden iyi bilirsiniz.
TEKRAR SAYGILARIMLA.
Tarih: 29 Haziran 2008 01:33 Ekleyen: Beğenme: 0