kızılaya giden 119 numaralı otobüslerin güzergahı konut 1 e girdikten sonra bildiğimiz caddeden değil villaların içindeki sokaktan geçecek şekilde düzenlenmiş. bunu bilmeyen vatandaşlar ise 40 derece sıcağın altında saatlerce otobüs bekliyorlar. otobüslerin neden nüfus yoğunluğunun olduğu yerden değil de içinde 30 tane villa barındıran bir sitenin içinden geçerek insanların işini zorlaştırdığını öğrenebilir miyim? ayrıca yeni güzergahı bilmeyen ve otobüse binmek için koşturan insanları da durakta değiller diye otobüse almayan şoförleri  ayıplıyorum. sevgili cayyolu sakinleri lütfen tepkimizi gösterelim, sessiz kalmak sorunları çözmüyor

"ODTÜ'yü yıkmak Güven-Özveri-Tecrübe İster Platformu" adı altında, yaz tatilinde dahi olsa ODTÜ'lü dayanışmasını herkese göstermek için,



22 Temmuz 2008 Salı günü saat 16.00'da, yerleşkemizde, ODTÜ Postanesi'nin önünde kalan kavşakta buluşuyoruz...

"Bizi yokedecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı sollayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar; ahlâktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini alt plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışı." (...) "Dünyada görmek istediğiniz değişikliğin kendisi siz olun..."

ÖNEMLİ NOT: ODTÜ Mezunları Derneği başta olmak üzere tüm mezun derneklerimiz eylemimize aktif olarak katılacaklardır. Postane önündeki eylemin hemen sonrasında, ODTÜ A1 Kapısı'na ringlerle gidilecek ve mezunlarımızla birlikte ODTÜ BİLİM AĞACI önünde bir açıklama yapılacaktır.

ODTÜ'yü Yıkmak "Güven-Özveri-Tecrübe" İster Platformu

Sayıları 100.000'i bulan ODTÜ öğrencilerine ve mezunlarına ve çalışanlarına ve ODTÜ'yü yalnız bırakmayan herkese, kalbi gençlikle çarpan herkese...

Gökçek zihniyetli herkese karşı, vahşi rant düşüncesine karşı, Başkent insanını yaz ortasında günlerce susuz bırakan ve ardından da arsenikli suyu başkentlilere layık görenlere karşı, bilimsellikten uzak popülist politikalar yürütenlere karşı, "ODTÜ'yü yıkarız, akıllı olun"culara karşı, ODTÜ Ruhu'na sahip çıkan herkesi -iç tartışmalarını bir süreliğine kenara bırakarak- samimiyetle "karşı eylem"e davet ediyoruz...

Bu buluşmada, herhangi bir siyasi partinin, örgütün ya da bir başka oluşumun bayrağının, flamasının ya da pankartının getirilmemesini önemle rica ediyoruz. Herkes kendisince bir şeyler hazırlasın, deriz. Hiç olmazsa bu davetimizi basına, internet dehlizlerine, arkadaşlarınıza yayın, yayabildiğiniz kadar. Tepikimizi duyurmak, gençliğin daha keskin biçimlerde uyanışına bir nebze de olsa katkıda bulunmak için birlik olmalıyız...

Herhangi bir siyasi partinin, örgütün ya da fraksiyonun birer mensubu olarak değil; ODTÜ'yü seven ve bu bağlamda "üniversite" düşüncesine sahip çıkan, bir çağı yarım asra sığdırmış ODTÜ tarihinin ve ODTÜ Ruhu'nun birleştirici devrimciliğine inanan ve bu bağlamda diğer üniversitelerdeki dostlarımıza ve ülkemiz insanına muhalefet yoksunu olduğumuz bu günlerde anlamlı bir mesaj vermek isteyen ve karşıdevrim zihniyetinin eseri adamların ve içi geçmiş siyasetçilerin başıboş açıklamalarına taviz vermek istemeyen bir grup olarak, "

    SAYGIDEĞER ÇAYYOLULU DOSTLAR,
   
   Bu tankerle su taşıma işi refüj sulamayı aşalı çok oldu, tankerler site bahçelerini sulamak için para ile su satıyorlarmış,geçen sabah saydım 25 tanker birinin değil hepimizin buna bir dur demesi lazım,davamı açacağız  ne yapacaksak yapalım vakit daha fazla geçmeden.

  s  ı t e  l e r   önder den  d e n  g e l e n
  d a v e t i  y e ...


Tarafıma gönderilen  nikah daveyiyesini incelerkenyer zaman  bilgilerininin yanında oğlan evinin tarafındaki bölümde damadın babaının adı soyadı yazıyur ,damadın annesinin isminin yazıldğı daha sonra tesbit ettiğim yer ise davetiyeleri basan matbaa tarafından  annenin adı soyadı daksillenmişti.
soruşturmalarım sunucunda  durun anlaşıldıki,damadın babasının ak-RAbalarından sözü geçen  birisi  yelefon acıp damadın babasına,kadının adı davetiyeye  yazılmaz,günah olur demiş...

Kadının adının olmadığı bir yerde  diş macunalarınız  H E L A L  olsa ne yazar...


N  ot:damadın babası yani davetiyeye hanımının adını bir başkasının baskısıyla sil diren  adamın  ismini yazdırmadığı karısından 4 cocuğu var..
Tabiibu cok uc bir örnek olduğu için kenndisini benim çevremdeki akpeliler de çok eleştirdiler.cahilliye dönemindemi yaşıyorz diyerek...

     Açılan kuyuların arasında en az 500 metre olması gerektiğini  Adli Bilirkişilerden duymuştum.Değil 500 metre
artık hemen her sitenin bir artizyen kuyusu var,birde buna belediyenin de açtıklarını düşünürsek varın görün halimizi,ayrıca kuyu açmak için DSİ YE BAĞLI OLARAK MTA dan izin gerekiyormuş.İki senedir bunu dillendiriryoruz,nihayet bizim gibi düşünen bir çayyolulu çıktı.Bu artık refüj sulamayı aştı ,su ticaretine döndü zaten inşallah ilgililerden de sesimizi duyan olur.

ÇAYYOLU'NUN ALTI OYULUYOR
Çayyolu'nun her tarafı belediyeye ait su tankerleri manzaraları ve açılan kuyulardan adeta Çayyolu'nun tüm yer altı suları çekiliyor ve Ankara'nın refujlerindeki çimler sulanıyor (susuzluk tehlikesine karşı çok mu şart çimlerin sulanması -ağaç için birşey demiyorum-). Son olarak da Yenimahalle Belediyesi semt biriminin arkasında da yeni bir sondaj yapıldığını gördüm. İnşallah oradan su çıkaramazlar diye dua ediyorum. Benim Çayyolu platformundan ricam uzman kişilere konuyu inceletsinler. Çayyolu'nun yer altı sularının boşaltılması ve yok edilmesinin çevreye ve yapılara zararı olur mu olmaz mı diye. Eğer bir zararı olacaksa gerekirse uluslararası çevre örgütlerine ve kurumlarına durum aktarılsın. Aynı zamanda hukuki olarak da girişimler yapılsın. Semtimizi ve çevremizi korumak adına lütfen bunu yapalım. Saygılarımla....

   çayyolu platformu  yöneticileri   bu güzergahta belediye otobüslerine biniyor mu merak ediyorum doğrusu belki ögrenmek istersiniz  koru durağndaki toplam otobüs sayıısı  !! e düşürülmüş,,,,

  6   ı n ı  ı s l a t a n l a r ,
  6   m ı z ı  O y m a y a  ç a l ı ş ı y o r  l a R...

  ispanak,zarife ,favziye.namıık yada caner  hiç farketmez.çünkü benim için elveda rumeli demek caner abi ve kardeşi vaner demektir,tabi onlarda aslında herbihrimiz için mazide kal denek dehilmidir...