(1)
Alıntı
“...... 1950’lerden itibaren ders kitaplarında, ders programlarında batı dünyasına ait bilgilerin giderek azaldığını, milli bilgilerin ise arttığını izleriz. Kısaca, eğitim politikası hümanist-evrensel pozitivist bir içerikten dini ve yerli bir içeriğe doğru seyreder.... Edebiyat, felsefe, tarih yani sosyal bilimlerle ilgili çerçeve gittikçe daraltılır. 1970’lerden sonra ise felsefe derslerinin yerine "ahlak" dersi konarak modernleşme(!) yolunda bir temel taşı daha konulur. Eğitim anlayışının gelişme doğrultusu hakkında en simgesel gösterge ise nihayet coğrafya derslerinin milli coğrafya olarak düzenlenmesidir..... Bütün bir ilk ve orta öğretim döneminde genç kuşaklara yeterli Türkçe bilgisi veremeyen milli ve dini eğitim sistemi; üniversitelerin bütün sınıflarına zorunlu Türkçe dersleri koydurmak zorunda kalmıştır. Bu önlem, acizliğin tam bir itirafıdır... Sürekli değişen ve sonunda test esasına bağlanan sınav sistemleri de Türk insanının "yazarlığına" darbe vuran etkenlerden biridir.... 1946’dan 1970’e kadar geçen süreyi üniversitelerin altın çağı saymak yanlış olmaz... Üniversiteler açısından 1982 kanunuyla üniversitelerin "araştırma" görevi ikinci plana itilmiştir. Ders verme ve öğretim esas alındı. Nitekim akademik eleman yetiştirilmesi geleneğine, asistanlık sistemine de son verilmiştir.... Son yıllarda yükseköğretim sisteminin başlıca uygulamalarından biri de üniversiteye giriş sınavlarıdır. Tam anlamıyla bürokratik bir buluştur ve sorumluluktan kurtulmayı amaçlar. Üstelik insanların yetenek ve heveslerini içlerinde bastırmalarına yol açar.....
Tarih: 10 Ekim 2008 03:45 Ekleyen: Beğenme: 0
pes doğrusu
gülermisin -ağlarmısın !?
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Yaşamkent 'te ,
Ankara ' manzaralı daireler :-)))))
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Tarih: 10 Ekim 2008 03:45 Ekleyen: Beğenme: 0
Yansıtmaya çalışacağım konu, arka- sokaklar için saptımaya son derece müsait olsa bile ;
yazılanları okuduktan sonra olayı ön - yargılarla değelendirebilecek olanlara öncelikle başlangıçta şimdiden a c i l - ş i f a l a r diliyorum !
Rastgele...
Bugün işlerim için bulunduğum Ümtköy-Galleria Avm.
nin tuvaletlerinde karşıma çıkan negatif bir resmi sağduyularımızla hep beraber analiz ederek değerlendirmeye ve rütuş etmeye çalışalım...
O L M A Z MI !?
Mekan herkesin bildiği o mek an...Herkes ona bişi diyor...
Kimi hela,kimi kenef,kimi visi,kimi tuvaled,kimisi vece,kimi şey- hane,kimi ayakyolu,kimide 100 numara
diyor....
Kim ne derse desin fakat insan vucudunda beslenmeden bile belki daha önemli bir tesisat işi o !
Bunu ancak insanoğlu olarak bizler boşaltım sistemlerimizde ufak bir arıza olduğu zaman anlıyoruz ve aklımıza getiriyoruz...
Neyse magazini burada bırakıp esas çizmeye çalışacağımız resme gelelim...
Çarşının bay lavobasında ellerimi yıkamak için bataryalara doğru yöneldiğimde yanımdaki bataryayada; corapları çıkartılmış bir çift ayaktan birinin lavobanın içine sokulduğunu ve dikkatli baktığımda ise ayak parmaklarının ağır bir mantar vakası olduğunu ;ancak yinede emin olmak gayesi ile bir ilaç kullanılıp kullanılmadığını öğrenmek için sorduğum soruya kerşılık aldığım cevabın ise son derece saf, samimi ve acık olsuğunu " Terbisi " görüyoru
Bu olayın birinci yönü...
Kinci yönü ise çok daha düşündürücü.
Ş ö y l e ki :
Tuvalette
Tarih: 10 Ekim 2008 03:45 Ekleyen: Beğenme: 0
sil - vuple attansiyon !
Aziz-name 'den son *R*a
Ferhan Şensoy’un ‘Fer nâme’si
yakında çayyolu tiyaTRosuna geliyo...
::::::::::::::
Ortaoyuncular :: Internet Sahnesi
Oteller Kitabı,
bir kente ulaştığınızda, hangi otelde kalmamak gerektiği konusunda size bilgi vermekle birlikte, yalnız O telleri anlatmaz, başka tellerden ...
:::::::::::::::
Fername isim olarak aydınlık mektup anlamına gelmektedir. ...
Tarih: 10 Ekim 2008 03:44 Ekleyen: Beğenme: 0
Bakıyorum da sitemizde şehitlerimizle ilgili bir tane bile yazı konulmamış veya yazılmamış.Bu konuda bir-iki yazı yazmaya da Hiç ÇAPalamıyoruz . Bu kadar duyarsızlaştık mı ? diyorum fakat bu sitenin müdavimlerinin duyarsız olduğunu da zannetmiyorum.
Neyse ; Aktütün ve Diyarbakır'da ŞEHİT düşen tüm güvenlik görevlilermize Allah'tan Rahmet ailelerine başsağlığı diliyorum.
Tarih: 10 Ekim 2008 03:43 Ekleyen: Beğenme: 0
5775
belediyenin anlatılan araçlarının arka beşlisinde ciddi yalıtım sorunları var
Tarih: 10 Ekim 2008 03:43 Ekleyen: Beğenme: 0
çay - lar şirketten ...
Çay-yolu Sahnesi uzun bir tatilden sonra
perdelerini 8 ekim'de Çay-hane ile açıyor .
Geçen yılda sergilenen " yeraltından Notlar "
la devam edecek ...
Çay-yolu sahnesi'nde ilk oyun ise
EL ELE [ Her şeye Rağmen ] idi !
YÖNETMEN : MURAT a t a k
____________________________________________
Çay-yolu tiyaTRosu
180 - 95 Ada 35. caddesi
( arcadium arkası ,seki parkı bitişi )
Çay .... / Ankara
Tarih: 09 Ekim 2008 13:57 Ekleyen: Beğenme: 0
Çayyolu Haber Bülteni'nde Hayati Eksenoğlu nun bir yazısını gördüm: "Otobsülerde uyuyo numarası yapan genç kardeşler gördüm diyor." Ayrıca yaşlıların ayakta gitmesinin zor oldugundan da bahsetmiş. Yaşlılara yer vermek gerektiğini tabiki ben de biliyorum ama Ümitköy de oturup okulu Kızılay'da, Çankaya'da olan öğrencilerin 6-7 saat dersten sonra üstüne bir de dersahanede dinlediği3-4 saat dersten sonra bi de 1 saat ayakta eve dönmesi de oldukça zordur. Benim de öss ye hazırlandığım zamanlarda aynı şeyler başıma gelmişti. özellikle bazı yaşlılar bu konuda çok düşüncesiz ve saygısızca davranabiliyor. bir otobüste yaşlılara ayrılan belirli birkaç koltuk vardır onun dışındakiler de yolcuların insiyatifine kalır. isteyen yer verir isteyen vermez. o yüzden bütün otobüs yaşlı yolcularıa aitmiş gibi davranmanın lüzumu yok. ve yine son olarak kendimden bildigim bir sey o uyuyo numarası yapan dediğiniz öğrencilerin de insan oldugunu unutmayın.
bence burdaki asıl sorun toplu taşıma araçlarının yetersiz oluşudur. bu problem de belideyeyle çözülür. bu problemin çözümünü yaşlıları oturtu gençleri kaldırmak değildir...
Tarih: 09 Ekim 2008 13:56 Ekleyen: Beğenme: 0
Etlik - yayla mah. alt kotlarında yeni yapılan
a - K I LL I konutlar ( Anteres - Real Tombak -
Metro Gross Market manzaralı ) eski para 1.5 tirilyona kader alıcı buluyomuş.
Kimler bu daireleri alıyor kimlere kumşi oluyo Vallahi inanmıyorum ...
Ke olçak ,
Deniz de kum Onlarda pera !
Tarih: 09 Ekim 2008 13:55 Ekleyen: Beğenme: 0
ŞİİRİN İKİ BÜYÜK USTASI
(neden)
Nazım Hikmet Oratoryasının başına gelenleri
anlatacak değilim,benim gibi bir çok kişi CNN de
dinlemiştir Fazıl Sayı; Bir kısmının verildiği oratoryadan
parçalar dinlemek üzere you-tube ulaşmak
istediğimde ,bunun mümkün olmadığını gördüm.Başka
sitelerden buldum ( BEN İÇERDEYKEN Ve
KUAVİYE ŞEHİTLERİNİ) .Aklıma Necip Fazılın kaldırımlar
şiiri geldi aynı siteden aradığımda çok rahatlıkla
dinleyebildim.
Şimdi soruyorum size ,Nasreddin hoca fıkrasındaki gibi
bu sitenin yarısı yaz yarısı kışmı,kimlere yasak kimlere
açık ?
Ama ahdım olsun arkadaşlar bilgisayarı kapatır
kapatmaz gidip DVD sini, cd sini ne varsa alacağım bu
oratoryanın ,kış buralara da dayanmadan.
Bu arada Necip Fazıl'ın kaldırımlarını da çok
beğendiğimi söylemeden geçemiyeceğim. Şiirin bu iki
büyük ustasını saygı ile anmak yerine çarpıştırmaktan
sakınılması umuduyla ...
Tarih: 09 Ekim 2008 13:54 Ekleyen: Beğenme: 0