Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • bu seneye kadar sitede  kışın   haftada   enaz bir kere  Doğalgaz Acil 187
    servisini  çağırıyorduk.Gelen  ekipler   binada gaz  dedektörlerile  saatlerce  inceleme   yapmalarına rağmen  alatm  hiç  ikaz vermiyordu.
    En sonunda bu  sene anlaşıldıki   birinci katta oturan yaşlı teyze   pırasayı çok seviyormuş ve  aspiratürünün  filtresini  taşındığından beri hiç  değiştirmemmiş .
    Aspiratörünün  hermetik  olduğunusa evi satanlar  kendisine hiç  sölememiş .
    Tarih: 03 Ocak 2009 20:28 Ekleyen:
  • sevgili tiyatrosevenler  biraz evvel Çayyolu  Maria Callas ( Ayten GÖKÇER ) sahnesindeydim...
    Oyun bittikten sonra  arabama  binerke EGO  nun taşınan  harekat noktasının  tiyatro  binasının önundeki   durak diteğinin  uludağ harket  nokteasına  taşınılırken  unutulduğunu düşünüp haber vermek istedim.
    Tarih: 03 Ocak 2009 20:19 Ekleyen:


  • Sır saklama yükümlülüğü


    KOOPERATİF DENETÇİLERİ DİKKAT(!)
    ÖZELLİKLE  YÖNETİMİN LİSTESİNDEN SEÇİLEN
    SİZ DENETÇİLER  ...


    68. madde  A k -SARAY
    68 Madde gereğince, Denetçiler görevleri sırasında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatifin veya ortakların şahısları için  z -ar-ar   umulan hususları

       [ imalı hesaplar , şüpheli alacaklılar hesabı , bürokresiye  el 6 ' ndan verilen  RüşvetleR ]

    kooperatif ortaklarına ve üçüncü şahıslara açıklayamazlar.

    Eğer Kooperatifler Kanununda denetçilerin görev ve sorumluluklarını bunlardan ibaret sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz.

    Şimdi bu da nereden çıktı derseniz,
    aynı kanunun 56.maddesine bir göz atalım. Bu maddenin ikinci fıkrasında denetçilere yönetim kurulu üyeleri hakkında hafiyelik yapma mecburiyeti getirmiştir...  ...
    Tarih: 03 Ocak 2009 20:15 Ekleyen:
  • Barış güvercini piyango güvercini olmaya benzemez

    Saakaşvili ile kucaklaştı.

    Ertesi gün...

    Rusya, Gürcistan'a girdi.

    *

    Lübnan meclisinde konuştu.

    Ertesi gün...

    Lübnan'ın yarısı işgal edildi.

    *

    Hindistan'a gitti.

    Ertesi gün...

    Bomba'y patladı.

    *

    Olmert ile el sıkıştı.

    Ertesi gün...

    Gazze'yi vurdular.

    *

    İnsanlığın selameti açısından, sayın başbakanımızın dünya barışı görüşmelerine bi süre ara vermesinde fayda var.

    *

    Sanırım, Obama o yüzden randevu vermiyor... Telefona bile çıkmıyor adam!

    *

    Bakın, dikkat edin...

    Suudi Arabistan'dan çıt yok, Mısır suskun, Libya sessiz, DÜbai lay lay lom,
    Fas seyrediyor, Katar oralı bile değil, Ürdün dut yemiş bülbül, Suriye'nin gıkı çıkmıyor...

    El Fetih'in kontrolündeki Batı Şeria'da bile protesto yok, Batı Şeria'da bile!

    *

    Üzülmek başka şeydir...

    Bulaşmak başka şey.

    "Bana ne savaştan" demeyelim ama...

    Sana ne Hamas'tan?

    *

    Bir yandan "stratejik ortağım" diyeceksin, öbür yandan ''stratejik ortağın'' ABD'nin emmioğlu İsrail'e höt zöt yapıyormuş gibi görüneceksin... Anca cahil cühelanın yiyeceği "Hamas'et edebiyatı" değil de, nedir bu?

    YILMAZ ÖZDİL- HÜRRİYET
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:47 Ekleyen:
  • Hatırlıyorum...



    Salih, o gün yine daha önceki günlerde olduğu gibi iş aramaktan yorulmuş, tüm iş görüşmeleri olumsuz sonuçlandığından üzgün ,bitkince evine dönüyordu. Yine elleri bomboştu. Oğluna, kızına ve hanımının yüzlerine bakacak hali kalmamıştı. Ayakları yerde sürünüyor adeta eve gitmek istemiyordu. Ama, durdu bir  an ve düşündü.’’Hayır,eve gitmeliyim. Onlar daha önce de olduğu gibi yine bana sevgiyle ve umutla yaklaşacaklar, kesinlikle.  Bu beceriksizliğimi, bu şanssızlığımı yüzüme vurmayacaklardır.’’ Birdenbire bu olumlu düşüncelerle kendisini rahatlattı. Hafif bir gülümsemeyle hızlı adımlarla bir an önce eve doğru yöneldi.

    Tam evin önüne geldiğinde pencereye doğru baktı.Sanki, evde kimseler yoktu. ‘’Herhalde annemlere gitmişlerdir ‘’ diye geçirdi içinden.

    Merdivenleri hızlıca çıkarak daire kapılarının önüne geldi.Cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açmaya çalışırken, kapı kendiliğinden açıldı. Baktı ki kapıyı eşi Zeynep açmıştı. Sevgiyle ‘’Hoş geldin’’,diye konuştu.Sonra kısık ve üzgün bir sesli devam etti.’’

    Faturayı ödeyemediğimizden evin ışıkları  kesildi.’’

    Başka bir eş olsa kocasını suçlar, sitem dolu söylerle onu üzerdi. Ama  öyle bir eş değildi. Tam bir iyi ve kötü günde de yanında bulunan süper birisiydi. Mum ışığ
    ında yemek yediler. Daha sonra çocuklara televizyon seyredememenin eksikliğini yaşatmamak için  çocuklarla birlikte gölge ve kelime oyunları oynattı
    oynattı. Salih, bir yandan oyun yonuyor diğer yandan da eşine içinden dua ediyordu. ‘’ En karanlık gecemizde bile verdiğin mutlulukla bizleri aydınlattın.
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:46 Ekleyen:





  • (2)

    ‘’ Salih bir yandan oyuna katılıyor diğer yandan geçmişi düşünüyordu.



    ‘’Hatırlıyorum, sevgilim tam 15 sene öncesiydi. Annem ,’’Oldu ,sonunda

    kabul ettiler, yarın akşam oturmaya gideceğiz’’, dedi. Sen, amcamın kızının okul arkadaşıydın. Nedense hiç sevemediğim amca kızımın bana hayatım boyunca ki en değerli, hayatımı tamamen değiştirecek, en çok seveceğim birisiyle tanışmamı sağlayacağını hiçbir zaman düşünememiştim.

    Seni gördüğümde çok etkilenmiştim. Ayşecik gibi gülümseyişin uzun dalgalı saçların, iri gözlerin ve hayallerimde hep olduğu gibi ince uzun

    vücudunla senden etkilenmemem olanaksızdı. Anneme ,’’Hep uzun boylu, ama zarif ve özellikle ince belli olmalı benim eşim ‘’,derdim.

    Hatta, şakayla karışık arkadaşlarla konuşurken de ,’’Cam  çay bardağının ve hanımının beli ince olacak ‘’,diye bir cümlem vardı, ezberlettiğim.

    Annem ,’’Senin işin çok zor oğlum, ama; seninle evlenen kızın işi daha da zor’’ , derdi. Haklıydı, ben hem çok zor beğenen ,hem de çok zor geçinilen bir insandım. Kişisel ilişkilerimde küsmelerim, kırgınlıklarım, özellikle de kolay affedemeyişim, çok meşhurdu.



    Ama, sen evet, sen beni çok değiştirdin. Çünkü, büyük bir özveriyle

    beni yumuşattın, ben artık, daha sevecen, daha affedici, daha hoş görülü oldum. Zor günlerimde sürekli yanımda olan bu kadar iyi ve büyük bir sevgiye  başka nasıl karşılık verebilirdim ki  !?.



    Hatırlıyor musun?
    Biz  ...
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:45 Ekleyen:

  • (3)


    Biz evlilik yıldönümümüzü evlilik ay dönümü olarak kutlardık. Her ayın 17 ‘sin de önce şık bir şekilde giyinerek , dışarıda yemeğe giderdik. İşlerimin bozulması bunu sadece evlilik yıl dönümlerinde yapmamıza neden olduysa da! Evlilik yıl dönümlerimizde kesinlikle yemeğe gitmeden önce aile fotoğrafıyla da, bu gecelerimizi süslerdik.



    Sen ve çocuklar hiçbir zaman beni üzmediniz. Açlık derecesinde parasızlık çektiğimiz günlerde bile tüm sevginizle hep yanımdaydınız.



    Düşünüyorum da sen yoksa, insan değil misin ? Yoksa, gökten inen insan kılığına girmiş bir melek misin? Eğer melek isen senden rica ediyorum.Hep kal benimle, sonsuza kadar.



    Ve ben de sürekli seninle birlikte seninle yaşadıklarım için mutlu olayım, sonsuza dek. Her an, senle olmanın ne kadar büyük bir lütuf olduğunu bilip, şükrederek’’



    Salih, düşüncelerinin verdiği sevgiyle kalktı ve eşiyle çocuklarına sarıldı.

    Sevgiden hepsi sıkıca bir yumak olmuşlardı. Bir yandan gözleri doluyor, ağlamamaya çalışıyor diğer yandan da eşinin kulağına fısıldıyordu. ‘’ Hepinizi çok seviyorum, meeleğim’’...


            Beeeeeebeeeeğim ...
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:43 Ekleyen:


  • Çayyolu  bölgesindeki  B1  ve  B2  tipli
    toplu konutlarda ...

       (2)                             

    B.  yolunda ...


    EGO GENEL MÜDÜRLÜGÜ GAZ DAIRESi BAŞKANllGINA, ANKARA

    Baca etüd servisince  bacalı combilerin kolon testi ve  Şhunt baca  testlerinin ;
    pisipisine vefat eden  yedi gençimizin anısına
    AB  standartlarına  göre titizlikle  yeniden  yapılmasını saygıyla   arz  ve  tekli f  ederiz   .Ç ü n k ü  ;
    İnsan  hayatından  daha değerli  hiç  bir  şey  yoktur   .

    Özellikle  ;
    Baca  kesitlerindeki  yetersizliği   çok geç farkedilen ve  akıbetleri  zamanın  yetkililerince Allah ' A  havale edilen  ağustos  2000  yılından  kadar
    " uygundur  "onay  verilen  tüm  binalar  ...
    _________________________________________

    N    o   t  :  Yeni   baca  yönetmeliği  2000 ağus  -
    t o s  ayında  düzeltilmiştir ...

    Eğer  bu  satırlara
      eskilerden sn: İhsan SİNCAN Bey ve yardımcısı Fatih le birlikte
    6. bölgenin  sorunlusu  ibrahim kaymaz ,kazan projeden  Bektaş ve  kalecikli hemşehrim  Ali  AK  TEPE  [ kimya  mühendisi ] vijdanlarında  saygı  gösterebilirlerse  bi  dahaki  sefere   hermetik  combilerin  bacaları  gelişmiş  olan  memreketlerde l  binaların  dışınna  nasıl çıkaryılıyor 
    onuda  tartışırız  ...
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:43 Ekleyen:
  • 11 / 31  Aralık   2008  Tansaş  tüketici  bültenini  inceledikten  sonra  16 ' ncı  sayfasına
    Fotoğrafı  konulan   yaşpastayı  aşağıdaki  bilgileri değerlendirerek  28 .12.2008 tarihinde satın  aldım  ...


    9.90 YTL Kg
    Yaşpasta No0
    4-6 kişilik

    Pastanın  hafifliğinden  şüpkelenince   evdeki  hassas mutfak  terazisi  iile  ölçtüm. İnanamadım ...
    650  gram  civarında  geldi...
    Halbuki  tansaşın  bulteninde
    yukaıdaki  satırda  fiyatın  yanunda  Kg . logodu  bulunmaktaydı...
    Megerse   tansaş   yetkililerinin  ifade  ettiğine  göre   işared  [ !]  edilen   kilo  değil   pastanın  başına  üşüşeceklerin  sayısımış   !

    Onlara  neyse   !
    Ben  ister  o pastayı  tek  başıma   götürürüm  ister  on  kişiyle   ...sana   ne   ...
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:38 Ekleyen:
  • ZELİŞ

    Güzel bir kızdı Zeliş.
    Yazı da gördüm onda kışı da.
    Güneşli bir havada hafifçe esen rüzgârda görmeliydiniz onu! Kumral teninde saman rengi saçları dalgalandıkça, buğday tarlasına benzerdi yüzü. Açık mavi gözleri, tarladaki ikiz göl gibiydi; durgun da gördüm onları, fırtınalı da.
    Yarım gülümsemesiyle kime bakarsa baksın darmadağın ederdi; gözlerin gücüne onda inanmıştım ben. Bir çift gözün nelere kadir olduğunu onun bakışlarıyla anlamıştım.

    Ankara’nın ayazı başka olur. Karanfil Sokak’ın ayazı biraz daha insaflıdır; ama bulvara çıktığınızda bir o kadar imansızdır buzdan rüzgâr!
    Ayazı insaflı sokaktan Zeliş’le birlikte çıkıp, Bulvar’da hızlı adımlarla Zafer Çarşısı’na doğru yürürken ilk kez onun titrediğine şahit oldum. Kalın hırkasının içinde minnacık olan bedeni iyice küçüldü. Önce koluma girdi, sonra elini parkamın cebindeki elimin yanına yerleştirdi. Sıhhiye’ye doğru slogan atarak yürüyen küçük bir guruba katılmak istedim. Elimi sıkarak işaretini verdi.
    Gözlerine baktım.
    “Üşüyorum arkadaş,” dedi.

    Bir hafta sonra arkadaşlarla para toplayıp kalın bir manto aldık. Aynı gün hastaneye götürdük, bir iğne ile her şeyin düzeleceğini sandık.
    Derin darbenin ülkeyi on ikiden vurmasına tam dokuz ay vardı. Kızılay’ın hızlı kızı gün geçtikçe yavaşlıyor; her gün biraz daha sessizleşiyordu.
    Bir akşam üstü mahcup bir ifadeyle söylendi.
    “Yerin dibine batsın mektep, ben babamı özledim; beni İstanbul’a gönderin!”
    Babasının hamallık yaptığını her zaman övünerek söylerdi. Yeşild-irek’in gülüdür o, derdi. Semerine mavi boncuğu zorla taktığını, ballandırarak anlatmak
    Tarih: 01 Ocak 2009 22:37 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!