Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • 1
                ÇAĞIN MODERN HAPİSANELERİ
                     özel yaşlı bakımevleri

          Sivil Toplum Kuluşlarını da ilgilendiren bir konu olduğundan beni derinden yaralayan bir konuya değinmeden edemiyeceğim.
           Onbeş günlük İstanbul seyyehatimde eski dostlarımdan üçünü ziyaret etmeyi daha Ankara da karar vermiştim.Bunları gerçekleştirdiğimde,devlet meğmurluğundan emekli olan yüksek tahsil yapmış dostlarımdan ikisinin durumu beni tarifi imkansız bir     yıkıma soktu.Bahsi gecen bu üç hanım da huzur evlerinde kalıyor.Biri hariç ki;onun ekonomik ,durumu vasatın hayli üstünde olduğu için mesleki bir kurumun vakıf  huzuzr evinde kalıyor.Kütüphanesinden,müzik,konferans ve spor salonları dahil ,her türlü hobinin gerçekleştirilebileceği
    mekanları geniş bahçeleri olan bir kurum.Misafirlerini hiç bir kültürel ve turistik imkanlardan mahrum etmiyor.
            Diğer iki kıymetli  son derece kültürlü emekli öğretmen arkadaşıma gelince;ONLAR ancak kısıtlı emekli maaşlarının elverdiği ve ancak yer bulabildiği özel bakım evlerinde kalabiliyorlar.Asansörü tercih etmediğim için bütün katları görmek şansım oldu(buna şansızlığım demek daha doğru olacak,gördüklerim bende bilmem ne zamana kadar sürecek ruhi bir travma yarattı.Şimdi bunları konu etmiyeceğim.Ne var ki yatalak veya hareket kabiliyeti veya herhangi sebebten yatanlar dışında diğerlerininde ömürlerini bir odada 2-3 arkadaş veya daha kalabalık salonlarda geçirmeleri beni ürküttü.
    Fazla detaya girmeden derim ki ;bahçesi olmayan mekanlara HUZUR EVİ yapılmasına izin veya ruhsat verilmesin.
    Tarih: 13 May 2009 00:54 Ekleyen:



  •   (2)



    10. Bu amaç için basın kuruluşları ile temasta bulunarak kamu oyu oluşturmak, gerektiğinde bülten
    bülten çıkarmak,
    11. Aynı amacı benimseyen kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerekiyorsa buralarda dernek adına bir kişi görevlendirmek, çevre sorunlarıyla ilgili olarak bu gibi kuruluşlarla ortak basın toplantısı düzen-
    lemek, konuya kamuoyunun ilgisini ve dikkatini çekmek.
    12. Bölgede gerek ağaçlandırılacak alanların, gerekse ağaçIandınlmış alanların imara açılmasını önlemek; gerekirse. bu konuda hukuksal yolları kullanmak ...
    Tarih: 13 May 2009 00:52 Ekleyen:



  •                   Ç     A    B     A



    ÇABA TÜZÜK
    DERNEGiN AMACı VE BU AMACIGERÇEKLEŞTiRMEK içiN.
    DERNEKÇE SÜRDÜRÜLECEK ÇALIŞMA KONULARı VE ÇALIŞMA BiçiMLERi

    Madde 3- Derneğin amaçları:

    1. Ümitköy-Çayyolu-Beysukent ve Eskişehir Yolu çevresindeki orman alanlarını ve imar planlarındaki yeşil alanları ağaçlandırmak, peyzajını yapmak, yaptırmak, geliştirmek, korumak, bakmak ve baktırmak, sulamak,
    2. Ağaçlandırılmış alanları korumak, bakmak, sulamak, gerekiyorsa korumaya almak, yeni ağaçlandırma yapmak,
    3. Önceden dikilmiş olan ve dikimi yapılacak her türlü ağaç, süs bitkisini korumak, gerekirse tel çitle çevirmek ve koruma tedbirlerini almak ...
    4. Amacını gerçekleştirebilmek için Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarla, Ankara Valiliği, Belediyeler,Tema Vakfı,askeri ve mülki idareler,Milli Em-
    lak Genel Müdürlüğü, bölgemizdeki siteler, okullar, üniversiteler ve gönüllü derneklerte işbirliği yaparak çalışmak,
    5. Orman kurmak, ağaç dikmek ve adını vermek isteyen gönüllülerle birlikte çalışmak, gönüllülerden destek almak,
    6. Atatürk Orman Çiftliği'nin korunmasını ve ağaçlandırılmasını desteklemek.
    7. Olabiliyorsa Ankara Çevresinde büyük bir orman kurmak veya kurulmasına destek olmak,
    8. Çevre, orman ve ağaç peyzaj bilincinin gelişmesi için açık oturum, konferans, panel, kurs ve bunun gibi kültürel etkinlikler düzenle, mek,
    9. Amaçlarına ulaşabilmek için her türlü gelir getirici çalışmayı yapmak; çay, balo, konser, yemek, kermes, piknik, panayır, tiyatro, izin , almak koşuluyla piyango çekilişi gibi çalışmalar yapmak,
    Tarih: 13 May 2009 00:51 Ekleyen:




  •               "  Ora da kimse yok mu da !?   "

    “Dünyada beni özleyen, sesimi duymak isteyen tek bir canlı dahi yok.” Ne yürekler yırtan bir haykırıştır bu. Yaşam hiç bir evresinde kucak açmamıştır; koca şehrin ortasında, tek kişilik hücrelerinde yaşamak zorunda bırakılanlara.
    Tek yol kendilerine benzer birilerini bulmaktır. Ama 'kendilerine benzer' birileri de yoktur aslında. Çünkü o ortamda kendileri bile kendilerine benzememektedir. O halde gerçeği sanalın içinde eritmek ve de yeniden şekillendirmek gerekmektedir.

    "Ful Yaprakları" sesleri çıkmadığı halde hayata haykırmaya çalışanların oyunudur.
    Dünyada ilk kez internetten canlı olarak yayınlanan * Ful Yaprakları, Yeni sezon da da İstanbul  da
    Tarih: 13 May 2009 00:50 Ekleyen:

  •                   FUL  YAPRAKLARI   ..

    - ben romeo'nun jüliet'i tanıdığından daha fazla tanıyorum seni. sen de beni. juliet'in romeo'yu, ophelia'nın hamlet'i, eva braun'un hitler'i, diana'nın charles'ı tanıdığından daha fazla tanıyorsun. en azından onlardan daha çok sohbet ettik. daha çok vakit geçirdik birlikte. ve yakında sıra ölüme gelecek. bütün aşıklar gibi. aşkımızla ilgili yazılı bir belge olmayacak belki, ama ilgilenenler ilerde internet kayıtlarından bulabilirler bizim hikayemizi. ve ben, iki sevgiliye yaraşan en güzel ölümü buldum. anlatayım mı?

             


    " ful yaprakları, hiçliğin kıyısında dolananların var olma ve hayatlarını yeniden yazma çabalarıdır."

    Tarih: 10 May 2009 19:58 Ekleyen:
  • SÜBYE
    Kategori: TATLILAR

    Bilen var mıdır bilmiyorum ama bizim buralarda İzmir civarında özellikle Tire'de eskiden sokaklarda sübyeciler dolaşırdı. Çok meşhur sübyeciler vardı. Şimdi sabahları İzmir'de de satılıyor. El arabalarında sokaklarda özellikle Alsancak - Çankaya civarında dolaşan sübyeciler var.



    Sübye  ne derseniz anlatatım size.

    "İzmir'e özellikle tire'ye has bir içecek olan sübye öncelikle kavun çekirdeklerinin kuru iken iyice ayıklanmasıyla yapılmaya başlanır. Kalburda çalkalanıp yeniden en az 1,5 saat ıslanmaya bırakılır Suda kaldığı süre içerisinde posası yarım saat kadar tokmakla dövülür. Sonra 1e 1,5 oranında şekerle döğülerek kavun çekirdeği kalmayacak şekilde karıştırılır, macun şeklini alır. Bu hali yıllarca bozulmaz. Kullanmak istediğinizde ihtiyacınız kadar alın ve bir miktar su ile ıslatın. Eriyen macunu ince bir elekten veya tülbentten en az dört beş sefer geçirerek sekiz ila on saat arasında tüketin. Tadını çok seveceksiniz. "


    Ama siz evde yapmak isterseniz aşağıdaki şekilde yapabilirsiniz. Öyle de çok güzel oluyor.

    Gerekenler:

    1 bardak yıkanmış kurutulmuş kavun çekirdeği
    4 bardak su
    3/4 bardak şeker
    Kavun çekirdeklerini su ve şekerle birlikte blendere koyup 10 - 15 dk, iyice püre olup da bembeyaz olana kadar çekin. Üzerine tülbent koyduğunuz süzgecinizden geçirip sürahiye aktarın. İyice süzüldüğünde şekerini kontrol edin, azsa ekleyip eriyene kadar karıştırın. Buzdolabında iyice soğutup servis edin.


    Tarih: 08 May 2009 22:46 Ekleyen:

  • 1-GözdeEvler Sitesinin bitişiğinde bulunan traflk lambalarının yanındaki kaldırım köşeden  boydanboya çöktüğünden yağışlı havalarda burası felaket şekilde çamur ve  göl oluyor. Bu nedenle yayalar ekmek büfesine giderken çimlerin üzerini kıllanoyor
    2-Çayyolu postahanesinin yeni yapılan çevre düzenlemesi içinde yeralan  dış mekandaki parke taşları hepsi yerinde oynuyor
    Tarih: 07 May 2009 00:42 Ekleyen:



  •                       Tek Kişilik Şehir
    “Aileler artık tek kişilik mi? Teknoloji yazın üşümemizi, kışın terlememizi mi sağlıyor? Artık hayat bir takım kurslara gitmekten ibaret mi? Ekonominin kötüye doğru gittiğini havanın ve suların temizlenmesinden anlayabilir miyiz? İnsanlar sırf kendi çıkarları için mi intihar ediyor? Şehirler şehir dışına mı taşınıyor? Küsmek, kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir mi? Kendimizi en yalnız hissetmediğimiz anlar, yalnız kaldığımız anlar mı? Kendinize gülebilirsiniz ama kendinizi gıdıklayabilir misiniz? Kandırılması en kolay canlılar erik ağaçları mı?”
    Tarih: 07 May 2009 00:41 Ekleyen:
  • ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR




    EĞER BİR ÇOCUK
    SÜREKLİ ELEŞTİRİLMİŞSE, KINAMA VE AYIPLAMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    KİN ORTAMINDA BÜYÜMÜŞSE, KAVGA ETMEYİ ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    ALAY EDİLİP AŞAĞILANMIŞSA, SIKILIP, UTANMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    UTANÇ DUYGUSUYLA EĞİTİLMİŞSE, KENDİNİ SUÇLAMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    HOŞGÖRÜYLE YETİŞTİRİLMİŞSE, SABIRLI OLMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    DESTEKLENİP YÜREKLENDİRİLMİŞSE, KENDİNE GÜVEN DUYMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    ÖVÜLMÜŞ VE BEĞENİLMİŞSE, TAKDİR ETMEYİ ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    HAKKINA SAYGI GÖSTERİLEREK BÜYÜTÜLMÜŞSE, ADİL OLMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    GÜVEN ORTAMI İÇİNDE YETİŞMİŞSE, İNANÇLI OLMAYI ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    KABUL VE ONAY GÖRMÜŞSE, KENDİNİ SEVMEYİ ÖĞRENİR.

    EĞER BİR ÇOCUK
    AİLE İÇİNDE DOSTLUK VE ARKADAŞLIK GÖRMÜŞSE,
    BU DÜNYADA MUTLU OLMAYI ÖĞRENİR.


    Dorothy Low Nolte
    Tarih: 07 May 2009 00:38 Ekleyen:
  • DOLMUŞAMI BİNİYORUZ YOKSA !
    Bugün sıhhıye  hacettepe kavşağından batı kentte oturan yengenlere giderken  dolmuş şöförü  bir yolcunun sorusu üzerine bu mesafenin 22 km. olduğunu ifade etti.
    Ben ümtköyde galerianın arkasında oturuyorum .Ümütköy -Ulus  dolmuş hattı  gelsegelse 20 kilometre kadar gelir. Hatta bu hattın  dolmuşları  yolcuları ulusa bile götürmekten imtina edip  yarı yolda denizcilerde bırakıyorlar..
    Aynı belediye sınırları (YMB.)içinde olmamıza rağmen batıkentliler kişibaşına dolmuşa 1.75. ücret öderken biz ümitköy ve mutluköy halkı  neden 2.00 lira ücret ödemek zorunda kalıyoruz. Üstüsre gidişgeliş topladın mı ayda kişi başına 16 milyon ediyor.bu da benim için az para sayılmaz.
    Selamlar
    Tarih: 04 May 2009 12:39 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!