BİR BİLENE SORMAK!..

   Ulus Atatürk Heykelinin altın sarısına boyandığını görmek cidden içimi sızlattı.Bu kadar değerli bir sanat eserine ancak bu kadar cahilce zarar verilebilir.Herkes herşeyi bilmek zorunda değildir,bilmediğimiz ihtisasımız ,ilgi alanımız dışındaki konularda bir bilenden yani erbabından yardım almak hiçde utanılacak sıkılacak bir şey olmamalı.
Ayrıca burası Başkent ,Üniversitesi var;bir değil bir kaç güzel sanatlar fakültesi var.Danışılacak değerli sanatçılar var.Her konuda olduğu gibi herşeyi bilirim tavrı işte bu zevksizliklere sebeb oluyor.O heykel Atatürke ait olma dışında nadide bir sanat eseri.Haydarpaşa garını badana ile boyayan zihniyette bundan farklı değil.
      Hatırlarsanız bir zamanlarda Ulusa Plastik Palmiyeler dikilmişti.Bunu çölde bile yapmıyorlar artık.Uzun uzun yazıldı çizildide zevksizlik örnekleri kaldırıldı.Toplum içinde yaşıyoruz her konunun uzmanları var bilmemek bi
r kusur değil,kusur olan herşeyi bildiğini sanmak.Şu gökkuşağı projesi de öyle değilmi?Refüjün orta yerine
pastahane,kahve yaparsanız böyle atıl kalır.İki tarafından trafik akan,toz toprak ve gürültülü bir mekanda oturacak babayiğit düşünemiyorum.Ne oldu şimdi onca servet taşa gömüldü.Şimdi halka soruluyor oranın nasıl bir yer haline getirelşeceği konusunda.Ben yaptım oldu zihniyeti bu zarar ziyanın sebebi.Geçmiş olsun artık ne diyelim !...Aaa birde bizim beton park var
Osmanağa konakları bitişiğinde,hatırlatmak gibi olmasın ama Burası  BAŞKENT peysaj mimarı da var ressamı heykeltraşı da,benden söylemesi...

... Belediye Başkanı, Arnavut kaldırımı döşeli caddelerde yürürken, ayakkabı topukları kırılan kadınların tepkisine kayıtsız kalmadı !!!

ALINTI   [  araklama   ]



Ve bir hatırlatma   !!!

2000’li yıllarda artık fare bile, dededen kalma tahta kapanla avlanmıyor..
AKP’nin yüzde 2 oy alabildiği Çayyolu’nda yaşayanları ‘fare’ olarak görenler varsa, o başka..
İşte bu ve bunun gibi sayısız nedenden ötürü, Park Caddesi’ne dikkat..

Orada bir şeyler oluyor..

Levent SEĞMEN Hürriyet/ANKARA

doğal  gaz baca temizlği için belediye ,her daire başına 23.6TL. ücret alıyor ve bacaların içine hoyratca  demir gülle gibi bir alet atıyorlar.
Bizim yönetim her sene doğal gaz bacalarını temizletiyordu Ancak bu baca temizleme işinde güm güm diye aşağıya fırlatılan demir aparat yönetimin getirdiği özel şirketin ifade ettiği üzerede bacalarda sıva çatlaklarına  sebeb olup bu çatlaklardan karbonmonoksid gazıının sızmasına sebeb oluyormuş
bilgilerinize

YETER!!!

Ema Asmabahçe sitesinde uyuyamıyoruz, akademik işlerimize odaklanamıyoruz, dinlenemiyoruz. Çünkü evimizin resmen içine yapılan cami ve ona hali hazırda 100 metre mesafede bulunan camiden (evet çok uzaklar birbirlerine bir tanede sitenin ortasındaki alana yapın lütfen yetmiyor.) okunan ezan her geçen gün daha yüksek sesle okunuyor. 2010 yılına gelmişken desibel sınırı olmadan keyfi şekilde ezan okunuyor ve birileri gerçekten kalkıp namaz kılacak diye ben de onlar için uykumu bölüyorum. Kusura bakmayın ama bu kadar fedakar değilim şu anda. Dine bağlı insanlara saygım var fakat bunun bu kadar yüksek sesle okunması gerçekten herkese saygısızlık. Yoksa bu ülke hala bu tarz bir şikayete hazır değil mi ? Evet evet daha çok açın sesi lütfen ... Sadece uyumak istiyorum, kimin hangi dine, hangi kitaba inandığını umursamak için enerji bile harcayamam...

abi yayınlayıver sitenin sakinleri akşam eve gelince  turp salatası yapınca  mutlaka aspiratörleri çalıştırsınlar . Gündüz  yaptığımız temizliğin deterjan kokuları bu turp salataları yüzünden merdivende yürüyen insanlar bu ne kokusu diyerek bizi bilirbilmez  turp yüzünden  telefondan  yönetim odasına şikayet ediyolar .Haksız fırça yiyoruz  engin abi. SAYGILAR.

yaşamkentte bir dedikodu çalkantısı  aldı başını gidiyor.Güya melih gökçek işini gücünü  bırakıp  yaşamkente site yaptırıyomuş aslı varmı yokmu bilemiyoruz ama.

Melih gökçeye bizzat kendisine iletin baca ve logar temizliğine gelen görevlilerin bazıları yönetim kurullarıyla anlaşıp mesela yirmi bacaya makbuz kesip geri kalan yüzyirmi bacayı  yarı fiatına temizleyip cebe atıyorlar ayni logarlarda olduğu gibi
____________________________
Başkanına kızan bie siite görevlisi

BENZERLİ

AKP-FG koalisyonunun medyadaki yarı resmi sözcüleri “fikir jimnastiği yapar gibi” resmen açıklıyor: Aydın Doğan tasfiye edildikten sonra sıra Koç Holding’e gelecek!

Bunun anlamı şu: Türkiye’de yerli sermaye el değiştirecek, bankaları teslim alan yabancı sermayeden kalan boşluğu İslamcılar dolduracak ve tabii ki bu arada rejim de değişecek!

İran’da İslamcılar şahı devirirken Türkiye’de olduğu için canını kurtaran Mohsen Yazd, Kanada’ya yerleşmiş, felsefe öğretmenliği yapıyor. Son yıllarda Türkiye’de yaşananlar üzerine Türkiye’deki dostlarına bir ileti göndermiş. “Bu mektubu sizlere yazmamdaki neden 30 yıl kadar önce İran’da yaşadığımız o talihsiz ve karalık günün Türkiye için de yaklaşıyor olduğunu görmem ve bundan daha derin olarak hissetmem oldu” diyor:

“Atatürk”ün aydınlık ülkesini çok seviyorum ve yüreğim kan ağlayarak İran’da ‘o gün’ gelmeden önceki olayların sanki bir tekrarını sinema izliyor gibi Türkiye’de görüyorum. Yobaz karanlığında hunharca katledilen kız kardeşim anısına sizlere yalvarıyorum ki, sakın ‘Türk ordusu varken bir şey olmaz’ demeyin. Çünkü ‘o gün’ geldiğinde tüm orduların eli kolu bağlanabilir. Biz bunu yaşadık. Bizim ailemiz İran’da laik, sol görüşlü ve aydın bir aileydi. Bir ay öncesinden bize ‘İslamcılar devleti ele geçirecek’ deseler biz de güler geçerdik.”

Mohsen Yazd, İran’da yaşanan süreci uzun uzun anlatıyor; özeti şöyle: 1- İran’da büyük kesimi fakirleşen halk yiyecek ve giyecek paketleri gibi küçük yardımlarla İslamcıların yanına çekildi. Fakirliğin temelinde şahın kirli ve dinsiz rejiminin yattığı anlatılarak halkın beyni yıkandı. 2- İslamcılar halka hep demokrasi ve özgürlük vaat etti. Birçok sol görüşlü insan hatta komünistler bile şaha karşı İslamcılarla işbirliği yaptı. 3- Emir komuta zincirinde örgütlenmiş din adamları halkı kolayca kontrol altına aldı. Emir komuta zinciri “abi” yapılanması gibiydi ve İslamcıların şahı devirmesindeki en önemli yapılanmalardan biri oldu. Bu yapılanma sayesinde “halk ordusu”nu kurdular ve çok kısa sürede büyük kitleler üzerinde söz sahibi oldular. 4- Kargaşa ortamında ellerinde Kuranı- kerim’lerle askeri birlikleri bastılar ve kışlaları ele geçirdiler.

Bir şeyler benziyor mu, benzemiyor mu?

Önce duble deyip yolları böldüler. Sonra laik diye insanları. Şimdi de açılım diyerek ülkeyi bölüyorlar!