Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara


  • Izmir kurtuldu, çok tatlı bir yorgunluk üstlerinde..Ankara'ya hareket edecekler. Trene binerler kompartımana çekilirler.
    Ertesi gün kompartımanin kapısını çalar yaveri.
    Açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır Atatürk.
    Yaveri:
    "Paşam bu ne hal? hiç uyumadınız herhalde.. Niye böylesiniz"der."Ya çocuk.. Kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz.
    Kolumu yastık yaptım,ağrıdı, setremi yastık yaptım, üşüdüm.Bende uyumadım kalktım" der.
    Yaveri:
    "Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik" der.
    Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan'ın verdiği tarihi cevap....
    Der ki...:
    "Geç farkettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil, milletimin rahat uyuması".

                10 KASIM 2009 ATAPARK'TA TOPLANDIK

    SAYIN ATATÜRK, EVET BİZLERİ ÖYLE BİR UYUTUYORLAR Kİ BİLEMEZSİNİZ.HEMDE MIŞIL MIŞIL UYUTUYORLAR.
    300-400 BİN NÜFUSLU (İLÇEMİZ) ÇAYYOLU'NDA SİZİ ANMAYA ANCAK YAŞ ORTALAMASI 50 OLAN 300-400 KİŞİ GELEBİLDİK ÖZRÜMÜZÜ KABUL ET.
    BU SAYIYI ARTIRACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUZ.
    ASIL SEN RAHAT UYU...













    Tarih: 10 Kasım 2009 16:09 Ekleyen:
  • DUYURU

    Ulu Önderimiz ATATÜRK’ün 69. ölüm yıldönümünde ülkemizi ziyaret eden Suudi Arabistan Kralı’nın Anıtkabir’i ziyaret etmemesi ve kendisine devlet nişanı verilmesi bizleri son derece üzmüştür.

    Ayrıca T.C. Cumhurbaşkanının Protokol kurallarını altüst ederek Kralın ayağına gitmesine bir anlam verememekteyiz.

    Devletimizin ve Cumhuriyetimizin saygınlığı bu derece hafife alınmamalıdır. Türk halkı bu davranışa layık değildir.

    Çayyolu Halkına saygı ile duyurulur.

    ÇAYYOLU PLATFORMU
    Tarih: 09 Kasım 2009 23:12 Ekleyen:

  •                 
                          BO . KU . 7

    Çayyolu Bülteni son sayısında okuduğum ve kahkahalardan kırıldığım "Önce metni okuyun, sonra resme bakın" ve "Rize'de bir cuma namazı" başlıklı haberlerinizi bülteninizin ulaşamadığı Çayyolulular adına cayyolum. com. da yayınlamanızı rica ederiz. Nede olsa buğün pazar bazen insanlara gırgır ,şamata denilen geyiklerde iyi gelir...

    ... kitapevi personeli
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:53 Ekleyen:
  • arkadaşlar sağlkla ilgili sorunlarımızında inşallah pek yakın zamanda çayyolunda oturan yetkililer aracılığı ile çözülebileceği inancını sakın kaybetmeyelim. Arka -
    taşlar  yaşamkentte baz istasyonlarına karşı yine toplantı yapmışlar ama  fethi YAŞAR belediyesi gör  -evegeldikten sonra  karşınızda kucak kucaga yaşamak  zorunda kaldığınız tırafo sizlerin isteği doğrultusunda  şikayetlere neden olan trafonun yerinden söküldü kaldırılıp  daha müsayit bir yere  küçültülereek nakil edildiğinden kimse bahsetmiyor  nedense  .Hep devamlı eleştri eleştri . Bu kadarda olmazki canım. Parktaki spor aletlerine peki ne demeli . peki.Şimdide tutmuş parka birde güvenlikçi istiyormuşsunuz mangalcılariçin.
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:53 Ekleyen:
  • Yaklaşık 3 haftadır gürdağ sitemizin hemen yanıbaşında bulunan inşaat alanı, temel kazısı nedeniyle iş makinalarının 08.00-19.00 saatleri arası cumartesi-pazar demeden yoğun çalıştığı bir şantiye yeridir.
    Sahiplerine hayırlı olsun..
    Ancak inşaat alanında genel olarak karayolları kanun ve yönetmeliklerinde belirtilen taşıma şartları uygulanmadan (yani kamyonlar damperli kasalarına yüklenen toprağın üzerine branda örtmediği için döke döke gitmesi) nakliyat yapılması kime yasaktır.
    Yollar kamyonların sayesinde pislik dolmuştur.

    Bu duruma kim dur diyecektir.
    Yaşamkent hala üvey evlat muamelesi görmektedir.Otobüs ve dolmuş konusunda.Sayın başkan ne zaman el atacak acaba bu soruna.
    Sanıyorum verdiğimiz oyun hakkını alamıyoruz.
    saygı ve sevgilerimle.
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:26 Ekleyen:
  • süheyla hanımın raci beyin
    malahat mehveş ablanın
    niko'nun ercüment efendinin çekildiğini ise

    yazmadılar nedense.
    ama yok ama yoklar.

    ne harman sigarası kaldı geriye
    ne olimpos gazozu
    ne sadri alışık...

    kalan bir tortuydu belki.
    belki kırık bir rüya denizi
    belki suya düşürdüğümüz suretimizin
    cep aynamıza nüktedan bir yansımasıydı her şey.
    her şey mal tepe sigarasının
    her arandığında
    her bakkalda bulunması ile
    büyüsünü kaybetmişti belki de.

    belki de biz bir rüya mı görmüştük?

    hadi hepsi yalandı.
    hadi hepsi hayaldi.
    hadi hepsini ben uydurmuştum

    ama rüyalarımızın melekleri
    ve sofralarımızın daim konukları kuşlar?
    ya onlar?
    onları siz de görmediniz mi?
    sizin de sofralarınıza konup
    rüyalarınıza uğramadılar mı?
    onlarda mı yalandı?


    İ .Sadri
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:10 Ekleyen:
  • takardı
    pus ve dumandan önce bu şehrin
    geceleri gözkırpan ve isimler takılan yıldızları vardı.

    benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik
    biz kimseden yana değildik.
    kimsenin de kendinden yana olmasını istedği birileri olmazdı.

    bir değirmendeydik
    öğütülen
    öğütülürken türküler söyleyen
    buğday başaklarına benziyorduk.

    bu şehrin yıldızları vardı.
    saçlarına kurdelalar takan
    çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına
    leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
    gözleri önlerinde
    yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
    küçük çocukları vardı bu şehrin
    bu şehrin yıldızları vardı.

    ben fenerbahçe'yi amcam vefa'yı tutardı.
    konya tahıl ambarı mersin muz cennetiydi.
    taksim'den fatih'e troleybüs kalkar
    şişhane'de mutlak raydan çıkardı.
    vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

    muammer karaca'nın adına bir tiyatro binası yoktu
    bizzat kendisi vardı.

    başımız ağrırdı komşumuz vardı
    gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
    çorbamızı umutlarımızı
    memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız vardı.

    geceleri bekçimiz
    gündüzleri sütçümüz
    bizim kadar zayıf da olsa
    nohuta ve makarnaya alışmış da olsa
    sarman adında bir kedimiz
    ceplerimizde kırık misketlerimiz
    çamur bulaşığı ellerimiz
    ve gülümseyen bir yüzümüz
    göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
    biraraya gelerek çektirebileceğimiz
    bir aile fotoğrafımız vardı.

    bir sabah bütün iyi şeylerin
    ayvasaray iskelesinden
    hayal ülkesine doğru demir alan
    bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
    aramızdan ayrıldığını gördük.
    sonra ayvansaray'ın sularının çekildiğini yazdı gazeteler
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:10 Ekleyen:
  • benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
    rüyalarımıza melekler uğrardı.
    kapımızdan yoğurtçu
    bahçemizden ishakkuşu
    kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

    kışın bir sobamız olurdu
    sobanın yanında kedimiz
    kedinin önünde yün yumağı
    bir hayat bilgisi fotoğrafı gibiydik.

    yerli malı kullanan
    yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili
    kuruüzüm incir fındık
    tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
    kuruüzüm ve inciri satan
    karşılığında
    çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
    bir toprağın fertleri...
    biraz yoksul biraz mütevekkil
    biraz mahcub biraz kırılgan
    biraz naif ama hep umutlu...

    özlerdik.
    memleketteki halamızı
    ince doğranmış bir dilim pastırmayı
    yurttan sesler korosunu
    akşam komşuluklarını
    radyo tiyatrolarını
    sabah ezanını
    kalaycıyı bozacıyı
    münir nureddin şarkılarını
    orhan boran yarışmalarını
    kandil gecelerini
    duvarlarımızın sarmaşıklarını
    bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
    okulönü kozhelvalarını
    akşam oturmalarını
    ve hayatı...


    ben
    çorbalardan tarhanayı
    yemeklerden kurufasulyayı
    sigaralardan  harmanı
    belki bunun için çok sevdim.

    yollar bozuk musluklar bozuk
    ziller bozuk paralar bozuk
    ama adamlar sağlam idi.

    top oynardık
    ip atlar kedi kovalar
    taşlarla birbirimizin başını yarar
    mahalle savaşları çıkarır
    gece olunca da tutar babalarımızın elinden
    yazlık sinemalara gider
    safri alışık, vahi öz
    belgin doruk ayhan ışık seyreder
    olimpos gazozlar içer
    güler eğlenir bağırır çağırır
    dönerken yıldızları sayardık.
    sıkı çocuklardık.

    hepimizin birer yıldızı vardı
    onlara isim takardık
    onlar da bize isi
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:09 Ekleyen:
  • haydi çucuklar aşıya(!)

                              AŞI

      OLMAK YA DA OLMAMAK;İŞTE BÜTÜN MESELE BU!..
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:09 Ekleyen:
  • Birara televizyon kanallarında piliçlerinde  kurban edilebileceğinie dair konuşmalar dinlemişdim ama hiç böylesini Balık etininde doğrusu hiçimi hiç duymamışdım.

          Ben  alık geni etine yinede razıyım .Çünkü ileride ya çılgın bir gen etiği bozulmuş bir gen prof. ortaya çıkar ve filimlerdeki gibi büyük ve küçük baş hayvanlara ya hamam -
    böceği geni şırınga ediverirse ...
    Tarih: 09 Kasım 2009 10:03 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!