Basit Forum


Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!

Ziyaretçi Defteri Arşivi

Ara

  • TOPLU TAŞIMA UYGULAMASINDA
             SESLİ  UYARI ŞART  ...



            Üç durak var daha, gelince ben söylerim size  !!!


    İzmir Göztepeliyim.Bir şehrin kaybolmadan öğrenilemeyeceğini hep savunurum .Ankara'ya gelişimin henüz ilk ayını bile çıkmamış. Beynimi tam kapasite çalıştırıp bütün şehri öğrenme telaşı içindeyim. Ama öğrendiğim semtler listemde Çayyolu' ndan  başka bir şey yazmıyor henüz.

    Yeni bir şehrin otobüslerine ve diğer ulaşım araçlarına alışmak; havasına, suyuna, taşına, toprağına alışmaktan daha bir zor geliyor insana ...

    Halk otobüslerinde  muavinler , dolmuşlarda şöför siz tembihlerseniz  trafiğin o kargaşası içinde sizi indireceği yeri hatırlatmaya çalışıyor.

    Ancak  her  seferde Büyük Şehir Belediyesine  ait otobüslerinin içinde de durağı kaçırmak korkusu ile  yolculuk yapmak ....

    Kısaca , EGO.  geldiğim şehrin belediyesi tarafından  belediyeye ait otobüslerinin içinde kullanılan
    durağı önceden haber veren sesli anons sitemini başkentlilerin güncel hayatına yansıtabilir mi  ?
    Tarih: 12 Kasım 2009 11:50 Ekleyen:
  • “Albayı bırak, Tayyip’in dünürü Albayrak’a bak! Usulsüz ruhsat almış diyorlar; yandaş medyadan Yeni Şafak!”
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:45 Ekleyen:
  • “Cumhuriyetin genetiğinin değiştirildiği ülkede, bitkilerin genetiği değişmiş, çok mu!”
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:44 Ekleyen:
  • Sultan hazretleri aynı zamanda ulema…

    300 bin kişinin katili Sudan’ın yamyam diktatörü Ömer El Beşir’i savunmak için “Bir Müslüman soykırım yapamaz” diyor. Hazreti sultan, ortada bir soykırım varsa bunun Sudan’ın Darfur kentinde değil, Filistin’in Gazze kentinde olduğunu söylüyor; İsrail’i soykırım yapmakla suçluyor.

    Sultana göre Museviler soykırım yapar Müslümanlar yapmaz! Ulemalık kolay iş değil…

    Oysa bütün dinler “yalan söyleme” der!
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:42 Ekleyen:
  • ADLİ Tıp Kurumu’nun başındaki adam açıkladı ve mealen “nabza göre şerbet yani rapor veriyoruz” dedi. Zaten raporları ortada; aynı kadın donunda isterlerse ıslak sperm buluyorlar isterlerse kuru gül esansı!

    Ergenekon dalgasının birincil savcısı Fatih Sultan Recep de bu adamlara öyle inanmış ki “ıslak imza raporu”nun gerçeği yansıttığını söylüyor.

    İnanç meselesi… İşin içine inanç girdi mi bilim ne yazık ki dışarı çıkmak zorundadır. Artık söz ulemanındır!

    Sultan hazretleri aynı zamanda ulema…
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:41 Ekleyen:
  • İşte 10 Kasım'ın en anlamlı şiirden bir dörtlük ve Star Haber'deki klibi...

    "Ey Milletim,
    Ben Mustafa Kemal'im...
    Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim
    Hala en hakiki mürşit, değilse ilim,
    Kurusun damağım dilim.
    Özür dilerim...
    Unutun tüm dediklerimi.
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi...

    İŞTE O ŞİİRİN VİDEOSU

    İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

    Tarih: 11 Kasım 2009 21:36 Ekleyen:
  • arkadaşlar sevgili dostumuz eyüp dost ta çayyolu bültenlerinin bizlere  ulaştırılan yerini ; girişte kapı ağzından  ortada ki koridora sehpanın üzerine  almış

    Bloq ta " bulamadık " deyip artık bülteni benden istemeyin !!!Benimbülten bütün bloqu dolaşıyor bana eskimiş hatta çaktırmadan bazı sayfaları araklanmış olaraktan geri dönüyor.

    sağlıcakla
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:36 Ekleyen:
  • Atatürk ve sanat ilişkisini daha iyi değerlendirebilmemiz için, önderin yaşamından,  konuyla ilgili anekdotların anımsanmasında yarar var…
    Bunlardan ilki  Mustafa Kemal’in Sofya’da Bulgar Ulusal Operası’nda Carmen’i izlemesidir.
    Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sofya ataşemiliteri olarak görevlidir.
    Davetli olduğu Carmen’in galasında,  zaman zaman durgunlaşarak yapıtı izlemiş ve operanın bitiminde, perdenin en az yirmi kez açılıp kapanmasını, sahneye çiçekler taşınmasını, izleyicinin coşkun alkışlarını, artistlerin sevincini hayranlıkla gözlemlemiştir. Ancak, yüzündeki burukluğun ayırtına varan Varna Türk Milletvekili Şakir Zümre’ye eğilip şunları söylemekten de geri durmamıştır:
    “Balkan Savaşı’nda yenik düşmemizin nedenini şimdi daha iyi anlıyorum. Ben Bulgarları çiftçi  halk olarak biliyordum. Oysa adamların operaları bile var… Sanatçıları, müzisyenleri, dekoratörleri, hepsi var. Hepsi de eğitimli… Şu opera binalarına bak!”
    Kokteyl sonrası Mustafa Kemal ve Şakir Zümre Splendid Palas’a gidiyorlar. Yol boyunca hiç konuşmuyor Mustafa Kemal… Durgunluğu sürüyor.. Ve odalarına çekiliyorlar…
    Aradan birkaç dakika geçiyor geçmiyor Şakir Zümre odasının kapısında Mustafa Kemal’i görüyor…
    “Uyku tutmadı, biraz konuşalım diye geldim” diyor  Gazi heyecanlı bir görünümle…
    “Ne kadar müthiş bir olaydı..” diye ekliyor… “Çok sesli müzik, çağın gereğidir… Bulgarlar bunu başarmış..Bizim ülkemizde de operaya kavuşacağımız günleri görebilecek miyiz acaba?”
    Bu konuya 4 cevap verilmiş.
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:33 Ekleyen:

  •               








                            BUZLU HARFLER  ...


    Saat 23:30 sularında İbo Show da Tatlıses demiş ki;
    Müjdat GEZEN  sette İbo ' ya annatmış   :

    Son devrin hat üstatlarından Macit Ayral’ın başından geçen olay da beni derinden etkiledi. Bu olayı  Ocak l988’de yayımlanan Atatürk Kültür Merkezi Dergisi’nin l0 uncu sayısından aktaralım:
    “Çanakkale Savaşları’nın sürdüğü günlerde Macit Ayral Çanakkale’de asker olarak bulunmaktadır. Savaş derince kazılmış çukurlarda sürerken Macit Ayral sıtmaya yakalanır.
    Sıtma nöbetinin gelmediği zamanlarda güzel yazı örnekleri hazırlamakta ve bunları da moral olsun diye siperlerin duvarlarına asmaktadır üstat… Mustafa Kemal bir gün siperleri gezerken bu güzel yazı örneklerini görür ve “Bunları yazan kimdir?” diye sorar. Macit Ayral bir adım öne çıkarak
    “Ben…” der.
    Mustafa Kemal hemen yanındakilere dönerek aynen şöyle söyler:
    “Bunların hepsi de sanat eseri… Ülkeler böyle sanatçıları kolay yetiştiremez… Böyle bir sanatçının burada ne işi var? Kendisini yarın terhis edip memleketine göndereceksiniz…
    O eller silah değil kalem tutarsa daha yararlı olur ülkemiz için… Vatan için ölünecekse  onların yerine asker olarak önce biz ölürüz. ” 
    Tarih: 11 Kasım 2009 21:33 Ekleyen:
  • On Kasım'larda Yürümek

    Atatürk'üm işte 10 Kasım yine
    Dalgalanır ağaçlarla oğullar
    Dalgalanır oğullarla nineler
    Dalgalanır ninelerle genç kızlar
    Özlemin ta yüreğime işlemiş
    Seni bulmak, seni görmek için ben
    Bütün toprakaltıyla barışacağım

    Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
    Öyle
    Güçlüsün ki
    Güçleneceğim
    Öyle yücesin ki, yüceleceğim
    Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
    Dağlara, dağlara karışacağım

    Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
    Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
    Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
    Sanki ellerim gece
    Sanki ellerim gündüz
    Yazacağım seni daha, bir daha
    Ben senin ölümünle yarışacağım

    Fazıl Hüsnü Dağlarca
    Tarih: 10 Kasım 2009 16:09 Ekleyen:
Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol!