Tüm Mesajlar Görüntüleniyor › Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defteri Arşivi
-
PULSUS DİLEKÇE
Bana verdikleriniz yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın. Benden "Örnek çocuk" olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim. Sevgiler, Çocuğunuz
Kaynak: ATALAY YÖRÜKOĞLU
-
diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni, korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın.Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim. Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabamı övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin.Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana sure tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin.Beni köşeye sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın.Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim.Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin.Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz;tersine, beni size daha çok yaklaştırır.Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanın
-
isteklerim var !!!
Sevgili anneciğim ;
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim: Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın. Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım? Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutamayınca sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum. Öğütlerinizden
çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın.Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz.Bunları çabuk unuturum.Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. "Ben senin yaşında iken..." -
Anneme Açık mektup...
Sevgili anneciğim,
Ne garip; yeni yeni farkediyorum ki, çocukları anne olunca çocuklaşıyor anneler... Ve insan, zamanın nasıl insafsız bir öğütücü olduğunu bu rol değişiminde anlıyor.
Eminim karnındaki ilk tekmemden, hatta doktorların "Bundan sonra ağır kaldırmak yok" müjdesinden beridir iki kişilik yaşıyorsun yaşamı... Doğum odasında bir küçük el saçlarına tutununca değişti herşey ve o el, o saçtan hiç eksik olmasın istedin.
Kimbilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin, kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın. O gün bugündür hayatı, bir toprakla çiçeği kadar ortak üretiyor, tüketiyoruz. Yol boyu, kusurlarını hiç görmedik birbirimizin, yeteneklerimizi abarttık,
karşılıklı toz kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik...
Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense tarihin en iyi annesi...
Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıyla ayakta kaldım.
Sevginle donandım...
Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi:
Büyüdüm...
Senin kollarında "sen"den habersiz, bambaşka bir "ben" çıktı ortaya. Bazen o eski "ben"e hiç benzemeyen bir "ben"...
Çünkü farkettim ki anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş. Kızlar bir prens umuduyla kurbağaları öpedursun, ben her yalanda burnumu yokladım. Şaşırdım.
Bostandaki danaların, ısırılmış lahanaların ve benzeri pastoral ninnilerin modasının geçtiğini gördüm -
Çayyolunda;
İhtiyacı olan bir aileye verilmek üzere kullanılmış buzdolabı, çamaşır makinesi ve ev eşyasına ihtiyaç vardır. Evinizde yada deponuzda bulunan, ihtiyaç fazlası eşyalarınız için lütfen irtibata geçiniz... Sağduyunuz için şimdiden teşekkür ederim....
Funda Hanım/Çayyolu;
Telefon: 05326220111
Çayyolum.com İlan servisinde yukarıdaki ilanı görünce daha çok kişinin ilgilenmesi için yazdım ilgilenen yardım severler Funda hanımı arasınlar.
Biliyorsunuz çoğu sitenin sığınakları kullanılımış beyaz eşya deposu gibi hiç değilse depolardan kurtarılacak birkaç parça eşya birilerini sevindirir. -
Türkiye ' nin h i t' leri !!
Başbakan Erdoğan, o görüntülere ne dedi?
Anayasa değişikliklerinin sabaha karşı tamamlanan görüşmelerine, gece iktidar kulisine ulaşan iddialar damga vurdu.
Başbakan Erdoğan, görüntülerle ilgili iddiaları önceki gece final oylaması öncesi öğrendi. Gizli kamera kaydının yayımlanmasına tepki gösteren Erdoğan, haberi duyar duymaz kurmaylarına "çektirin şunu" talimatını verdi... -
merhabalar...
bendeniz, semtinizin ilk kitapçısı sacettin...
okuyorum kitabevinin sahibiyim..
yarın anneler günü;
kutlu olsun..
yarın anneler için hediye kitap alan okuyucularıma % 20 indirim yapacağımı duyuruyorum.
bir de kendi annem ve anne olanlara, anne adaylarına aşağıdaki şiirimi itaf ediyorum.
saygılarımla;
anneme vasiyetim...
cılız çığlığımla kopup geldiğimde içinden
tenim sen kokardı anne
ala renkli suların süzülürken her yanımdan
o gün sarılıp öptüğün gibi
beni, bugün de öper misin anne
yoksunduk sanıyorum yoksulduk..
elbisenin eteğinden yırtıp yaptığı beleğe
sarım sarım sarmalardın beni
mevsim kış, dışarıda kar boran
senide korkuturdu rüzgarın sesi
ama beni korkutmasın diye
nasılda kızardın rüzgara
rüzgar kesilirdi..
şimdi kaç duygu dalımı kırkı o rüzgar
bir bilebilsen anne
meyveli ağaç gibi taşlandım
genç olmadan yaşlandım
yitirince her şeyi anne
horlandım azarlandım
anne ... ah.. anne
oğlum,
öbür oğlum,
kızım, karım
hesaplarınca hepsine dokunmuş zararım
onlar küstü
eşya küstü
her şey küstü
nasılda yalnızım bu akşam üstü
lütfen benimle konuşur musun anne
ah anne,
artık yaklaşıyorum ömrümün son demine
ne mezar yerim belli ne mezarcım
işte böyle berbat vaziyetim
anne sana vasiyetim
MEZARINDAN KALKIP BENİ SEN GÖMER MİSİN ANNE -
ana - kent belediyesinin analar günü
kutlu olsun...
ÖVEY EVLATLAR :::
( YENİ MAHALLE ve ÇANKAYA -
2/2
Minute minute o ne minute,
Eh .. bizleri idare edecek olan milletvekillerinde bile tahsil aramıyoruz okuryazar olarak dışarıdan alınan bir ilkokul diploması yeterli oluyor.
Yöresinde Oxford olmadığı için okumaya gerek duymayan sonradan sadece büyük harflerle yazılanları okumasını öğrenen biri bile rahatlıkla milletvekili adayı oluyor ve kıl payıyla kaybediyorsa
At sahibine göre kişnermiş, sahibi biziz ama böylede olmaz ki, böylede kişnenmez ki
Biliyorum şimdi bu yazıma da tepki gelecek.
Zaten bir zamanlar yazımdan ötürü acayip tepkiyle karşılaşmıştım ama yazımda ne kadar haklı olduğum sonra defalarca ispatlandı. Son ispatıysa Habib Kanat ve Hüseyin Rıza Işık (merak eden google arama motorundan baksın.)
Ya Hüseyin Üzmez’e ne demeli, unutmadık değil mi?
gene delidolu yazdı bu kalem yazdığıda bir işe yarasa bari. -
1/2
İnsaf, biraz insaf
Atalarımız insaf dinin yarısıdır demiş.
Almanların Yugoslavya’ya yapmış olduğu hava saldırısında görmediğim tanıyamadığım kuzenimi ve yengemi kaybetmiş biri olarak sizlerde takdir edersiniz ki Hitlere ve Hitlere benzeyenlere en fazla tepki vermesi gerekenlerden biride benim olmam gerekir.
Ama beni insanların bıyığı değil, kafa yapısı, düşünce şekli ilgilendiriyor.
Garp (batı) cephesi kumandanı, Lozan kahramanı İsmet Paşa’nın, Hitler’e benzetilmesini büyük bir talihsizlik olarak görüyor ve şiddetle kınıyorum.
Hitler neredeyse tüm dünyaya savaş açtı.
İsmet Pasa sadece yurdumuzu savundu, ikinci dünya savaşına bile Türkiye’yi sokmadı.
Hitler binlerce kişiyi gaz odalarında zehirledi, insanları diri diri fırınlarda yaktı.
Hitler Almanlar üzerinde tek otoriteydi muhalefeti yoktu.
İsmet Paşa’nın kendi önerisi ve izniyle Demokrat Parti kuruldu ve Türkiye için çok partili sisteme geçişte bir basamak oluşturdu.
İsmet Pasa hasta adam Türkiye’nin iyileşme sürecinde Lozan’da direterek yuvarlak masaya oturdu. (yalnız sözlere değil, karşı tarafın kendisine dolayısıyla Türkiye’ye karşı nasıl davranıldığına dikkat etti) Birileri gibi lisan bilmediğim için anlayamadım demedi.
Benim anlayamadığım olaysa bir diplomat nasıl olurda lisan bilmez ve lisan bilmeden yurt dışına nasıl atanır.
Kamuda görev yapmak için herkes KPSS ve işin ciddiyetine göre ayrıca KPDS (Kamu Personeli Dil Sınavı) girerken acaba yurt dışına atanan bazı temsilcilerimiz bu sınavlardan muaf mı tutuluyor.
Minute minute o ne minute,